Kahramanlar Burada – Hakan Tunga Kalkan ile söyleşi

Haber alma alışkanlıkları değişiyor, gazetelere değişiyor ve bazı araçlar farklılaşıyor. Değişim hayatımızın temelini oluşturan bir faktör. 21. yüzyılda iletişimin hızı yüzünden çok hızla tüketip ve ilişkilerin yüzeyselleştiği konusunda sıkıntılar yaşasak bile internet doğru kullanabildiğimiz sürece, bizlere inanılmaz imkanlar sağlayan bir gerçek.

Bununla birlikte zevklerini yazıya dökmek isteyen binlerce yazarın kendi sitelerini inşaa ederek farklılık yarattığı gerçeği bugün çok daha net ortada. Zaman zaman sayılar artıp birbirini taklit eden siteler çıksada iyiler ayakta kalabiliyor. İşte bu yüzden benim gibi bir blogcu olan Hakan Tunga, yeni sitesi Kahramanlar Burada‘yı açtığı zaman bir hoşgeldin ziyareti yapmak istedim.

Yeşilçam’ın besin kaynaklarından en önemlilerinden birisi olan Çizgi Roman kahramanlarını bulabileceğiniz Kahramanlar sinemada sitesi bizlere uçsuz bucaksız bir dünya açıyor kahramanlar burada ise koleksiyoncular için yepyeni ve kaliteli bir açılım. Ben de bu iki sitenin yaratıcısı Hakan Tunga Kalkanile keyifli bir söyleşi yaptım, içten cevapları için teşekkür ederim.

(Utku Uluer)


Utku Uluer: Yeni site hayırlı uğurlu olsun. Senin ne zaman ve nedenyazmaya başladığını merak ediyorum. Bir film mi sebep oldu yoksa hep yazmayıarşivlemeyi seven bir çocuk muydun?


Hakan Tunga Kalkan:Çizgi karakter filmleri ve çizgiromanları üzerine Ekim 2008’de “Kahramanlar Sinemada” sayfasını açarak  yazmaya başladım.  Geçen dönem içerisinde bu konu ile ilgilitelevizyon ropörtajlarım ve çeşitli dergilerde yazılarım yayınlandı. Sayfamıaçmadan önce popüler kültür medyasının içerisinde olan birisi değildim. İnşaatmühendiliği okuyup mesleğini yapmayan birisi olarak özel bir firmada ortakademe yönetici olarak çalışıyorum.

Sayfanın başlangıcının sebebi “How I MetYour Mother” dizisindeki Barney karakteridir. Severek izlediğim bu dizidesürekli “Barney’nin blogu” ifadesi geçiyordu. O zamanlar internette sadece gazete,sinema ve basketbol sayfalarını takip ederdim.  “Blog” kavramına tamamen yabancıydım. 18 Ekim2008 günü Google’a “Blog nedir” yazmam ile her şey başladı. Yaklaşık iki saatsonra blogspot üzerinden bir sayfa açmaya karar verdim. Açtığım sayfakesinlikle sevdiğim bir konu üzerine olmalıydı. Hemen aklıma sinema ile ilgiliyazılar yazmak geldi ama farklı birşey olmasını istiyordum. İnternette vizyonfilmleri üzerine içerik sorunu olmadığı için aklıma çocukluğumdan beri sevdiğimsüper kahraman filmleri geldi. Süper kahraman filmlerinin geçmişinin eskileredayanması ve her sene daha popüler olması bana yazacak ve araştıracak çok konubulabileceğimi düşündürdü. Hemen o akşam sayfama ilk yazımı yazdım.

Yazılımcı olmadığım için sürekliforumlardan destek alarak sayfayı düzenliyordum. Bu durumu şirketten bir arkadaşımaanlattığımda bana “Öteki Sinema” sayfasının sahibinin arkadaşı olduğunu vebenimle tanıştırabileceğini söyledi. Zaten takip ettiğim bir sayfa olan “ÖtekiSinema”nın sahibi Murat Tolga Şen ile tanışmam böyle oldu. Murat bana ilkgünden itibaren çok destek oldu. 2008’in sonunda onun ısrarlarıyla sayfayıblogspot’dan WordPress’e taşıdık, iyi ki de yapmışız.

Daha sonra olaylar birbiri ardınagelişti. Sayfa duyulmaya başladı, sadık takipçileri oldu, sosyal medyaplatformları oluştu, dernek üyeliklerim başladı, film galalarına katılıyorum,diğer blog sahipleri ile görüşüyoruz. Bu süre içerisinde en çok sayfanınformatını belli standartlar içerisinde tutmaya özen gösterdim. “KahramanlarSinemada” zaman içerisinde çocukluğumun büyük kısmını dolduran çizgi romanlarada değinmeye başladı.

Çocukluğumda gazeteci olmak isterdim.8-9 yaşımdayken arkalı önlü bir A3 hazırlayıp, daha sonra fotokopilerinikomşulara satardım. “Kahramanlar Sinemada” sayfası ile bir nevi çocukluğumageri döndüm diyebilirim. “Geri döndüm” diyorum çünkü 1980lerin sonunda “çizgiromanlar köşe başındaki bakkalda bulunur” gerçeğinin sonuna gelinmişti. Ayrıcaailem çizgi roman almama eskisi kadar sıcak bakmadığı için aynı dönemlerde bende çizgi romandan uzaklaşmıştım.

Çocukken aldığım çizgi roman vefigürleri zaman içerisinde yer sorunu sebebiyle bugüne kadar saklayamadığımiçin daima üzülmüşümdür. Son senelerde çizgi roman ve figür ile ilgili küçükbir koleksiyon oluşturmaya başladım. Çizgi romanlardan sadece beğendiklerimielimde tutuyorum. Asla her şeyi biriktiren birisi olmayı sevmedim. 

Neden kahramanlar?  Kahramanlarla ilk tanışma hikayeni merak ediyorum…


Çizgi romanlara ilgim ilkokula gitmedenönce başlamıştı. Babamın kendisi için aldığı çizgi romanlara saatlerce bakardımve beğendiğim görselleri çizmeye çalışırdım. Ayrıca o dönem kimin evine gitsekköşede bir yerde çizgi romanlar olurdu. Oyuncaklarla oynamaktansa onlarabakmayı tercih ederdim. İlk okuduğum çizgi romanlar Zagor, Mandrake, Kızılmaskeve Mister No olmuştur. Bunu daha sonra Tommiks, Teks, Kaptan Swing, Çelik Bilek,Conan ve Ken Parker takip etmiştir.

Superman’in Bilka öncesi sayılarını ilkgördüğümde çok etkilenmiştim çünkü bu kahraman diğerlerinden farklıydı: Süpergüçleri vardı! Bilka tarafından Superman yayınlanmaya başladıktan kısa bir süresonra bu seride Örümcek Adam’ın “Yakında Çıkıyor!” reklamlarını görmüştüm.Çizimlerine hayran kalmıştım ve bir insanın örümceğin güçlerine sahip olmasıçok ilginç gelmişti. O reklamı gördükten sonra her sabah evin karşısındakikırtasiyeye gidip “Örümcek Adam çıktı mı?” diye sorardım. O zamanlar sekizyaşındaydım. Bilka’nın Örümcek Adam serisi benim süper kahramanlara olan ilgimidoğurmuştur. Daha sonra İngilizce comiclere ulaşma imkanım olunca Marvel DCkavramını ve kahramanları tanımaya başladım.

Aynı dönemlerde sinemada ilk “Superman”filmi gösterime girmişti. O zamanlar Şişli Site sinemasının önünde bu gibifilmler için uzun kuyruklar oluşurdu. Bu filmden birkaç sene sonra ÖrümcekAdam’ın sinema filmi gösterime girince çok heyecanlanmıştım. Her zaman olduğugibi bu filme de babamla gitmiştik. “Superman” filminden sonra bu filme çoküzülmüştüm çünkü benim gözümde Örümcek Adam her zaman bir numaraydı ama filmçok başarısızdı. Seneler sonra öğrendim ki bu Örümcek Adam filmleri Amerikantelevizyon dizilerinin birleştirilmesinden başka bir şey değilmiş. Bu tarzÖrümcek Adam filmlerinden toplam üç tane gösterime girmişti.

Süper kahramanların çocukluğuma etkisibüyüktü. En basiti giyim tarzımı etkilemişlerdi: Daima mavi pijama giyerdim.Sırtıma kırmızı havlu asardım. Kırmızı çorap ve don aldırırdım. İlkokuldatenefüslerde kapıların kirişleri arasında tırmanırdım. Daha fazlaanlatmayayım…

Kahramanlar Burada sitesini bizlere biraz anlatır mısın?

“Kahramanlar Burada” sayfası geçtiğimizsene fikir olarak ortaya çıkmıştı. Çocukluk arkadaşlarımdan VolkanKayrancıoğlu’nun ortağı Yusuf Yalımkılınç ile birlikte sekiz sene önceaçtıkları AB Yazılım Hizmetleri adından bir firması bulunmaktadır. Ara araonlara uğrayıp, neler yaptığımız hakkında konuşurduk. Onların e-ticareteilgileri vardı. Ben de sayfam sebebiyle katıldığım panellerde e-ticaretiyakından takip ediyordum. Ülkemizde çizgi karakter ürünleri internettensatılıyordu ama bunlar ürün bazında biraz dağınık bir şekilde gruplanmışlardı.Özellikle giyim tarafı genel tekstil başlığı altında bulunuyordu. Volkan veYusuf’un son senelerde baba olmaları onların karakter ürünlerine olan ilgisinide arttırmıştı. Biz de “Neden istediğimiz sayfayı kendimiz açmıyoruz?” dedik.


Gelinen noktada AB Yalılım Hizmetlerioperasyonel yönetimi yapıyor. Ben ise daha çok danışman gibiyim. Sayfa tasarımıve sosyal medya ilişkileri ile ilgileniyorum. Satılacak ürünleri beraberbelirliyoruz. Açıkçası aceleci olmak istemiyoruz. Sayfa açılalı yaklaşık br ayoldu ve çok sayıda olumlu geri dönüş aldık. “İyi ki böyle bir sayfa açtınız”diye teşekkür mailleri bile aldık. Ticari açıdan bizim büyük yatırımcı firmalargibi kısa sürede tonlarca para kazanalım diye bir derdimiz ve beklentimiz yok.Bizim en çok istediğimiz; insanların sayfayı kendilerine yakın bulmaları vedüşünüldüklerini bilmeleri. Şu an ürün sayısını arttırmaya çalışıyoruz. Herhafta yeni ürünler sayfaya ekleniyor. Kategoriler zamanla değişecektir.

Esasında biz zoru seçtik diyebilirim.Günümüzde “fırsat” çılgınlığı yaşanırken biz ürün devamlılığına önem verdik.Çizgi karakter seven birisinin 365 gün boyunca ürün almak istediğinde ziyaretedebileceği sayfa olmak istedik.

Online satış sayfası olarak satışa çıkanürünlerde seçici olmak istiyoruz. Esasında şuan sayfadaki ürün sayısını kolaycaikiye hatta üçe katlayabiliriz  amaeklenecek ürünlerde iki önemli kriterimiz var. Fiyat ve teslimat süresi. Eğerrekabetçi bir fiyat sunamıyorsak ve en geç bir gün sonra ürünü kargoyaverilemiyorsak biz bu tarz ürünleri satmıyoruz. Ayrıca lisans konusunda çokhassasız, lisans sahibi firmalardan ürün temin ediyoruz.

Sayfada şuan için süper kahramanürünlerinin hakimiyeti var. Fumetti ürünlerini de satmak istiyoruz ama doğruürün ve kategori mantığıyla girmek istiyoruz.

Marvel mi DC mi?


Zor bir soru. Karakterler açısındanMarvel diyebilirim. Çok zengin bir dünyası var: Spiderman, Hulk, Wolverine,Daredevil, Punisher, Thor ve Iron Man ilk aklıma gelenler. DC ise ülkemizdeSuperman ve Batman dışına çıkamadı, bunda yüksek telif haklarının da etkisibüyük. DC’nin bir kaç ay önce Amerika’da yeni 52 serisine başladığını düşünecekolursak karakter sorunları da yok. Hatta hikaye oluşturma konusunda Marvel’agöre daha başarılı olduklarını düşünüyorum. Marvel’ın kendisine ait sinemafirmasının olması onları daha popüler yapıyor. Sonuç olarak günümüzde işineğlence yanını Marvel, çizgi roman tarafını ise DC zenginleştiriyor.

Bonelli ile aran nasıl? Yeşilçam, İtalyançizgi romanlarından bayağı etkilenmiş ama öte yandan Örümcek Adam ve Superman’ideğişik formatlarda araya sıkıştırmış. Bu konu hakkında ve fantastik Türksineması hakkında ne düşünüyorsun?

Bonelli karaktelerini klasik çizgiromana daha sadık buluyorum. Amerika’da düşen takipçi sayısından aynı verimialabilmek için alternatif evrenler yaratılıp, çizgi roman sayısı arttırlırkenBonelli bunu yeni seriler ile yapmayı tercih ediyor. Bonelli’nin bir şirketolması bence büyük bir başarı. Avrupa’da bu sayıda düzenli çizgi roman üretenbaşka bir firma yok. Ayrıca her beklentiyi karşılayacak karakterlerinin olmasıharika! Yeni çizerlerin pişmesini beklemek Bonelli’de biraz can sıkabiliyor.

Yeşilçam ise keşke hiç bitmeseydi.“Bitti” diyorum çünkü bir daha yabancı bir çizgi karakterin filmini Türksinemasında göremeyeceğiz. Bunda telif haklarının da etkisi olabilir amadüşünsenize 30-40 sene önce bir kahvede-ofiste otururken hadi “Örümcek Adam”filmi çekelim diyorlar ve çekiyorlar! O zaman gerçekten çizgi roman insanlarınkanına işlemiş. Bence olaya sadece para kazanmak olarak bakmamak gerekiyor. Oinsanlar gerçekten o kahramanları kendileri canlandırmak istedikleri için ofilmleri yapmışlar. İyi ki de yapmışlar. Üzücü olan ise bazı filmlerin tek birkopyasının bile günümüze kalmamış olması.

Bu noktada kendi çizgi karakterlerimizinBonelli’nin yaptığı gibi bir yayınevi çatısı altında senelerce devamedememesine çok üzüldüğümü de eklemeliyim. Günümüzde Abdülcanbaz yenidenyayınlanmaya başladı ama yeni hikayelerini bir daha göremeyeceğiz. BelkiKaraoğlan’ı bundan elli sene sonra çok az insan hatırlayacak.

Hepimiz bu süper kahramanları severiz ama Amerika yönündenbu işin bir de propaganda tarafı var sen Amerikada üretilmiş süperkahramanlardan hangisini Türkiyeye birebir uyarlardın?


Dediğin gibi süper kahramanlarınbaşlangıcının altında Amerikan propagandası yatmaktadır.Özellikle II. Dünya Savaşı sırasında süper kahraman çizgi romanları ve filmleriAmerika’da patlama yapmıştır. Captain America’nın Hitler’e karşı mücadelesibile vardır.
Amerikan süper kahramanlarından ülkemizeise Daredevil’i uyarlardım. Ülkemizde yaşadıklarımızı görebilsek durum herhaldeböyle olmazdı diye düşünüyorum. Tamamen hislerimizle hareket eden bir milletiz.Ayrıca herkes bir Elektra’sı olsun istiyor. Tatlı-sert aşkları seviyoruz.

Peki bir süper kahraman olsan hangisi olmak istersin?
Bu soruya cevabım yukarıdakiyorumlarımdan belli oldu sanırım. Kesinlikle Örümcek Adam olmak isterdim. Herne kadar günümüzde çizgi roman tarafında zor bir dönem geçirse de karakteringörsel olarak estetiği bence çok yüksek. Marvel’ın daha derin karakterleryarattığı 1960lardaki döneminin en başarılı simgesi diyebilirim. Belki aradangeçen yaklaşık elli seneye rağmen Peter Parker’ın halen maddi sorunlarını veaşk ilişkilerini çözemeyen bir gazeteci olması kulağa garip gelebilir ama bizhalk olarak mazlumun yanında olmayı da severiz. 
Ropörtaj için teşekkür ederim
Hakan Tunga Kalkan


2011 Sinematik Yeşilçam

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir