Bir Fenomenin Doğuşu – Ferdi Tayfur ve Çeşme Filmi (1977)

Sahneden Yeşilçam’a

60’ların sonlarına doğru plaklar doldurmaya başlayan Ferdi Tayfur, 70’lerin ortalarına kadar geçen sürede ismini yeteri kadar duyuramamıştı. Sanatçının Elenor Plak‘a transferi kariyerinde önemli bir dönüm noktası olur. 1974 yılında İMÇ’de prodüksiyonlara başlayan Elenor Plak, dev sanatçı Neşe Karaböcek hesabına yayınladıkları ilk plakları – sitemkar fakat umut dolu Niyet (Söz: Hulki Saner) – ile ciddi satış rakamlarına ulaşmış, eser Oksal Pekmezoğlu tarafından aynı isimle beyazperdeye aktarılmıştı. Böylelikle, firmanın yayınladığı ilk plak bir sinema filmine vesile olmuştu. Yeni seslere ve yeteneklere açık olan Elenor, 1975 yılında Ferdi Tayfur ile anlaşır.

Atilla Alpsakarya tarafından Görsev Plak‘tan transfer edilen şarkıcı, nihayet kendisini geniş kitlelere tanıtabilecek bir firma bulmuştur. Profesyonel bir ekiple çalışmalara başlayan Tayfur, ‘‘Akşam Güneşi” ve ”Bırak Şu Gurbeti” plaklarıyla müzik çevrelerinde ismini duyurmaya başlar. Plaklardaki başarılı orkestrasyon dikkatleri çeker. Azimli, yetenekli ve yakışıklı gencin istikbali parlaktır. Nitekim kısa bir süre sonra piyasaya sürülen ”Çeşme” plağı ile büyük patlama gerçekleşir ve sanatçıya beyazperde yolu açılır. Devir, ses sanatçılarının geniş kitlelerce tanınmasına imkan veren şarkılı filmler devridir. Tayfur da bu modaya uyarak, seyirciyle buluşur.

Kısa bir süre evvel elime geçen ve bir solukta okuduğum, sinemamıza ve müziğimize çok değerli katkılar veren merhum sanatkar Hulki Saner‘in kaleme aldığı anı kitabında (Bu Da Benim Filmim – 1996) Ferdi Tayfur’a da yer verilmiş. İkilinin tanışma süreci, Tayfur’un ilk filmi Çeşme‘nin senaryosunun çıkış hikayesi ve önemli detaylar okuyucuya sunulmuş. Yazımızla ilgili olan bu keyifli bölümü buradan paylaşalım:

Ferdi Tayfur ve Hulki Saner

’Ben de bir ara otuz senelik prodüksiyon hayatım olmasına rağmen çok zor bir döneme girdim. Üç – dört filmim üst üste iş yapamamıştı. Biraz da halkın isteklerinde değişiklik olmuştu. 1977 senesiydi, biz komediler çekiyorduk. Ama halk bu filmlere ilgi göstermez oldu. Bir dram senaryom vardı, o senaryoyu ele aldım ve altı ay boyunca o senaryo üstünde çalıştım.İş yapma unsuru olarak gördüğüm bazı şeyleri o senaryoya ilave ettim. Mesela benim için su çok önemli bir unsurdur ve uğur getirir. Oraya çok güzel bir şekilde su unsurunu ekledim.

Bir Fransız şarkısı söylerdim şarkıcılık yaptığım sıralarda; Plaisir D’amor. Onun orta kısımlarında bir pasaj vardı, diyordu ki, ‘’Silvio isimli sevglimle bir nehir kenarında oturuyorduk, nehir aşağıya doğru gürül gürül akıyordu. Slivio bana dedi ki, ‘Bu nehir aşağıya doğru aktığı müddetçe ben seni seveceğim’. Şimdi ben burada yalnız oturuyorum, nehir hala akıyor ama Silvio nerde?’’ ‘’Çeşme’’ isimli filmimin senaryosunda bu şarkıdan esinlendim, filmin ilk sahnesi şöyleydi: Sevgililer çocukluktan beri birlikte oynarlar, bir çeşme yaparlar kendilerine, o çeşmeden su aktığı müddetçe seni seveceğim derler birbirlerine. Buna benzer bir şey ilave ettim senaryoya.

Hepsi iyi güzeldi de filmi oynayacak erkeği bulamıyordum, üstelik şarkıcı da olması lazımdı. Oraya buraya baktık, İstanbul’da kimseyi gözüm tutmadı. Yeni biri olsun istiyordum. Sonunda bizim İzmir bölgesi müdürümüz Emin Çatalyürek, ‘’Ağabey, sen yeni birini arıyormuşsun, benim bir arkadaşım var, kasetleri satıyor. Sana kasetini yollayayım bir dinle’’ dedi ve bana kasetini yolladılar. Kasetinde Çeşme diye bir parça vardı, kendi bestelemiş, ismi de Ferdi Tayfur. O zaman herkes soruyordu, eski bir Ferdi Tayfur var o mu değil mi diye. Benim su ile çeşme bir araya gelince şarkıyı da tuttum. ‘’Susadım çeşmeye inmez olaydım, o güzel yüzünü görmez olaydım’’ diye bir şarkıydı.

Tayfur, film çekimi esnasında seti ziyaret eden HEY Dergisi‘ne bakın neler söylemiş:

Ferdi Tayfur Adana’da oturuyormuş. Adana’ya haber iletildi, İstanbul’a geldi. Yazıhanede kapıdan girdi, baktım boynu bükük kendi halinde kısa boylu bir çocuk, hiç öyle jön tipi falan yok, ama benim kafamdaki tipe çok uygun. Sonunda filmi çekecek olan arkadaş Temel Gürsu’yla da tanıştırdık. O da beğendi tipini, çünkü senaryoya da uyuyordu. Ama Ferdi Tayfur’ a önce bir öğüt verdim: Boynu bükük bir insanı oyna… Çünkü onun niyeti biraz da hazır jönken bir iki yumruk atsın, kızı alsın gitsin havasında idi. Dedim ki bu filmde sen dayak yiyeceksin, senin kızını elinden alacaklar, sen boynu bükük, her işe şarkılar söyleyerek gideceksin.

’Adana’da, 1945’de doğdum. Fakir bir ailenin çocuğuyum. Küçük yaşlarda müziğe ilgi duydum. Sonra annem sürekli ısrarlarıma dayanamadı, 85 liraya bana bir saz aldı. Benim kaderim 85 liralık bu sazla çizildi… Arkadaş toplantılarında, gezilerde çalıp söylüyordum. Arkadaşlar ‘’Sesin güzel, İstanbul’a git, şansını dene’’ diyorlardı… Günün birinde aynı şeyi ben de düşündüm ve kalkıp İstanbul’a geldim. İlk doldurduğum plak ‘’Leyla’’ idi ve 1968 yılında piyasaya çıktı. Sonra plak doldurmaya devam ettim. Bir çok plak doldurdum. Bunların içinde ‘’Bırak Şu Gurbeti’’ bana bir altın plak kazandırdı. Küçük otomobilimi de bu plak sayesinde aldım… Sonra sinemadan teklifler gelmeye başladı. Sonrasını biliyorsunuz: Necla Nazır, Pervin Par, Renan Fosforoğlu ve Erol Taş’la ‘’Çeşme’’ adlı filme başladık”.

Çeşme Film setinden bir kare: Ferdi Tayfur, Necla Nazır, Erol Taş ve Pervin Par

Ve Çeşme Sinemalarda

Yeri gelmişken filmin konusunu kısaca özetleyelim: Çiftlik sahibinin(Erol Taş) kızı Ceylan (Necla Nazır) ve kahyanın oğlu Ferdi (Ferdi Tayfur) birlikte büyürler. Genç aşıklar kendi yaptıkları çeşmenin başında sık sık buluşurlar. Ceylan’ın babası kızını ziraat mühendisi Yusuf’a (Cevdet Arıkan) vermek istemektedir. Bir gün Ferdi ve Ceylan’ı ceşme başında sevişirken yakalar ve Ferdi’yi korkunç bir şekilde döver. Gururu kırılan Ferdi, çareyi köyünü terketmekte ve İstanbul’a gelmekte bulur. Yanık sesli Ferdi, bir dizi tesadüfler sonucu ünlü bir şarkıcı olur. Ferdi’nin şarkıcı olduğunu duyan Ceylan, onu hala sevmektedir.

Bir gün bir gazetede Ferdi’nin kadınlarla çekilmiş fotoğraflarını görür. (Haber asparagastır) Ceylan, Ferdi’nin kendisini unuttuğunu düşünerek, Yusuf ile evlenmeye karar verir. Düğün gecesi Ferdi’yi televizyonda gören Ceylan, evden bir arabayla kaçarak yollara düşer ve korkunç bir trafik kazası geçirir. Ölüm döşeğindeki genç kadının tek arzusu, bir kez olsun Ferdi’yi görebilmektir. Ferdi, büyük aşklarının sembolü çeşme başında yitirir Ceylan’ını. Gözü yaşlı, gönlü yaslı genç adam kullandığı aracı, kendisine doğru süratle gelen tankerin üzerine sürerek uçurumdan yuvarlanır. İntiharı seçen Ferdi, Ceylan’a kavuşurken, ceşme başı aşklarına mezar olmuştur.

Alşılagelmişin dışındaki bu çarpıcı son, izleyenleri derinden etkiler. Bu filmden sonra benzer senaryolar ve finaller sıkça kullanılır sinemamızda. Şüphesiz ki filmin başarılı olmasında şarkıların katkısı büyük. Köyde, ormanda, şelalede, şehirde, gazinoda kısaca tüm mekanlarda yankılanır yarının bu ölümsüz şarkıları. Senaryoya uyumlu bir şekilde filme serpiştirilen bu güzel şarkıların listesini verelim değerli okurlarımıza.

Vazgeç Felek / Derbeder 45lik

  • Çeşme (45lik) – Elenor 1043 – 1975
  • Kaderimsin (Lp) – Elenor 1055 – 1977
  • Yağmur Gözyaşım (45lik) – Elenor 1047 – 1976
  • Akşam Güneşi (45lik) – Elenor 1037 – 1975
  • Çiçekler Açsın (45lik) – Elenor 1037 – 1975
  • Yadeller (45lik) – Elenor 1050 – 1976
  • Bırak Şu Gurbeti (45lik) – Elenor 1038 – 1975
  • Hayat Adamı Oldum (LP) – Elenor 1055 – 1977
  • Derbeder (45lik) – Elenor 1057 – 1977
  • Vazgeç Felek (45lik) – Elenor 1057 – 1977

Ferdimania

Saner’in anılarına tekrar dönelim: ‘’Film çok güzel oldu. Ferdi’nin kendisi de uğurlu bir adamdı. Bizim yazıhaneye adım attığı anda bir uğur sezerdim onda. Hakikaten ‘’Çeşme’’ filmi çok büyük bir iş yaptı. Ben de tabiri caizse paçamı kurtardım.

O zaman Ferdi Tayfur’un ilk filmini hiç kimse oynatmak istemedi, çünkü Ferdi Tayfur tanınmamış bir adamdı. Ayrıca o sıralarda çok iş yapan filmler vardı, tanınmamış bir adamın filmini oynatmak istemiyordu sinemalar. Lale Sineması’yla benim mukavelem vardı. Saner Film’in beş filmini oynatmak zorundaydı. Fakat sinema sahibi Recai Bey, beni çağırıp ‘’Hulki Bey, sinemamda filmi oynatma mukavelemiz var, ama tazminat da versem ben bu filmi oynatmam’’ dedi. Ben de, ‘’Bak seninle bir mukavele imzalayacağım, bu senenin en büyük iş yapmış filmin yüz bin lira yaptı haftada, tamam eğer bu film yüz bin lirayı geçmezse ben sana yüz bin lira tazminat vereceğim’’ dedim ve mukaveleyi yeniledik. ‘’Çeşme’’ filmi haftada yüz iki bin lira hasılat yaptı ve o zamanın rekorunu kırdı.

Çeşme Film Afiş

Kısa bir süre önce görüşlerini aldığım Elenor Plak Müzik Yapım Patronu Sn. Muhteşem Candan: Elenor Plak olarak 1974 yılında başladık. O zamanlar biliyorsun adetler çok kesin değildi ama benim görüşüme göre ”Çeşme” 45liği en çok sattığımız plaktır. Büyük patlamayı ”Çeşme” ile yaptık. Ferdi’nin bütün plakları sattı, bütün plakları film oldu. 45 likleri de, long playleri de.

Bugün mesela onun filmine – ”Çeşme”ye erişebilen bir gişe rekoru yoktur. Onu çeken kişi Temel Gürsu’dur o söyledi. Yalnız İstanbul’da (o zamanlar biliyorsun kapıda bilet kesiliyordu) aldıkları rakamın 5.5 Milyon kişi olduğunu söyledi. O zamanlar 3-5 kopya ile veya 10 kopya ile çıkıyorlardı. İlk İstanbul’da vizyona giriyordu. İstanbul’a yurt içinden arabalarla geliyorlardı. Yani şey görüyorduk hep sinemaların önünde: İşte 06 plakalı arabalar, 42 plakalı otobüsler, 63 plakalı… İlk biz seyredeceğiz diye gelenler… Artık o zamanlar bilet satılıyordu ama ayakta seyredenler, merdivenlerde oturanlar… Yani film hiç durmadan oynuyordu 12’ye kadar. Sabah başlıyordu akşama kadar.

Filmin İstanbul’un muhtelif ilçelerindeki gösterim yolculuğunda ”Ferdiciler” ilçe ilçe, sinema sinema gezerek yaşadıkları histeriyi, toplumsal bir vakaya dönüştürmüşlerdir. Kitlenin, sinema perdesinde kendini özdeşleştirdiği bir kahramanı vardır artık. Kadın seyirciler, sinema salonlarını gözyaşları ile terk etmişlerdir. Peki sadece İstanbul mu? Tüm Türkiye’ye dalga dalga yayılan Ferdimania ile Çeşme filmi 10 milyondan fazla gişe yaparak, tüm zamanların en çok izlenen filmlerinden biri olacak ve Tayfur’u tüm yurtta tanınan büyük bir yıldız yapacaktır. Artan popülariteyle, filmler peşi sıra gelir: Derbeder (1978), Benim Gibi Sevenler (1978), Batan Güneş (1979), Yadeller (1979)… TRT’nin yasakladığı Tayfur, şarkı söylediği (bir nevi konser verdiği) bu filmler aracılığıyla buluşur hayranlarıyla.

Hulki Saner’e uğurlu gelen Ferdi Tayfur‘a Çeşme filmi uğurlu gelmiş, çekimler sırasında tanıştığı rol arkadaşı Necla Nazır‘la uzun süreli bir birliktelik yaşamıştır. Bu uyumlu birliktelik, beraber rol aldıkları on filmle taçlanmıştır. Ferdi Tayfur filmografisinin ilk (ve en özel) filmi Çeşme, üzerinden 40 yılı aşkın bir süre geçse de değerinden bir şey kaybetmemiş, gel zaman git zaman sinemamızın klasikleri arasına girmiştir.

Çeşme 1975

Vizyon Tarihi: 01 Nisan 1977

Yapılm Yılı: 1977 – Türkiye

Özellikler: 35 mm, Renkli

Tür: Melodram

Süre:81 Dk.

Yönetmen: Temel Gürsu

Oyuncular: Ferdi Tayfur, Necla Nazır, Erol Taş, Pervin Par, Renan Fosforoğlu, Cevdet Arıkan, Lamia Yal, Mahmure Handan

Kamera: Muzaffer Turan

Senaryo: Hulki Saner

Yapımcı: Saner Film – Hulki Saner

Kaynakça: Hey Dergisi: 17 Ocak 1977 Nüshası, Hulki Saner – Bu da Benim Filmim (1996)

3 thoughts on “Bir Fenomenin Doğuşu – Ferdi Tayfur ve Çeşme Filmi (1977)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir