Sinemacılardan #sansürehayır

SenaristBir, Türkiye'de çekilecek Netflix yapımlarının henüz senaryo aşamasında sansüre uğramasına ilişkin, sansüre karşı ortak bildiri yayınladı. #sansürehayır

Senaryo ve Diyalog Yazarı Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birliği (SenaristBir), Türkiye’de çekilecek Netflix yapımlarının henüz senaryo aşamasında sansüre uğramasına ilişkin, sansüre karşı ortak bildiri yayınladı. #sansürehayır

Bildiride, uygarlık tarihinin her döneminde her alanda var olduğu belirtilen sansür ve sansürü koyanların, hep mağlup olduğu ifade edildi.

MÖ 250 yılında Konfüçyüs’ün tüm eserlerinin, Çin hanedanı tarafından yasaklandığı, William Shakespeare’in birçok oyununun, sarayın eğlenceci başı tarafından sansürlendiği hatırlatılarak, “Konfüçyüs ve William Shakespeare, halen dimdik ayaktadır ama sansürcülerin ismini kimse bilmez. Sansür, istisnasız her daim mağlup olmuştur” ifadesi kullanıldı.

Türkiye’den sansür örnekleri #sansürehayır

Türkiye’de de “benzer biçimde mağlup olan” sansür girişimlerine örnek olarak şunlar verildi:

“1934 ve 1936 yılları arasında batılılaşma amacıyla radyolarda Türk müziğinin çalınması yasaklanmıştır.

Sansür Kurulu tarafından 1949 yılında Vurun Kahpeye filmi yasaklanmıştır.

Ver Elini İstanbul filminde iki kadının öpüştüğü sahne, 1962 yılında Sansür Kurulu tarafından kesilmiştir.

Yorgun Savaşçı filminin tüm kopyaları, Türk toplum yapısına uymadığı gerekçesiyle Kenan Evren tarafından yaktırılmıştır.

Bülent Ersoy transseksüel kimliği, Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses ve Ferdi Tayfur ise arabeskçi kimlikleri nedeniyle TRT‘de yasaklanmıştır.

Kürt kelimesinin, TV, radyo, gazete ve fimlerde kullanımı, uzun süre yasaklanmıştır. Ülkemizde, bu ve benzeri binlerce sansür girişimi olmuştur ama tarih sansüre ve sansürcülere pek insaflı davranmamış, her seferinde ağır bir mağlubiyete uğratmıştır.”

“Hayatta hangi karakterler varsa, eserlerimizde de onlar olacaktır” #sansürehayır

Senaryo yazarlarının her insanın değerli olduğu anlayışıyla her insanın yanından, her insanın gözünden hikayeleri özgürce anlattığının belirtildiği bildiride, şunlar kaydedildi:

“Zaten aksi tutum, apaçık ayrımcılıktır. İnancı veya inançsızlığı nedeniyle karakterlerimiz arasında ayrım yapmayız. Herkesle empati kurup, onları kendi bakış açılarından konuştururuz. Süryani karakterimiz olabilir ve o karakter, sahnelerimizde inancının gereği neyse onu yerine getirir. Aleviyse ilgili sahnede muharrem orucu tutar, Sünniyse ramazan orucu. Karakterlerimiz arasında dinsel, mezhepsel ayrım yapmayız.

Türk olan veya olmayan her karakterin hikayesini ırk ayrımı yapmadan özgürce anlatmak isteriz. Karakterimiz heteroseksüel veya eşcinsel olabilir. Bizler heteroseksüelin de eşcinselin de gözünden hayata bakma yetisine sahibiz. Toplumsal barışımızın oluşması adına herkesin de bu bakış açısına kavuşmasını gönülden dileriz. Hayatta hangi karakterler varsa, eserlerimizde de onlar olacaktır. Hiç birini dışlamayacağız. Gözlerimizi ve eserlerimizi gerçek hayata kapatmayacağız, kapattırılmasına izin vermeyeceğiz.”

En kötü senaryo bile, en iyi sansürden daha dürüsttür#sansürehayır

Erişkin olmayanları olumsuz etkileyecek içeriklerin, dünya genelindeki gibi, Türkiye’de de bakanlık bünyesınde, uzmanların denetiminde +6, +10, +13, +16, +18 yaş üzeri olarak sınıflandırıldığının hatırlatıldığı bildiri, şöyle devam ediyor:

“Ancak seçme ve seçilme yeterliliğini kazanmış 18 yaş üzeri kişilerin neyi izleyip neyi izlemeyeceğine karışmak, o kişilerin varlığına yapılmış en büyük hakarettir. Sansür, yapısı gereği düşünce özgürlüğünü engelleyen, her türlü etnik, dinsel, cinsel kimlikleri izole ederek bireyler arasındaki uzlaşma olanağını yok eden bir olgudur. Asla kabul edilemez. Biz senaryo yazarları, inanıyoruz ki, kötü senaryoların doğuracağı sakıncalar sansür ile değil, iyi senaryolar ile giderilir. En kötü senaryo bile, en iyi sansürden daha dürüsttür.”

Çok sayıda senarist, yönetmen, oyuncu ve sinema emekçisinin destek verdiği SenaristBir‘in bildirisine, siz de imza atabilir, bildirinin güçlü şekilde gündemde tutulmasına katkı sunabilirsiniz. #sansürehayır

Editör Notu: Sansürcü zihniyetle dalgasını geçen unutulmaz Devekuşu Kabare skecini unutmak mümkün mü?

Yasaklar oyunu gösterime girdiğinde, geçmişte Türkiye’de bu zihniyet hakimmiş” hissi uyanması lazımdı artık. “Yasaklar gibi oyunu, kolaysa bugün sahneseler”i niye yaşıyoruz biz? #sansürehayır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir