Yeşilçam Kitapları: PARİS’TEN PERA’YA SİNEMA VE RUM SİNEMACILAR

paristen rum sinemacilarHazırlayan: Yorgo Bozis – Sula Bozis
Sayfa: 230
YKY’de 1. Baskı: Mart 2014

YKY Sanat Dizisi’nin 200.Kitabı 
PARİS’TEN PERA’YA SİNEMA VE RUM SİNEMACILAR

Sinemanın İstanbul’daki birinci dönemi 1896’da başlar ve 1922’de sona erer. Bu dönemde, seyyar sinemacılar, yeniliğe açık tiyatro işletmecileri ve yöneticileri olumsuz koşullara karşın (elektrik şebekesinin yokluğu, sansür vs) sinemanın tanınmasına ve sevilmesine ön ayak oldular. Meşrutiyet’in ilanından sonra (1908) seyyar gösteriler yerini Pera’daki sinema salonlarına bıraktı. Bu salonların yöneticileri mesleğini seven, yenilikçi ve başarılı kişilerdi. (…)

Rumlar, 19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar Pera’daki sinemaların izleyici kitlesini oluşturdu. Ayrıca yabancı film ithalatı ve temsilciliği ile sinema (gösterim) makineleri ithalatı ve sinema yöneticiliği gibi birçok alanda çok başarılı çalışmalar ortaya koydular.
(Yorgo Bozis, “Giriş” yazısından)

Sinemanın Pera’ya gelmesiyle başlayan serüveninde emeği geçen Rumlar, seyyar sinemacılar, tiyatro işletmecileri ve sinemanın gündelik hayattaki varlığına dair  pek çok konu hakkında bilgi eksikliğimizi gideren Paris’ten Pera’ya Sinema ve Rum Sinemacılar İstanbul’a ve sinemaya duyulan sevgiyi, bilgi ve metodoloji ile birleştirerek 15 yıllık sabırlı ve titiz bir araştırma sonucu elde edilen yeni belgeler sayesinde, Türk, Balkan ve Yunan sinema bibliyografyasına değerli bir katkıda bulunuyor.
Paris’ten Pera’ya Sinema ve Rum Sinemacılar, döneme ait zengin görsel malzeme ve belgelerle, unutulan ortak sosyal ve kültürel mirası açığa çıkaran panoramik bir belgesel kitap.

paristen-peraya-sinema

TADIMLIK

Okuyucunun eline ulaşan bu çalışmanın içeriği, takriben 100 yılı aşkın sinema tarihinin küçük ve hüzünlü bir bölümünü oluşturuyor. Beyaz perdenin büyük isimleri ve şaheserleri ile karşılaştırıldığında bu ters orantılı bir çalışma sayılabilir. İstanbul Rumlarına gelince.. Onların artık kubbede hoş bir seda olmaları tarihsel gerçeğin üzücü olan kısmı…

Bu çalışma 15 yıl önce şekillenmeye başladı. Zaman içerisinde aralıklarla devam etti. Özellikle 1940’tan önceki Rum sinemacıların çalışmalarına ilişkin yazılı bilgiler çok sınırlı ve yok denecek kadar az olduğundan, bu konuda köklü bir araştırma yapmak zorunluluğu doğdu.

Başlıca araştırma kaynağımı gazeteler, dergiler ve takvimler, İstanbul Rum basınının 1895’ten başlayarak günümüze kadar gelen arşivleri ve British Museum Kütüphanesi’nden edindiğimiz The Levant Herald and Eastern Express (1886-1913) ve Le Moniteur Oriental (1917-1919) gazetelerinin yıllıkları oluşturdu.

Emektar Rum sinemacılar ve onların aileleri ile yapılan bir dizi röportaj araştırmamıza önemli katkı sağladı. Bunun yanı sıra, az sayıda da olsa hala var olan sinema içerikli arşivin incelenmesi, ayrıca Beyoğlu sinemalarının ilk yıllarını anımsayan bazı çok yaşlı İstanbullu Rumlar’ın anlattıkları çalışmamız açısından değerli bir kaynak oldu.

Kaynakçada sinema ile ilgili eserler, İstanbullu Rumların anı kitapları, konu ile ilgili eski ve güncel yayınlar, ayrıntılı bir şekilde belirtilmektedir.
1965-1980 yılları arasında İstanbul’da sinema alanındaki teorik çalışmalarımın yanı sıra, günümüz söylemi ile belirtmek gerekirse, sinema tarihinin ikinci elli yılı olarak tanımlanan dönemini, tutkuyla aralıksız takip etmem bu çalışmanın şekillenmesinde sanırım belirleyici etken oldu.

Sanayileşmiş dünyanın icadı olan sinema başından beri ekonomik, teknolojik, ideolojik ve sanatsal ilişkilerin bağlantısından oluşmuştur. Bu nedenle sinemayı araştırmaya yönelik çalışmalar tüm bu boyutların incelenmesini zorunlu kılar.

Bu çalışma, sadece sinema olaylarını ve filmleri ile bu çalışmalara katılan kişilerin isimlerini saymakla sınırlı kalmayı amaçlamıyor. Ayrıca çoğu zaman araştırmacılarca saplantıya dönüşen ve tarihte bir ilki amaçlayan kronolojik bir katalog oluşturmak niyetini de taşımıyor. Niyetim, Rum merkezli olmadan, Rum cemaatinin özelliğini mutlak değer olarak göstermeden, başarabildiğim ölçüde İstanbul’a sinemanın gelişini keşfetmek, tasvir etmek, yeniden canlandırmak ve İstanbullu Rumların sinemadaki katkısını gerçek boyutlarıyla sergilemektir.

Sinemanın İstanbul’daki birinci dönemi 1896’da başlar ve 1922’de sona erer. Bu dönemde, seyyar sinemacılar, yeniliğe açık tiyatro işletmecileri ve yöneticileri olumsuz koşullara karşın (elektrik şebekesinin yokluğu, sansür v.s.) sinemanın tanınmasına ve sevilmesine ön ayak oldular. Meşrutiyetin ilânından sonra (1908) seyyar gösteriler yerini Pera’daki sinema salonlarına bıraktı. Bu salonların yöneticileri  mesleğini seven, yenilikçi ve başarılı kişilerdi.

Yine bu dönemde, İstanbul Rum cemaatinin içinden çıkan, kültür  ve sanat alanındaki gelişmeleri öğrenmeye açık olan Yunanlı sinema tarihçisi ve Cinèmathéque’in (Sinematek) kurucusu Aglaia Mitropulos’a göre, “Balkanların ilk sinemacısı”, Avrupa’da eğitim görmüş Fenerli Dimitris Meravidis’tir.

Rumlar, 19.yüzyılın sonlarından 20.yüzyılın ilk çeyreğine kadar Pera’daki sinemaların izleyici kitlesini oluşturdu. Ayrıca yabancı film ithâlatı ve temsilciliği ile sinema (gösterim) makineleri ithalatı ve sinema yöneticiliği gibi bir çok alanda çok başarılı çalışmalar ortaya koydular.

Osmanlı Devleti’nin resmi nüfus sayımına göre, 1912’de İstanbul’daki Rum cemaatinin nüfusu 330.906 olarak belirlenir. 1923’de Cumhuriyet’in ilanıyla başlayan ikinci dönemde ve Kurtuluş Savaşı ertesinde yaşanılan baskılar sonucu, İstanbul Rumları sayıca azalır. Yeni dönemde bir takım olumsuz devlet müdahaleleri her türlü yenilikçi teşebbüs için cesaret kırıcı olur.

1930’larda, Yeşilçam’da ithalatçı, yapımcı, dağıtımcı olarak faaliyet gösteren birkaç Rum film şirketinin olduğunu görürüz.

1940’lardan başlayarak yavaş fakat emin adımlarla ilerleyen, ancak henüz küçük endüstri aşamasında olan genç Yeşilçam sinemasında çok sayıda yetenekli ve başarılı Rum teknisyenin, kameraman, ses teknisyeni ve montajcının v.s. ortaya çıktığını görürüz. Bu arada Türk-Yunan ilişkilerinin düzelmeye başladığı dönemlerde (bu dönemler kısa ve geçici olsa da)  birkaç ortak yapımın varlığından söz etmeliyiz.

20. yy. başında Pera yaşamı ve sinema ile ilgili genel iklimi yansıtmak için, İngilizce ve Fransızca yayınların yanı sıra özellikle o yılların İstanbul Rum basınına ağırlık verdiğimi ve oradan edindiğim belgelere dayanarak çalışmamı hazırladığımı belirtmek isterim.

Yorgo Bozis
Atina, İlkbahar 2006

sad

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir