Fantastik Türk Sineması – Zagor Filmleri

ferri çakır

Zagor özellikle 70’li yıllardan itibaren Türkiye’de en fazla okunan çizgi romanlardan birisi olmuştur. Bana soracak olursanız bugün Zagor‘un en fazla ilgiyle okunduğu ülke Türkiye‘dir. Bu konu üzerine istatistiki bilgilere sahip değilim ancak İtalya‘da yaşadığım 14 yıl içerisinde edindiğim izlenim bu yönde. Günümüzde Zagor‘un satış sayısı İtalya‘da daha yüksek olsa da Türk insanının Baltalı İlah Zagor ile bir gönül bağı vardır.

Tabi bu özel bağı daha da kuvvetlendiren ve özel kılan bir başka gerçek daha var. Dünya üzerinde Zagor çizgi romanının beyaz perdeye aktarıldığı tek ülke de Türkiye’dir. Türkiye’de Zagor ismiyle 3 film çevrilmiştir ancak Cihangir Gaffari‘nin başrol oynadığı Zagor filminin çizgi roman ile alakası yoktur. Bu nedenle Yeşilçam’ın Zagor‘u da sadece ve sadece Levent Çakır‘dır. Levent Çakır, Zagor Kara Korsanın Hazineleri (1970) ve Zagor Kara Bela (1970) filmlerinde başrol oynar.

levent cakir 55Levent Çakır‘ın Zagor olarak seçilmesinin hikayeside ilginçtir. İp cambazlığı da yapan Levent Çakır 60ların sonunda yeşilçam’a girmiştir, iri ufaklı roller de yer alır bunun yanı sıra dublörlükte yapmaktadır. 1970 yılında Yerli film sahibi Hasan Tual o dönemin popüler çizgi romanı Zagor‘u filme çekmek istemektedir. O dönem Yeşilçam sokakta hem kameranın önünde hem de arkasında oldukça aktif olan Hüseyin “Oski” Zan, Hasan Tual‘e Levent Çakır‘ı tavsiye eder. Birkaç gün içerisinde de Yerli film yazıhanesine birlikte giderler. Hasan Tual‘in Yerli filmi Yeşilçam’ın küçük şirketlerinden birisidir. Düşük bütçeli filmler çekse de Hasan Tual, aktör adayının yeteneklerinden emin olmak  ister:

Hasan Tual, Çakır’a şöyle bir bakıp ‘İyi güzel de, biliyorsun biz Zagor‘u çekiyoruz, atlayıp zıplaman gerekecek, yapabilir misin?’ der. Cevap Zan’dan gelir; ‘Abi tam aradığın oyuncu.’
Çakır odanın yüksekliğini, patronun masasıyla arasındaki mesafeyi ölçüp biçer. İki üç adımda masaya fırlar ve havada attığı iki ters taklayla önceki yerine amuda kalkmış biçimde döner. Öne arkaya iki üç takla daha attıktan sonra karşısındaki Tual ağzı açık kalmış biçimde seslenir; ‘İşte benim Zagor’um! Gel kardeşim otur şu koltuğa şöyle…‘ *

Okuduklarımıza ve dinlediklerimize göre Hasan Tual 10 kadar Zagor filmi yapmayı kafasına koymuştur. Nişan Hançeryan‘ın yönetmenliğini yaptığı iki “Zagor” filmi, 1970 yılı boyunca özellikle Anadoluda epey sükse yapar. Ayrıca film birinci ayak olarak nitelendirilen Lale ayağına da girememiştir, Rüya sinemasından gün alamamıştır. Ancak özellikle diğer bölgelerde oldukça iyi hasılat elde eden iki filmden Levent Çakır‘ın aldığı başrol ücreti ise o dönem için bile oldukça düşüktür ancak bu başrol Çakır’a pek çok kapıyı açar. O yıllarda anadolu’da turnelerde yapılmaya başlanır. Hatta Nuri Kırgeç, Nevzat Açıkgöz ve Levent Çakır film gösterimlerinde sahneye çıkar veya perdenin önüne giderlermiş. Levent Çakır akrobatik hareketlerle mini bir şov yaparmış.**

Filmi piyasa çıkartamadan aramızdan ayrılan Vassilis'in (Onar Films) film için hazırladığı dvd kapağı
Filmi piyasa çıkartamadan aramızdan ayrılan Vassilis’in (Onar Films) film için hazırladığı dvd kapağı

Tabi bu filmlerden bahsediyorsak filmlerin ortaya çıkış hikayesi ve de bu iki filmin büyük bir şehir efsanesine dönüşme hikayesi var. 90 yıllarda önce Atlas pasajında Metin Demirhan‘ın Atılgan‘ında tekrar gündeme geldi Zagor filmleri. O dönem dükkan etrafında toplanmaya başlayan herkes için bu iki film kayıp olduğundan dolayı ulaşılmaz bir hazineye dönüşmüşlerdi. O dönem benim çevremdeki insanların çoğu 70 yılında filmi izlemiş insanlar değildi çünkü kimsenin yaşı tutmuyordu. Ancak ulaştığımız görseller bizde filmlerin en az Kaptan Swing filmi kadar özenle çalışılmış filmler olduğu intibası bırakıyordu. Hatta o dönem Metin Demirhan, Zagor filmini bulması halinde zengin olabileceği hayallerini de kuruyordu… 90‘lı yılların ortası ile 2000‘li yılların başında hem Kadıköy‘de hem de Beyoğlu‘nda kayıp filmler içerisinde en fazla bahsedilen filmlerin Zagor olduğunu söylemem abartı olmayacaktır. Hatta 2006-2008 yıllarında Zagor Kara Bela‘nın çok kötü bir vhs aktarmasının etrafta dolaştığı kulaktan kulağa yayılmıştı ancak film ortada yoktu.

Daha sonra 2011 yılında Horizon Video yani Fanatik Film’in Zagor‘u piyasaya süreceği haberi ortama bomba gibi düştü. Açıkcası film 2000‘lerin başında vcd veya dvd olarak basılsaydı daha büyük bir etki yapacaktı. Ben de ilk olarak filmin bulunduğunu Onar Films‘ten Vassilis‘ten duymuştum. Vassilis’te filmleri basmak istiyordu ve  bir takım hazırlıklar yapıyordu ancak ömrü yetmedi. Velhasıl filmler Horizon etiketiyle piyasaya çıktı Zagorları dvd’den izlediğimizde hiç birimiz gözlerimize inanamadık. Çünkü Zagor kopyaları bugüne kadar gördüğümüz en temiz kopyalardan bir tanesi idi. Bugün filmlere Fanatik Video’nun websitesinden rahatlıkla ulaşılabiliniyor. Dilerseniz biraz da filmlerden bahsedelim:

zagor kapaklar

Zagor Kara Korsanın Hazineleri (1970)

Kalabalık bir oyuncu kadrosuyla Antalya – Kemer’de ilk çekilen film, Kara Korsanın Hazineleri filmidir. Levent Çakır‘ın başrol oynadığı kadroda oldukça önemli isimler vardır. Çiko rolüne cuk diye oturan Nevzat Açıkgöz‘ün yanı sıra filmde Muzaffer Tema, Nuri Kırgeç ve Kadir Savun‘da yer alır.

Levent Çakır, Mesut Kara‘ya ilk filmle ilgili anılarını şöyle anlatmıştır: “Yönetmen Nişan Hançer’di. Film için Antalya’ya gittik. İyi bir kadro vardı. Kazım Kartal, Yavuz Selekman, Hüseyin Zan, Kadir Savun… İlk çalışma günümüzde gemi karaya çarpacak, korsanlar gemiye hücum edecekler, gemiyi yağmalayacaklar. Zagor fenerin söndüğünü görüyor ve fenere koşuyor. Fenerci Kadir Savun. Korsanlardan Kazım Kartal fenerciyi bağlamış. Ben fenerin kulesinde korsanla kavga ediyorum. Fenerin üstünden Kazım Kartal’ı aşağıya atıyorum. Tabii manken atıyoruz. 12 metre aşağıya iniyor. Bu arada ben de aşağıya ineceğim. Yönetmen ‘Levent’ciğim ordan in aşağıya’ diyor. Ben de ‘yok, ordan inmeyeyim. Fener kulesinin tepesinden havada salto atarak aşağıya atlayayım’ diyorum. ‘Olmaz. İlk günün ilk sahnesi. Bunu son gün çekelim’ diyor yönetmen. Başıma bir şey gelirse film biter diye düşünüyor. 10-15 kişi brandayı tutuyor, ben havada salto atarak aşağıya atlıyorum.

Kara Korsanın Hazineleri filmi aslında Zagor çizgi romanlarında çok alışık olmadığımız bir şekilde deniz görüntüleri ile açılır. Zagor ve Çiko‘nun kaldıkları ev çizgi romandaki evi andırmasa da filmin başlangıcı klasik bir Zagor – Çiko çekişmesiyle başlar. Olay örgüsü, kızılderili, asker ve diğer karakterlerin gelişimi açısından çizgi ormana sadık kalınmıştır. Hatta ilk filmde Zagor Tenay baltasını da kullanır.

Tabi filmin bütçesi düşünüldüğünde mekan ve kostüm konusunda filmin başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca çizgi romana benzeme konusunda ellerindeki imkanları olabildiği kadar kullanmışlar. Bu yönden iyi bir uyarlama.

zagor filmleriLevent Çakır‘ın yüz hatları Zagor‘a birebir benzemese de çevikliği ve hareketliği göz ününe alındığında Yeşilçam‘da Zagor’u oynayabilecek aktör olarak öne çıkıyor. Nevzat Açıkgöz ise tipi ve tavrı ile birebir Çiko‘yu beyazperdeye taşımıştır. Ancak filmde şive ile konuşması bugün bize biraz ters geliyor. O günlerde çizgi romanları Türkçeleştirmek ve bizden birşeyler katmak oldukça sık başvurulan bir yöntemdi ancak Çiko‘nun “dağ başını duman almış”ı söylemesi, Kayseri şivesi ile konuşması gibi detaylar günümüz izleyicisine ters gelen ve doğal gelmeyen şeyler olarak ele alınabilinir. Öyle ki filmi birlikte izlediğim 89 doğumlu yeğenime durumu anlatmakta biraz zorlandım. Bu durumun altını çizmenin önemli olduğunu düşünüyorum çünkü bazı film gösterimlerinde bunun neden yapıldığı soru çok fazla sorulmuştu.

Filmde Levent Çakır‘ın anlattığı ve ilk gün çekilen sahneler filmin 50. dakikasında ortaya çıkacaktır keza kadrodaki en kariyerli oyunculardan birisi olan Kadir Savun‘da 78 dakikalık filmin ilk bir saatinde gözükmez. Kazım Kartal amansız düşman olarak çok iyi bir performans gösterir. Çizgi romanlardan farklı olarak seksi bir kadın olarak Ece Cansel filmde izleyicinin ilgisini çekmek adına yerini alır.

Zagor Kara Bela (1970)

zagor kara bela lobiZagor‘un ikinci filmi Kara Bela‘dır. Filmin 2.’sinin çekimine ilk filmin 1. gününden karar verilir. O günü Levent Çakır şöyle anlatıyor:

O günkü çekim bitince otele döndük. Yönetmen telefonla Hasan Tual’e bilgi veriyor. ‘Çekimler çok iyi geçti. Levent bugün havada uçtu, iki salto attı’ diyor. Hasan Bey ona daha ilk günden ‘İkinci filme başlayın’ diyor. Hemen ikinci filmin senaryosu hazırlandı. Bir-birbuçuk ay kaldık ve iki filmle döndük İstanbul’a. İlk başrollerime Zagor’larla imzamı atmış oluyordum Yeşilçam’da. İlki ‘Zagor Kara Korsan’ın Hazineleri’, ikincisi de ‘Zagor Kara Bela’ydı.”

Zagor Kara Bela‘nın kadrosunda Çiko’yu oynayan Nevzat Açıkgöz dışında ilk filmde yer alan Muzaffer Tema‘da vardır. Filmde kadroya Yavuz Selekman, Turgut Özatay ve Ergun Köknar‘da dahil olur.

Bana göre çizgi romanları uyarlaması olan Türk filmlerinin en güçlü tarafı Casting yani oyuncu seçimi ve seçilen karakter oyuncuların inanılmaz performansıdır. Mesela Tunç Başaran‘ın çektiği 1971 tarihli Kaptan Swing‘te Ali Şen, Süleyman Turan ve Salih Güney kelimenin tam anlamıyla “cuk” diye oturmuşlardır. Aynı şeyi Nevzat Açıkgöz için de yazmıştım ancak bir kızılderili reis’i olarak Yavuz Selekman‘da rolünün hakkını verir. Bence spesifik bir Zagor tiplemesi olmasa da Selekman Zagor çizgi romanlarından fırlamış bir kızılderili reisi gibidir. Keza Ergun Köknar‘ın canlandırdığı tiplemede oldukça başarılıdır.

Elbette bu gibi filmleri her zaman iki yönüyle ele almak gerekir. 1.si film üzerine ortaya konulan emek ve o şartlarda ortaya konmak istenilenler ile elde imkanları kullanarak ortaya konulan ve anlatılan. 1.’den bağımsız olarak 2. düşünmenin yanlış olduğunu düşünüyorum. Zagor Kara Bela filmi ilk filme nazaran daha düşük tempoda bir film. Hikaye olarak ilk filmde daha fazla içiçe geçmiş olay ve karakter var bu yönden de Kara Bela biraz daha sade kalıyor. Filmin 2. kısmı oldukça uzun takip sahnelerine sahip. Bu takip sahnelerinin ilkinde yer alan uzun silahlı çatışma sahnesi tempoyu düşürmeye başlıyor. Şelaleden itibaren süren ve kumsala taşınan takip ve döğüş sahnesi de epey uzun. Filmdeki takip sahnesi ve döğüş sahneleri dönem için heyecan verici olsa da günümüz izleyicisine uzun gelebilir. Eldeki kadro çok iyi olduğu için senaryonun aceleye getirildiği hissi öne çıkıyor. Yine de film bir çizgi roman uyarlaması ve hedefi belli.

Elbette bu iki Zagor filmi Fantastik Türk Sineması içerisinde çizgi roman uyarlamaları oldukları için oldukça değerlidir. Ancak düşük bütçelerine rağmen bu iki filmi bir arada ele aldığımızda yer alan bazı mantık hatalarından bahsetmeden geçemeyeceğim.

zagor filmleri 2Turgut Özatay‘ın canlandırdığı Maligan/Kara Bela‘nın öldüğü sahnede aslında Zagor‘un hikayesine atıfta bulunur. Bu bilinçli mi yapılmıştır bilinmez. Mekanlar, bunların kullanımları ve bazı noktaları bir kenara koyarsak bazı oyuncuların ilk filmden sonra ikinci filmde de yeniden kullanılması konusunda bazı sorunlar var. Nuri Kırgeç‘in canlandırdığı Kazmakürek Bill konusu Çiko‘nun soru ve “yeğen” açıklaması ile çözülmüş ama Muzaffer Tema‘nın iki ayrı albayı canlandırması bence doğru olmamış. Özellikle de ilk filmdeki albaylı finalden sonra… Bunun dışında filmde kale olarak geçen yerin küçük bir karakol olması ve mekan çekimi de Kara Bela filminde göze batıyor. Bunlar basit çözümlerle halledilebilinecek detaylardı bence ama zaman en büyük sorundur. Orman içinde geçen ve Darkwood ormanı ile bütünleşmiş bir hikayenin anlatıldığı maceralarda denizin ve deniz kıyısının oldukça fazla kullanılması da bence çizgi romanın orijinaline ters düşen başka bir detaydı. Tabi gönül ahşap kulübe de görmek isterdi ama Antalya Kemer bölgesinde bunu bulmanın zorluklarını tartışmaya bile gerek yok.

Yine de Yavuz Selekman ve Levent Çakır‘ın dublörsüz, tekrar çekimsiz herşeye korkusuzca girişmeleri takdire şayan. 2016 yılında bugünün şartları ile düşük bütçeli filmleri fazla sorgulamanın doğru olmadığını düşünüyorum. Sonuçta çizgi roman uyarlaması olarak Zagor çizgi romanının beyaz perdeye aktarıldığı tek film olarak hem Türk Sinemasında hem de Dünya Sinemasındaki yerini aldı. Emeği geçen ve beyaz perdeye aktaran herkese teşekkür ederim…

Zagor filmleri orj afis

Utku Uluer
Not: Bu yazı Gölge Dergi‘nin 104. sayısında da yayınlanmıştır.

 

Kaynakça:
* Levent Çakır‘ın 2011 yılında Akşam gazetesine verdiği röportaj
** Ege Görgün‘ün Levent Çakır röportajı
Mesut Kara – Çizgi-roman uyarlamalarının akrobat aktörü: LEVENT ÇAKIR (sinematikyesilcam.com/2012/05/cizgi-roman-uyarlamalarinin-akrobat-aktoru-levent-cakir/)
Ali Murat Güven – Türk sinemasının son 50 yılının özeti olan aktör: Levent Çakır (sinematikyesilcam.com/2013/03/turk-sinemasinin-son-50-yilinin-ozeti-olan-aktor-levent-cakir/)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir