Pazar Yazıları – Benim Annem Boğmaca Oldu

Bogmaca oldu

Metin Demirhan aramızdan ayrılmadan evvel birkaç blog açmıştı ve farklı farklı paylaşımlarını bu sitelerden devam ettiyordu. Paylaşımları arasında Erotik Türk Sineması ve Fantastik filmler üzerine basınımızda yer alan bazı haberlere de yer vermişti bunlardan birisi de Yılmayan Şeytan haberiydi.

Bu yola gönül vermiş herkesin rahatsız olduğu noktaları cesurca ortaya koyan Metin aslından Sinematik Yeşilçam, Geceyarısı Sineması dergisi, Öteki Sinema, Ters Ninja gibi yayın yapan dergi ve siteler için önemli bir öncü/savaşçı idi. Aradan geçen zaman rağmen hiç birşey değişmediği için bloglarında yer verdiği 2 haberden birisini Sinematik Yeşilçam‘a taşımaya karar verdik. Metin Demirhan‘ın sayfalarını paylaştığı  Hey Dergisinde yer alan “Benim Annem Boğmaca Oldu” yazı bunu interenet aktardık. Yılmayan Şeytan filminin eleştirisini paylaştığımız yazıda da okuyacağınız gibi eleştirmek ve alay etmek arasındaki çizgiyi maalesef yazarımız kaybetmiş. Benim anladığım kadarıyla vurdulu kırdılı film yapmak sinema sayılmıyor yazarın gözünde…

 ———oOo———

Şimdi bi’şey diyeceğim, inanmıyacaksınız: Benim de  annem boğmaca oldu… Önce bizim de aklımıza gelmedi tabii…Doktorlar,ilaçlar falan derken baktık ki öksürüğün kesildiği, kesileceği yok, işi biraz daha ciddiye aldık…Sonunda bir doktor kesin teşhisi koydu…

Sizin için de öyledir ya, benim için de annem annelerin en iyisi, en sevimlisi, en guzeli, en bulunmazıdır..Doktor anneme “Siz boğmaca ol muşsunuz hanımefendi” deyimce bir an gülelim mi,aglayayım mı, bilemedik… Annem bana baktı,ben anneme… önce o gülmeye başadı,ardından ben, sonra doktor…

Güle güle çıktık muayenehaneden, güle güle yaptırdık ilaçları, annem” Ben bogmaca olmuşum” diye gule güle kullandı hapları, şurupları… ve inanırmısınız, bir hafta geçti geçmedi, şıp diye kesildi annemin öksürüğü ve biz yine gülerek hastalığın gerçekten “boğmaca” olduğuna inandık. 0lanı biteni şimdi de size anlatıyorum: Annem boĝmaca oldu… Allah kızamıktan, su çiçeğinden saklasın…

yılmayan seytan 098

– Buna sinemada fotobüs” diyorlar. Biz gördük, siz de görün diye buraya koyduk.

Bir film var… Adı “Yılmayan Şeytan“, başrollerinde, Kunt Tulgar‘la, Mine Mutlu, Erol Taş ve Erol Günaydın oynamışlar… Filmi görmedim, adını duymadım ya, üç resimle bir “fotobüs” (bu lobi azmanına öyle diyorlar sinemada) geldi. Onlara baktım, siz de bakıp göresiniz diye alıp bu sayfaya koydum…

Yaa Allahın işi işte, hep böyle olur,akla gelmeyen hep başa gelir… Hem tesadüfe bakın siz, annem boğmaca oldu, o sırada bu film çevrildi… E,boşuna dememişler ya “0lmaz olmaz deme,olmaz olmaz” diye…

C.C. ile kocast Gristaldi bir büyük çayır içinde iki konak yavrusu yaptırmışlar..karıkocalar ama o çayır içindeki ayrı evlerde yaşıyorlarmış.. Gerekçeleri de şu: Mutlu olmak için ayrı yaşamak şartmış… Utanmasalar, “Mutlu olmak için birbirinizi hiç görmeyin – hatta yolda tesadüfen karşılaşırsanız yol değiştirin diyecekler… Eh ,benim annem boğmaca olursa, mutluluk reçetesi de böyle olur… Şaşmayın…

Türk sineması bir ekonomik bunalım içinde… Film sayısı gittikçe azalıyor… Bunlar tamam ama şu ters trafiğe ne demeli…öte yandan da siram siram gencler geliyor sinemaya… Eh, annem boßmaca olursa,trafik de böyleters işerişte…

Kelimesi kelimesine, bir tercüme sunuyorum sizlere: “Bugün starlara fazla ücret ödendiği söyleniyorsa da , günümüzün ünlü yıldızları dünkülerin aldığı ücreti alamıyorar. Jane Russel,”Kanun Dış” adlı filmi çevirirken her hafta özel masraflarına karşıık 3.500 lira alıyordu. Film bittiği zaman yıldız şirketten milyon dolar çekmişti. Filmin bütün masraflarini milyarder Howard Hugues karşıladı…” Eh, masrafları milyarder Hugues karşılarsa Jane Russell özel masraflarını bi -raz kabarıkça tutar…

Ama işin bir de öte yanına bakın:Russell, milyon dolar almış… Yeni,bir film için 14 milyan Turk Lirası… Saymaya kalksan iki yılda zor biterherhalde sayması… Bugün o kadar değilmiş, kabul… 14 milyon almasınlar da, 1 milyon lira alsınlar… Annem de bir milyon çıkaracak değil ya 3 aylıkları topayıp… Çıkarsa çıkarsa,vboğmacadan sonra kızamık çıkarır.

Şu”sanat ortamına” bakın Allahaşkına … İnsan “Verem” olur vallahi Boğmacayla atlatana ne mutlu

Bir senaryo filme alınır. Film tutar ve sinemalar adam almaz. Bununla da yetinilmez cinsiyet değişikliği yapılır, senaryodaki bütün erkek rolleri, kadın;kadın rolleri erkek yapır,aynı senaryo bu ters haliyede bilmem kaç defa film olur. Eh, arada amam da elbet – boğmaca olur…

Dört adım atmaktan aciz atlar,beyazperde de küheylan olur… At üstunde durmaktan aciz nazeninler, dişi cengaver olur. Sinemada körler, ölmeden önce badem gözlü olur… Anam da yerden göğe kadar haklı olarak boğmaca olur.

Şarkıcılar”Artist”, artisler şarkıcı olur… Annem, tabii bogmaca olur.

Hayaller,”Haber” olur… Avrupa’nın meçhulleri bizde “Büyük şöhret” olur… Bu uzar gider böylece… Ve uzayıp gidecektir böyle.

Yazan: Erman Şener (Sinema ve Ötesi – Hey Dergisi 4 Eylül 1974 sayı:42)

米米来 

Yazının Hey Dergisindeki basılı hali:

40 41 Yılmayan Şeytan

KAYNAK: HEYDERGILERI.COM

Yılmayan Şeytan

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir