Levent Çakır Hakkında Çıkan Haberler için Açıklama!

Levent Çakır : "Acıdan geberen eski Yeşilçam emektarı" fotoğraflarının ve onlara eşlik eden ağlak haberlerin tashihidir.
Levent Çakır :  "Acıdan geberen eski Yeşilçam emektarı" fotoğraflarının ve onlara eşlik eden ağlak haberlerin tashihidir.

“Ünlü oyunca Şükrü Ocak tanınmaz hale geldi” haberiyle değerli sanatçımızı rencide eden Vatan Gazetesini kınıyoruz. Bazı konularda dikkat çekmek, sanatçılara doğru şekilde destek olmak için öncelikle onları rencide etmemek ve de duygu sömürüsüne kurban etmemek gerekir. Yine biliyoruz ki bazı isimler kendilerini kamera karşısında acındırmak için de kırk takla atmaktalar. Ancak Levent Çakır abimiz hem sık sık görüştüğümüz hem de yakından ilgilendiğimzi bir abimiz. Bu şekilde rencide edilmesi bizim için çok üzücüdür.

Bu haber dağılmaması için de linkini paylaşmayacağız. Merak edenler google üzerinden bulabilirler. Aşağıda sanatçımızın açıklamasını okuyabilirsiniz. Ayrıca bu konuda rencide olan sanatçımız kendisi de fotoğraf çekerek konuyu netleştirmiştir…

Söz Levent Çakır’ın…

FAZLA AĞLAK VE ACINDIRIK HABERLER…

Bir konuya açıklık getireyim. Sosyal medyadaki paylaşımlarımdan dolayı son bir haftadır hasta olduğumu öğrenen bazı yerel basın mensubu arkadaşlarımız, sağ olsunlar, arayıp sordular, bazıları da evime kadar gelip söyleşi yaptı. Ben de hepsini memnuniyetle karşıladım, ağırladım, olanı biteni anlattım. Ancak, sonradan gördüm ki yayınlanan bazı haberlerde, benim hiçbir zaman takınmadığım kadar “ağlak” bir tutum var.

Okura verilen izlenim, “Levent Çakır evinde çürüyor, yapayalnız, aç, sefil, perişan, ilaç alacak parası dahi yok” tarzında… Medyamız, kıdemli Yeşilçam sanatçılarıyla ilgili haberler yaparken bu tür bir dil kullanmayı öteden beri pek sever. Dahası, bu tür bir ajitasyon diliyle, zor durumlarının derhal kamuoyuna duyurulması gereken perişan sanatçılar da çıkabilir. Bunu kesinlikle anlayabiliyorum.

Ama benim durumum hiç de öyle değil. Evet, varlıklı biri değilim. Ama ne açım, ne de açıktayım, ayrıca öyle derin bir terk edilmişlik, yalnızlık içinde de değilim. Her gün hiç aramazsa 20-30 kişi arıyor, samimiyetle durumumu soruyor. Hayatım boyunca, benimle söyleşi yapıldığında, hiçbir zaman böylesine acındıran bir üslûp benimsemedim. Şartlar zor olabilir, ama ben beyaz perdede dört farklı süper kahramanı üst üste canlandırmış bir adamım, asla ağlanıp zırlanmam, herhangi bir kişi ya da kurumdan yardım alırsam da adabına, usûlüne göre alırım.

Gazeteci arkadaşları anlayabiliyorum, onlar da işini yapıyor, yazdıkları, yaptıkları haberlerin daha çok okunmasını, izlenmesini istiyorlar. “Dram” da memleketimizde iyi satan bir malzeme…Ama, elhamdülillah, ben taş gibi ayaktayım, emekli maaşımla ve ara ara yaptığım işlerle, hiç kimsenin sadakasına ihtiyacım yoktur. Evim küçük ve köhne olabilir, ama ben o koşullarda da çok mutluyum.

Ta çocukluktan itibaren, hayat bana az ile yetinmeyi öğretti. Bu da zor zamanlardaki en büyük silahım oldu. Var olan yemeğimi pişirip yerim, hamd ederim, namazımı kılar ve yatarım. Herkesin midesinin çapı bellidir. O bakımdan, “Vay, Levent Çakır ölmüş, bitmiş, acından geberiyor” tarzı bir üslûba doğru kayan havadisleri çok da ciddiye almayın. Ben o durumlara düşecek olursam medyaya gitmem, doğrudan size gelir ve durumumu söylerim, bu işi yine yaygara yapmadan kendi aramızda sessizce hallederiz. Sevgiler…

Önceki gün medyada dolaşan ve maksadını aşan “Acından geberen eski Yeşilçam emektarı” fotoğraflarının ve onlara eşlik eden ağlak haberlerin tashihidir.

—Zatürre oldum. Ağır bir zatürre… Ciğerlerim iltihaplanmış. Trakya Üniversitesi hastanesindeki doktor ve hemşireler bana titizlikle baktılar. Emniyet Müdürlüğü’ndeki vefalı polis dostlarım da sokağa çıkma yasaklarında yollarda perişan olmayayım, ceza yemeyeyim diye beni oradan oraya taşıdılar.

Beyazperdede defalarca polis karakterleri canlandırmış bir aktör ağabeylerine yaptıkları bir jestti bu…. İlaçlarımı aldım, evimde tedavimi sürdürüp dinleniyorum. Aç değilim, açıkta değilim, Allah’a verdikleri için hamdolsun. Yorgunum, bitkinim, ama moralsiz ve mutsuz değilim.

Bu da böyle biline…

Levent Çakır Aralık 2020

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir