Yeşilçam’ın Remake Filmleri

Remake Banner

Son yıllarda sinemamız üzerine yapılan araştırmalarda konu çeşitliliğini artıyor olması ve farklı bakış açılarının da getiriliyor olması çok önemli. Özellikle 2000’li yıllarda bu sayı gözle görünür bir şekilde arttı. Ancak buna rağmen Türk sineması arşivi üzerine yapacağımız çok fazla araştırma olduğunu düşünüyorum. Çünkü ulaşmakta olduğumuz pek çok bilgi, kopyala yapıştırın ötesine gidememiş  bilgiler, bazı konular farklı kaynaklardan araştırılmamışlar ve işin üzücü bir noktası da pek çok döküman kaybolmuş. Bu sebepten, günümüzde anlatmakta zorlandığımız konuların internet ile birlikte uluslararası bir seviyeye de ulaştığını söyleyebiliriz. Yanlış ve/veya farklı aktarılan konuların başında da remake ve uyarlamalarımız geliyor.

Sinemamızda birazda kafa karışıklığına yol açtığını düşündüğüm remake ve uyarlama konusuna geçmeden evvel bazı kavramları netleştirmenin daha faydalı olacağına inanıyorum. Öncelikle Türk Sinemasında remake konusunu ele alacaksak netleştirmemiz gereken tanımlamalar şunlar:

Remake: Yeniden yapımlar. Ele alınan filmin ismine veya konusuna sadık kalmaya çalışan yapımlar.

Rip Off: Taklit, alınmış alıntılanmış

Uyarlama: Bir film, hikaye, roman kısa hikaye vb gibi bir kaynaktan alınan senaryo

Kolaj: Pek çok filmden alıntı yapılarak ortaya çıkan senaryo

Bu tanımlara baktığımızda sinemamızda uyarlama ve remake tanımlarının pek çok film için birbirine karıştığını ve içiçe geçtiğini söyleyebiliriz. 50’li yıllardan başlayarak hem sinemamızda uyarlamaların hem de müziğimizde aranjmanların sayısı epey fazla olduğunu belirtmek gerekiyor. Özellikle 60’lı yıllarda basında uyarlama ve remake filmleri çalıntı olarak yerden yere vurulmuş hatta “Yeşilçam’da Kleptomani” olarak tanımlayarak kestirip atılmışlardır. Bu yüzden kendi sinemamızı, kendimizin daha sert eleştirdiğini söylemek gerekiyor. Dönemine göre değerlendirilmesi gereken bu tavrın imkanlar düşünüldüğünde acımasız olduğunu düşünüyorum.

Altmışlı Yıllarda Remake/Uyarlama Filmler

Remake 1

Türk sineması Holywood‘un altın yıllarından oldukça etkilenmiştir. Öte yandan 1960‘lı yıllarda prodüksiyon bakımından kendi altın yılını yaşadığını söylememiz yanlış olmaz. Bu dönem Türk ve Yabancı (ecnebi), epey edebiyat eseri sinemaya aktarılmıştır, bunların yanında bir çok Holywood filmi de Yeşilçam’a uyarlanmıştır. Bazı filmlerin afişlerinin bile aynı olması nedeniyle remake’ten öteye gittiğini de söyleyebiliriz. Bu konuda telif yasası da pek uygulanmamış.

Öte yandan Hint Sinemasından bir film de hem gösterildiği sene hem de sonrasında Yeşilçam’ı uzun süre etkilemiştir. Raj Kapoor’un Avare filminin etkisi de epey uzun sürmüştür. Bu filmleri uyarlama ve remake’in içiçe geçtiği filmler olarak ele alabiliriz. Altmışlı yıllarda bana göre en fazla öne çıkan yapımlardan birisi Marily Monroe, Tony Curtis ve Jack Lemmon‘lu 1959 yılı yapımı Some Like it Hot filminin bir yeniden çevrimi olan Sadri Alışık, İzzet Günay ve Türkan Şoray’ın baş rollerini paylaştığı 1964 yılı yapımı Fıstık Gibi Maşallah filmidir. Hulki Saner filmin hikayesine sadık kalarak bizden bir film ortaya çıkarmıştır. Bizlerden birşey katma adına filme Vahi Öz‘ün de katkısı müthiştir.

Siyah Beyaz filmler döneminde Aysel Bataklı Damın Kızı, Onüç Kahraman, Ekmekçi Kadın, Kader Kapıyı Çaldı gibi pek çok filmi uyarlama/remake şeklinde ele almak doğru olacaktır. Mesela 1944 yılı yapımı Phantom Lady filminin Yeşilçam’da karşılığı 1966 yılında Süreyya Duru‘nun çektiği ve Hülya Koçyiğit‘in başrolünde oynadığı “Siyahlı Kadın” filmini örnek verebiliriz. Aslında bu filmin de senaryosu “Turuncu Şapkalı Kadın” romanından alınmış olsa da Phantom Lady filminin varlığından dolayı bir bir remake olarak da ele almak gerekiyor. Bu dönem filmleri ele alındığında uyarlama ve remake kavramının içiçe girebileceğinin altını çizmek gerekiyor.

Maskeli Kahramanlar ve Çizgi Romanlar

Süpermen Dönüyor

Sinemamızın en renkli filmleri özellikle çizgi romanlardan, 1930’ların 40’ların seriyallerinden uyarlanan filmler olmuştur. Pek çok maskeli kahraman filminin sinemamıza uyarlanma hikayesi de çok değişik bir hikayedir. Bu filmler Casus Kıran, Roket Adam, Baytekin, Tarzan, Bakırbaş gibi seriyallerdeki kahramanlarla büyüyen Yılmaz Atadeniz, İrfan Atasoy, Kunt Tulgar, Çetin İnanç, Tunç Başaran, Cavit Yörüklü, Nişan Hançeryan, Semih Evin, Melih Gülgen, Oksal Pekmezoğlu, Tolgay Ziyal gibi yönetmenler tarafından sinemamıza uyarlanmışlar. Bu uyarlamalara birebir remake olarak bakmak doğru olmasa da bazı noktalarda kesiştiğini söyleyebiliriz. Filmlerde seriyallerin, çizgi romanların belli klişeleri kullanılmış olsa da bu filmlerin belli serilere katkı da bulunduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Genellikle bazı yabancı araştırmacılar da bu şekilde kategorize ediyorlar. Mesela Yılmayan Şeytan filmi aslında Bakırbaş‘ın maceralarına göndermelerle doludur. Kilink filmleri ise bir fotoromandan beyazperdeye aktarılmıştır.

Bu gibi maskeli kahraman filmlerinde tek tek film olarak bir remake olgusundan bahsetmek yanlış olsa da ortaya çıkan furya açısından furyanın remake halini aldığını söyleyebiliriz. Maskeli Kahraman filmlerimizin aslında seriyallerin remake’idir dememiz söylememiz yanlış olmaz. Bu açıdan baktığımızda o dönemin hayalgücünü ve yönetmenlerin yapmak istediklerini daha iyi anlayabiliyoruz. Zaten aynen bu filmlerin ve yönetmenlerinin düşük bütçe ve imkansızlıklarla mücadelesi ve bunun sonuncu ortaya koydukları buluşları 30’lu yılların 40’lı yılların Amerikan seriyallerindeki mücadeleye de benzer. Üzülerek yazmam gerekiyor ki Amerikan sineması, seriyalleri ve mücadeleyi 70’li yıllarda Star Wars gibi uzay operası filmlere dönüştürürken sinemamızda bu çabaların çocuksu bir çaba olduğu yazılıp çizilmiş ve filmlerin imkansızlıkları ile dalga geçilmiştir.

Fantastik Türk Sinemasının Kolajları

Dünyayı Kurtaran Adam

Sinemamızda Bilim Kurgu filmi sayısı fazla değildir. 80 öncesi sinemamızında en fazla tanınan bilimkurgu filmi Sadri Alışık’ın başrolde oynadığı 1973 yılı yapımı Turist Ömer Uzay Yolunda filmi olmuştur. Bu filmi iki şekilde ele almak gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’den baktığımız zaman Turist Ömer serisi içerisinde yer alan ve o dönemin Tv’de epey ses getiren ve diziyi seslendirenlerin oynadığı bir film karşımıza çıkıyor. Bu nedenle yeniden yapımdan ziyade bizler için farklı bir anlam taşıyor. Öte yandan Turist Ömer‘e aşina olmayan bir yabancı için, Uzay Yolu‘na yerel komedi unsurları katılmış bir remake olarak ele alınabilinir. Çünkü Hulki Saner filmde Uzay Yolu‘nun The Man Trap bölümünü filme adapte edip kullanmıştır. O sebepten dolayı yabancı kaynaklarda remake kategorisinde yer almasını yanlış bulmuyorum.

Ancak konu remake olduğu zaman özellikle konuyu daha spesifik ele almak gerekiyor. Uzun yıllardır Sinematik Yeşilçam sitesinde fantastik filmlerimiz üzerine kafa yorduğum için pek çok yabancı sinemasever ile temas halindeyim. 2012 yılında Fantastik Türk Filmleri ile ilgili bir makale hazırlayan BBC muhabiri Nathan Williams ile yaşadığım sohbet en ilginçlerinden birisi olmuştu. Yeniden yapımlardan bahsederken konu dönüp dolaşıp “Turkish Star Wars”a geldi.

Onunla gerçekleştirdiğimiz 2 saate yakın görüşmenin 45 dakikasını Dünyayı Kurtana Adam filminin bir Star Wars Remake‘i olmadığına ikna etmek ile geçti. Film yapıldığında Star Wars filminden sahnelerin kullanılması nedeniyle haklı olarak filme Turkish Star Wars ismi takılmış. Film uzun yıllar alt yazısız olarak vhs formatında başta Amerika, İngiltere, Almanya ve çeşitli ülkelerde izlendiği için kült bir film haline gelmiş ancak pek çok kişi hikayeyi de Star Wars ile eşleştirmeye çalışmış. Aslına iki filmde iyinin kötü ile savaşını anlattığı için ortak bir paydada buluşsa da, Dünyayı Kurtaran Adam filmin konusu Flash Gordon, Battlestar Galactica ve hatta Ben Hur‘dan kolajlanarak ortaya çıkmış bir film.  Zaten filmde de sadece Star Wars değil 19 ayrı filmden sahneler alınmış ve kullanılmış.         

Aslında Dünyayı Kurtaran Adam filminin yapısını anlamak, nasıl montajlandığını masaya yatırmak 1960‘lardan beri yapılan pek çok filmin de nasıl çekildiğini anlamak anlamına geliyor. Mesela bu konuda Çetin İnanç‘ın ismi Remake ile çok fazla anılsa da onun filmlerinin pek çoğunun bir kolaj olduğunu söylemek daha doğru olacaktır. Mesela Turkish Jaws olarak anılan Çöl filminin konusunun Jaws ile alakası yoktur ancak Çetin İnanç, Cüneyt Arkın‘ın denizde kaldığı bir sahne de Jaws filminden sahneler kullandığı için bir Jaws Remake‘i olarak kaynaklara geçmiştir. Dünyayı Kurtaran Adam‘ın bir remake olarak kabul edilmesinin bir hata olduğu gibi Çöl filminin de remake olarak ele alınması bir hatadır.

Pek çok yönetmenimizin yaptığı da bu şekilde kolajlar olmuştur aslında. Yeni bir film çekebilmenin tek yolunun çektikleri filmin gişe yapması olduğu bir gerçeklikte epey yönetmenin garantiye oynadığını da görebiliyoruz bu şekilde. Bunun dışında Istanbul dışındaki bölgelerde Holywood yapımları yerine yerli yapımların daha fazla seyirci çekiryor olması nedeniyle ve dağıtım masrafalrı nedeniyle de yabancı filmlerin remake’i veya kolajına dönüşen epey film çekilmiş o yıllar.

Remakelerden Remake beğen!

Cemo ile Cemile

Kolajlardan da bahsettikten sonra başlıca remake filmlerimizi ele almamız gerekiyor. Jet Rejisör lakaplı yönetmenimiz Çetin İnanç tabiki sadece kolajlar ortaya koymamıştır. İnanç‘ın çektiği Vahşi Kan filmi Rambo – İlk Kan filminin yeniden çekimidir ve hatırı sayılır bir gişe yapmıştır. Ayrıca Serdar ile çektiği Kara Şimşek ve Korkusuz filmleri ile de Rocky ve Rambo remakeleri yapmıştır. Tüm bu filmlere bizden birşeyler katmayı ihmal etmemiştir. Mesela Yerli Rocky Osmanlı tokadı çalışması da yapar. Bana göre Çetin İnanç‘ın en iyi Remake filmi bir Bonnie and Clyde remake’î olan 1971 yapımı Cemo ile Cemile‘dir.

Sinemamızın kuşkusuz en ilginç Remake örneklerinden bir tanesi de Dustin Hoffman‘ın başrolünde oynadığı Sam Peckinpah’ın Straw Dogs filminin Yeşilçam remake’dir. Natuk Baytan‘ın çektiği Kartal Yuvası filmi o dönem Kıbrıs Barış Harekatı‘nda yaşananları da katarak farklı bir hava kazandırmıştır. Bir remake olarak pek çok sahnede de Straw Dogs‘a gönderme yapmıştır.

Önemli yönetmenlerimizden Metin Erksan da tarzının dışına çıkarak bir korku filmi çekmiştir. 1974 yılı yapımı Şeytan (The Turkish Exorcist)1973 tarihli Exorcist filminin Türk versiyonudur. Çocuk oyuncu Canan Perver’in iyi bir performans gösterdiği filmde, hikayeye İslami unsurlar katan Erksan asıl filmin konusundan ve hikayesinden uzaklaşmamıştır.

Masal ve Fantazi hikayelerinde de Yeşilçam Remake’leri yapılmıştır. Salih Güney ve Zeynep Değirmencioğlu‘nun başrolelirni paylaştığı Pamuk Prenses ve Yedi cüceler filmi İtalya’da bir İtalyan filmi olarak bir dönem pazarlanmış. Yine aynı dönem Sinderella ve hatta Oz Büyücüsü filmleri de asıl hikayelerine ve filmlere sadık kalınarak çekilmişler. .

Yeşilçam içerisinde birbirinin remake’i olan veya ilk çekilenin konusunun adapte edildiği çok fazla film vardır. Özellikle bir kitap var ki Yeşilçam’a çok fazla malzeme vermiştir; Irving Wallace‘ın The Fan Club kitabı Delicesine, Tatlı Tatlı, Mavi Boncuk ve Alışırım filmlerinin hikayesidir. Bu dört filmi de birbirlerinin remake’dir. Melih Gülgen‘in çektiği Tatlı Tatlı ilk uyarlanmış filmdir ve erotik furya içinde yer alır başrol oyuncusu Mine Mutlu‘dur, Emel Sayın‘ın yer aldığı Mavi Boncuk ise bri Arzu Film komedisidir. Sonia Viviani‘nin başrolünü paylaştığı Delicesine ise Mavi Boncuk ile Tatlı Tatlı arasına konulabilinecek bir yapımdır. Harika Avcı‘lı Alışırım filmi ise 80’lerin bir yansımasıdır. Bu 4 filmin yanına bir de 1985 yılı yapımı Hülya Avşar‘lı Ölüm Yolu filmini ekleyebiliriz.

Remake konusu Yeşilçam için bitmez tükenmez bir araştırma konusudur tek tek filmleri ele alsak sayfalarımız yetmeyecek. Ben bu filmlerin birer kopya/aşırma olarak ele alınıp uzun süre yok sayılmasını yanlış buluyorum. Zaten günümüzde eski filmleirn yeniden yapılması bir moda haline geldi.

Belki orijinallikleri konusu ayrı bir şekilde tartışılanabilinir ancak bu filmlerin özellikle 60‘lı yıllarda oldukça farklı bir yol açtıklarını da düşünüyorum.

Bir sinefil için bu filmleri inceleyip filmler arasındaki benzerlikleri saptamak ve çeşitli karşılaştırmalar yapmak epey eğlenceli olacaktır. Kendi sinemamızı yermeyi bir kenara bırakıp bu üretimlerin özellikle 70’li yıllardan sonra neden bir kısır döngüye dönüştüğünü görebilirsek kendi sinemamızı da daha fazla sevmeye başlayacağımızı düşünüyorum.

Sizler için seçtiğim izlenmesi gereken 15 Yeşilçam Remake film ve Orijinalleri listesi (sitemizde yer alan ilgili yazıları listedeki linklere tıklayıp okuyabilirsiniz):

  1. Cemo ile Cemile (1971) – Bonnie and Clyde (1967) remake
  2. Fıstık gibi Maşallah (1964) – Some Like it Hot (1959) remake
  3. İlk Göz Ağrısı (1963) – My Favourite Wife (1940)
  4. Cellat (1975) – Deathwish (1974) remake
  5. Aşık Oldum (1985) – Woman in Red (1984) remake
  6. Kartal Yuvası (1975) – Straw Dogs (1971)remake
  7. Turist Ömer Uzay Yolunda (1973) – Star Trek The Man Trap (1966) remake
  8. Ayşecik ve Sihirli Cüceler Rüyalar Ülkesinde (1971) – Wizard of Oz (1939) remake
  9. Siyahlı Kadın (1966) – Phantom Lady (1944) remake
  10. Şeytan (1974) – Exorcist (1973) remake
  11. Sevimli Frankenştayn (1975) – Young Frankenstein remake
  12. Vahşi Kan (1983) – Rambo First Blood remake
  13. Şeytanın Kurbanları (1965) – The Killer (1946) remake
  14. Süpermen Dönüyor (1979) – Superman 1 (1978) remake
  15. Alın Yazısı (1972) – Geishar (1969) remake

Bu yazı ilk kez Filmarası Dergisi Kasım 2016 Sayısı‘nda Yayınlandı – Remake Başa Saran Filmler

Hazırlayan: Utku Uluer

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir