30 yıldır değişmeyen Yasaklar – Zeki Alasya ve Metin Akpınar

Zeki Alasya, farklı dönemlerde, farklı etkiler bıraktığını düşündüğüm bir oyuncudur. Özellikle de Devekuşu Kabare, 12 Eylül sonrası apolitikleşen bir nesil için çok önemlidir. Değerini yıllar sonra çok daha iyi anladığım bu oyunlardan canlı olarak izleme şansına eriştiğim Yasaklar oyununu Zeki Alasya‘yı anmak için kaleme alıyorum;

Devekuşu Kabare, Zeki ve Metin dışında Selim Naşit, Nevra Serezli, Nezih Tuncay, Ali Yalaz ve Cihat Tamer‘li o müthiş kadrosu ile Delileri ve Yasakları sahneledikleri zaman 10 yaşında idim ve oyunu o dönem canlı olarak sahnede izleme şansını yasakladım, pardon yakaladım…

yasaklar kadroSonraki yıllarda da yani videonun yaygınlaştığı dönemde de ara ara Devekuşu Kabare‘nin video kasetlerini kiralar ve başta Yasaklar, Reklamlar, Beyoğlu Beyoğlu olmak üzere ailecek Zeki Metin ‘in bu oyunları defalarca izlerdik. Bu video seanslarının ailecek gidilen bir piknikten veya yemekten farkı yoktu. Levent Kırca‘nın Olacak O Kadar‘ına kadar da bu kadar geniş bir kitle tarafından takip edilen başka bir komedi veya dizi olduğunu hatırlamıyorum. 90‘larda tiyatronun televizyona yenilmesiyle birlikte bu krizden nasibini alan Devekuşu Kabare, 1992 yılında perdelerini kapatana kadar da bizim jenerasyon için çok önemli olmaya devam etti.

80‘lerde çoğu kişinin odasında bir televizyon veya video oynatıcı olmadığı için odada videoları seyretmek pek mümkün olmuyordu. İşte o dönem pek çok kişi gibi Devekuşu Kabarelerin kasetlerini edindim. Bugün garip gelecek ama o zamanlar oyunların seslerini de dinlerdik. O yüzden “Yasaklar“daki diyaloglar belleğimde yer etmiştir. Akşamları walkman ile odamda dinler hatta gecenin sessizliğinde kendi kendime kahkahlar atardım.

Yıllar sonra Minik Kelebekli Yasakları bu yazıyı kaleme almak için yeniden izleyeyim dedim. İyi de yapmışım izledikten sonra Sinematik Yeşilçam‘a yazmak daha da önemli oldu. Yeşilçam ile ne alaka demeyin hem güldürü hem de toplumsal eleştiri bakımdan çok önemlidir bu oyun ayrıca yıllarca birikmiş bir kültürün de son çırpınışlarıdır.

YASAKLAR:

yasaklar kaset

Metin Yazarı: Kandemir Konduk
Müzikler: Timur Selçuk

Başlangıç:

Yasaklar doğmamış iki bebekle başlar. Yasakların daha ana karnında başlar çünkü. Ülkemizdeki yasakları tanımları anlatmak için mükemmel bir seçim. Sonra Zeki Alasya ve Metin Akpınar yasakları hatırlatmaya başlayan ve şarkılarla kabare formatına uygun şarkılar…

Açıkcası genellikle kasetten dinlerken geçtiğim yerlerdi bu bölümler. Bugün dinlediğimde de tek ilgimi çeken Yonca Evcimik oldu.

Bu 10 dakikalık sazlı sözlü girişten sonra Yasakların incelendiği parodilere geçilir. Ben de sizlerle tek tek bu bölümlerin üzerinden geçeceğim:

Giriş

Bu ülkede özgürlük var. kimsenin eve gitmesine engel olmuyoruz. ama bu yoldan evine ulaşman yasak!

90 lı yıllarda eve dönerken sık sık polis kontrolüne takılıp rastladığımız bu muhabbettir bizleri çileden çıkartan. Yorgun veya  kafanız güzelken evinize 10 metre ötede sizi durduran bir polis  size o geceyi zehir etmeye yeter.

zeki metin yasaklar 2

Taş Devri Yasakları

Taş taş taş, yontmaaaa
Taş taş taş, cilalııııııı

Bugün yeniden düzenlemesi yapılası bu giriş taş devrine ait sözleri ile akıllarda kalan bir şarkıdır. Tercüman ile seslendirme müthiştir. Arka arkaya Metin Akpınar esprileri patlatır.

Metin Akpınar dışında bu skeçte Selim Naşit‘te iz bırakanlardandır.

Yasak İlişki

“her karıya ayrı bi laf mı bulacaz lan”
“4 tane lafım var idare edin işte, lugatla mı konuşacam sizinle”

Zampara Patron Metin Akpınar, dedikoducu kadın Yonca Evcimik, Nezih Tuncay Çaycı ve Selma Sonat kıskanç eş olarak espri üstüne espiri patlatırlar. Bu parodide sevdiğim esprilerden bir tanesi de İhsan Doğramacı esprisidir. Daha sonra doğramacı İhsan olan Cihat Tamer gelir. Tam bir Özal dönemi işini bilen zampara patron rolünü başarı ile canlandıran Metin Akpınar harikalar yaratır.

… Gördün mü üçgeni öküz!

araplar ve yasaklar

Yasaklar ve Araplar

Sonra 80lerin ortasındaki Arap patlamasını hatırlatmaya başlar Yasaklar. 2000‘lere ne kadar da benzer o yıllar aslında. O zaman da populizm ve arap dolarına yaranma olayının olduğunu tekrar hatırlatıyor. Aslında başı sıkışan ekonomiz hep Arapları kazıklamaya yönelmiş gibi de geliyor…

Zeki Alasya ve Metin Akpınar iki, paralı arap turisti canlandırıyor. Bazı Arapların Arabistan dışarısında herşeyi yapabileceklerini düşünmelerini bugün Beyoğlu’na çıkarakta test edebilirsiniz.

Memlekette namaz 5 rekat
Burada devamlı harekat

Gaza gelen Metin Akpınar‘ın patlattığı bir uzun hava ile iyice çoşar. Metin Akpınar, Zeki Alasya‘ya göre daha iyi arapça konuşur. Kelime oyunları da çok kıvraktır. Bu kısa parodide paraları ile herşeyi satın alacağını düşünen araplar hicvedilirken din ve yasaklar hakkında da güzel bir eleştiridir bugün bile değişmemiş olması ise düşündürücü…

minik kelebek yasaklar

TRT yasakları

Minik Minik kelebek uç özgürce durmak ne demek

Küçükken en fazla dinlediğim bölümdü. Sansür ve TRT‘nin altın makası üzerine dahiyane bir parodidir. Her repliği ince ince işlenmiş bir sansür eleştirisidir

Bugün filmleri buzlayan TV kanalları olduğu gerçeği gözününe alındığında 30 yıl içerisinde nerelere geldiğimizi de gösteren bir parodi. Öyleki parodide eleştirilen yasaklar ve zihniyet bugün daha da köhneleşmiştir. Bugün yaşadığımız sansürü bu şekilde eleştirebilecek bir program yapılabilinir mi veya sahnelenebilinir mi? Sahnelense bile bir şekilde önü tıkanacaktır belki tiyatrosu yakılacaktır. İlk önce dış mihrak denir, ülkeyi yıkmak isteniyor denir ve tiyatro oyuncuları fişlenir.

Minik Kelebek, Neo Osmanlı damarının köklerine de bir yolculuk yapmaktır ve oldukça özel bir eleştiridir benim için. O dönemin sansür kurulunun ve sansür yaklaşımın belgesi gibidir adeta…

Bu mükemmel parodiyi de aşağıda izleyebilisiniz, ama biz yazımıza devam edeceğiz.

Yasaklar 2. BÖLÜM

Yaz kampı ve yasaklar
Aman Tonton burayı görmesin Termik Santarl yapar…

Tonton’un ne anlama geldiğini belki yeni nesil bilmez, Özal‘ın takma ismiydi. Hiç birşey değişmemiş çünkü bugün de nükleer santraller yapabilirler.

80li yıllar iç turizmin değişmeye başladığı yıllardır. Bunda en büyük sebeplerden bir tanesi Istanbul‘un denize girilen yerlerindeki kolibasili oranlarının yükselmesi ve  Silivri ile Şile dışında denize girilecek yerlerin çok tekin olmaması idi.

Pendik tarafları da iyice kirlenmeye başlamıştı. O dönem yap işlet devret yöntemi ile hükümet tarafından palazlanan uyanık turizmcilerin de peydahlandığı bir dönemdi. Özellikle Istanbullular için güneye denize gitmek ailecek yapılan bir maceraya dönüşüyordu.
Bugün kro işletmecilerin 5 minder 2 kolon 1 iskele, lüks biiiiç kılap konseptinin temelinin atıldığı yıllar anlayacağınız.

Aile plajı, aile salonu, bayan yanı gibi ahlak bekçiliklerinin ülkesinde o dönemlerin başlangıcında bazı yaz kampları da var. Yapılaşmanın yeni başladığı yıllarda askeri kampı aratan yaz kampları da aslında kendinden sonra gelecek gevşekliğin ve de çılgınlığın bahanesi olacaktı. Metin Akpınar‘ın vücut dili ve Zeki Alasya‘nın otoriter kamp müdürü performansı takdire şayandır.

zeki metin yasaklar 3

Yeme Dokunur, İçme Dokunur
“Ben doktor değil hükümet sözcüsüyüm”
Nezih Tuncay, Ali Yalaz ve Cihat Tamer‘in oynadığı başlangıcın ardından Zeki-Metin neyin yenilmemesi neyin sağlıklı olup olmadığı üzerine bir muhabbet geçer. Bu ilginç bir diyalogtur çünkü Metin Akpınar gerçek hayatta ne yaptıysa aynısını yasak olarak ifade eder bu muhabbette. Ancak bu siyasi taşlamanın keyfine varmak için muhabbetin sonunu beklemeniz gerekir. Yasaklar içerisinde en az sevdiğim bölüm bu olmuştur bir kere dinledikten sonra fazla ilgimi çekmemişti. Mesela kasetten dinlerken şarkılar dışında en çok geçtiğim bu kısım olmuştur.

Bu ne yasağı….? Belli değil
Sapııından olmaz olum ucundan aacık
Sünnet edilecek bir Alman… Alman Metin Akpınar ise kahkaha garanti demektir. Sarhoş sünnetçi Zeki Alasya ile sünnet olacak iri Hans arasındaki muhabbette klasikler arasındadır. Özellikle konuşmayı anlamayan Alman’ı süper oynayan Metin Akpınar‘ın performansı unutulmazlar arasındadır.
Ancak yasak konseptini de ucundan aacık yakalayan bir skeçtir. Biraz zorlama olarak oyuna dahil edildiğini düşünüyorum.

zeki metin yasaklar 4

Alkol Muayenesi Trafik Yasağı
Kazayı yapanın madeni 50 kuruşu yuvarlandı…
Biz Matis miyiz Reis...”
Metin Akpınar‘ın sarhoş olarak efsaneleştiği bölümdür, polis olarak Cihat Tamer‘de hafızalara kazınmıştır. Özellikle Metin Akpınar‘ın ses taklitleri ve efektleri doruk noktasına ulaşır.
Metin Akpınar sonuna kadar direnir ve sonunda üflediğinde ise yasaklayarak aslında birşeylerin çözülmediğinin hazır cevabını da kondurur.
Yasakların sonunda Zeki Alasya ve Metin Akpınar‘ın toparlayıcı sohbeti ve kapanış şarkısı ile biter. Dönemin siyasi atmosferini ve bugüne miras kalmış pek çok yasak ve sorunu daha iyi anlayabilmemiz için ve Zeki Alasya‘nın anısını yaşatmak için Yasakların dvdsini edinmeniz ve aşağıda eklediğimiz gibi youtube üzerinden izlemenizi tavsiye ederim.
Sinematik yeşilçam için yazan: Utku Uluer

Not: Bu yazı Gölge dergi’nin 93. sayısında da yayınlanmıştır. Aşağıdan dergiyi okuayabilirsiniz:

One thought on “30 yıldır değişmeyen Yasaklar – Zeki Alasya ve Metin Akpınar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir