Yeşilçam’da Seks furyası üzerine mini söyleşi

yesilcam da seks furyasi banner

Bazen yazılarımı yazarken pek çok yazarın aksine! yazdıklarımın daha önceden başkaları tarafından ele alınıp alınmadığını merak ederim. Gerçekten şaka değil bayağı bir yazar “ilk ben yazmıştım” diye böbürlenip sahiplenir. Hadi kaynak vermeyi geçtim ama koca koca yazarların başka bir yazının %90’ını başka yazıdan alıp giriş ekleyip bununla övündüğüne çoğu kez şahit oldum. Araştırma konusunda Google en büyük yardımcımız öte yandan Agah Özgüç, Giovanni Scognamilla, Mesut Kara ve Ali Murat Güven gibi önemli yazarlar ve yeşilçam tarihçileri sayesinde bu araştırmaları derinleştirme imkanımız oluyor. Ne yalan söyliyeyim Sinematik Yeşilçam‘da Mesut Kara‘nın yanımızda olması da bu konuda beni daha rahat kılıyor.

Arzu Okay üzerine yazdığım eski bir yazımı güncellerken kafamda bazı sorular oluştu ve bunları Mesut Abi ile paylaştım. Yazımı yeniden şekillendiriken oldukça yol gösterici bir sohbet oldu. Sohbet oldu diyorum tabi bunu kısıtlı internet ortamı içerisinde yapabildik. Kafamdaki sorulara aldığım yanıtlar benim dedüşündüklerime paralel ve toparlayıcı bilgiler oldu.

Yeşilçam Hatırası’nın günü olan cumartesi gününde Mesut Abi’ye konuk olarak yaptığımız mini söyleşimizi sizlerle paylaşıyoruz. (Utku Uluer)

SEX -ÇOCUK RÜYA SİN FOTO--0001 (1)Utku Uluer: Yeşilçam’da seks furyası denilen dönem hakkında ne düşünüyorsun? Sence tanım olarak doğru mudur?
Mesut Kara: Yeşilçam bir yanıyla da furya sinemasıydı; tutan, seyirci tarafından beğenilen tema-tür hemen furyaya dönüşüp arka arkaya çekilirdi. Arabesk filmler furyası gibi, şarkıcı türkücü filmleri furyası ya da dini filmler, tarihi filmler furyası gibi.

70’lere gelindiğinde erotik komediler olarak başlayan filmler kısa sürede bir furyaya dönüştü. Bu dönüşüm içeriğe de yansıyarak seks filmleri furyası olarak uzunca bir sürece damgasını vurdu. Başlangıçtaki kısmı çıplaklık, erotizm kısa sürede yerini soft pornodan hard pornoya uzanan seks filmlerine bırakarak tam bir sömürüye dönüştü. Seyircinin özellikle de ailenin, kadın seyircinin salonlardan çekildiği günlerde boşalan salonları bu filmlerin seyircisi olarak dolduran erkeklerin sinemacılara para kazandırmasıyla oluşan bu arz-talep ilişkisi filmleri, sinema salonlarını et pazarına çevirdi.

Evet, tanım doğru diyebiliriz, yaşanan yelpazenin en geniş açılımıyla tam bir seks filmleri furyasıydı. Çöküşe çözüm olabileceği bu furya o günün toplumsal koşullarında yaşanan diğer etkenlerle de birleşince çöküşü hızlandırıyordu.

Utku Uluer: O gün ki toplumsal yapı ile bugünkü toplumsal yapı sence benzer mi?
Mesut Kara: Çok farklı, dağlar kadar fark var. Aradan çok sular seller aktı, fırtınalar koptu, her şey değişti. Alt yapı üst yapı kurumları değişti, ‘insan malzemesi’ değişti. En basitinden o yıllarda bir mahalle yapısı, mahalle kültürü vardı. Buna bağlı olarak komşuluk, arkadaşlık, dostluk, dayanışma kültürü vardı. Hayat başka türlü yaşanırdı. Kentsel dönüşümlerle katledilmemiş kentler güzeldi. Denizler temiz, kıyıları, sahiller çay bahçeleriyle, plajlarla çevriliydi. Bu alanlar insanların sosyalleştiği, iletişime geçtiği alanlardı. Neredeyse her mahallede bir iki sinema, çocukların oyun oynayabileceği bahçeler, yeşil alanlar vardı. Bütün bunları Yeşilçam filmlerine baktığımızda görebiliyoruz. Üç arkadaş, Otobüs Yolcuları, Kırık Çanaklar gibi onlarca filmde bu toplumsal hayatı izlemek olanaklı; üstelik arka planda inanılmaz güzellikteki İstanbul belgeseli gibi görüntülerle.
Tunç Başaran’ın Piano Piano Bacaksız filminde bu değişim çok etkileyici biçimde anlatılır: “Biz eskiden de açtık, ama açlığı da adam gibi yaşıyorduk.”

Arzu Okay 41Utku Uluer: Bazı gazetelerde Arzu Okay için porno kraliçesi bile denilmiş ama daha genel kullanılan terim seks yıldızı deniyor, sinemaya Arzu Okay’ın nasıl başladığını düşünürsek bu konuda neler düşündüğünü merak ediyorum…
Mesut Kara: Okay için porno kraliçesi diyenler, Arzu Hanım’ın bir tane porno filmini izlemişler mi, tek bir film adı verebiliyorlar mı? Cehalet ya da magazinciliğin yanlış kullanımı özellikle Yeşilçam üzerine sürekli yanlış ya da kasıtlı çarpıtma bilgiler üretti, üretiyor yıllardır.

Arzu Okay için seks yıldızı demek bile bir yerde abartı olabiliyor. Cinsellik, seks, porno gibi tanımları doğru yapmaya çalışmak gerekir; arada çok ince bir çizgi, nüanslar var. Arzu Okay sinemanın masum kızıyken koşullara yenik düşerek soyunmuş, erotik komedilerde, erotizm-cinsellik ağırlıklı/içerikli filmlerde oynamıştır. Örneğin afişlerinde soyunuk resimleri olan Çetin İnanç’ın yönettiği Sokak Kadını (1976) filmi o yıllarda kadın seyircinin de izlediği, izleyebileceği bir filmdi. Bir Yeşilçam melodramı olarak da iç burkucu, etkileyiciydi. İzlerken salonda ağlayanlar oluyordu.

Arzu Okay’ın 1972 yılından itibaren oynadığı erotik komedi filmlerin isimleri o yozlaşmanın, sömürünün yansıması olarak seks çağrıştıran isimlerdi. Bilince ya da bilinçaltına Arzu Okay seks filmleri yıldızı imgesi/çağrışımı yerleşti böylece.

Mine Mutlu
Mine Mutlu

Utku Uluer: O dönem iyi çekilmiş erotik filmler olsaydı bazı şeyler farklı olurdu mesela Tatlı Tatlı filmi farkını ortaya koyuyor sence o dönem iyi çekilmiş erotik ve/veya erotik komedi filmler hangileri?
Mesut Kara: Evet, Tatlı Tatlı (Senaryo: Bülent Oran), yine Mine Mutlu’nun oynadığı Kadınım (Senaryo: Safa Önal), Sokak Kadını gibi çok az sayıdaki filmleri sayabiliriz belki. İş tam bir sömürüye dönüştükten sonra ‘iyi’ tanımını kullanmak olanaksız.

Utku Uluer: Özellikle bazı sinema yazarlarının ve gazetecilerin Melek Görgün, Mine Mutlu, Feri Cansel ve Arzu Okay’ı zorla seks yıldızı yaptığını düşünüyor musun?
Mesut Kara: Bir önceki sorunun yanıtında da söylediğimiz gibi bilgisizlikten, cehaletten ya da magazin haberciliğini yanlış kullanmaktan kaynaklanan çarpıtmalar diyebiliriz. Yalan yanlış bilgiyi çoğaltmak, doğrusunu araştırmaktan daha kolay çünkü. Araştırma zahmetine katlanmaktansa var olan bilgiyi doğru olup olmadığına bakmadan çoğaltmak, işin kolayına kaçmak seçiliyor. Oysa bilgi ulaşılacak uzaklıktadır genellikle, yeter ki ulaşılmak istensin…

Not: Görsellerden “Bizi Zehirlemeyin” yazılı olan foto bu konuda kaynak olan Metin Demirhan’ın “seks rezaleti” yazısından alınmıştır.

2 thoughts on “Yeşilçam’da Seks furyası üzerine mini söyleşi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir