Yeşilçam Arkeolojisi: Bir yeşilçam sevdalısı Halit Çevirgen

Halit Çevirgen de Facebook sayesinde son dönemde tanıştığım bir Yeşilçam sevdalısı. Yaptığı paylaşımlar ve resim altı yazıları üzerine aramızda bir sohbet başladı. Sonra Halit Çevirgen‘e neden yeşilçam üzerine birşeyler karalamadığını sordum ondan pozitif bir cevap aldım. Halit Çevirgen’in paylaşımlarına önümüzdeki haftadan itibaren başlayacağız. Ama ondan önce Yeşilçam sevdalısı Halit Çevirgen ile sizleri tanıştırmak adına bir kısa söyleşi yaptım (Utku Uluer)

Utku Uluer: Halit Bey sizi biraz tanıyalım. Nereden gekliyor bu Yeşilçam sevgisi?
Halit Çevirgen: Ben 1962 Istanbul doğumluyum….Istanbul’un o yılların bir hayli elit, güzel ve şirin semti olan Balat’ta büyüdüm. Balat’ı bilirsiniz aslında dizi ve sinema filmlerinin doğal platosu gibidir. Yine o yıllarda da Balat‘ta çok sayıda film çekilir ve haliyle setler kurulurdu. Eski Yeşilçam filmleirndeki mahalle yaşamının setleri burasıydı.Bir de Ayvansaray‘daki Anamis zindanları vardı ki orası da bütün tarihi filmlerin en az bir bölümüne ev sahipliği yapmıştır. Ben okuldan sonraki zamanlarımı bu setlerde geçirir bir süre sonrada filmlerin fahri bir set çalışanı haline gelirdim. Mahallemizdeki abilerimizden Sonay Kanat ve Cengiz Ökten set amiri olarak Yeşilçam‘da çalışıyorlardı bu sayede bir çok sete kolaylıkla giriyordum. Bunlar dışında vaktimin bir çogunda da sinemalarda film izlerdim. Çocukluğumuzda tek vazgeçilmezimiz sinemaydı ki yazlık veya kışlık sinemaların en rağbet gördüğü yıllardı. Bazen sinemaya öğleden sonra girer ve akşam geç saatlerde çıkardık çünkü 4-5 film birarada oynatan sinemalar vardı. Anlayacağınız Yeşilçam sevdam çocukluğumda başladı yani siyah beyazlı yıllarda…

Utku Uluer: Peki siz bir Yeşilçam koleksiyoncusuna mı dönüştünüz yoksa sadece tutkulu bir sevda ile mi bağlısınız Yeşilçam’a? Belki bir kitap yazma fikriniz vardır veya sadece görsel objelere yönelmişsinizdir…
Halit Çevirgen: Galiba belkide bu yüzden iyi bir tahsil hayatım olamadı. Sinema benim için bir sevda idi, ilerki yıllarda benim yesilçam aşkım artarak devam etti. Öyleki sık sık yeşilçam sokağına giderdim. Bu sayede sinemaci çok dostum oldu neredeyse Yeşilçam sokakta bir sinemacı gibi tanınır hale geldim. Benim için ” bir Yesilçam sevdalısı ” demek en doğru tanım olur.
Kitap yazmaya kalksam elimde yeteri kadar döküman var. Ama benim hayalimde sinema emekçileriyle yapmak istediğim söyleşi ve belgesel tadında video çekimleri düsüncesi var

Utku Uluer: Peki teknoloji gelişti telefonla bile kısa film çekenler var. Neden bu dönem yapmıyor sunuz?
Halit Çevirgen: Bu düsüncem baki. Facebookta “Yeşilçam Sevdalıları” isimli bir grubumuz var ve arkadaşım Nilgün Erdinç‘le emekçi Yeşilçam insanlarımızı hatırlatıp anıyoruz…

Utku Uluer: Evet ancak facebook kalıcı paylaşımların olduğu bir yer değil maalesef sosyal medya çabuk tüketiyor. Yinede buna karşın  orada sizi görerek ve yaklaşımınızı görerek sizi tanıtmak ve sizin gibi bir Yeşilçam sevdalısıyla sohbet etmek onu tanıtmak istedim. Bu arada Nilgün Erdinç ile de bir sohbetimiz oldu. Aslında şimdi sizinle dolaylı olarak aslında o tanıştırmış. Bunu anladım…
Halit Çevirgen: Utku bey bu yorumunuzda haklısınız. Eskiden söz uçar yazı kalır denirdi ama artık buda havada kalan bir deyim oldu! Fakat biz grubumuzu kurduğumuzda bu anlamda bir iki sinema sayfası ve grubu vardı bizden sonra hızla çoğaldi bizim bile taklitlerimiz çıktı…

Utku Uluer: Bazende benzer gruplar birbirindne habersiz oluşuyor facebook çok sağlıklı bir istatistik tutulavcak bir ortam değil maalesef. Ayrıc paylaşım kültürümüzde de bazı sorunlar var. Herkes kendisi yapmaya yönelmiş ve “ben yaptım oldu” diyor. Açıkcası egolar fazlasıyla öne çıkıyor. Yılalrdır da değişmeyen bir durum bu fikir hırsızlığı ve içerik yürütme müessesesi.
Neyse biz Yeşilçamdan uzaklaşmayalım fazla…Peki sizin icin Yeşilcam adına olmazsa olmaz neler var?
Halit Çevirgen: Yeşilçam adına olmazsa olmazlar saymakla bitmez. Maalesef yesilçam anlayışı tükenmek üzere çünkü devletin sinema anlayışı yetersiz. Tvler eski yesilçam klasiklerini alıp dizi yapmaya kalkıyor fakat o tadı veremiyorlar. Bir çok proje kisa sürede kaldırıldı açıkcası zaten Yesilçam ruhu şimdi yok

Utku Uluer: Yeşilçam ruhu tanimini biraz acar misiniz?
Halit Çevirgen: Tv de eski bir yesilçam filmi gördüğümüz de daha önce bir kaç kere seyretmiş olsak bile yine seyretmiyormuyuz?
Bu filmleri yapanlari inceleyelim hepimiz göreceğizki tamamına yakını ekonomik zorluklar içindeler. O yıllarda da çoğu para almadan iş yapiyorlar çek ve bono larla çalışıyorlardı.
Üstelik teknik imkansızlıklar da cabası idi eh bu şartlarda çıkan filmleri hala tekrar tekrar izliyorsak bu bir ruh işidir aşktır sevdadır…

Utku Uluer: Aslında setlerde olduğunuza göre sizi de bir Yeşilçam emekçisi sayabiliriz…
Halit Çevirgen: Estağfurullah ben bu sıfatı hakettiğime inanmiyorum ama sinemayı bir sac ayağına benzetirsek tüm sinema severler olarak üçüncü ayağı temsil ediyoruz. Vaka iyi bir Yeşilçam sevdalısı olduğum kesin… Setlerde o ruhu ve atmosferi yaşadım unutulmaz anılarım oldu bir çok oyuncu yönetmenle yakından tanışma konusma imkanim oldu. O yüzden bütün Yeşilçam emekçilerini saygıyla anıyorum selamlıyorum.

Utku Uluer: O donemden bircok ilginc anınız kalmıştır bir tanesini bizimle paylaşmak ister misiniz?
Halit ÇevirgenAyvansaray‘da 70 li yillarda tekne ve gemilerin tamir bakımı yapılan bir kalafat yerinde “Hedefteki adam” isimli bir filmin setindeydim filmin yönetmeni Yavuz Figenli idi oyuncu kadrosuda kalabalıktı Tamer Yiğit, Eşref Kolçak, Erol Taş, Tarık Şimsek, Oktar Durukan ve daha bir çok yardımcı oyuncu ve teknik ekibin dinlendiği ve yemek arasıydı. Yemek olarak yarım ekmek arasi köfte ve birer ayran vardı. Orada bulunan bir işportacıdan pantolon kemeri satın alan Erol Taş para almak istemeyen satıcıya ” yavrum emeğini ve sermayeni hediye etme ” dedi ona parasını verdi diğer oyuncularla birlikte resim çektirdi ve öperek gönderdi. Bu olay ve söyledikleri beni hep duygulandırır.
Utku Uluer: Erol “Taş” gibi laf
Halit ÇevirgenZamaninda Erol Taş’ı canlandırdığı karakterler yüzünden taşlamaya dövmeye kalkmı insanlar vardi onun sinema perdesindeki görüntüsüne kursun sikan insanlara aslinda ne kadar naif duygusal ve altin yürekli bir insan oldugunun anlatmanin küçük bir örnegi..

Utku Uluer: Peki sizin icin Yeşilçam‘da hangi oyuncular öne çıkar?
Halit Çevirgen: Şimdiye kadar sorduğunuz ve cevaplamaktan kaçınacağım bir soru bu… Yeşilçam’a emek vermiş bütün oyuncu yönetmen, senarist, teknik ekip ve hatta hatta sinemalara giderek katkıda bulunan izleyenler ayrı ayrı bir değer. Fakat 1960 – 1975 arası en verimli en güzel yıllardı, o yıllarda ki emekçilerden aramızdan ayrılmış olanlara Allah’tan rahmet diliyorum
Utku Uluer: Belki filmler icerisinde şöyle öne çıkan 5-10 film vardır…
Halit Çevirgen: Filmlerden öne çikanları sayarsak uzun bir liste olur. Üç tekerlekli bisiklet, Kanun Namına, Acı Hayat, Şöför Nebahat…Üç arkadaş, Ezo gelin, Boş beşik, Yanaşma, Büyük yemin, Vesikali Yarim, Alın Yazısı, Gelin Düğün Diyet…….vs.

Utku Uluer: Peki bunları yazışırken 80ler de ve 80sonrası çekilen filmler hakkında ne düşündüğünüzü merak ettim.
Halit Çevirgen: İşte korktuğum bir soru… Benim Yeşilçam‘ın 80 sonrası için düsüncelerim ne yazik ki güzel değil… Grubumuzda bile paylaşım ve yorumlarımızda 80 sonrasi yok... 1955 – 75 arası Yeşilçamın sevdalısıyım… Sanırım bizim jenerasyon 80 sonrası filmlerden eski tadı alamıyor. Benim için Recep İvedik ile Sadri Alışık arasındaki fark gibidir 80 öncesi ve sonrası Türk sineması. Türk sinemasinin seks furyası döneminde izleyicinin evine kapanması birçok yapimci ve oyuncunun video sektörüne geçmesine sebep olmuştu. Fakat orada karşımıza güzel ve unutulmaz yapımlar çıkartıldığı söylenemez.

Utku Uluer: Video donemi tabi farklı istismar sinemamız gelişiyor maalesef. Ben biraz araya parça konan filmleri sevmiyorum yoksa İtalyan erotik komedi filmlerinden etkilenerek çekilen bazı filmler bence neşeliler. Ben o dönemin oyuncularının infaz edilmesini pek doğru bulmuyorum. Ancak tabi 80lerde bazı şeyler toplumsal yapı nedeniyle kökten değişti bu konuda aslında tartışmaya değer.
Halit Çevirgen: O yılları istemesekte yaşayıp gördük. O yılları yani 80leri Yeni Türk sinemasının baslatıldığı yıllardan ziyade eski sinemanin bitişi olarak düşünebiliriz. Yeni sinema bence 2000den sonra kıpırdamaya başladı gibi…

Utku Uluer:  Bu konu bayağı uzun bir konu aslında farkli bir yönden dinlemek isterim hem belki sizin bugüne kadar Sinematik yeşilçam da yer alan yaklaşıma göre farklı bir bakış açısı ortaya koymanızda ilginç olabilir. O dönemle ilgi birşeyler karalarsanız seviniriz.
Biz o zaman konuyu sizinde ilgi alanınızdan çok uzaklaştırmayalım. Daha önce sitede bir anket yapmıştık ve Yeşilçam’ın 3 kralı konusunda hangisinin en sevildiğini anlamaya çalışmıştık. Belki bu anketi önümüzdeki aylarda tekrarlayacağız ama yine de merak ediyorum. Sizce hangisi Yılmaz Güney mi? Cüneyt Arkın mı? Ayhan Işık mı?
Halit Çevirgen: Üç sanatçimizin da sinemamiza katkilari inkar edilemez. Yılmaz Güney sinemasıyla Ayhan Işık‘ın sinemasi bambaşka… Aslında Cüneyt Arkın‘ın yeri ise daha farklı Türk sinemasında tarihi avantür ve vurdulu kırdılı filmlerde Cüneyt Arkın gerçeği nettir.. Ben bu noktada kral yakıştırmasını ayrı tutmak istiyorum. Onlarca filmleri olan çok degerli üç aktörümüze de emekleri için sonsuz teşekkür ediyorum…


Utku Uluer:  Peki 3 isimden birisinin setinde bulundunuz mu?
Halit Çevirgen: Yılmaz Güney‘in Balatlı Arif filmi tam bizim mahallede çekildi fakat ben o tarihlerde 5-6 yaşlarındaydım. Ayhan Işık‘ında Balat’ta çekilmiş filmleri çok. Cüneyt Arkın‘la beni adımla çağıracak kadar sık görür olmustuk bir ara. Battal Gazi serileri, Korkusuz Cengaver, Köroğlu gibi filmlerin Anamis zindanlarındaki çekimlerinde oradaydım. Tekfur sarayında da genellikle bizans pazar yeri sahneleri çekilirdi. Köroğlu ve Battal Gazi filmlerinin çarşı – pazar platosu Tekfur sarayının avlusudur.

Utku Uluer: Halit Bey bu sohbet için çok teşekkür ederim. Yazılarınızı ilgiyle bekliyoruz.
Halit Çevirgen: Utku bey bu imkani verdiginiz için teşekkür ederim Yeşilçam emekçilerinin yeni projelerde hatirlanmasini diliyorum…

Sinematik Yeşilçam 7/11/2012

Yazıdaki görseller Yeşilçam Sevdalıları grubundan alınmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir