Atilla Dorsay – Sinemamızda Değişim Rüzgârları: Türk Sineması 2005-2010

sinemamizda-degisim-ruzgarlari35a5a820b997c0976a15f368e1536362

Atilla Dorsay
REMZİ KİTABEVİ
Yayın Tarihi 2011-03-16
Baskı Sayısı 1. Baskı
Sayfa Sayısı 256
Cilt Tipi Karton Kapak
Kağıt Cinsi 1. Hm. Kağıt
Boyut 16.4 x 23.5 cm

Sinema Araştırmacısı/Gazeteci Yazar Ali Murat Güven’in eski sinema köşesinde kitap üzerine yazdığı yazı:
Piyasadaki onca sinema kitabının arasında hiç boş yere parçalanmayın dostlarım; mümkün olduğunca çok Atillâ Dorsay okuyun!

Çünkü Dorsay’ın gerek günlük gazete yazıları, gerekse kitapları sizi sinema alanında ‘ikinci bir fakülte mezunu’ yapacaktır. Usta’nın, önce geride bıraktığımız 45 yılda yayımladığı 45 kitabın adını kronolojik bir liste yapıp önünüze koyun; ardından da bunlar arasından piyasada halen mevcudu bulunanları peyderpey temin edin.

Artık taze baskıları bulunmayan daha eskileri ise Gittigidiyor.com gibi ikinci el kitap satan internet sitelerinden araştırabilirsiniz. Bu külliyatı devirdiğinizde, sinemaya da tarihiyle, teknolojisiyle, estetiğiyle, ideolojisiyle ve felsefesiyle ister istemez derinlemesine nüfuz ettiğinizi göreceksiniz.

Türkiye’nin en iyi sinema yazarı Atillâ Dorsay (Doğumu: 17 Mart 1939, İzmir), 1966 yılında Cumhuriyet gazetesinde başladığı mesleğinde, geride bıraktığı dolu dolu 45 yılı birbirinden kaliteli sinema kitaplarıyla taçlandırmaya devam ediyor. Halen Sabah gazetesinde yazmaya devam eden büyük usta, 2010-2011 döneminde ardı ardına yayımladığı 7 kitapla, meslek hayatının da bu açıdan en üretken dönemini yaşamakta… Gördüğü yükseköğrenim itibarıyla aslen yüksek mimar olan Dorsay, 2010 yılı sonbaharında piyasaya çıkan “Çağı Yaşamak, Önyargıları Yıkmak” adlı -sondan bir önceki- eserinde sinema dışı konularda kaleme aldığı gazete yazılarını bir araya toplamış; on parmağında on marifet bir medya mensubu konumundaki ağabeyimizin sanattan siyasete, mimariden gastronomiye kadar uzanan farklı ilgi alanlarındaki bu değinmeleri de büyük bir ilgiyle karşılanmıştı.

857226016786Kendisi, 2011 ilkbaharıyla birlikte yeniden ana uzmanlık alanına dönüş yaptı ve geçtiğimiz günlerde bu kez de “Sinemamızda Değişim Rüzgârları: Türk Sineması 2005-2010” adlı eseri hazırlayıp piyasaya sürdü. Baskısı da iç düzenlemesi de tek kelimeyle harika olan yeni kitapta, yazarın anılan dönemde gösterime sunulan Türk filmleri üzerine eleştirileri ve sektöre ilişkin daha genel çerçevedeki yazılarının isabetli seçmelerden oluşan genişçe bir derlemesi bulunuyor.

Geçmişte de bazı yazılarımda açık ve net olarak belirtmiştim: Bugüne kadarki çabalarımla ne kadar sinema yazarı olabilmişimdir bu elbette ki tartışılır; fakat ben bir “Atillâ Dorsay talebesi”yim. Henüz lise yıllarındayken satın aldığım ilk sinema kitabı, iki ciltten oluşan “Sinema ve Çağımız”dı. O günlerde yeni tanıştığım bu yazarın “entelektüelliği” biçime değil doğrudan doğruya “öz”e yediren o duru Türkçesi, sahip olduğu engin sinema bilgisini okurlarından kıskandığı değil tam aksine onlarla alabildiğine rahat bir dil üzerinden cömertçe paylaştığı dost üslûbu beni tek kelimeyle büyülemişti.

1985’den itibaren de geride bıraktığımız çeyrek yüzyılda Dorsay imzasını taşıyan her ne var ise bulup okumaya çalıştım. Sırf ona duyduğum saygı ve hayranlık nedeniyle, 1985-1996 arasında tam 11 yıl boyunca -ideolojisinden hiç hoşlanmamama rağmen – Cumhuriyet gazetesi satın aldım! Yazarlığa başladığım ilk yıllarda ise -dürüstçe itiraf ediyorum ki- alttan alta kendisinin üslûbunu taklit ettim. Doğrusu, bundan da hiç utanmıyorum; çünkü herkesin bu işe başlarken bir ustaya, bir uzun yol rehberine ihtiyacı vardır. Böylesi övgü ve itirafları, Dorsay’ı yıllar yılı ağzından sular akarak takip etmiş olan, fakat bugün artık pek beğenmediğini (!) söyleyen benim kuşağımdan bir çok sinema yazarı dillendiremez; fakat ben rahatlıkla dile getirebilirim. Çünkü, dindar bir gazeteci için hayatta “vefâ”nın en kaçınılmaz tezahürlerinden biri de “anne-babaya duyulan vefâ”dan sonra “meslekteki ustaya duyulan vefâ”dır. O yüzden, biz de çağımızın -kendilerine nankörlüğü kılavuz yapmış- çocuklarına benzemeksizin, bulduğumuz her fırsatta ustamızın üzerimizdeki o büyük hakkını vurgulamaya çalışıyoruz.

bahanedorsayy

Bu vesileyle, “Kendimi sinema konusunda yetiştirmek istiyorum, bana okumam için hangi kitapları tavsiye edersiniz” şeklindeki mesajlarıyla beni neredeyse her gün bunaltıp duran sayısız sinema fakültesi öğrencisi okuruma da şu genel tavsiyeyi yapmış olayım: Piyasadaki onca kitabın arasında hiç boş yere parçalanmayın dostlarım; mümkün olduğunca çok Atillâ Dorsay okuyun! Çünkü, Dorsay’ın gerek günlük gazete yazıları, gerekse kitapları sizi sinema alanında “ikinci bir fakülte mezunu” yapacaktır.

Usta’nın, önce geride bıraktığımız 45 yılda yayımladığı 45 kitabın adını kronolojik bir liste yapıp önünüze koyun; ardından da bunlar arasından piyasada halen mevcudu bulunanları peyderpey temin edin. Artık taze baskıları bulunmayan daha eskileri ise Gittigidiyor.com gibi ikinci el kitap satan internet sitelerinden araştırabilirsiniz.

Bu külliyatı devirdiğinizde, sinemaya da tarihiyle, teknolojisiyle, estetiğiyle, ideolojisiyle ve felsefesiyle ister istemez derinlemesine nüfuz ettiğinizi göreceksiniz. Ustamı, o her zamanki benzersiz nezaketiyle adıma bizzat imzalayıp Yeni Şafak yönetim merkezine gönderdiği, benim de bir solukta ve büyük bir keyifle okuyup bitirdiğim yeni kitabı “Sinemamızda Değişim Rüzgârları: 2005-2010” için gönülden kutluyor ve bu eseri sinemayla yakından ilgilenen bütün okurlarıma hararetle tavsiye ediyorum. Sevgi ve saygıyla ellerinizden öperim Atilla ağabey…

Ali Murat Güven

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir