AZAZİL : DÜĞÜM (2014)

azazil banner sinematik

ŞEYTANIN ÇIKMA VAKTİ GELDİ!

Ülke sineması söz konusu olduğunda korku – gerilim lafının ağzımızdan yanlışlıkla kaçması bile bünyelerimizde sert kaşıntılara sebep oluyor! Doğru düzgün ayaklanmayı başaramamış bir türün bu kadar hor kullanıldığına ve artık mizah malzemesi bile olmayacak kadar ekşidiğine mi yanalım; yoksa bu türe dair sözüm ona elini taşın altına soktuğu iddia eden bazı yönetmenlerin, izleyiciyi en kısa ve ucuz yoldan kaz misali yolma arzusuna mı üzülelim? Muhtemelen bu sorunun cevabı da en az kendisi kadar sıkıcı olacaktır!

Son birkaç ay içerisinde sinema salonları cin istilası altında kaldı! Tamam! Bir an için durumdan şikâyetçi olma şımarıklığını göstermediğimizi farz edelim! Öyle ya! Yıllar yılı, Anadolu kültürünün beyazperdeye adam akıllı yansıtılamamış, kendi korku öykülerimizi layıkıyla salonlara taşınamamış olmasından yakındık durduk! Her ne kadar bu duaların kabul olup, sinema salonlarının cinli film kombolarına maruz kalacağını o günlerden düşünmemiş olsak da; an itibariyle hiç değilse nefes alıp vermeye başlamış bir korku – gerilim çarkının dönmeye başladığından söz edebiliriz!

turk-korku-filmi-azazil-dugum-sinemaseverlerle-bulusuyor-IHA-20140819AW171460-5-t
Azazil: Düğüm film çekimlerinden bir sahne

Fakat bu çark döndükçe perdah olan mahsullerin, türün en heyecanlı takipçilerine bile saç baş yolduracak zırvalıklardan ibaret olması, türü ileride sadece şaka olarak anılma tehlikesiyle karşı karşıya getiriyor! Pek çok korku – gerilim müptelasının üzerinde fikir sahibi olduğu gibi Alper Mestçi’nin yönetmenliğini üstlendiği ilk Musallat filminden bu yana, izleyicisini gerçekten ciddiye almış bir örnekler karşılaşmadık bile! Ardından gelen filmlerin büyük bir kısmıysa, çoktan suyu çıkmış found footage zırvaları ve bir köy evi + bir araba + gereğinden fazla şapşal iki üç karakter ile matematiği oturtulmaya çalışmış, kısa yoldan parsayı toplama denklemlerinden fazlası değildi!

Bu karmaşanın içerisinde bir nevi yerli The Exorcist uyarlaması olarak değerlendirebileceğimiz Azazil: Düğüm; bu cin çöplüğünden paçayı sıyırmayı başarıyor. Bir yıl içerisinde hem Ammar hem de Azazil: Düğüm ile sinema salonlarına konuk olmayı başaran Özgür Bakar’ın, sadece bu üretkenliği karşısında bile şapka çıkarabiliriz. Fakat Bakar’ı emsallerinden ayıran en önemli özelliği, bu kadar kısa sürede vizyona soktuğu iki film arasında gerçekten de gözle görülür, önemli gelişmeler kaydetmiş olması!

Azazil: Düğüm’ün ilk karesinden itibaren karşımızda her anlamda bir The Exorcist güzellemesi olduğunu seziyoruz. Bakar, filme uygulanan görsel işçilikle, zaten bu güzellemenin bizzat altını çizdiğini izleyicilere hissettiriyor. Bu sebeple de karşımızda, korku filmi yapmak için kör gözle yola çıkmış, dazlak şaşkınlığı yaşayan karakterleri ücra bir köyde bir oraya bir buraya gezdirmeyi “korkutma” biçimi olarak kabul eden kafası karışık bir yönetmen değil; türün inceliklerinin son derece farkında olan bir sinefil olduğunu anlıyoruz!

Biraz da bu sebeple Azazil: Düğüm, türün klişeleriyle barışık olan sinemaseverlere hitap edecek bir mahsul. Eğer ki, kimyasıyla bu kadar oynanmış ve klişelerin izini bile kaybetmeye başlamış böyle bir türe dair taptaze fikirler arıyorsanız; başka bahçelerin toprağını eşelemeniz gerek. Azazil: Düğüm her halükarda, türün abecesini fazla bulandırmadan öyküye sıvayan temiz işçiliğiyle, kelimenin tam anlamıyla “meraklılarına” hitap eden bir yapım.

bu_film_cok_konusulacak_1403698692_6806

Öykü, 2009 yılında Üsküdar’da gerçekleştiği iddia edilen bir olaydan esinlenerek perdeye taşınmış. Sinemamızda temeli gerçek bir olaya dayanmamış herhangi bir korku – gerilim filmi izlemediğimiz için bu ek bilgiyi de aceleyle cebimize tıkıştırıyoruz. Bunun dışında, karşımızda oldukça klasik bir şeytan / cin çıkartma hadisesi var. Özgür Bakar, artık altından girilip üstünden çıkılmış bu meseleyi, kuru kuruya perdeye taşımakla kalmayıp, özenli bir görsel işçilikle inşa etmek için fazlasıyla çabalamış.

Elbette Hasan Karacadağ’ın sinemamıza adapte ettiği, rasyonalizm – inanç kapışmasının benzerine burada da şahit oluyoruz. Fakat bu tür karşılaşmaların kilit ismi Scott Derrickson’un kelamlarını aratmayan bir çatışma var filmde. Yani, Bakar, elinde sıkı sıkıya tuttuğu meseleyi, döndürüp dolaştırıp bir şekilde “din bilimi döver” ayarına indirgemiyor. Karacadağ’ın bir psikoloğu laf kalabalığıyla döven hoca “tiplemesi”nin (bakınız Semum örneğinde olduğu gibi) fersah fersah ötesinde bir çıkarım var filmde. Çatışma, dönüp dolaşıp nihayetinde din ve bilimin kendine has alanlarının olduğunu yargısıyla söylemlerinin arasına başarılı bir biçimde sıvışıyor.

Sözün özüne dönecek olursak, yukarıda da belirttiğim gibi Azazil: Düğüm, sinemamıza başarılı bir biçimde adapte edilmiş bir The Exorcist çeşitlemesi. Elbette sinemamızda bir türlü oturmayan oyunculuklar, inandırıcı olmaktan fazlasıyla uzak makyajlar ya da ufak da olsa türün alışılagelen eğilimlerini şenlendirecek fikirlerin eksikliği gibi genel handikaplar Azazil’in de eksi hanesine karalanabilir. Fakat yönetmen Özgür Bakar’ın bu kadar kısa sürede aldığı yol göz önünde tutulursa, bu eksikliklerin de zaman içinde aşılabileceğinin sinyallerini vermiyor değil film! Tabi Nurten İnan’ın cuk oturan “teyze” performansı bir yana Zafer Altun’un ete kemiğe büründürdüğü enişte karakteri için ayrıca alkış tutmak gerekir.

Yazan: Fatih Yürür

Filmin Fragmanı

Slayd olarak filmden kareler:

Bu slayt gösterisi için JavaScript gerekir.

One thought on “AZAZİL : DÜĞÜM (2014)

  1. ne yalan söyliyim ben hasan karacadağ filmlerini daha çok seviyorum.özellikle son filmlerindeki korku biçimi çok ilginç geliyor.azazil filmi için orta karardı derim.korku sahneleri çok zayıftı.bir korku film beni korkutmalı.en azından ürpertmeli.dabbe cin çarpması filminde 3 gün üst üste rüya gördüm.yüzlerce korku filmi izleyen ben.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir