Onur Çetincengiz ile Zaman Tüneli

Özellikle bizim dönemimizde yani video kasetleri döneminde yetişmiş çocukların efsane filmleri vardır. Bu filmler; Ailen serisi, E.T, Rocky, Rambo serileri diye uzar gider.

Bununla beraber en önemli serilerden biriside kesinlikle Geleceğe Dönüş üçlemesidir. Ben hala üstüne basarak diyorum ki bu filmin senaryosu uzaylılardan destek alınarak yapılmıştır.
Şaka bir yana filmi her izleyişinizde yeni bir detay yakalayıp “Burasını nasıl kaçırmışım?” diyorsunuz. Ben de bu film fanlarından birisiyim. Elbette keşke gerçek hayatta da öyle bir zaman makinem olsa demeden edemiyorum. Bu makine başkasında olsa aynen filmde olduğu gibi yapar, geleceğe gidip maç sonuçlarını, sayısal loto sonuçlarını alır hayatını yaşardı.
Ben olsam geçmişe gider ve şu filmleri yapar ve içimde hala acısı olan “Keşke şu filmler olsaydı’ yakınmasından kendimi kurtarırdım. İşte keşke bu filmlerde olsaydı dediğim filmler ve zaman makinesi bulunduğu gün geçmişe gidip yapacağım filmlerin listesi:
1 – Heat filminin 1930’lar Amerika’sında geçen versiyonu:
Michael Mann’in başyapıt kabul edilen Heat filmini 1930’ların Büyük Buhranını yaşayan Amerika’sına uyarlardım.
Film için 1971 senesine yolculuk yapalım ve oyuncuları seçelim;
Al Pacino’nun rolü kesinlikle Steve McQueen, Robert De Niro’nun rolü ise hiç düşünmeden söyleyeyim Charles Bronson. Tabii Charles’in ekibinde ise kesinlikle Val Kilmer’in canlandırdığı parlak çocuk rolünü o yılların daha tam ünlü olmamış parlak çocuğu Robert Redford’a , Tom Sizemore’nin rolünü ise James Coburn’a yakıştırdım.
Bu filmde 30’lu yılların arabalarının kovalamaca sahneleri ve o yılların makineli tüfeklerinin kullanılması ve banka soyma sahneleri sizi heyecanlandırır mı?
2- Heat filminin Türk çevrimi:
Hemen zaman makinesine atlayıp 1975 senesine giderek, Komiser Cemil‘in çekimleri bittiği gibi Cüneyt Arkın ile Heat filminin Türk versiyonunu çekerdim.
Polis rolü kuşkusuz Cüneyt Arkın’ın, suçlu rolünde ise Fikret Hakan.
Arkın’ın ekibinde bizim gözümüze aşina polislerimiz olmalı. Polislerden biri kesinlikle Ahmet Mekin ve diğer bir polis olarak ta Tanju Gürsu.
Fikret Hakan’ın ekibinde ise Yalçın Gülhan, Tarık Şimşek ve parlak çocuğumuz da Cemil Şahbaz
3 – Karagülle Ölüm Arenası:
Türk yapımı Heat’i de bitirip 1974 senesine dönüyoruz. Hemen
Yavuz Selekman’ın o sarı saçlı hali ile yeni filmimize başlıyoruz.
Hatırlıyacağınız gibi Battal Gazinin Oğlu filminde bir Karagülle karakteri vardır. Aslen Bizanslı olan bu arkadaş bebekken Türklerin eline geçmiş ve ilerleyen yıllarda Battal ile beraber Bizans’a karşı savaşmıştı. Hatta babasının Bizans imparatoru olduğunu öğrenince bile yolundan dönmemiş, kanının son damlasına kadar savaşmıştı.
Peki sonra ki filmlerde Karagülle neden olmadı? İşte size Karagülle Ölüm Arenası;
Karagülle, Bizanslılar tarafından yakalanıp Arenalarda dövüşmeye,
İmparatoru eğlendirmeye zorlanır. Zaman geçtikçe en önemli gladyatörlerden biri olur ve Çin’den gelen çok büyük bir savaşçı ile ölüm kalım mücadelesine çıkacağı an gelir.
O kahraman Çinli ise Tek kollu savaşçı Wang Yu’dur.
Wang Yu Kim mi? Tabii ki Hakkı Koşar.
4 – Teksas – Çelik Blek :
Bu ülkede Kaptan Swing, Zagor ve Tommiks yapıldı ise Çelik Blek’te yapılmalıdır ki yapılmıştır. Hatta Çetin İnanç yönetmiştir ama bu filmdeki hikaye çizgi romandaki karaktere ve Yıldırım Gencer’de Blek’e benzemez.
Peki Blek’i kim oynayabilir? Tabii ki Yavuz Selekman.
Rodi’yi ise hiç düşünmeksizin Ömercik; Profesör ise makyaj ve peruk desteğiyle Ali Şen yada İhsan Yüce tarafından canlandırılabilir.
5- Dolph Lundgren – Steven Seagal:
1992 senesinde Dolph Lundgren’in Universal Soldier bittikten hemen sonra Steven Seagal ile 90’lı yılların kasvetli atmosferinde iyi bir aksiyon filmi olmaması bence acıdır.
Genelde Amerikan polisiyelerinde rastlanan klişe bir hikâyeyle üstleri ile anlaşamayan, mafyanın korkulu rüyası bir polis vardır. Bu kez Amerika’nın baş belası Japon mafyasıdır ve ailesi Japonya’da katledilmiş Steven Seagal gelir. Dolph ile ortak olup Japon mafyasını bitirirler.
Bol dövüş, bol aksiyon, pompalı tüfekler, otomatik silahlar ve patlayan arabalar. İzlemede yanında yat!


Bence bu filmler olmalıydı ve bizde izlemeliydik. Tabii bunlar artık olamaz ama ben elimden geldiğince “keşke olsaydı..” demeden birşeyler üretmeye çalışacağım.

Keşke Altın Çocuğun adam gibi bir düşmanı olsaydı dedim. Kilink, Kolsuz Kahraman’a karşı bile mücadele ettiyse neden Türk James Bond’una karşı olmadı dedim ve Altın Çocuk Kilink’e Karşı kısa filmini yaptım.
Bakalım zaman bundan sonra neler gösterecek?
Onur Çetincengiz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir