İzzet Günay : Komik jön

İzzet Günay

Bugüne değin 120 film yaptım. 3-4 tanesi hariç hepsi başrol. Bir oyuncunun on yıllık hayatı içindedir bu. 1971-72’de sinemanın dışına çıktık, ara verdik. Bir oyuncunun Türk sinemasında esas hayatı on yıldır. Böyle bir sinema yapısı var. Amerikan sinemasına, batı sinemasına benzemiyor. Altmışımızda jön oynayamıyoruz, John Wayne gibi. Belki de ondan Türk sineması fazla gelişemedi. Kamerayı öğreniyorsun, oyunculuğun oturuyor fakat çocuk yüzümüz kayboldu, çizgilerimiz geldi ve biz sinemanın dışında kaldık. Tam oyuncu olduğumuz sırada biz sinemanın dışında kaldık. Ne oldu, yeni çocuklar geldi, sinemayı yeni baştan öğrendi. Jönlere senaryo yazılan bir sinemaydı. Jön, jöndam ve kötü adam üçlemesi

Çok şanssız işler yaptık, yapmak zorunda kaldık. Bu devirde gelseydik bu sinemayı yapacaktık biz de. Bu çocuklar da o zaman gelseydi o sinemayı yapacaklardı. Kurtuluş yok.

1960’lı yılların komik jönü (aynı zamanda birçok filmde de romantik jön) İzzet Günay’la Şişli’deki antikacı dükkânında konuşmuştuk. İlk gençlik yıllarından bu yana koleksiyonculuk yaptığını, antikacılığa ilgi duyduğunu söyleyen İzzet Günay, sinemadan uzaklaştıktan sonra en sevdiği işi, antikacılığı seçmiş.

TİYATRO ‘MİKROBU’NU YUTTU
1934 yılında Sarıyer’de doğan İzzet Günay, altı aylıkken Salacak’a yerleşirler. Babası iskele memurudur. Bütün çocukluğu Salacak’ta, sahilde geçer. Paşakapısı Ortaokulu’nda okurken babasını kaybeder. Çok genç yaşta ölmüştür babası. Annesi ve kendisinden 18 ay büyük abisiyle sıkıntılı bir döneme girerler. Deniz Harp Okulu’nun kolej kısmına verilir İzzet Günay. Fakat askerlik ona göre değildir. Sınavlarda kâğıtları boş vermeye başlar ve fizik dersinden not ortalaması yüksek olduğundan Haydarpaşa Lisesi’ne bir üst sınıfa naklolur.

“Haydarpaşa Lisesi’nde benim amatör tiyatro çalışmalarım başlıyor. Cağaloğlu’da Yeşilay Gençlik Kolu var, orada tiyatro çalışıyoruz. Kısa sürüyor ama biz ilk tiyatro mikrobunu alıyoruz. Liseyi bitirdikten sonra çizgim iyi olduğu için şimdi Cağaloğlu’da Basın Müzesi olan, o zamanki İmar Müdürlüğü Harita Şubesi’ne teknik ressam olarak girdim. Okumak, mimar olmak istiyordum fakat mimarlığın pahalı bir eğitim olduğunu öğrenince vazgeçtim. Sonra 1955 yılının Aralık ayında yedek subay olarak askere gittim.” 

İzzet Günay

Askerden döndükten sonra birkaç ay süren başarısız bir kömür ticareti tecrübesi yaşar İzzet Günay. Beyoğlu’da, Galatasaray Taksim arası turların atıldığı güzel zamanlardır. O turlardan birinde gazetede Haldun Dormen’in Tiyatro Okulu ilanını görür. Müracaat etmek için gittiğinde cesaret edemez ve geri döner. Ertesi gün yine gider, bu kez başvuru formunu doldurur. 50 lira bulup Balo sokağındaki fotoğrafçıda fotoğraf çektirir. “Size mektupla neticeyi bildireceğiz” derler tiyatroda. Uzun süre haber gelmez. Buradan bir şey çıkmayacak, hiç değilse gidip fotoğraflarımı alayım diye düşünür. 

Fuayeye girdiğimde Haldun Dormen salondan çıkıyordu. Beni gördü ‘siz İzzet Günay mısınız?’ dedi. ‘Şimdi size mektup yazılıyor içeride, söyleyelim yazmasınlar’ dedi arkasından. Ben şaşırmıştım. Karar vermişler beni çağırmaya, beni Asaf Çiğiltepe ile tanıştırdı. Bir dram, bir komedi iki piyes oynanacaktı. Karaağaçlar Altında piyesindeki şerif rolü için beni düşünmüşler. Küçük bir rol, iki satır da lafı var. Oyuncu kadrosu çok iyiydi. Yılmaz Gruda, Fikret Hakan, Erol Keskin var. Yüz lira maaşla başladım. Arkasından Kamp 17 piyesinde oynadım ve kadroya alındım.

DORMEN SÜRPRİZİ
1957’nin yaz aylarıdır. Fotoğraflarını almak için gittiği tiyatronun fuayesinde Haldun Dormen’le karşılaşır. Hoş bir sürpriz bekliyordur İzzet Günay’ı. 

Kırık Plak filminde akça pakça bir şoför aranıyordur Zeki Müren’e. Küçük bir roldür. Osman Seden çağırtır İzzet Günay’ı. 

Tamam dediler. Yövmiyeli bir rol, günde 150 lira alacağım. Tiyatroda 300 lira maaş alıyordum, dokuz gün çalıştım filmde. Kendimi görebilmek için filme iki kez gittim. Bir çırpıda geçiyordu, çok azdı rolüm. Ayfer Feray ve Belgin Doruk da vardı. Sinemayla ilk tanışmam bu.

1962 yılında Çifte Nikâh filminde Ayhan Işık’la başa baş bir rol oynar. Bu ikinci filmidir ve komik jönü oynuyordur. 63 yılında da Orhan Günşiray ve Fatma Girik’le Hop Dedik filminde yine komik jönü oynar. 

İzzet Günay

Bu iki rol benim çıkışımı hazırlıyor. Varan 1’le ilk başrol geliyor. Arkasından ikinci başrolüm Beni Osman Öldürdü. Osman Seden çağırıyor beni, ‘üç film bizdesin’ diyor. O zaman seçme hakkın yok. Yapımcının çok kuvvetli olduğu yıllar. Birinci sınıf şirketlere oynamak da çok önemliydi. Ben 64 yılında 18 film birden yaptım, bu rekor rakamlardan biridir.” 

1970’li yılların hemen başında sinema krize girip ardından da seks filmleri furyası başlayınca sinemadan uzaklaşır, ara vermek zorunda kalır. 1973 yılında da sahneye çıkar. 

68’lerde sahne için teklifler geliyordu, kabul etmiyordum. Bizden ilk Efkan Efekan çıktı sahneye. Hatta 71’de Ayhan Işık’la bir film çekiyorduk, bana ‘teklifler geliyormuş, kabul edersen selamı sabahı keserim’ dedi. Bir, bir buçuk sene geçti, ilk Ayhan imzaladı anlaşmayı. 73’ün 22 Haziran’ında, Lunapark Gazinosu’nda sahneye çıktım, Ayhan benden bir ay sonra çıktı. Ben Emel Sayın’ın kadrosundaydım.

Filmciliğin eski haline dönmeyeceğini, bugün başka türlü bir sinema olacağını düşünüyor İzzet Günay. Geçmişte çok büyük hatalar yapıldığını, alt yapının olmadığını ve bugün televizyonlarda aynı hataların sürdürüldüğünü söylüyor. 

Geçmiş yıllarda yokluk içinde çalışıldığını söylüyor ve ekliyor, “Büyük bir özveriyle çalışıldı. Olanak yoktu, teknik donanım yoktu. Teknisyeninden başoyuncuya kadar herkes görevini iyi şekilde yapmıştır, o ortam içinde. Köprüler altından çok sular geçti. Yeni oyuncular ‘siz sinemanın altın devrini yaşadınız’ diyorlar. Onlara göre öyle. Ben de diyorum ki, ‘sinema böyle yapılır, siz altın devrini yaşıyorsunuz’. Çünkü biz yıldız sisteminin oyuncularıydık. Yıldız sistemi başka türlü çalışıyordu. Önce yıldız sonra rejisör ve senaryoydu. Şimdi bu baş aşağı döndü. Birinci rejisör sonra senaryo ve oyuncu geliyor. Bu sinema için daha doğru bir diziliş.

Mesut Kara: 1960’lı yılların komik jönü (aynı zamanda birçok filmde de romantik jön) İzzet Günay ile Şişli’deki antikacı dükkânında konuşmuştuk.
Yeşilçam filmlerinde canlandırdığı karakterlerle hafızalara kazınan 84 yaşındaki usta oyuncu İzzet Günay, Muğla’nın Bodrum ilçesindeki Dibeklihan Sanat Merkezi’nde

Mesut Kara ile Yeşilçam Hatırası – İzzet Günay: Komik jön

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir