Tarihiyle Süt Kardeşler Efsanesi

Yeşilçam’ın en sevilen komedi filmlerindendir Süt Kardeşler ya da diğer adıyla Gulyabani filmi. Peki biz bu film, neden iki isimle anıyoruz? Buyrun Süt Kardeşler – Gulyabani efsanesinin hikayesine.

Filme kaynaklık eden iki eser var. Biri tiyatro oyunu, diğeri roman.

Süt Kardeşler tiyatro oyununun geçmişi, Cumhuriyet döneminin ünlü oyun yazarı İsmail Galip Arcan’a dayanıyor, Arcan, Fransız oyun yazarı ve senarist Louis Verneuil’in bu eserini Türkçeye uyarlar.

İlk olarak Şehir Tiyatroları‘nda sahnelenen Süt Kardeşler oyunu, bir gemide görev yapan 3 bahriyelinin karışan (karıştırılan) izin kağıtlarının yarattığı karmaşaya dayanıyor. Birbirine sarılırken dayısı tarafından görünen iki süt kardeşin hem dayı hem de komutana “karı koca” olarak tanıtılması ve olayların içinden çıkılmaz hale gelmesi temelinde gelişen bir güldürü.

Oyun, Türk Tiyatrosu’nun ünlü güldürü ustası Nejat Uygur tarafından da 1957 yılında sahneye konulur. Hatta Nejat Uygur’a telif davası açma niyetinde olan İsmail Galip Arcan, oyunu izlemesinin ardından, Nejat Uygur’a övgülerini ve sahneleme iznini verir.

Oyun, filmini bildiğimiz Süt Kardeşler’den farklıdır çünkü filmin en önemli aktörü Gulyabani, oyunda yoktur.

Gulyabani değil, Ahu Baba

Gulyabani, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın 1912 yılında yayımlanan romanıdır. İstanbul’un o dönem köy yeri olan Dudullu’da geçen romanda, Yedi Çobanlar adlı çiftliğe dadanan cinlerin hikayeleri anlatılır. Gürpınar, romanında kadınlar arasındaki sosyal hayatı ve batıl inanç eleştirilerini, batıl inançlarla insanların nasıl etkilendiğini ve birçok yönden toplumum aksaklıklarını anlatmak ister.

Romanda da filmdekine paralel korkutulması istenen bir konak sahibesi ve yaşanan gerçeküstü olaylar anlatılmaktadır. Gulyabani’nin romandaki adı Ahu Baba’dır.

İşte bu tiyatro oyunu ve roman, 1976 yılında Yeşilçam’ın en üretken senaristlerinden Sadık Şendil’in kaleminde birleştirilerek Süt KardeşlerGulyabani adıyla sinemaya aktarılır.

Ortaya çıkan bu yeni eserde hem bahriyeliler hem de Gulyabani vardır. Oyundaki Yaşar, Necdet ve Şemsi adlı bahriyeliler, o dönemki Arzu Film yapımlarında tanınmış Şaban, Bayram ve Ramazan adlarıyla simgelenir. Sinemaya uyarlanırken gemi komutanı Gazanfer Kaptan, olur bize Kumandanım Hüsamettin.

Süt Kardeşler’e yeni uyarlama

Süheyl & Behzat Uygur Tiyatrosu’nun sahnelediği Süt Kardeşler oyununu duyduğum zaman, ülkedeki Hababam Sınıfı kültürü pazarlamasına paralel olarak Süt Kardeşler filminin de tiyatroya uyarlandığı ve “kim bilir nasıl olduğu” konusunda bir önyargım vardı.

Oyun, Anadolu’nun birçok şehrinde birkaç yıldır sahneleniyor. Babalarının izinden giderek turne tiyatroculuğu yapan iki kardeş, yaşadığı maddi ve manevi zorluklara karşın turnelerini devam ettirmeye kararlı olduklarını ifade ediyor.  

Türk izleyicisinin daha çok pazar günü yayınlanan eğlence programından bildiği Süheyl ve Behzat Uygur, tiyatro alanında babalarının izinden yürüdüğünü gösterdi. Özellikle büyük ağabey Süheyl’in oyunculuğu ve kardeşiyle karşılıklı sahneleri, görülmeye değerdi.

Önyargılarla gittiğim oyunda, filmde de kısmen gördüğümüz karmaşa, tiyatro sahnesinde kendini daha çok belli ediyor. Batılıların vodvil adını verdiği bu türü, oyuncular gayet iyi yansıtmışlar.

Nejat Uygur Tiyatrosu’nun büyük oyuncusu rahmetli Bahri Beyat, fiziken olmasa da karşılıklı sahnelerde, paslaşmalarda sahnedeydi. Öte yandan Nejat Uygur’la özdeşleşen kimi espriler, kimi kelimeler de ustanın hatırasına bir saygı duruşu gibiydi. Güncel ve politik esprilerle de oyun, seçim dönemini yaşadığımız bu süreçte seyircinin ilgisini çekti.

Bir not da Pakize rolündeki Deniz Pulaş için. Podyumların ünlü mankeni, daha önce ara sıra sergilediği oyunculuk hünerini bu oyunda zirveye taşımış. Sahnede yerini devraldığı Emine Ün’den sonra kadroya dahil olmuş ve sahnedeki performansını zarafetiyle birleştirmeyi başarmış. Pulaş’ın sahne performansını görmeden oyunculuğunu değerlendirmemek lazımmış. Göründüğünden farklı olabilen bir gerçek daha. 😊

Tiyatro oyunuyla Yeşilçam’ın ortak noktalarından birisi de Terzi Lami’nin rolüyle gördüğümüz Ömer Yılmaz‘ın, Yeşilçam içinde büyüyen bir oyuncu olması. Uygur Kardeşlerin Nedim Saban’ın programındaki anlatımına göre, Fatma Girik’in Boş Beşik filminde kartalın kaptığı bu çocuk, Ömer Yılmaz’ın ta kendisiymiş.

Sonuç olarak Süt Kardeşler, gerek filmi gerek tiyatro uyarlamalarıyla uzun süre daha ilgi görmeye devam edecek gibi görünüyor.

Kaynaklar:

Nejat Uygur‘un, Süt Kardeşler metnini sahneye “Alo Orası Tımarhane mi?” adıyla sahneye taşıdı. İlgilisine;

Ömer Faruk Yazıcı Youtube Kanalı:

Melih Anık blog:

http://melihanik.blogspot.com/2020/01/suheyl-behzat-uygur-tiyatrosunda-bir.html

Nedim Saban / Süheyl & Behzat Uygur söyleşisi:

One thought on “Tarihiyle Süt Kardeşler Efsanesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir