Ah Güzel İstanbul (1981)

Ah Güzel İstanbul (1981)

Ah Güzel İstanbul dendiğinde hepimizin aklına senaryosunu Safa Önal ve Ayşe Şasa’nın birlikte yazdıkları, başrollerinde Sadri Alışık ve Ayla Algan’ın oynadığı 1966 yapımı unutulmaz Atıf Yılmaz filmi gelir.

Tarihler 1981’i gösterdiğinde Atıf Yılmaz’ın filmiyle hiç ilgisi olmayan ikinci bir Ah Güzel İstanbul filmiyle karşılaşırız. Bu filmin yönetmeni Ömer Kavur’dur. Bir edebiyat uyarlaması olan ve Yazar Füruzan’ın yapıtından aktarılan Filmin senaryosunu Ömer Kavur ve Füruzan birlikte yazmışlar.

Ömer Kavur “Filmin başrolleri için, önce Tarık Akan ve Türkan Şoray’ı düşünmüş. Sonrasında Kadir İnanır ve Müjde Ar’da karar kılınmış. Filmde farklı dünyalardan iki insanın aşkı, yalnızlıkları ve yabancılıkları anlatılır. Kamyon Şoförü Kamil ve Hayat Kadını Cevahir’in buruk aşkları…

Kamil (Kadir İnanır) şehirlerarası mal taşıyarak hayatını kazanan genç bir uzun yol şoförüdür. Kamil’in arkadaşlarından Cengiz ona bir iş teklif eder. Kamil’e Urfa’ya, Mardin’e, Antep’e gidip gelirken onlar için mal getirmesini teklif eder, karşılığında ise iyi para alacağını söyler. Kamil yorgun olduğunu söyleyip, eve gitmek için kahveden çıkar. Eve giderken mahalleden bir tanıdığıyla karşılaşır. Kadının oğlu okulu bırakmıştır ve sürekli orada burada gezmektedir. Kadın Kamil’den oğlu Erdoğan’ı yanında çalıştırmasını ister. Kamil elinden geleni yapacağını söyleyerek, evine dinlenmeye gider.

Beraber bütün gün gezerler ve akşam Kamil Cevahir’i evine götürür. Cevahir geceyi orda geçirir fakat Kamil uyurken gizlice gider. Kamil tekrar randevu evine gelir ama Cevahir onu tanımamış gibi davranır. Bunu gören Kamil çok sinirlenir ve ona tokat atar. Cevahir ağlamaya başlar. Artık burada buluşamayacaklarına karar verirler. Kamil geceleri iş çıkışında Cevahir’in evine gidecektir. Kamil gece Cevahir’in evine gelir ve orada kalır. Ertesi gün mahallede Erdoğan’ın annesinden ev bulmasını ister. Kamil daha sonra işe gider. Patron dün bütün gün onu aradıklarını söyler. Mardin’e sefer vardır ve Kamil gidecektir. Kamil hemen yola çıkar. Oradaki işini hemen halledip, gece gündüz uyumadan yol gelir. İstanbul’a dönünce Erdoğan’ın annesi onun için ev bulduğunu söyler. Kamil hemen eve bakmaya gider, evi beğenince tutmaya karar verir. Erdoğan’ın annesi ev sahibine yeni evli bir çiftin taşınacağını söylemiştir. Kamil evini toplar ve kamyona yükler, ardından Cevahir’in evine gelir.

Akşamleyin Kamil’in arkadaşları gelir ve eğlenmeye giderler. Arkadaşı Cengiz Kamil’e iş teklifini yineler, fakat Kamil kabul etmez. Sonra arkadaşlarıyla beraber randevu evine giderler. Kamil orada Cevahir’i (Müjde Ar) görür ve onunla beraber olur. Ertesi gün sabah erkenden Erdoğan gelir. Beraber işe başlayacaklardır. Erdoğan Kamil’in muavinliğini yapacaktır ve ilk seferleri Mardin’edir. Ancak malın yüklenmesi iki saatten önce bitmeyecektir, Kamil hemen randevu evine gider ve Cevahir’i arar. Yine onunla beraber olur. Cevahir yıllar önce evden kaçmıştır, onu İstanbul’a getiren de bir kam-yon şoförüdür. Sonra yola çıkmak üzere Cevahir’in yanından ayrılır, dönüşte tekrar geleceğini söyler. Erdoğan’la yola çıkarlar. Kamil Mardin’den Cevahir için ipek bir bluz alır. Mardin’den döner dönmez yine Cevahir’in yanına gider. Bluzu ona verir. Cevahir hediyeyi çok beğenir. Kamil ona birlikte bir gün dışarıda gezip gezemeyeceklerini sorar. Cevahir izin alabileceğini söyler ve ertesi gün buluşurlar.

Yeni evlerine gidip yerleşirler. Ancak yeni ev eşyalar derken epey açılmışlardır. Bunun üstüne bir de Cevahir Kamil’den televizyon istemiş ve Kamil de hemen almıştır. Bir gün Kamil seferden döndüğünde Cevahir ona, onu beklerken çok sıkıldığını söyler. Fakat Kamil bunu yanlış anlar ve kavga ederler. Kamil biraz yatışınca ondan bir süre daha beklemesini ister. Ertesi gün kahveye arkadaşlarının yanına gider ve Cengiz’e kaçakçılıkla ilgili teklifin hâlâ geçerli olup olmadığını sorar. Cengiz geçerli olduğunu söyleyince Kamil kabul eder. Sonra doğuya sefere çıkar, kamyondaki malı boşalttıktan sonra Cengiz’e götüreceği kaçak malları kamyona yükler ve yola çıkar.

Ah Güzel İstanbul (1981)

Kamil İstanbul’a gelince önce iş yerine uğrar, sonra da arkadaşlarıyla meyhaneye gider. Kamil çok içmiştir, Erdoğan onu evine götürür. Sabah zar zor ayılır. Cevahir’le hiç konuşmamaktadır. Cevahir dertlerini onunla paylaşmadığı için Kamil’e kızmaktadır. Ona yardım etmek istediğini söyler; ama Kamil anlatmaz.

Ertesi gün Cevahir dışarıda dolaşırken randevu evinden arkadaşlarıyla karşılaşır. Beraber oturup çay içerler. Hepsi evlenip evlenmediklerini sorar ve henüz nikahlarının yapılmadığını öğrenince, arkadaşları Cevahir’e Kamil’in onunla evlenmeyeceğini hatta yakında onu bırakacağını söylerler. Ertesi gün Kamil ve Cevahir evde otururlarken kapı çalar. Cevahir kapıyı açar. Gelen Kamil’in arkadaşlarıdır ve Cevahir’i görmüşlerdir.

Cengiz malların hemen lazım olduğunu söyleyince Kamil kendisinin getireceğini söyleyip onları gönderir. İçeri girince önce Cevahir’e kızar. Ardından da evdeki malları alıp kahveye gider. Orada Cengiz’e malı teslim ettikten sonra kavga etmeye başlarlar. Sonra Kamil Cengiz’e yumruk atar ve diğerlerinin de araya girmesiyle tartışma büyür. Kahvedekiler zorla onları ayırırlar. Kamil bir süre sahilde dolaştıktan sonra eve gelir, Cevahir her şeye rağmen onu sevmektedir.

Ertesi gün Kamil erkenden yola çıkar, yine Mardin’e gidiyordur. İşlerini bitirdikten sonra Erdoğan’la beraber Cevahir’e gelinlik kumaş alırlar ve İstanbul’a dönmek üzere yola çıkarlar.

Bu sırada Cevahir ise evi toplamış ve boynundaki kolyeyi Kamil’in gömleğinin üzerine koyarak evi terk etmiştir.

“Cevahir ve Kamil’in hikayesinde aşk da vardır, aşık olurlar birbirlerine. Ama birbirlerine kendi iç dünyalarını açmazlar, açamazlar. Ne Cevahir güvenebilir Kamil’e, ne de Kamil Cevahir’e. Geçmişleri, onları bugünden ve gelecekten koparır.  Filmde bir sahne vardır; kadın ve erkeğin aynı masada şarkı söylediği. Fiziksel olarak birbirlerine yakın oldukları fakat bir o kadar da kendi iç dünyalarına dönük oldukları bir andır. Kadın ve erkek birlikte olsalar da yalnızlardır. Ömer Kavur, Cevahir ve Kamil’in hikayesinden yola çıkarak yalnızlık ve yabancılaşmayı anlatır Ah, Güzel İstanbul’da bizlere. Füruzan’ın kaleminden çıkan bu aşk hikayesi aklımızda ve yüreğimizde yıllar sonra da yer etmeye devam eder.” (*)

Yazan: Mesut Kara

(*) (http://www.muptelaokur.com/2017/11/ah-guzel-istanbul-ya-da-omer-kavur/)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir