Ölürse ten ölür canlar ölesi değil

Mesut Kara’dan 2014 üzerine bir yazı Gençlik yıllarımın dönüp dönüp başvurduğum, yeniden okuduğum başucu kitaplarımdandı Haldun Taner’in “Ölürse ten ölür canlar ölesi değil” adlı kitabı. Yazarlık serüvenimde yol gösterici oldu. Birçok değerli insanı o kitaptan, Haldun Taner’in yazılarından tanıdım. Sakallı Celal’i de (Celâl Yalnız), Celâl Sılay’ı da, Cemal Sahir’i de… Bilgi sahibi olduğumu sandığım insanlar…

devam...

Bir Sinemaseverin Yılmaz Güney İle İmtihanı – Büyük Cellatlar (1968)

Orta yaş sinemaseverin iyi bildiği bir şey vardır. Biz, klasikler külliyatımızı zamanın TRT’sinden edindik. Zira yaşımız ne filmleri kendi zamanında perdede izlemeye yetiyordu ne de uzanmaya çalıştığımız filmleri birkaç hamlede, şimdilerde olduğu gibi sonsuz çeşitli formatta bulabiliyorduk. Videokaset vardı da denilebilir elbette, lakin o da ailelerimizin inisiyatifindeydi. Mazeretlerimiz ne kadar kabul edilir olabilirse artık… Demem…

devam...