Yönetmenliğini Atilla Gökbörü‘nun yaptığı, senaryosunu Berrin Giz‘in yazdığı (sanırım hiç zorlanmamıştır), Necla Nazır ve Erdinç Gökçay‘ın başrolünü oynadığı 1975 yılı yapımı Sınıfta Şenlik Var filmi aslında üzerine çok derin analizler yapılacak veya Yeşilçam izleyicisinin aklında yer etmiş bir film değil.
Ancak Türk Sinemasındaki skeç sorunu isimli yazı dizime paralel olduğu için tarihe not düşmek gerektiğini düşündüm. Bu film üzerine yazacaklarımın 38 yıldır, evet yazıyla da tamı tamına otuz sekiz yıl içerisinde değişmemiş olması incelemek ve irdelemek istediğim bir konudur. Bugün bile taklit edilen Hababam sınıfı filmi formülünün ilk uygulandığı film olduğunu öne sürmek yanlış olmaz. Bu yüzden tüm naifliğine ve Atilla Gökbörü‘nün ilk filmi olmasına rağmen Sınıfta Şenlik Var filmi Yeşilçam’ın üzerinde demoklesin kılıcına dönüşecek bir formül sorunsalının ilk örneği oluyor.
Bu filmin ne kadar kötü olduğu üzerine uzun bir yazı da yazabiliriz ancak bugün baktığımızda film oldukça saf bir kopya gibi duruyor. Sinemamızda furya konsepti çok önemli olduğu için tutan filmlerin benzerleri hemen çekilir ve Kilink’te olduğu gibi birer furya haline de gelebilirler, ancak hababam sınıfı benzer filmlere örnek teşkil etmekten öte bir formüle dönüşmüştür. Sadece okul değil işyeri, asker ve benzeri pek çok mekandaki ilişkiler için bir formül olmuştur. Munir Özkul, Kemal Sunal ve Tarık Akan‘lı Hababam Sınıfı filmlerinin devamı olarak çekilen bütün filmler de her zaman formülü uygularken aynı hatalara düşmüşler ve aynı tadı vermekten uzak birer yapım olmuşlar. Çünkü tutan birşeyden etkilenmek yerine onun etinden sütünden en az şekilde emek harcayarak faydalanmak bugün de özellikle dizilerimiz için kullanılan bir yöntem olmuştur.
Sınıfta Şenlik Var filmi açık açık Hababam Sınıfı filmi klonu olduğunu kendi kendine kabul etmiş ve bazı noktaları denemeye çalışan bir film. Sonuçta filmin kadrosu da %80’i aynı yıl oynamış Hababam Sınıfı ile aynı. Tek benzerlikte bu değil tabiki. Mesela Nubar Terziyan engelli bir öğretmeni canlandırıyor ve hatta Hababam Sınıfı‘nın demirbaşları Tulum Hayri (Cem Gürdap) ile Domdom (Feridun Şavlı) bile bu filmde yer almış. Müfettiş şakasından, sinirli müdür Hüseyin Kutman‘a kadar herşeyiyle bir Hababam sınıfı klonu olarak yeşilçam tarihinde ki yerini almış.
Bütçe yetersizliği ve kullanılan mekanların hep aynı olması ile konunun çok kopuk kopuk ilerlemesi ve kurgusunda yer alan sorunlara rağmen büyük bütçeli olarak çekilmiş pek çok Hababam Sınıfı klonuna göre göreceli bir başarısı bile var aslında bu filmin. Haylaz ve sadece erkek öğrencilerden olaşan Hababam yerine karma bir sınıf olması, ev partisi verilmesi kızlı erkekli geziye gidilmesi ve gitarlı şarkı söylenmesi de orijinal hababam sınıfı filminden farklı noktalar. Tabi bütün bu iyi niyetime rağmen filmin başarılı olduğunu ve kendisini izlettirebileceğini söyleyebilmem pek mümkün değil. Özellikle Necla Nazır ve Erdinç Gökçay arasındaki aşk hikayesi oldukça yüzeysel ilerliyor. Necla Soylu‘nun ikili oynamasının hikayesi de havada kalıyor ve filmin sonunda bir oldu bittiye gelip ikisi birbirine kavuşuyor.
Filmin asıl yıldızı Necla Nazır içinde bir paragraf açmak gerekli. 1973 yılında sinemaya başlayan Necla Nazır pek çok gençlik filmlerinde yer almış. 1975‘te yayınlanan bu filmde 19 yaşında. Bilirsiniz çoğu Yeşilçam filminde 30 yaşındaki yıldızlarımıza 17 yaşındaki öğrencileri oynatırlar ve garip tablolar oluşurdu. İlginçtir yaşı aşağı yukarı lise son sınıf öğrencisine yakın olan Necla Nazır’ın makyajlı hali 30 yaşına yakın gözüküyor bu filmde. Necla Nazır‘ın en güzel olduğu dönemlerden birisi 1975 ve yapılmış tırnakları ile biraz ilginç bir lise öğrencisi olarak gözüküyor.
Hababam Sınıfının rüzgarından faydalanan filmde yer alan tiyatro kökenli Yavuz Şeker, Osman Çağlar ve Turgut Aktaş‘tan bir üçlü oluşturmaya çalışılınıyor. Sınıfta Şenlik Var filmi de üçlünün ilk filmi. Uzun süre rahmetli Nejat Uygur’un oğlu sandığım Yavuz Şeker‘in oldukça genç bir şekilde bu filmde izleyebiliriz. Bu üçlünün daha sonra başka birşey yapıp yapmadığını bilmiyorum. Ayrıca Osman Çağlar‘ı seslendiren Şener Şen‘i dinlemekte filmin farkı. Şener Şen bazı filmlerde seslendirme de yapmıştı ancak filmde bazı sesleri hep aynı kişiler yapmış.
Yavuz Şeker, Osman Çağlar ve Turgut Aktaş’ın zorlayan oyunculukları, Osman Çağlar‘ın fazla hareketli olması bazen rahatsızlık veriyor çünkü kimseyi konuşturtmuyor biraz rol kesiyor. Özellikle Turgut Aktaş’ın durgun olduğundan dolayı ondan bir Kemal Sunal ve/veya İlyas Salman yaratmak pek mümkün olmamış. 1975 yılındaki bu filmde Turgut Aktaş’ın devamlı söylediği bir replik 2013 yılının gündemine çok uyuyor: Kızlı Erkekli organizasyonları pek tasvip etmiyorum!
Hababam Sınıfı hem tiyatroda hem de sinemamızda bir okuldur. Pek çok önemli oyuncumuz tiyatroda Hababam Sınıfı tecrübesinden geçerek yetişmiştir (1965’te bkz: Zeki Alasya, Metin Akpınar) yine 80lerde Hababam sınıfı müzikali de değerlidir. 1975 yılı yapımı Sınıfta Şenlik Var filmi ise maalesef bu açıdan bakıldığından başarısız bir örnek bana göre. Yine de kitaba bağlı olduğu için isim hakkı bir kenara ama bence Hababam Sınıfı filmleri içerisine alınması gereken bir yapımdır. Tulum Hayri Cem Gürdap ile Domdom Feridun Şavlı’nın Hababam serisi dışında oynadıkları bir diğer film olarak kenara not edilmesi gerekir.
Film İncelemesi: Utku Uluer
