Yeşilçam’da Borsalino Dosyası

1970-1975 yılları arasında esen Borsalino rüzgarının sinemamıza etkilerini araştırıp, Yeşilçam'da Borsalino Dosyası'nı mercek altına alıyoruz.

1930’ların Marsilya’sından geçen gangster filmi Borsalino (Yön: Jacques Deray), vizyona girdiği dönemde gişe rekorları kırmış ve dev oyuncu kadrosuyla unutulmazlar arasına girerek kült mertebesine ulaşmış önemli bir filmdi. Borsalino ismi 1857 yılında kurulan ve günümüzde hala aktif olan ünlü İtalyan şapka markasından geliyordu. Hatta filmi reklam amacıyla finanse etmişti köklü şirket. Eugene Saccomano’nun 1959 tarihli Bandits a Marseille isimli romanından ilham alan Jean Claude Carriere, Claude Sautet, Jacques Deray, Jean Cau dörtlüsü kafa kafaya verip hazırladıkları senaryoya kattıkları mizah sosuyla kara filmlere selam yollamışlardı. Fransız sinemasının kendine özgü özelliklerini ceşniye dahil edip malzemeyi ustaca harmanlamışlardı.

Şüphesiz ki filmin popüler olmasında en büyük etken, ilk defa yan yana başrolde oynayan yıldızlar Jean-Paul BelmondoAlain Delon ikilisinin yakaladığı kimyaydı. Filmin aynı zamanda yapımcısı olan Delon, Roch Siffredi karakterine hayat verirken, suç ortağı François Capella’yı Belmondo beyazperdeye taşımıştı.

Filmin hikayesini kısaca özetleyecek olursam; Yakışıklı gangster Roch hapisten tahliye olduktan sonra sevgilisi Lola’yı (Catherine Rouvel) arar. Muzip ve çapkın gangster Capella’nın sevgilisi Lola’yı elde ettiğini görünce çok kızar. Olaylar sürprizlere gebedir. Birbirinden hoşlanan ikili birlikte çalışmaya karar verir. Önceleri ufak çapta yasadışı işlerle geçinirler, zamanla işleri büyütüp şehri haraca kesen ünlü gangsterlerle kapışmalara sürüklenirler. Başarılarıyla şöhretleri ve servetleri aynı oranda hızlıca artar. İçinde oldukları durumun bir gereği olarak hesaplaşmalardan yakalarını kurtaramazlar ve François bir tetikçi tarafından öldürülür. Roch ise Marsilya’yı terk ederek kayıplara karışır.

20 Mart 1970 günü Paris’te on bir sinemada birden vizyona giren filmi Ağustos başına kadar tam 820.675 biletli seyirci izlerken rekor üstüne rekor kırılıyordu. Avrupa’da ise şapka satışları patlamıştı. Filmi merak eden memleket insanı yaz sonu yayınlanan film müziği 45’lik plağıyla (Claude Bolling – Borsalino Theme / La Reussite – Stateside TSS  4061) yetinmek zorundaydı.

Yerli Borsalino Olarak Yaftalanan Film : Vurguncular (1971)

Flmin henüz ülkemizde vizyona girmediği dönemde, öteden beri kaliteli avantür filmlere imza atan Yılmaz Güney senaryosunu yazdığı Vurguncular filminde yönetmenliği Şerif Gören‘e teslim etmişti. Dev oyuncu kadrosuyla dikkat çeken filmin senaryosunu yazan Güney’in Borsalino‘dan esinlendiği iddia edildi. Oysa Borsalino’dan bağımsız ortada özgün bir senaryo vardı. Mevzu; iki filmi birden izlemeyenlerin kullanılan benzer kostümlerden dolayı Güney’e çamur atmasından başka bir şey değildi. Güney’in gazetecilere cevabı kendine has şekildeydi : ”Buna ancak Borsalino ve Vurguncular’ı görenler kesinlikle karar verebilir. İki film arasında hiç bir konu benzerliği yok… Alain Delon’la, J. Paul Belmondo’nun ve benimle de Fikret Hakan’ın ellerimizde tabanca, başlarımızda şapka ve ağzımızda puroyu görenler, bu konuda oldukça yanlış bir yargıya varıyorlar…”* Vurguncular filminde harika bir işe imza atan Güney, serzenişinde sonuna kadar haklıymış.

Ve Borsalino Sinemalarda…

1971/72 sezonunda yayınlayacağı filmleri gazete ilanıyla duyuran Sintel Prodüksiyon, 18 Temmuz günü müjdeli haberi verir ve Borsalino’yu ithal ederek yakında sinemalarda göstereceğini duyurur. Film, nihayet 1971 yılının son günlerinde (Fransa gösteriminden tam 21 ay sonra) Site, Şafak, Tınaztepe, Yeniar ve Yeni Melek salonlarında vizyona girer. Avrupa yakasındaki iki haftalık maratondan sonra istikamet Anadolu yakasıdır. Film bu yakada da Kent, Sunar ve Süreyya sinemalarında izleyiciyle buluşur. Ülkemizde de ilgiyle karşılanan film iyi gişe yapar ve izleyici salondan memnun bir şekilde ayrılır. Roch ve François’in yazı-tura çekişmesi bir salgın gibi yayılır halk arasında.

Borsalino Yeşilçam’da : Biz Belayı Severiz (1972)

Filmin vizyonda iyi iş yaptığını gözlemleyen Erdoğan Tokatlı hızlı bir şekilde organize olur, hazır senaryoyu kısa sürede filme çekerek yerli Borsalino’yu Yeşilçam izleyicisiyle buluşturur: Biz Belayı Severiz. İsmail Gonca tarafından o günlerde henüz kurulmuş Bozkurt Film prodüksiyonunda başrolleri Ahmet Mekin, Bilal İnci, Ülkü Ülker paylaşmıştı. Belmondo’nun karakterini canlandıran Mekin Bitirim, Delon’un karakterini canlandıran İnci Kara Bela lakaplarıyla nam salıp voliyi vurmaktaydılar. Uzun zaman önce TV’de izlediğim bu uyarlamayı yazıyı hazırlarken tekrar izleyip, filmden kareleri paylaşmak istedim fakat internet ortamında film yok maalesef. Şimdilik yukarıda paylaştığım karelerle idare etmek durumundayız.

Dönüş filmi Borsalino ve Çetesi (1974) ve Gerçekleşmeyen Proje

1970-1975 yılları arasında esen Borsalino rüzgarının sinemamıza etkilerini araştırıp, Yeşilçam'da Borsalino Dosyası'nı mercek altına alıyoruz.

Fransa’da 23 Ekim 1974‘de vizyona giren dönüş filmi Borsalino & Co.’da yakışıklı gangster Roch (Alain Delon), dostu François’in intikamını almak için kolları sıvar ve savaş mahalline geri döner. Marsilya’yı eroin pazarı haline getiren dostunun katili Volpone‘un (Riccardo Cucciolla) peşine düşer. Türlü mücadelelerden galip ayrılan Roch, hesabı kapatıp sevgilisi Lola ile Yeni Dünya’ya yelken açar. İlkine göre yer yer durağan ilerleyen filmde şiddet dozu biraz daha ön plana çıkarılmıştı. Beklentileri karşılayan keyifli bir yapıt meydana getirilmişti.

Ülkemizde tam bir yıl sonra Borsalino ve Çetesi ismiyle vizyona giren film, yeniden bir rüzgar yakalamak arzusundaki Yeşilçam yapımcılarından Kadri Yurdatap‘a yerli Borsalino filmi için ilham vermişti. Senaryoyu hazırlayıp Hakan Balamir ve Serdar Gökhan ile el sıkışan Yurdatap, Doğu Anadolu’da Kara Çarşaflı Gelin filmini çeviren Balamir’in İstanbul’a dönüşüyle çekimlere başlamayı planlamaktaydı. Heyecanlı yapımcı basına ”Borsalino dünya sinemalarında en çok iş yapan filmlerden biri oldu. Yerlisinin de ilgi göreceği muhakkak. Hakan ve Serdar bu tür rollerde oldukça muvaffak oluyorlar. Film tutulursa bir ikinciyi çevirmeyi düşünüyorum…”** şeklinde bir demeç vermişti.

Filmden hangi sebeplerden dolayı vazgeçildiği konusunda elimizde somut belgeler yok maalesef ama Balamir – Gökhan birlikteliği ilginç olabilirdi şüphesiz. Adı kon(a)mayan Borsalino’da bir araya gelemeyen ikili kısa bir süre sonra Selam Dostum (Yön: Vural Pakel) filmiyle aynı projede yer almışlardı.

Avrupa’da esen Borsalino rüzgarının Yeşilçam’a olan etkilerini genel hatlarıyla ele almış olduk böylece. Borsalino serisinin etkin olduğu 1970 – 1975 arasını kapsayan dönemde irili ufaklı pek çok gangster filmi yapılmıştı sinemamızda. O da bir başka yazının konusu olsun diyerek yazımızı sonlandıralım.

* 02 Mayıs 1971 tarihli Milliyet Gazetesi’nin Hafta Sonu İlavesi

** 05 Aralık 1975 tarihli Tercüman Gazetesi’nin İnci İlavesi

Sinematik Yeşilçam için Hazırlayan : Sabahattin BİLGİÇ (KASIM 2020)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir