Kemal Tahir ve Sinema

Kemal Tahir

Edebiyat dünyasında da, aydın entelektüel isimler arasında da yaşantısıyla, ürettikleriyle düşünceleriyle hep farklı-aykırı bir yeri oldu Kemal Tahir’in. Farklı düşünceleriyle bir dönemin aydınlarını, sanatçılarını etkiledi. İlginç bir kimlik ve kişilik. Asıl adı İsmail Kemalettin Demir. Önceki soyadı Tipi. Benerci soyadını da kullandı. 13 Mart 1910 İstanbul doğumlu olan Kemal Tahir yine İstanbul’da 21 Nisan 1973 tarihinde hayatını kaybeder. Edebiyatçı-romancı olarak tanınan bilinen yazar sinema ile de yakından ilgilenir. Başta Halit Refiğ olmak üzere Metin Erksan, Atıf Yılmaz, Memduh Ün gibi sinemacılarla arkadaşlık yapar, birlikte çalışır, senaryolar yazar. Birçok eseri sinemaya da aktarılan Kemal Tahir’in düşüncelerinden, tezlerinden çok etkilenen Halit Refiğ Ulusal Sinema kavramını-tezini üretir ve savunur. Bu alanda yazdığı yazıları Ulusal Sinema Kavgası adlı kitabında toplar. Halit Refiğ’in ayrıca ‘Kemal Tahir’le Birlikte’ adıyla yayınlanan Kemal Tahir’den ne kadar etkilendiğini, istifade ettiğini anlattığı bir kitabı daha vardır. Yönetmen Halit Refiğ bu kitabının tanıtım yazısında şunları yazar:

Elli yıla yaklaşan bir zamandır, Kemal Tahir düşünce hayatımın üzerinde en güçlü etken olmayı korumaktadır. Ondan önce aşina olduğum Freud, Marx, Einstein, Eisenstein gibi düşünce adamlarını onu tanıdıktan sonra daha doğru yorumlayabilme imkânım oldu. Bir taraftan İbni Haldun’u, Evliya Çelebi’yi, öbür taraftan Toynbee’yi, Jung’u değerlendirebileceğim kıstasları bana o kazandırdı. (…)

Filme çekmeyi tasarladığım bir senaryo üzerinde, bana bütün meslek hayatım boyunca ders olacak, ‘drama düşmüş insan’a nasıl yaklaşılabileceğini gösterdi. 60’lı yılların başında ‘bizdeki batılılaşmanın fiyaskosu’ üzerinde sistemli olarak düşünmeme yol açtı. 60’lı yılların ikinci yarısında Türkiye’de ‘devlet’ meselesinin önemine ağırlık vermeye başladı…”

Üç Kemaller: Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Kemal Tahir

Kemal Tahir Nurettin Demir, Cemalettin Mahir, İsmail Kemalettin, Körduman, Bedri Eser, Murat Aşkın, Samim Aşkın, Ali Gıcırlı, F. M. İkinci, Celal Dağlar imzalarını da kullanır.

Kemal Tahir ilköğrenimini gezginci hastaneler inzibat subaylığı yapan babasının yanında çeşitli kentlerde tamamlar. Mütareke’den sonra Kasımpaşa’daki Cezayirli Hasan Paşa Rüştiyesi’ni bitirir. (1923). Aynı yıl girdiği Galatasaray Lisesi’ni onuncu sınıfa kadar okur. Annesinin ölümü üzerine okulu bırakır. Avukat kâtipliği, Zonguldak Kömür İşletmesi’nde ambar memurluğu yapar (1928- 32). 1932’de Yakup Sabri, Ertuğrul Şevket, İsmail Safa, Arif Nihat Asya ile birlikte Geçit (10 Ekim 1932- 14 Temmuz 1934, 7 sayı) adlı bir sanat dergisi çıkarır. Gazeteciliğe başlayarak Vakit, Haber, Son Posta gazetelerinde düzeltmen, röportaj yazarı, çevirmen olarak çalıştıktan sonra Yedi Gün ve Karikatür dergilerinde sekreterlik, Karagöz gazetesinde başyazarlık ve Tan gazetesinde yazı işleri müdürlüğü görevlerinde bulunur (1932- 38).

Babıâli yıllarında Y. Z. Ortaç, A. M. Dıranas, N. F. Kısakürek, S. Simavi, Cemal Nadir, Naci Sadullah, Sadri Ethem, Suat Derviş, Zekeriya Sertel, Sabiha Sertel gibi pek çok ünlü kişiyle dostluğu ve tanışıklığı olur. Bir süre İzmir Ticaret gazetesinin İstanbul temsilciliğini yapar, iktisadi konularda telif ve çeviri yazılar yayımlar. 12 Ağustos 1937 ’de öğretmen Fatma İrfan’la evlenir.

15 Haziran 1938 ’de, aralarında deniz astsubayı Nuri Tahir ve Nâzım Hikmet ’in de bulunduğu bazı sivil ve askerlerle birlikte “Donanmayı ayaklanmaya kışkırtmak”tan sanık olarak tutuklanır; 19 Ağustos 1938 ’de Donanma Kumandanlığı Askeri Mahkemesi’nce 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırılır. Eşi Fatma İrfan’dan 10 Haziran 1940 ’ta ayrılırlar.

İstanbul Tevkifhanesi (1938- 40), Çankırı (Aralık 1940- Mayıs 1941), Malatya (Mayıs 1941- Ekim 1944), Çorum (Ekim 1944- Kasım 1949), Nevşehir (Kasım 1949- Nisan 1950) cezaevlerinde 13 yıl yatar.

Çorum cezaevinde iken Sedat Simavi’nin isteği üzerine “Zoraki Nişanlı”, “Bir Nedim Divanının Esrarı”, “Camı Kıran Çocuk”, “Halk Plajı”, “Gönül Denilen Hayvan”, “Aşk Pınarı” gibi birtakım serüven romanları yazarak Sedat Simavi ’ye yollar. 1950’de Demokrat Parti’nin çıkardığı Genel Af Yasası’ndan yararlanarak hapisten çıktıktan sonra geçimini yazarlıkla sağlamaya çalışır. Çeşitli takma adlarla çeviriler yapar. (Kastil Büyücüsü, Saygon Geceleri, Dehşet Yolcuları ve Mayk Hammer dizisi.) F. M. İkinci takma adıyla çevirdiği Mayk Hammer polis romanlarının gördüğü ilgi üzerine bu kitapların benzerlerini kaleme alır. Bunlar çevirilerden daha fazla rağbet görür.

Kemal Tahir kendi romanlarından birkaçını da (Sağırdere, Esir Şehrin İnsanları) gazetelerde takma adlarla tefrika eder. Sıdıka (Semiha) Uzunhasan ile evlenir. Kemal Tahir adını 1955 ’te kullanmaya başlar.

Kemal Tahir Aziz Nesin

1955 ’te, 6- 7 Eylül Olayları’na karıştığı iddiasıyla 6 ay tutuklu kalan Kemal Tahir 1957’de Aziz Nesin ’le birlikte Düşün Yayınevi’ni kurar.

1968 ’de davet edildiği Sovyetler Birliği ’ne gider. 1970’te akciğer kanserine yakalanır ve ameliyatla sol akciğeri tamamen alınır. İyileşmeye yüz tuttuktan sonra yeniden çalışmalarına döner, ancak taslak halinde kalan birçok romanını tamamlayamadan tartışmalı geçen bir ziyaret dönüşünde kalp krizi geçirerek vefat eder.

Kemal Tahir senaryolarını Murat Aşkın adıyla da yazar. Kemal Tahir’in yazdığı, yazımına katkıda bulunduğu senaryolardan çekilen filmler:

Battı Balık (1962) – Beş Kardeştiler (1962) – Azrail’in Habercisi (1963) – Yarın Bizimdir (1963) – İki Gemi Yanyana (1963) – Haremde Dört Kadın (1965) – Namusum İçin (1966)

Kemal Tahir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir