Hülya Koçyiğit – Bitmeyen Çile (1966)

Bitmeyen Çile

Annen Yaşıyor. Onu, Sana Karşı Annelik Vazifelerini Yapmaktan Ben Alıkoydum. Bu, benim bitmeyen çilem…

Oğluna bıraktığı mektupta yazıyor bunları. Film öylesine eksik korunabilmiş ki seyirciler için de geçerlidir söyledikleri. 1966, Ekim ayında çekilen Bitmeyen Çile 02 Ocak 1967, Pazartesi günü (Beyoğlu) Lüks ve (Kadıköy) Feza ve Bulvar sinemalarında gösterime girmiş. Kayıp jeneriğin yerinde filmle en ufak bir ilgisi olmayan ve Güneri Tecer‘in iki yıl sonra piyasaya çıkacak şarkısı var; Leyla Leyla Berduşum (1968) (‘Leila Leila Joie Fille’) (Elias Rahbani / Fecri Ebcioğlu). Tabi haliyle yama gibi duruyor.

Beyoğlu’ndaki Çağlayan Saz. İçki ve kızartma kokulu bir lokal. Şarkıcı Gönül (Hülya Koçyiğit), Doktor Adnan ile burada tanışmış. İlk aşkı, ilk sevgilisi. İki yıllık bir ilişkileri var. Ama delikanlı öyle güvenilir biri değil. Biraz paracı. Telgraf getiren postacıyı “yanımda para yok, idare et” şeklinde bir jestle sepetliyor. Amcasının İzmir’deki hastanesine ortaklığın, yine amca kızı Zümrüt’le evlenmekten geçtiğini anlamış, Gönül’ü hemen bırakıyor. Bir an bile tereddüt etmeden. Hamilelik falan sonucu değiştirmez… “Çaresi yok değil ki” diyerek yardımcı(!) bile oluyor.

Komplimanı çok seviyor. Yeşilköy’de Zümrüt’e “Ne kadar şıksın Ne güzel elbise bu. Senin gibi birinin komplimana ihtiyacı olmaz ki” diyor mesela. Balık tutarlarken “O kadar güzelsin ki seni seyretmeye doyamıyorum” diye devam ediyor. Oysa genç kızın yanıtı çok daha somut; “Sarılıp bir kere öpmeyi de akıl edemiyor musun?

Aslında bir gece önceki mum ışığında yemek sırasında Gönül’e de böyle incelikli sözler söylüyordu. ‘Karanlıktan korkup korkmadığını test etmişti hatta kahvesini yatağa kadar getiriyordu. Filmin kesik kısımlarında daha ne ‘komplimanlar’ yapmıştır kimbilir!

Ortaklık önerisini duyunca Profesör Asaf’dan da esirgemez bunları; “İtimadınıza layık olmaya çalışacağım. Size çok şey borçluyum. Zümrüt’le nişanlarını kutlamak için amcasını ve nişanlısını, Gönül’ün şarkı söylediği kulübe götürmesi akıl alır gibi değildi. Asaf Bey kuşkulanmış “Bu yakışıklı delikanlıya göz kulak olman lazım. Musallat olacaklar gibi geliyor bana. Görmedin mi okuyucu hanımın halini. Gözünü O’ndan ayırmıyordu” diyor kızına. Bizimki “Yoksa önceden tanışıyor muydunuz” sorusunu, gayet pişkin, “Nerden tanıyacağım, müşteri diye itibar etti” şeklinde yanıtlıyor. Bir gece önce kollarında sabahladığı şarkıcımıza yaptığı iltifatları unutmuş çoktan.

Prof. Asaf da pek esprili! Çiçeği burnunda yeğenine şaka yollu takılıyor; “Desene sen de bizim gibi insan kasabı oldun. Kes kesebildiğin kadar.” Nükte bile olsa insanı korkutuyor. ‘Kes kesebildiğin kadar!

Üstelik çok şanslı biri Adnan. Amcasının ortağı ve damadı olarak hastanede çalışmaya başlamış. Zümrüt, İnciraltı’na götürmek ister Onları. Bizimkinin nöbet günüymüş, ayrılamaz. Karısının ve amca Asaf’ın 34 HA 050 plakalı araçta öldüklerini kısa bir telefon konuşmasından anlıyoruz; “Kaza mı? Ya karım? O da mı?” Her şey kendisine kalınca Gönül’e döner diye düşündük. Namuslu bir hayat yaşamamasını bahane ederek yapmaz bunu. Oysa genç kızın hayatındaki ilk erkekti. Kendisinden önce yine kendisinin olmasına bile tahammülü yok. Sonuçta tüm miras oğulları Necdet’in olacaktır. Adnan ‘Akyürek’in ‘kalp krizi’ geçirmesi de ironi gibi.

Gönül’ün son ‘dostu’ Selim’in belirli bir işi yok. At yarışları ve arsa işlerinde para kaybediyor hep. Otel komisi “Eskiden burada çalışırdı. Otelin mutemediydi. Ama sonra bir gün büyük bir açık verdi. İşinden çıkardılar kendisini” demişti. Gönül’e göre durum çok farklı; “İnsanlar ne kadar kötü oluyorlar. Ben işin iç yüzünü biliyorum. Selim’in bu adamlara bir borcu vardı. Ama son kuruşuna kadar ödedi. O hiçbir zaman hırsız olmadı.

Gazinoda, Haydar Karaer‘in genç kıza sataşmasını engellemişti. İlişkileri böyle başlıyor. Bir sahnede, az da olsa ve döneme uygun, emek-sermaye çekişmesi var. Selim, Necdet’e “Babandan kalan paraların arkasına saklanıp etrafı küçümsemek kolay geliyor sana. Ben bu dünyaya güzümü açtığım zaman sefalet içinde buldum kendimi. Çocukluğumun tek hatırası durmadan içen, canı istedikçe beni tokatlayan bir baba ile hasta bir anadan ibaret. 14 yaşımda karnımı doyurmak için çalışmak zorunda kaldım. Senin yaşına geldiğim zaman bir sürü iş değiştirmiştim” diyor. (Aldığı yanıt; “Hayatta muvaffak olamamışsanız suç bende değil.”)

Gönül ile ‘dost yaşaması’ için de “Bu nikâhsız evlilik, senin ahlak ve fazilet anlayışına uymaz belki” açıklaması getiriyor. Birbirlerini çok sevmelerine karşın ‘nikâhlı evliliği’ neden tercih etmedikleri belli değil.

Genç kadın, oğlu ile gitmek istiyordu. Selim, o kızgınlıkla ayrıntılı bilgi veriyor seyirciye; “Kendini de anlattın mı O’na? Kim olduğunu, nerden geldiğini, bugüne kadar nerelerde çalıştığını söyledin mi O’na… Benden evvel kaç âşık değiştirdiğini biliyor mu namuslu kadın? Bunları bilmek O’nun hakkı. Vücudunu kaç paraya sattığını kendisine anlatman lazım.” Ama Gönül öylesine güzel ki bu sözler seyircide hiçbir kötü etki yaratmıyor.

Sonunda sevdiği kendisine geri dönüyor. ‘Ahlak ve fazilet anlayışını’ değiştirip ‘nikâhlı evliliği’ tercih etmiştir belki.

Bitmeyen Çile 1966

DETAYLARDA KALANLAR!

Hülya Koçyiğit 60’ların başında Tosca Operası’ndaki korodaymış. Bitmeyen Çile rol icabı alaturka şarkı söylediği ilk filmi. Kendisinden 5 yaş büyük Erol Tezeren‘in annesi rolünde. Sarah Bernhardt, Ingrid Bergman, Greta Garbo‘ya benzetilir, hatta daha iyi olduğu söylenirdi. ‘Oğluyla’ beraber olduğu sahnelerde Kadın Asla Unutmaz’daki (1968) Nevin’e benziyor.
Bitmeyen Çile filminde Zümrüt’ü oynayan Feryal Koçyiğit diğer kardeşleri Hülya ve Nilüfer kadar fazla filmde yer almamış.

Erol Tezeren sanat hayatına Bakırköy Halkevi’nde başlamış. Sonra Radyo Çocuk Kulübü var. Arena Tiyatrosu‘ndaki ‘Übü’ (1963) ile profesyonel olmuş. İlk filmi ‘Üç Öfkeli Genç’in (1964) çevrimi sırasındaki ilginç bir anı; Ali Şen, üniversitede okuyan Erol Tezeren‘i görmeye İstanbul’a gelir. Büyük şehrin çarkına kapılan oğlu ile konuşurken rol icabı kalp krizi geçirir. Bu sahnede o kadar başarılı olmuş ki ertesi gün gerçekten bir enfarktüs geçirmiş ve Gureba Hastanesi‘ne kaldırmışlar sanatçıyı.

Bitmeyen Çile filminin iki sürprizi var. Doktor rolündeki Senarist Ahmet Üstel ve Naci rolündeki Yönetmen Arşavir Alyanak.

Bitmeyen Çile , Ahmet Üstel’in ilk Yeşilçam senaryosu. Sanat yaşamı Küçük Sahne’de, ‘Örümcek’teki rolüyle (1953) başlamış. Tiyatroda görev aldığı eserler: ‘Köpek Kırpıcısı’ (Kasım, 1961) (Yazan Jean de Létraz) (Türkçesi Yusuf Sururi) (Sahneye koyan Ahmet Üstel); ‘Cici Bey’ (Şubat, 1962) (Komedi üç perde) (Yazan Georges Feydeau) (Türkçesi Yusuf Sururi) (Sahneye koyan Ahmet Üstel); ‘Kapanan Dosya’ (Şubat, 1962) (Yazan Louis Vernevil) (Türkçesi ve sahneye koyan Ahmet Üstel); ‘Aşk, Deniz ve Balık’ (Mart, 1963) (Saim Alpago ve Arkadaşları) (Yazan Michél Andre) (Çeviren Ahmet Üstel); ‘Tencere Dibin Kara’ (Aralık, 1964) (Yazanlar Bülent Oran-Ahmet Üstel); ‘Sermet Oğlu İlyas’ (Aralık, 1967) (Yazan Robert Thomas) (Adapte eden ve sahneye koyan Ahmet Üstel); ‘Diskotek’ (Mart, 1968) (Nakleden Ekrem Dümer) (Sahneye koyan Ahmet Üstel); ‘Bitişik Daire’ (Mart, 1968) (Yazan Maurice Hennéquin) (Adapte eden Ali Sururi) (Sahneye koyan Ahmet Üstel); [‘Aşk, Deniz ve Balık’ın tekrarı] ‘Kadın ve Balık’ (Nisan, 1968) (Ayfer Feray-Nisa Serezli Tiyatrosu) (Yazan Michél Andre) (Sahneye koyan Ahmet Üstel); ‘Kiralık Metres’ (Eylül, 1968) (Muzaffer Hepgüler Tiyatrosu) (Yazan ve sahneye koyan Ahmet Üstel); ‘Eller Aya Biz Yaya’ (Eylül, 1969) (Hepgüler Tiyatrosu) (Adapte eden ve sahneye koyan Ahmet Üstel); ‘Günah Yuvası’ (Kasım, 1969) (Yarasa Korku Tiyatrosu) (Yazan Ahmet Üstel); ‘Sarı Çizmeli’ (Şubat, 1972) (Yazan Ahmet Üstel).

Figen Say‘a adını, akrabası Arşavir Alyanak vermiş. O dönemin ünlü artisti Claudia Cardinale‘ye benzetilirdi.

Karısının dırdırından bunalan Naci Bey kurtuluşu gazete okumakta bulur. “Aman Muazzez, bırak Allah aşkına! Sana ne elin kadınından” dediği sahnede elinde 15 Ekim 1966, Cumartesi günkü Milliyet var. ‘Fevzioğlu, CHP Gençlik Kurultayında Sert Konuştu’ ve ‘Erkek İken Kadın Olan Alman, Türk Avukatla Evlendi’ haberlerini okuyormuş gibi yapıyor. Muazzez Hanım’ı bezik oynamak bile susturamayacaktır.

Nurten-Nurhan Nur; İlkokul ‘talebesi’ Necdet-Ercan İnangiray ve karnesi; Uşak-Hakkı Haktan; Zehra Hanım-Mahmure Handan; Gönül’ün dostu ‘şavrolacı’ Zeki Tüney; Garson Haydar Karaer; Meyhaneci Faik Coşkun; Muazzez-Handan Adalı; Selim’in kedisi ‘Belkıs’; At yarışları; Büyükada’daki payton ve otel;  Habire terleyen Patron-Lütfü Engin çok güzeldi.

Giysilerini başka filmlerden anımsıyoruz:

Yağmurlu sahnedeki pardösüyü ‘Parmaklıklar Arkasında’ (1967), ‘Kardeş Kavgası’ (1967), ‘Yağmur Çiselerken’de (1967) giymiş; Nilüfer Koçyiğit de ‘Son Hatıra’da (1968) kullanmıştı.

Zehra Hanım’la ‘çocuğun para işini’ konuştuğu sahnedeki sabahlık ‘Posta Güvercini’nde (1965) üzerindeydi.

Bitmeyen Çile filminde İzmir’de oğlunu görmek isteyip de göremediği sahnedeki tayyörü ‘Posta Güvercini’ (1965) filminde giyiyordu. Aynı giysiyi Nilüfer Koçyiğit ‘Siyah Gözler’de (1965) kullanmıştı.

Haydar Karaer‘in sataştığı gazino sahnesindeki gece elbisesinin adı “Dior’un Gözdesi”. Siyah tül üzerine payetlerle işlenmiş ve etekleri volanlıymış. ‘Damgalı Kadın’ (1966), ‘Ölmek mi Yaşamak mı’ (1966), ‘Yağmur Çiselerken’ (1967), ‘Sürtük’ (1970) filmlerinden anımsıyoruz. Ayrıca ‘Kader Böyle İstedi’deki (1968) nişan sahnesinde, Nilüfer Koçyiğit‘in üzerindeydi.

At yarışlarındaki açık renk pardösüyü ‘Utanç Kapıları’ (1967) ve ‘Seni Affedemem’ (1967) filmlerinde giyecektir.

Selim’e “Ben o parayı bugün ödedim” dediği sahnedeki elbiseyi ‘Posta Güvercini’nde (1965) kullanmıştı.

Büyükada’da, otele giriş yaparkenki kostümü Nilüfer Koçyiğit, ‘Posta Güvercini’ (1965) filminde giymişti.

Kahvaltıdaki bluzu ‘Utanç Kapıları’nda (1967) üzerindeydi Hülya Koçyiğit‘in.

Zeki Tüney‘le konuştuğu sahnedeki Dior ‘kreasyonu’ giysinin adı ‘Yıldızlı Geceler’. Siyah jarse üzerine broderli ve binlerce taşlıymış.

Havaalanı sahnesinde Feryal Koçyiğit‘in üzerinde olan ‘döpiyes’i; Hülya Koçyiğit ‘Sevgim ve Gururum’ (1965), ‘Posta Güvercini’ (1965); Nilüfer Koçyiğit ise ‘Siyah Gözler’de (1965) kullanmış.

Giysilerini kardeşleri ve Kadın Asla Unutmaz’daki (1968) önü fırfırlı beyaz ipek bluzunu Sarmaşık Gülleri’nde (1968) Piraye Uzun‘a vermesi gibi, diğer sanatçılardan esirgememiş.

Mekanlar:

Büyükada’daki oteli ‘Buğulu Gözler’de (1970) tekrar göreceğiz. Gönül ve Necdet, 38-40; Canan ve Faruk 602-603 numaralı odalarda kalıyorlar.

Filmdeki melodiler:

Cleopatra‘daki (1963) (Alex North) ‘Antony and Cleopatra Theme‘ 3 sahnede (Nurten “Peki, ya çocuğun? Babasına ihtiyacı olmayacak mı” derken; Garson, Gönül’e “Ablacığım, ayakkabılarını getirdim” derken; Otelde oğluyla kahvaltıya indiklerinde)’. ‘Caesar and Cleopatra Theme’ 3 sahnede (Gönül, ikinci kez Hakkı Haktan ile konuşurken; Evin uşağı Gönül’e Adnan’ın telefon numarasını verirken; Selim, Necdet’in kim olduğunu sorarken).

Goldfinger‘daki (1964) (John Barry) ‘The Laser Beam’ Kapıcı, Gönül’ü arayan Necdet’e “Bu saatte evde olmaz” derken. ‘Bond Back in Action Again’ Gönül, Selim’in koluna ateş ederken.

The Sound of Music‘deki (1959) (Richard Rodgers / Oscar Hammerstein II) ‘Edelweiss’ Gönül, otelde Nurten ile konuşurken.

Ben Hur‘daki (1959) (Miklós Rózsa) ‘Love Theme’ Necdet, annesine “Soyadımı değiştirip senin soyadını alacağım” derken.

Mantovani‘nin ‘An Enchanted Evening’ albümündeki (1953) ‘Some Enchanted Evening’ (1949) (Richard Rodgers / Oscar Hammerstein II) Necdet “O‘na kararınızı bildirirsiniz. Burdan hemen gideceğinizi söylersiniz kendisine” derken.

Nihavent Makamında Ara Müziği Selim, “Anneni sana bırakıyorum delikanlı. Ama gitmeden evvel O’nun nasıl bir kadın olduğunu söyleyeceğim” derken.

Gönül, gazinoda Kürdîli Hicazkâr bir şarkı (Avni Anıl / Ümit Yaşar Oğuzcan) söylüyor; “Sende bir sen yaşar ki o sen değilsin//Senden uzak o kadar ki o sen değilsin//Seni senden başka bir ben bilirim//Bilmediğim bir sen var ki o sen değilsin//Senden uzak o kadar ki o sen değilsin.

Bitmeyen Çile filminde Kim Kimi Seslendirmiş:

Gönül’ü Jeyan Mahfi Ayral; Selim’i Abdurrahman Palay; Necdet’i Toron Karacaoğlu; Hale’yi Gülen Kıpçak; Nurten’i Alev Koral; Adnan’ı Hayri Esen; Naci Bey’i Agâh Hün; Zeki Tüney’i Erdoğan Esenboğa seslendirmiş.

Not: Bitmeyen Çile yazısı ilk sinematürk.com sitesinde yazılmış ve Sinematik Yeşilçam tarafından yazar Murat Çelenligil’in onayı ile yeniden düzenlenmiştir… Bitmeyen Çile lobileri orijinal çerçeve korunarak sitemiz tarafından filmden alınan görüntülerle hazırlanmıştır.

Not: yukarıda eklediğimiz 2. afiş sinematek’te yer alan Bitmeyen Çile afişi sonradan yapılmış bir afiştir zaten kullanılan görsel hatalıdır. Bu gibi hatalı afişler de çok ilginç olduğundan ekledik…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir