MAYIS Anketi 2010: Yeşilçamda En Kral Cüneyt Arkın

 

17

Mayıs 2010 anketimizin sonucunda Yeşilçam’ın En Kralı; gelen oyların neticesinde Cüneyt ARKIN.

Anketimize başlarken “3’ünüde seviyoruz ama hangisi En Kral” sorusunu yöneltmiştik. Sinematik ekibi olarak sevgiyi anketimizin merkezine taşıdık ve üç büyük sinemacımızıda eşit değerde sevdiğimizi belirterek sizlerden aynı objektif yaklaşımı göreceğimizden emindik.

Anketin ilk 10 gününün ardından arayı açan Yılmaz Güney ve Cüneyt Arkın ikilisine karşı Ayhan Işığın oy adedinin sabit kalmasının, sanatçının temsil ettiği dönemin 30 yıldan bu yana toplumsal iletişim organlarında yer almaması, ölümünden bu yana geçen 3 kuşağın, Ayhan Işığın devrinin Türkiyesiyle bugün arasındaki köklü değişimlere bağlı olduğunu düşünüyorum. Basit bir örnekle ne İstanbul nede Beyoğlu Ayhan Işık döneminin teatral kesitlerindeki şehir ve kültür öğesi olarak yaşamaya devam etmiyor. Kadın erkek ilişkileri ve toplumsal yaşam tarzındaki pozitif yada negatif yönleri tartışmaya açık değişimler sinemamızın ilk kralının (saygıda kusur edilmeksizin) bugünde krallığını devam ettirip ettirememesinin cevabını bulmakta yol gösterici bir rol oynamakta.

Anketin son 10 gününde ise Yılmaz Güney ve Cüneyt Arkın arasındaki yarışın başa baş bir hızda ilerlediğini gördük. Bu aşamada anketimizin web üzerinde sanatçılara yönelik çeşitli hayran platformlarında duyurulması ve ardından aldığımız çeşitli geri dönüşümler bu yazının başlığını oluşturan üç kavramı Kral terimiyle beraber sorgulamamız gerektiğini hatırlatıyor.

sinematik_ayhan_isik

Hayranlık, söz konusu temaya kimi zaman kendi öz güvenini geri plana atarak duyulan bir bağlılıktır. Büyük bir oranla fiziki çekicilik sebebiyle doğduğundan bazı durumlarda gizli bir kıskançlığıda beslemekte ama insanın kendini yalnız hissetmemesine, bir çeşit hobiye sarılarak içinde doğan sevgiye vesile olan bir duygunun tanımıdır. Düşünsel bir sorgulamadan ziyade dışa yansıyan görüntüdeki beğeniler üzerine inşa olur.

Sempatizanlık, söz konusu temaya fikir ve ruh olarak yatkınlığın ve destekleyiciliğin karşılığıdır. Hayranlıkta bahsedilebilecek fiziki bir çekicilik söz konusu olmayabilir ama insanın mantık açısından kendisiyle aynı çizgide olduğuna inandığı temaya karşı kendi varlığını ön plana koyarak beslediği sorgulamaya açık bir sevgidir. Düşünsel sorgulamalar her zaman dış görüntünün önündedir ve zamanla değişime açıktır.

Fanatiklik ise bir çeşit biat kültürünün devamıdır. Sorgulamadan yoksun, bedensel ve zihinsel koşulsuz bir bağlılık söz konusudur. Zamanın kesinlikle önemi yoktur ve eğer fanatizmin merkezindeki öğe insan ise, tabiatı gelişmeye ve değişime açık bu öğeye duyulan fanatizmin desteklenebilecek hiç bir yanı yoktur.

Anketimiz üzerine yaptığımız tanıtım çalışması esnasında Cüneyt Arkın ve Yılmaz Güney platformlarından aldığımız bazı fanatik geri dönüşümler yukarıda sayılan üç terimin, kavram karmaşasına her zaman açık olan insanlarımızın merkezinde sevginin bulunduğu bir anketi söz konusu üç ismin sadece sinema alanındaki başarılarıyla değerlendirebilme kabiliyetine ne kadar sahip olabileceğini sorgulatıyor.

sinematik_yilmaz_guney

Sinematiğin fanatikliğe karşı olan cevabını Yılmaz Güney’in kendi sözleriyle vermeyi uygun buluyoruz:

“Filmler yaparken bir takım toplumsal sorumululuklar taşırız… Yani sözümüzü söylerken acaba bu söylediklerimiz şu an halkımızın içinde bulunduğu koşullara ters düşermi, onlara yanlış bir takım düşünceler verirmi, onları yanlış düşüncelere itebilirmi, biz işte yalnızca bundan korkarız… Bizim gerçek yargıcımız halktır.”

Sinema insanlarının, politik değil sinematik yönüyle değerlendirilmesi dileklerimizle;

4 thoughts on “MAYIS Anketi 2010: Yeşilçamda En Kral Cüneyt Arkın

  1. Cüneyt Arkın'ın birinciliğini doğal buluyorum. Ayhan Işık filmlerinin artık iyiden iyiye arşivde kalmaya yüz tuttuğu bir dönemde Işık'ı yeni jenerasyonun pek tanımaması doğal. Yılmaz Güney ise belli bir türün en iyilerindendi ama her sinema izleyicisinin beğenisine hitap etmekten ziyade kısıtlı bir izleyici klasmanına hitap ediyordu. Cüneyt arkın'ın ben en çok Alın Yazısı-Yaralı Kurt dönemini yani 72'deki Godfather'ın yarattığı ivmeyle her ülke sinemasına bulaşan suç epikleri dönemini seviyorum. Fakat avantür dönemi olsun salon filmleri dönemi olsun politik filmler dönemi olsun birden fazla izleyici tipolojisine kendini beğendiren bir çeşitliliği vardı Arkın'ın.

    Anketinizden haberdar olamadığımdan oy veremedim ama diğer anketleri de takip ederiz artık:))

  2. güzel ve objektif bir tespit Muhammed, teşekkür ederiz. Cüneyt Arkın'ın bahsettiğin dönemi ve diğer yönleriyle ilgili pek çok incelemesine blogumuzdan ulaşabilirsin.

  3. Rica ederim Yojimboo, evvelce okumuştum izlediğim filmleriyle ilgili makalelelerinizi. Alın Yazısı ile ilgili kendi blogumda yayınladığım bir makale için teknik açıdan epey yardımı da olmuştu hatta.

  4. Ne yalan söyliyim ben ankette Yılmaz Güney açık ara önde gider diye bekliyordum.

    Cüneyt Arkının yeri başka ancak pozitifliği yanında negatiflikte vardı oysa Yılmaz Güney severlerde öyle bir durum oluşmuş ki onun sinema kişiliği resmen silinmiş hatta Yılmaz Güney diyenler onun filmleirnin %10u bilir halde.

    Ayhan Işık konusu ise hem normal hem de briaz üzücü. Insanalrın böyle önemli sanatçıları tanıması gerekli. O konuda da biz elimizden geleni yapmalaıyız. Aslında ben bu anket sonucunda Ayhan Işık'a blogta biraz daha yer vermemiz gerektiğini gördüm

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir