CUMARTESi’ye Denk Gelenler İlk ve orta öğrenimini tamamlamış her insan için Cumartesi günlerinin önemi büyüktür. Cuma akşam üstü İstiklal Marşı ile başlayan tatil yolculuğunun okul koşuşturmasına gerek duyulmaksızın uyanılan ilk sabahı kucakladığı gün olması bunda önemli bir etkendir. Lise yıllarına denk gelen üç yıllık zaman diliminde bu önemli günün bekaretini her tür hazırlık kursu diretmeleri…
Dar alanda kısa paslaşmalara dayalı öyküsünün içeriği ve karakterler arası dengeyi durmaksızın altüst eden yapısıyla her halükarda perdeye taşınması çok da kolay olmayan bir öykü duruyor karşımızda!
Elbette bu evreyi aşabilmek büyük ölçüde bütçe sıkıntılarının aşılmasına bağlı olsa da Panzehir, temiz görsel işçiliği, avantürperestlere saygı duyan reçetesiyle gayet ciddi bir adım olarak değerlendirilmeli. Karşımızda pek çok açıdan ciddiye alınmayı ve şans verilmeyi hak eden bir aksiyon denemesi duruyor!
Yeni dönem Türk sinemasının seçkin ürünleri üzerine geçtiğimiz hafta başladığım yolculuğu bu pazarki yazımda da devam ettirmek istiyorum. Alternatif olması ön koşuluyla bu filmlerin en az Yeşilçam döneminin ilgiye değer yapımları kadar izlenmeyi ve tanınmayı hakettiğini düşünüyorum. 2009 yapımı Kara Köpekler Havlarken, yönetmen Mehmet Bahadır Er’in ilk uzun metraj çalısması. Filmi izledikten sonra ne mutlu…
Bu pazar, hafta içerisinde ardı ardına izlediğim üç filmi ele almayı tercih ettim. Birbirinden ayrı bu üç filmin yazının ortak noktasını oluşturan yönü ise Türk ve Avrupa sinemasıyla ikisi arasında köprüyü oluşturan yerel ve batılı bakış açısını görebilmekti. Umuda Yolculuk – 1990 : Listenin başında yeralan film 1990 yılında Xavier Koller tarafından çekilen Umuda Yolculuk….
Yönetmenliğini Atilla Gökbörü‘nun yaptığı, senaryosunu Berrin Giz‘in yazdığı (sanırım hiç zorlanmamıştır), Necla Nazır ve Erdinç Gökçay‘ın başrolünü oynadığı 1975 yılı yapımı Sınıfta Şenlik Var filmi aslında üzerine çok derin analizler yapılacak veya Yeşilçam izleyicisinin aklında yer etmiş bir film değil. Ancak Türk Sinemasındaki skeç sorunu isimli yazı dizime paralel olduğu için tarihe not düşmek gerektiğini düşündüm. Bu film…
Uyanıklar Dünyası, ele aldığı konuyu olabildiğince eğlenceli kılmaya çalışan, oyuncuların rollerinin hakkını fazlasıyla verdiği, akılda pek bir şey bırakmasa da 71 dakikalık süresinde tebessüm ettiren bir çalışma.
Yılmaz Köksal – DESTAN: Anadolu yiğitlerinin öyküsü
VIDEODREAM’in kaleminden … Tunç Okan’ın yazıp yönettiği ( ve de oynadığı ) Otobüs filmi yıllar önce Türkiye’de gösterildiği zaman gerek eleştirmenler, gerekse de izleyiciler tarafından ilgiyle karşılanmıştı. Otobüs‘ten sonra yönetmenliğe uzun süre ara veren Okan, bu arada çene cerrahisi üzerine uzmanlığını tamamlamış ve aradan geçen zaman içinde yaptığı bu ilk filmi yeniden izleyip tespit ettiği…
Onat Kutlar’ın Milliyet sanat dregisinde 19 Aralık 1977 tarihinde yayınlanmış Otobüs filmiyle ilgili yazısı.
