Kemal Sunal – Ortadireğin Sesi

Kemal Sunal - Ortadireğin Sesi - Zenginin daha zenginleştiği yıllarda dar gelirli daha da fakirleşecektir. Adına Ortadirek denilen bir kesim ortaya çıkmıştı

1980 sonrası, daha çok Özal dönemi olarak bilinen devirde, bir kesim hızla zenginleşirken, bir kesim olduğu yerde kalıyordu. Ne fakirdi ne zengindi bu kesim. Ne uzalıyordu ne de kısalıyordu. Ortadirek olarak adlandırılan bu büyük ailenin bir ferdi mutlaka ailemizde ya da yakınımzada vardı. Bunlar ayın sonunu zor getirip, kasaba bakkala borç yazdıran kesimdi. Hayatı anlatan filmleri 1980 sonrası döneme de taşıyan Kemal Sunal‘ın bu büyük aileyi anlattığı filmlerle devam ediyoruz yazılarımıza.

1980 Darbesi’nden sonra Türk Sineması’ndaki temalarda da değişiklik hissedilir. Daha zengin evler, daha güzel yaşamlar, ithal mallarla gösterilen zenginlik, daha çok tüketim… Tabii zenginin daha zenginleştiği yıllarda dar gelirli daha da fakirleşecektir. Adına Ortadirek denilen bir kesim ortaya çıkmıştı. Şaban da Ortadirektir. 1984 yapımı Ortadirek Şaban filmine, bir fabrikada çalışan, zamlardan dolayı yenisini alamayacağı peynir ve zeytini kavanozlara kaldırarak onları uzaktan izleyen kahramanımız, bakkaldan ancak yarım domates ve gramlarla pirinç, yağ vs. alabilir. Ortadirek Şaban’ın en büyük rakibi, her spor alanında başarılı Erkan’dır. O dönem de, yurtdışında şirketlerde yönetici olanlar, hükümet tarafından ülkeye davet edilip ticari işlerde önü açılmıştı. Kamuoyu bu kişilere Prens adını verirdi. Erkan da filmin prensiydi, maraton koşmak onda, sörf yapmak onda, çekiç atmak ondaydı. Ancak “yüreği sinek poposu kadar olduğu” ve “canını sokakta bulmadığı için” havası çabuk söndü. Her zamlarla daha da büyüyen Ortadireklerin Şabanı, azmiyle, inadıyla Erkan’ı alt edecek, hem Bahar’a hem de itibara sahip olacaktır.

Kemal Sunal - Ortadireğin Sesi - Zenginin daha zenginleştiği yıllarda dar gelirli daha da fakirleşecektir. Adına Ortadirek denilen bir kesim ortaya çıkmıştı

Geçim derdi, bakkala, kasaba yazılan borçlar 1980 sonrası çevrilen birçok Türk filminin ana fikriydi ve örneğin Şener Şen’in, “Namuslu” “Çıplak Vatandaş” gibi filmlerinde de işlenmiştir. Atla Gel Şaban filminde Kemal Sunal, bakkalı, kasabı atlatmak için evdeki tencerelerden kendine zırh yapar, rüyalarında yakalandığını görür. Ay başında borcunu dağıtmaya gittiği esnafın kefeye ağırlık yapıştırması, odunları sulaması gibi üçkağıtlarını teşhir eder. Karamelaların içine yazdığı beyitler, hayatını özetler:

“aybaşı geldi çattı/memurda şafak attı/nasıl geçeriz sokaktan/kasaba manava yakalanmadan”
“gökte uçuyor martılar/denizde kum gibi balıklar/bir kilo istavrite /üçyüz lira diyorlar”
Bir not, Kemal Sunal’ın filmlerinde Başbakanlığı devrinde yaşanan ekonomik zorlukları eleştirdiği Turgut Özal, Kemal Sunal’ın oğlu Ali’nin sünnet kirvesi olacak, birlikte fotoğrafları gazetelerde yer alacaktır.

Kemal Sunal - Ortadireğin Sesi - Zenginin daha zenginleştiği yıllarda dar gelirli daha da fakirleşecektir. Adına Ortadirek denilen bir kesim ortaya çıkmıştı

Kemal Sunal, içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulmak için talih oyunlarına sarılmıştır bazı filmlerinde. Korkusuz Korkak doktor 6 ay ömrü kaldığını söylerken bir bilet alır ve büyük ikramiyeyi kazanır. Kazandığı parayla stokçuluk ve karaborsacılık gibi “kolay ve kârlı iş” teklifleri almışken, memlekete en faydalı tesisi inşa eder.

Ancak 1989 yılında çekilen Talih Kuşu filminde paraya daha çok ihtiyacı vardır, çünkü yaşayacak daha çok ömrü vardır. Ve bu ömürde geçinememektedir. Sofraya makarnadan başka bir şey koyamamakta, çocuğunu sünnet ettirememekte, karısının ve kaynanasının istediklerini yapamamaktadır. Piyango bileti alır ve herkes gibi hayaller kurar. Çekiliş sonunda aldığı biletini bulamaz. Oysa bilet Kur’an-ı Kerim’in içindedir ve oraya bakmak kimsenin aklına gelmediği için biletini kontrol edememiştir. Çıkar dünyasının talihli ilan ettiği Osman Abalı, bir talihli gibi yaşamaya başlar. Kaz gelecek bir yerdir ve tavuklar esirgenmez ondan. İkramiyenin ona çıkmadığı anlaşıldığı zaman yargılanacak, gösterdiği dürüstlüğüyle ceza almaktan kurtulacaktır.

1988 yapımı Düttürü Dünya, Ankara’da çekilen nadir filmlerdendir. Kemal Sunal, 14 sene önce de “Köyden İndim Şehre” filminde de Ankara sokaklarına adım atmıştır. Ancak, Düttürü Dünya filmine kadar hem Kemal Sunal, hem de ülke epey değişmiştir. Sırtında bir çuval altınla Ankara’ya gelen kardeşlerden birisi değildir artık, geçinememektedir.

Dütdüt Mehmet, pavyonlarda klarnet çalarak evini geçindirmeye çalışır. Umut dünyası işte, mırıldandığı bir bestesi vardır, akşama sabaha kaseti çıkacak, peynir ekmek gibi satılacaktır. Sabaha kadar klarnet çalarak çalıştığı pavyondan çıkarak darbukatör arkadaşı Cezmi Baskın’la evine gelir. Ankara ayazını, yoksulluğu, soğuğu, gecekonduları, kendini iyiden iyiye hissettirir. Mehmet’in zihinsel engelli bir oğlu ve iki de kızı vardır. Oturduğu gecekondusu, kayınbiraderi tarafından yıkılıp apartman yapılması için müteahhite verilmiştir, bir aya kadar yıkılacaktır. Dütdüt Mehmet, hem geçimini sağlamak hem de yeni ev bulmak zorundadır. Geceleri sabaha kadar çalışan Mehmet, bir yandan da inşaatta çalışır, çakmak gazı doldurur. Bundan önceki filmlerinde olduğu gibi bir tesadüfler zinciri sonucu Kemal Sunal hayat kavgasını kazanamayacaktır, ev kavgasını kaybetmesi sonucunda Ankara ayazında Ulus Meydanı’nda çalacaktır klarnetini.

1988 yılında çekilen Öğretmen filminde, Hüsnü öğretmen, ödül olarak İstanbul’a atanır. İstanbul’da ulaşım zordur, kiralar pahalıdır. Ucuz olsun diye tuttuğu ev de okula bir hayli uzaktır. Geçim sıkıntısı onu da bunaltır ve diğer öğretmenler gibi ek iş yapmak ister. Ek iş yapar yapmasına ama zabıtadan, polisten kaçması sonucunda akli dengesini yitirir.
80’lerde Türk kamuoyu hayali ihracat adlı kavramla içli dışlı olmuştu. Hayali ihracat, çeşitli gümrük hileleriyle yapılan yolsuzluğa verilen addı. Kemal Sunal’ın 1985 yapımı Katma Değer Şaban filmi, babasının hayali ihracat yapan şebeke yüzünden hapse girmesini ve Şaban’ın bu çeteyle mücadelesini anlatıyordu.

Vatandaşlar arasında “Kazık Daima Vatandaşındır” diye de söylenen KDV yani Katma Değer Vergisi, ülke gündemine yeni yeni girmişti. Temelinde fiş almak ve bu sayede paranın satıcının cebinde kalmaması ve ödediğiniz bu verginin bize yol, su, elektrik olarak girmesi fikri vardı. Fiş almayınca daha ucuza mal alma fikrine karşı; hükûmet de Metin Akpınar, Zeki Alasya, Ali-Ayşegül Atik, Özay Gönlüm gibi sanatçılar üzerinden “Fiş Almanın Gerekliliği” üzerine toplumsal mesajlar veriyordu.

Kemal Sunal yani Katma Değer Şaban da KDV’ye yazdığı şarkılarla karşılık veriyordu:

“gördüm ki memlekette /ortadirek yan yatmış /bir de kdv gelmiş /hepten ayvayı yemiş
senin uyanık baban /çırparken ordan burdan /hıyar mı ki ödesin /kdv
o şık vizonlu anan /çanak konken oynarken /verir mi Harun Bey’e /kdv
köprüde hissen varsa /barajdan pay aldınsa /seni hiç ırgalamaz /kdv
ortadirek düşünsün /ömür boyu sürünsün /umrunda mı senin /kdv
ey deve oğlu deve /bir geçersen elime /selam tüm sülalene /kdv
boşverin aldırmayın /kafanızı yormayın /tempo tutup zıplayın /kdv”

Gençler bu şarkıyla tempo tutup zıplayadursun; Şaban uyanıklığı ve işbitiriciliği sayesinde babasına komplo kuran şebekeyi alt ederek kahramanlığını gösterir.

Köprüden hisse almak, devletin yeni gelir kalemlerindendi. Fiyatının yüksekliğinden dolayı ancak zenginlerin girişeceği bir işti. O dönemin Sülün Osmanları da Kemal Sunal’a köprüyü satmaya çalışmış, döneceği köşenin orası olduğuna inanan Şaban da köprüyü satın alarak para kazanma peşindeydi.

Kemal Sunal - Ortadireğin Sesi - Zenginin daha zenginleştiği yıllarda dar gelirli daha da fakirleşecektir. Adına Ortadirek denilen bir kesim ortaya çıkmıştı

Bilgi Deposu: Yazıda ismi geçen Kemal Sunal Filmleri (Yazısı olan filmleri okumak için üzerine tıklayabilirsiniz) :

Korkusuz Korkak (1979) Atla Gel Şaban (1984)
Ortadirek Şaban (1984), Katma Değer Şaban (1985), Düttürü Dünya (1988), Öğretmen (1988), Talih Kuşu (1989)

Yazan ve Derleyen: Gürol Yüksel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir