Burak Gülgen – Sakız Gibi Uzayan Dizi Süreleri

Asistanlık yaptığım dönemde (90’ların 2. yarısına tekabül eder) dizi süreleri ortalama 45 dakikaydı… Eğer yanlış hatırlamıyorsam ilk MARZİYE dizisi 60 dakikaya çıktı, sonra YILAN HİKAYESİ 75 dakika derken kademe kademe dizi süreleri uzamaya başladı ve günümüzde bir bölüm maalesef 150 dakikaya ulaştı…  Dünyanın hiç bir yerinde böyle bir şey ne görülmüştür ne de duyulmuştur! Game Of Thrones, Vikings, Sons Of Anarchy, La Casa De Papel, Black Mirror gibi tüm dünyada efsane olmuş diziler 45-60 dakika arası tüketilirken, bizim yerli diziler neden bu kadar şuursuzca  uzundur?

Öncelikle sorun maliyetlerin yüksek olması…  

  • Magazin basınının karşılıklı çıkar ilişkisi sebebiyle 7/24 “pompaladığı” isimleri başrol oynatırsanız ve o isimlere bölüm başına minimum 50 bin maksimum 150 bin TL verirseniz,

  • Girdiğiniz mekanlara astronomik kira masrafları öderseniz,

  • Bütçeleri dengesiz yaparsınız,

  • Üzerine bir de programdan alakasız ne çektiğini bilmeyen, bunu geçtim; evine gitmek istemeyen yönetmen arkadaşlara da  o paraları savurursanız maliyetler de doğal olarak şişmek zorunda kalır…

Bugün dizilerde bölüm başı maliyetler yaklaşık 200 bin dolardan başlar, 700-800 bin dolara kadar çıkar… Haliyle kanal bir dizi için ödediği maliyeti reklamlar aracılığıyla geri almak zorundadır… İşte burada devreye RTÜK’ün reklam kuşağı konusundaki yaptırımları giriyor ki, maalesef dizi sürelerini uzun tutmak mecburiyetinde bırakıyor…

RTÜK’ün yayımcılar için reklam yayınlama kurallarından bazıları şu şekildedir:

“Program İçi Reklam Kuşakları” için maksimum yayın süresi 6 dakikadır.

Aynı program içinde yayınlanan birbirinden bağımsız iki “Program İçi Reklam Kuşağı” arasında en az 20 dakika süre olmalıdır.

“Program Önü / Arası Reklam Kuşakları” için maksimum yayın süresi 6 dakikadır.

Sanal reklamlar ve sanal logolar 5 dakikada bir çıkabilir ve maksimum 8 saniye olabilir.

Reklamların toplam yayın süresi kanalın günlük yayın süresinin % 20’sini geçemez.

12 dakikadan kısa programlarda ön reklam açılmaz.

Programın son kuşağı ile hemen sonra gelen program önü reklam arası en az 5 dakika olmalıdır.

Yani tamamen birbiriyle bağlantılı bir durum  söz konusu görüldüğü gibi!

İlk olarak RTÜK reklam konusunda bir düzenlemeye gidebilirse bu kademe kademe diğer taraflara sıçrayabilir… Ama şu an için çok zor gözüküyor! Çünkü açgözlülüğümüz, daha çok para kazanma hırsımız buna izin vermeyecektir… Herkesin her fırsatta dizi süreleriyle ilgili şikayet edip bunun için hiçbir şey yapmaması ; “Borcum var, para kazanmam lazım” diyerek bu işkenceyi çekmeyi tercih etmesi durumunda söylenecek çok bir şey yok aslında…

24 Aralık 2010 tarihinde Taksim AKM’nin önünde “Yerli dizi yersiz uzun” diye bir eylem yapıldı… Tüm sektör çalışanları oradaydı…  Kaç kişi hatırlıyor öyle bir eylemi? Ya da o eylemden bu yana diziler kaç dakika eksildi? Aksine daha çok arttı ve yoğun çalışma temposundan dolayı ne yazık ki mesai arkadaşlarımızı kaybettik… 2008 yılında Amerika’da senaryo yazarları telif haklarından dolayı grev kararı aldı… Ve o sene ciddi bir kriz yaşandı hatta Oscar törenlerinin o sene ertelenmesi söz konusuydu… Sonrasında taraflar masaya oturdu ve senaryo yazarları haklarını aldı… Buraya dönüp bakınca  maalesef böyle bir şey olma ihtimali % 0.01…

Bana göre ancak iki yol bu soruna bir çözüm getirebilir :

En başta fahiş paralar alan dizi sektörünün göz bebeği olmuş başrol oyuncularının ve gene göz bebeği olmuş yönetmen ile senaristlerinin, “Dizi süreleri normale inerse çalışırız” şeklinde bir tavır takınması ki zaten bu hemen hemen herkesi kuvveden fiile geçirir… Böylelikle yapımcılar, reklam verenler ve televizyon kanalları da şuursuzluklarından kurtulma fırsatı bulabilirler… Ama hiç kimse kazandığı tatlı paralardan feragat etmek istemez! Şövalyelik yapmaya kalkan da sektörde iş bulamayacağını  iyi  bildiği için, bunun gerçekleşmesi neredeyse olanaksızdır… Sendika  gibi durumlar da zaten 12 Eylül sonrasında  vahim halde  olduğu için, sendika bilincini yaymak ve insanların bu  konuya ağırlık vermesini sağlamak ciddi bir sabır, emek ve zaman isteyen bir durum…

Gelelim ikinci yola; o da Meclis’ten geçmektedir… 2 tane milletvekili ile değil; sektörden insanlarla oturup sendika ve meslek birliği temsilcileriyle ortak bir çalışma yaparak bir yasa tasarısı hazırlamak, bunu Meclis’e sunmak ve tabii ki yasaları çıkartmakla olabilir… Sizce 550 milletvekilinden kaç tanesi bu konu için gecesini gündüzünü harcayabilir? Ben de umutlu olmayı isterdim elbet ama görünen köy de kılavuz istemez… Belki bir “mucize” olursa tabii ona bir şey diyemem! 24 Haziran 2018 Türkiye Cumhuriyeti tarihi için önemli bir tarih… Sandıktan çıkacak sonuç ülkenin hangi yolda gideceğini belirleyecek. Bütün bu söylediklerim maalesef Temmuz 2018 ‘den sonra kanunların yürürlüğe girme şekli ya da her zaman ki gibi ertelenip ertelenmeyeceğini gösterecektir.

Hülasa; yakın zamana kadar dizi sürelerinin kısalması pek mümkün değil gibi gözüküyor… Dizilerin uzaması finans kaynaklıydı, kısalmasının da gene finans kaynaklı olması icap etmektedir… Kısaca olay finansta bitiyor! Tabii tv kanalı yöneticileri bu kafada gitmekte ısrar ederlerse de kanalların tek tek iflas etmesi kaçınılmaz son olacaktır!

One thought on “Burak Gülgen – Sakız Gibi Uzayan Dizi Süreleri

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir