Ayrıntılarda Hababam Sınıfı
1-Afiş deki Detay
1975 tarihli SES dergisinde yayınlanan “Bu bir olaydır” başlıklı haberin devamı şöyle.. “Yeşilçamda öteden beri süregelen ve zaman zaman da oyuncular arasında olaylara neden olan bir sorun vardır..Afiş meselesi….Şimdiye dek afişteki isim düzeni yüzünden sanatçılar arasında dargınlıklara varan tartışmaların çıktığına tanık olduk…..Tarık Akan son çevrilen “hababam sınıfı” filmi ile ilk kez bu kuralı bozarak starlara güzel bir örnek verdi..Ünlü oyuncu büyük bir jestle Münir Özkul’un adını kendi adından önce yazdırdı..Böylelikle Türk sinemasında ilk kez bir başrol oyuncusu bütün kuralları bir anda yıkarak, adı karakter oyuncusuna çıkan birine yol vererek adını onun ardından yazdırdı afişlere….. ”
Tarık Akan bu konuda şunları söylemiş : “Münir Özkul çok saygı duyduğum bir ağabeyimdir.Benden hem yaşça hemde sanatsal açıdan büyük olan birine her şey yapılmalıdır..Birlikte çevirdiğimiz bu filmde yapımcılara ve yönetmenlere Münir Özkul adının benden önce yazılması gerektiğini söyledim… Bu tip sanatçılar çok azdır. Değerini anlayabilene tabi…”
Münir Özkul ise şunları söylemiş : “Film piyasaya çıkana kadar benim böyle bir şeyden haberim yoktu. Ne zaman ki afişleri gördüm.. İşte o zaman yeryüzünde şöhretten başka şeylerde değer veren insanların bulunduğunu düşündüm.. Çok mutluyum…”
2-Çöken eğitim sistemi
Rıfat Ilgaz, Hababam Sınıfı adlı kitabıyla ilgili bir röportajında sorulan soruya öyle bir cevap verdi ki, eğitim sistemi hakkında hiç görülmeyen bir görüntüyü ortaya koydu.
Soru: “Nasıl bu kadar çok güldürebildiniz?”
Rıfat Ilgaz: “Eskiden idamlar sabaha karşı yapılırmış. Belli bir süre sonra idam yaklaştığında tüm dükkanlar açılmaya, esnaf satış yapmak için bağırıp çağırmaya başlamış.”
“Bunun üzerine aileler de o saatlerde sokağa çıkmaya başlamış ve idam vakitleri panayır havasına bütünmüş. Sonuçta da ölen bir adama bakarak gülen bir halk görüntüsü oluşmuş.”
“Ben de çöken eğitim sistemini anlattım. Hepimiz ölen bu sisteme bakarak güldük.”
3- Hayta İsmail
“Hababam Sınıfı Uyanıyor” Serinin 3.filmi…Fotoğraf da görülen “Ahmet Arıman” o sene gerçekten askerliğini yapıyor ve seti ziyarete geldiğinde senaryoda olmadığı halde bir çok sahne ekleniyor film’e… Film çekerken ne kadar çok, ani ve doğru karar vermek zorunda kalındığının, şartlara göre esnekliğin, yönetmenlik adına ne kadar önemli olduğunun iyi bir örneğini oluşturuyor bu film!..Eklenen tek bir sahne de değil, oldukça yer tutuyor Hayta İsmail sahneleri filmin süresi içinde!… Aynı zamanda Halit Akçatepe’nin Güdük Necmisini de son kez görüyoruz bu seride!..
4-İnek Şaban
“Büyük usta Kemal Sunal’ın hayat verdiği, büyük yazar syn. Rıfat Ilgaz’ın ölümsüz kahramanı “İnek Şaban” Gerçek kimliği günümüzde Safranbolu da yaşayan “Öküz Ahmet” lakaplı Ahmet Demiralp bey’e uzun ömürler diliyor, bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış bu kareyi, büyük üstadlarımızın anısına sevgi ve şükranlarımızla sizlerle paylaşıyoruz!”
5-Halit ve Sıtkı Akçatepe
Hababam Sınıfında Halit Akçatepe babası Sıtkı Akçatepe ile oynamıştırlar. Babası Paşa Nuri Karakteriyle Gönülleri fethetmiştir.
6-Leman Akçatepe
Halit Akçatepe’nin annesi Leman Akçatepe ise ilk Hababam Sınıfı filminde Kız okulunun öğretmeni rolünü oynarken Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı filminde Damat Ferit (Tarık Akan)’ın Annesi rolünü oynamıştır.
7-Filme olmayan bir Sahne
Bu mu o çocuk?. Bu filmde olmayan bir sahne arkadaşlar!.. Set fotoğrafçısı tarafından verilmiş bir mizansen!… Mahmut hoca pek kulak çekmez zaten!
Halit Akçatepe, Güdük Necmi’nin, İnek Şaban’a attığı tokatta yaşadıklarını ilk kez anlattı:
“Mesela Kemal’in babası olduğum sahne, sahnede tokat atıcam Kemal’e, Ertem Abi( Eğilmez ) gerçekten vurmamızı isterdi. İşte bende Kemal’e tokat atacağım ya diyorum Ertem abi prova yapıyoruz falan yok diyor vur ben göreyim. Birkaç tane vurdum Kemal’in yüzünden kan akmaya başladı.”
Adile Naşit’le set arasında yaşadıklarını da anlatan Akçatepe “Adile Abla’ya sette hep şaka yapardık” dedi… “Biz Adile Abla’ya neler yaptık. Tarık, ben, Kemal, ama o hepsini gülerek karşıladı o öyle bir kadındı, güzel bir insandı… Ayrıca çok iyi bir oyuncuydu. Babadan zannediyorum bir tek ona geçmiş yani çok iyi bir oyuncuydu… Genç kızlarla göbek atarken, hepsinden daha güzel oynuyordu, yani her şeyi çok iyi bilirdi çok yapardı.”
Filmin Hayta İsmail’i Ahmet Arıman ise Hababam setinde top oynadıklarını söyledi… “Tabi biz dediğim gibi gençtik o zaman , çocuktuk tabi, onların hepsi oyuncu koca Münir Özkul’un yanında siz kalkıp da, ama onlar bizden çok mütevazı bir şekilde davrandılar… Adile Naşit’in oğlu 15 yaşında vefat etmiş. Ahmet diye inanın kendi oğlu yerine beni koyardı o kadar severdi. Tabi sonra biz başka filmlerde de oynadık o daha da çok arttı… Biz tabi biraz çekinirdik onlardan. Film arasında yani çekim aralarında top oynardık penaltı çekişirdik o bahçede , gördüğünüz ağaçların altında, aralarda çok eğlenirdik yani boş geçmezdi.” Hababam Sınıfı oyuncularının senaryoya bağlı olduğunu söyleyen Arıman, sadece Kemal Sunal’ın doğaçlama yaptığını ve kendilerini çok güldürdüğünü söyledi… Arıman, “Senaryo vardı ve biz senaryonun ne dediğini yapardık. Diyalogları aynen kelimesi kelimesine yapardık… Bir tek Kemal Sunal doğaçlamayı özel olarak yapardı. Ona karışmazlardı… O çünkü çok espriliydi ve bir anda bazı şeyleri yapardı. Ona da yakışan buydu zaten, ona da bir şey söyleyemezdiniz zaten çünkü çok güzel olurdu…Yönetmenin istediği de oydu zaten. Bizim sözlerimiz biz ne yazıyorsa onu oynuyorduk ne varsa diyalogda onu söylemek zorundaydık ve söylerdik” dedi…
Arıman, filmin yönetmeni Ertem Eğilmez’in sette çok sert olduğunu ve disipline çok önem verdiğini söyledi. Eğilmez’in sete bir kaç dakika geç gelen Tarık Akan ve Ayşen Gruda’ya tek ayakta durma cezası verdiğini de söyledi…
Ahmet Arıman (Hayta İsmail), Ertem Eğilmez’i şöyle anlattı:
“Evet disiplinli ve yumuşak, hem sempatik hem ciddi… Bir gün unutmuyorum, yemek arası verildi. Herkes toplandı bahçede kamera geldi ve Tarık Akan… Ayşen Gruda birisi daha vardı ama Halit Abi mi kim bilemiyorum. Bunlar bir 3 – 5 dakika geç kaldılar çok değil yani.Tek ayak durun hazır olun, siz kimsiniz beyefendi, Tarık Akan’a diyor aynı zamanda Ayşen Gruda’ya da biri daha var hatırlayamıyorum. Siz kimsiniz beyefendi benim setimi nasıl engellersiniz defolun derhal setimi terk edin dedi. Çıt çıkartamazsın karşısında… Ama ertesi gün, iki gün sonra, yarın sarmaş dolaş o şekil devam etti… Bu disiplin midir başka bir şey midir bilemiyorum ama böyle bir anıyı hatırlıyorum yani.”
Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/
Türk sinema tarihinin en fazla izlenen ve nesilden nesile taşınan film serisi Hababam Sınıfı filmlerindeki bazı sahnelerin çok özel fotoğrafları Malatya Film Festivali’nde sergilendi.
Hababam Sınıfı filminin 13 oyuncusu, 38 yıl aradan sonra festival aracılığıyla, filmin Malatyalı oyuncularından Dilaver Gül’ün önderliğinde ilk kez Malatya’da bir araya geldi. 3. Uluslararası Malatya Film Festivali’nde ‘Yaşam Boyu Onur Ödülü’ne layık görülen Münir Özkul’un ödülü, vermek için Malatya’ya gelen oyuncular eski günlerini anıp, hatıralarını anlattı.
El sallayamazdı belki ama burada olsaydı keşke
‘Hayta İsmail’ lakaplı Ahmet Arıman, Hababam Sınıfı’nda ‘Mahmut Hoca’ karakterini canlandıran Münir Özkul’a festival kapsamında ödül verecek olmanın kendileri için bir onur olduğunu belirterek, duygularını ‘Keşke yanımızda olsaydı, keşke burada olabilseydi. Burada olmaktan çok mutluyuz ama keşke toplanıp bir öğretmenler gününde ya da özel bir günde onun kapısının önüne gitseydik. El sallayamazdı belki bize ama onun içeride olduğunu bilmek bile çok güzel olurdu’ sözleriyle anlattı.
Kemal abi 2 lira veriyordu
Hababam Sınıfı filminde ‘ufaklık’ olarak tanınan Tuncay Akca da, Hababam Sınıfı filminin çekimlerine dair anılarını anlattı. Filmde rol arkadaşlarının en küçüğü olarak oyuncuların ayakkabılarını boyadığını belirten Akca, espriyle ‘Rahmetli Ertem abinin de Münir babanın da hatta Adile ablanın da Kemal abinin de herkesin ayakkabısını boyadım. Herkes 10’ar lira veriyordu bana ama Kemal abi 2 lira veriyordu’ diye konuştu.
Dilaver bir tanedir
Hababam Sınıfı setlerinde çekilmiş Dilaver Gül’e ait fotoğrafların üzerine düşülen notlar da dikkat çekti. Hafize Ana karakterini canlandıran Adile Naşit, Dilaver Gür ile birlikte çekildiği fotoğrafın üstüne, “Benim oğlum Dilaver bir tanedir” notunu düşerken, Kemal Sunal ise “Dilaver’e sevgilerimle” diye yazmış.
kaynak: http://www.yenisafak.com/kultur-sanat
Derleyen: Ufuk Iğaç
