Zamanla Alışırız: Bağımsız Türk sineması nasıl birşey acaba….

zamanla alisiriz banner kopya

Hepinize iyi pazarlar.

Türkiye’de sinemamıza pek çok isim takılıyor, bazı kavramlar tartışılıyor. Aslında bunların hepsi gerekli ve önemli tartışmalar. Yıllarca müzikte üretim olayında bağımısz plak şirketlerini destekleşmiş ve Türkiye’de neden  çok rahat oluşamadıklarına yönelik fikirler üreten radyo programları yapan birisi olarak bu konuya biraz paralel sinemamız hakkında da bazı fikirlerimi sizlerle paylaşmak istedim:

Büyüterek incelemenizi tavsiye ederiz
Büyüterek incelemenizi tavsiye ederiz

Coğrafi durumlar
Şikayet etmek akdeniz insanın hayat tarzı. Hem şikayet edip hem birazda olsa üretmek avrupanın güneyi yani Avrupalı Akdenizlilerin bazen yapabildiği birşey galiba. Avrupanın kuzeyinde ise şikayet etmenin zamanı bile düzenli. Akdeniz’de doğuya gittikçe yani Yunanistan ve Türkiye’de ise şikayet etmek üretmenin önüne geçiyor. Akdenizin güneyinde ise galiba genellikle sadece şikayet ediyorlar… Tbai bilmediğim için kesin bir yorum yapmam hatalı olacak ama duyduklarımız ve yaşananlar hep ona işaret ediyor.

Aslında şikayet etmek veya oluşturulmuş sistemler içindeki bazı şeylere başkaldırmak dünyanın her yerinde mevcut olan birşey ancak bazı konularda şikayet etmek, şikayet ettiği şeyi imkan bulursa iyileştirmeye çalışmak gibi çözümler üretmek ile şikayet ettiği şeyi yoketmek konuları birbirine giriyor. Sonra bir bakıyorsunuz birşey ana akıma alternatif iken ana akımın ta kendisi oluyor. Şikayet eden şikayet ettiğinin yerine geçmek için sadece üretken oluyor.

Bahsettiğim şikayet konusu ülkemizde bambaşkadır. Ben buna “şikayet edebiyatı” diyorum. Ülkemizde pek çok alanda birşeylerin iyi gitmediğini söyleyen oldukça çok kimse var. Ancak herkes ilk önce kendi gemisini kurtarmaya çalışıyor. Haliyle kollektif çözümler ve akımların ortaya çıkma olasılığı oldukça düşük. Mesela müzik dünyasında filmlere bile konu olan İMÇ‘nin birçok müzisyenin hayallerini daha baştan yokeden bir yer olduğu gibi konular işlenirken ülkemizde buna tepki veren bir bağımsız müzik sektörü kendine bir türlü yaşam alanı bulamamış veya bazı kişisel girişimler maddi sıkıntılar ve geniş kitlelere ulaşamama sonucunda yönünü değiştirmiştir. Türkiye gibi sistemden oldukça çok şikayet edilen bir ülkede müzik ve sinema dünyası içinde bağımsız plak şirketi ve/veya bağımsız sinema kavramlarının bu kadar zayıf olması oldukça düşündürücüdür.

Türkiyede ne bağımsız?

Bağımsızın ne anlama geldiği bağımsız sinemanın en olduğu üzerine kafa yormuş, çok önemli tezler var. Açıkcası bağımsız sinema yazarken çekingelerim olduğunu söylemek istiyorum. Bu nedenle benim bağımısız Türk sineması olarak ele aldığım durum büyük dağıtım şirketleri ile en az ilişkisi olan ve/veya çok uluslu prodüksiyon ağından bağımsız üretim yapmaya çalışan diye altını çizmem gerekiyor.

Baskın4

Ama bağımısz kavramı hakkında tam taşları yerine oturtamıyorum. Eğer dağıtımda bağımsız ise o nasıl olacak diye düşünüyorum sadece yapım aşamasında bağımısızlığı ele alırsak nasıl dağıtılacak diyorum, bağımsızlığın adını bir türlü koyamıyorum. O zaman sadece belli misyonların ve belli siyasi görüşleirn yaklaşımlarının sadece Türkiye’de bağımsız sinema bariyerlerini aşabileceğini düşünüyorum ama bir de parası olan ve idealist yaklaşımlara girişebilen ve gerekirse maddi zorluklara göğüs gerebilecek delikanlı yönetmenlerin bağımsız olabileceği gerçeğini de unutmamak gerekiyor. O yönetmen istediği gibi istediğini üretebiliyor…

90ların sonuna geldiğimizde Türk Fantastik Sinemasını vcdlerde görmeye başladığımızda artık erişelebilinecek bir arşivle buluşmaya başladık. Sık sık blogumuzda yer alan Onar films aslında bahsettiğim bağımsız Türk sinemasına, en azından üretim ve dağıtımına katkı veren bir yabancı girişim aslında çünkü bağımsız dağıtım, bağımısz üretim ve bağımsız içeriğin önünü açıyordu…. Bu tip bağımsız bir film şirketinin Türkiye’de neden ortaya çıkmadığının ise birçok sebebi var. Özellikle herşeyi bedavaya getirme yaklaşımı, birilerinin devamlı el altından film satması ve en önemlisi güzel ve kaliteli dvd basmaya çalışanın cezalandırıldığı bir ortam vardı…

Ne oldu peki… Onar Films Vasilis hayattayken Türkiye’ye 15ten fazla dvd satamamıştır heralde… Dvdleir satın alanlar hep Türkiye dışındaydı. Bu işte ve aslında bizde gerçek anlamıyla neden bağımsız bir sektörün oluşamayacağını gösteriyor. Şikayet et… Beğenme… ama herşeyi beleşe getirmeye çalış. Eh başa döndük galiba.

Aslında birazda bu yüzden Star Wars fan kulübü gibi arkasında belli bir kitlesi olan film gruplarının ve fanlarının Türkiyede bağımsız film üretmenin lokomotifi olabileceğine inanıyorum. Tabi birde kısa filmciler için diğer şeylere göre daha şanslılar. Tabi internetin sayesinde oluşan birçok yeni oluşum vardır, bir ara Mogulus, youtube (bir ara yasaklı olsa da), ve gelişen Web Tv olayı bağımıszılığa ayrı bir yol açıyor gibi ve bu gibi araçlar aslında dağıtımda olmasa bile üretimde bağımsız sinemanın patlamasına yol açtı. Bağımsız film veya müziğin içindeki punk öğesinin altını çizersek bazı şeylerde fikirleri ön plana almanın doğru olduğunu düşünüyorum.

intihar-kamera-arkasi-18Sine Müslim bağımsız sinema mı?
İşin ilginç bir yanı daha var. Politik anlamda hemfikri olmadığım ve ismi nedeniyle pek beğenmesemde sine müslim gerçeği bu ülkede bağımsız sinemanın bir başka gerçeği.
Bağımsız sinema içinde nasıl ele alabiliriz bilmiyorum ancak bana göre bahsettiğim bağımsız sinema hareketi içinde yeralabilecek bir gerçek. Sinemaya sadece İslamiyet gözü ile bakmaya pek sıcak bakmıyorum ancak üretimleri ve yaklaşımları ile gerçekten alternatif oluşturuyorlar. O açıdan ilgimi çekmeyen ama hakkaniyet adına bahsetmemiz gereken bir gerçek.

Mesela eski sinemüslim isimli sitenin önde gelen ve o dönemler yeni şafak yazarı olan Ali Murat Güven bizi en iyi 10 blog içinde göstermişti. Ahbaplığımız başlamıştı gariptir ama ötekileştiren başkalaştıran öğeler kendileirne yapılan haksızlıkları  görüp başka oluşumlarla daha iyi empati kurabilir sanırım.

Uzun lafın kısası bu konu üzerinde uzun yazmaya değer bir konu tabi burada bitirmek olmaz.Önce Bağımısz olmanın tanımı yapabilmek belki de bu konuyu zaman içinde yeniden irdelemek gerekiyor… Sonuçta zamanla alışıyoruz zamanla değişiyoruz ama zamanla gelişmiyorsak orada bir sorun var…

sanırım herkesin bağımsızı kendine…

2 thoughts on “Zamanla Alışırız: Bağımsız Türk sineması nasıl birşey acaba….

  1. bence bağımsız sinema ve b-movie(ya da kült) kavramları birbirinden alaksız şeyler.
    mesela en baba b-movie duayeni; ed-wood bağımsızlık adına mı yaptı o muhteşem filmleri ya da bizde ki benzerleri(çetin inanç vs vs)..ya da turist ömer ya da bombala oski.hayır hepsi de populer kültür adına ve gişe kaygılı yapılmış filmlerdir esasen.
    aslında bağımsız sinema terimi bile kendi içinde, coğrafyasız tartışılabilir bir konu.. benim aklıma ilk yatan;
    gişe sineması olmayan ya da gişe kaygısı olmayan şeklinde genel bir ”çatı” başlangıç olabilir..

  2. Bağımsız sinemadan ziyade bağımsız plak şirketleri gibi bağımsız film yapımcıları veya film sirketlerinden bahsetmeye çalışıyorum. Bu kavram biraz karışıyor. Zaten altını çizmek istediğim ve devamında değinecegim konuda bu

    Italyada Noshame, Alemricada Something weird gibi bricok sirket bagımsız sinemayıda bir yandan destekliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir