Bir fantastik kahramandı Metin Demirhan (1965 – 1 Kasım 2007, İstanbul)

yas09 Metin DemirhanMetin Demirhan‘ı kaybedeli 5 yıl oldu. Sinema yazarları arasında alternatife dukak bükülene verdiği destek ile seveni sevmeyeninden bir “helal olsun” almıştır. Aslında eski yeşilçam ve fantastik türk filmlerine yapılan haksızlığa karşı dim dik duran bir savaşçı ve Türkiye’deki alt kültürün önemli bir kilometre taşıdır bizim için. Fantastik Metin üzerine söylenecek birçok şey var. Gölge dergi 26. sayısı ile  2007 yılı Kasım ayında yitirdiğimiz Metin Demirhan’ı anıyor ve onu yaşatıyor.

Daha önce paylaştığımız bu yazıyı 1 Kasım’da aramızda ayrılan Metin Demirhan‘ı anmak için yeniden paylaşıyoruz.

Aşağıda sizlerle Mesut Kara‘nın yazısını paylaşıyoruz.

Metin, hayata kenar süsü olan insanlardan değildi. Düşleri, yapmak istediği “büyük işleri” ve yaptıkları vardı. Biz büyümüştük ve kirlenmişti dünya fakat Metin içindeki çocuğu öldürmemişti. Çocuksu bir yürüyüşü vardı.

Yitirdiklerimizin ardından yazmak zor. Ahmet Yüksel Gölge için Metin’i anma yazısı istediğinde de zorlanmıştım. Yazdığım bütün yazılar, yaptığım söyleşiler, çalışmalarım hep insanları yaşarken hatırlamak, onlar için sağlıklarında bir şeyler yapmak içindi. Anma yazılarını ayrı tutarak söylüyorum, ölümler üzerine kara gözlüklerinin arkasına saklanarak cenazelerde boy gösterip konuşanlara, yaşarken hayatlarında hiç güzel cümleler kurmayıp ölüm sonrasını bekleyenlere, ölü sevicilere ve akbabalara tepkimi şöyle dillendirmiştim “Yeşilçam Hatırası”nın giriş yazısında: “Akbabalık yapmanın dönemi olamazdı.

Metin DemirhanÖnemli bir devlet adamı ya da bir sanatçı hastalanıp komaya mı girdi, hemen televizyon programları yapar, kitaplar çıkarırlar. Fakat bekledikleri olmaz, o günlerde hayatını kaybetmez o devlet adamı ya da sanatçı. Olsun, ne gam, onlar akbabalıklarını yapıp görevini yerine getirdiler ya, kendileriyle gurur duyabilirler. Yeşilçam da, onlar için sadece bir malzemeydi sonuçta. “Oportünistçe” olsun tavırları, ne farkeder, devir “rant” devriydi nasılsa. Kemal Tahir’in, Ayşe Şasa’ya her dönem geçerli olabilecek kulaklara küpe öğüdünü okumuştum M. Nedim Hazar’ın “Gökdelen Mağarada İki Senarist” başlıklı yazısında. “Maskaralık yaptığın sürece seni baştacı ederler ama ciddi bir şey yaparsan kimse ilgilenmez. Yolunu seç.” Yıllar önce söylenmiş bu söz, bugünün dünyasını, ilişkilerini açıklayabilmek için de çok anlamlı, yapılan işlere baktığımızda. Aşk ve hüzün ticareti yapanlar, halkla ilişkiler ve AR-Ge şirketleriyle hedef kitle belirleyip yazılarını popüler olmaya ve çok satmaya göre yazanlar, televizyon programlarında baktıkları aynalarda “ne görüyorsun?” sorularını, “güzellikler, acı, hüzün” diye yanıtlayanlar, paparazzi içerikli belge-seller yapanlar, hırsızlar, yalancılar, dedikoducular baştacı edilmiyor mu günümüzde. İhanetin tarihinin ve yükselme hikayelerinin yazılmadığı, hiçbir yaptırımın olmadığı, aksine bunların kışkırtıldığı günümüzde elbette maskaralık geçer akçe olacaktır. Halit Refiğ’den Osman Seden’e, Lütfi Akad’dan Ertem Göreç’e, Atıf Yılmaz’dan Memduh Ün’e, Ülkü Erakalın’a, Tunç Başaran’dan Zeki Ökten’e, Şerif Gören’e kadar birçok yönetmenin çektiği, mahalle arkadaşlıklarının, dostlukların, dayanışmanın, insani değerlerin anlatıldığı filmleri, örnekse “Üç Arkadaş”tı, “Mahalle Arkadaşları”nı, “Karanlıkta Uyananlar”ı, “Güle Güle”yi izledikçe değişimi görebiliyorduk.”
Halit Refiğ de, Metin Demirhan da işin kolayına kaçmadan, duruşlarından ödün vermeden yaşayan hayal kahramanlarıydı sanki. Halit Refiğ ile çeşitli zamanlarda sohbet edebilme, söyleşi yapabilme şansım olmuştu. Bunları “Yeşilçam Hatırası”nda yayınladım. Metin Demirhan’la da sanırım son görüntülü söyleşiyi ben yapmış ve yayınlamıştım “Fantastik Türk Sineması” belgeseli nedeniyle.

Yazan: Mesut Kara
(Gölge e-Dergi26. Sayı’da yayınlanan “Bir fantastik kahramandı Metin” yazısından)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir