Bekir Coşkun’un Kemal Sunal yanılgısı

Sözcü Gazetesi yazarı Bekir Coşkun‘un bugün (4 Temmuz 2018 – Okumak için tıklayınız) Kemal Sunal‘ın ölüm yıldönümü dolayısıyla kaleme aldığı yazıyı okuyunca birikimli bir Cumhuriyet aydınının zaman zaman yanılgı dolu değerlendirmeler yapabileceğini görmüş olduk.

Bekir Coşkun yazısında özetle Kemal Sunal filmlerinin yıllarca toplumu uyuttuğunu, geçmişten günümüze politik çalkantılar içeresinde Cumhuriyet’in yıkım aşamasına getirildiğini savunuyor.

Kendi adımıza naçizane Türk Sineması’nın toplumsal gerçekçiliği üzerine araştırma ve incelemeler yapan biri olarak bu satırları okuduğumuzda çok üzüldük. Zaman zaman gerici ve liboş tayfasının Kemal Sunal’a saldırı niteliğindeki yazılarına ne de olsa alışkınız. Ancak bu defa Bekir Coşkun tarafından yazıldığını gördüğümüzde üzüntümüz ve hayretimiz katlandı.

Bekir Coşkun’a sormak isteriz;

Kemal Sunal

Bürokrasiyi, başımıza atama veya seçilerek gelen yöneticilerin eleştirilemez, toplum tarafından adeta dünya dışı üstün bir varlık olarak görülmesini ti’ye alan Tosun Paşa mı halkı uyutmuştur?

Komprador-feodal ağaların ve para babalarının halka zulmetmek için eşkiyaların koruyuculuğuna muhtaç olduklarını, gücünün farkına varan halkın karşısında hiçbir zalim yapının duramayacağını izleyicinin gözüne gözüne sokan Salako mu toplumu aptallaştırmıştır?

Neo-liberal politikalarla insanlığın her türlü değerinin yıkıma uğratıldığı, her mahallede bir zengin yaratacağız anlayışının hakim olduğu dönemde emeğin biricik yüce değer olduğu gerçeğini belleklere kazıyan Köşeyi Dönen Adam mı ülkeyi ekonomik krize sürüklemiştir?

Adaletin ve asayişin olmadığı bir toplumda kimlerin düzen sağlayıcısı olacağını, halkın kanını emen tefecinin, karaborsacının hakkından nasıl gelineceğinin yolunu gösteren Deli Deli Küpeli mi Cumhuriyet’i yıkıma götürmüştür?

Feodal düzene karşı, üretimden gelen gücünün farkına vararak örgütlenen halkın neler başarabileceğini defalarca vurgulayan Kibar Feyzo mu milletin basiretini bağlamıştır?

Her türlü olumsuzluğa, hayatın ağır şartlarına karşı umutsuzluğa kapılmadan mücadele edilmesi gerektiğini, klanetin ezgileriyle anlatarak topluma yaşama sevinci aşılayan Düttürü Dünya mı insanımızı çürütmüştür?

Fransız Devrimi’ni tiyatroların hazırladığından, bodrum katlarında oynanan siyasi komedileri izleyen Fransız halkının 1789’da Bastil Hapishanesi’ni basarak ihtilali gerçekleştirdiğinden övgüyle bahseden Bekir Coşkun, yukarıda bazılarının sadece birkaç saptamasını yaptığımız Kemal Sunal filmlerindeki ince ince işlenmiş toplumsal mesajları batıcı bakış açısıyla Bekir Coşkun‘un gerçekçiliğe dair göremedikleridir.

Her seçim sonrası yaşanılan psikolojik yıkımın faturasını halka kesen ve daha çok seçimler kaybettirecek düşünce anlayışından sıyrılamayan aydınlarımızın hışmından Kemal Sunal‘ın da nasibini almış olması, toplum ile gerçekler arasındaki perdeyi kalınlaştırmaya devam ediyor maalesef…

Yazan: Adnan Yarar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir