Vassilis’in ardından Hayaller ve Etik

onar-films-kaptan-swing-600x406Şu son 1 aydır çok ilginç bir dönem benim için. Artık yıldızlar mı güneş veya ay tutulmaları mı bilemem ama hergün birisinin ölüm haberini alıyoruz veya önemli bazı değişiklikler oluyor. Biraz da gerçeklerin ortaya çıktığı bir dönem gibi geliyor bana.

Fantasturka gibi güzel bir festivalin ardından onun güzelliklerini detaylı olarak paylaşmayı düşündüğüm günlerde Yunanistan’dan aldığımız ve aslında biraz da beklediğimiz haber nedeni ile festival günlüğü yazımı bir hafta sonra almaya karar verdim.

Vassilis’in ölüm haberi hepimiz için üzücü bir haberdi.  Fantasturka’ya gitmeden 2 gün önce Vassilis’i telefonla arayıp ona moral vermek istemiştim. Ancak Vassilis’in konuşacak hali yoktu. Bu durum beni çok etkiledi hatta Gökay’a “adamın konuşacak hali yok umarım durum çok ciddi değildir” demiştim. Sağlık durumu ile ilgli detayları bilmiyorduk ama durumun kötüye gittiği ortadaydı. Yola çıktıktan sonra ve özellikle fantasturka havasını soluduktan sonra bu konuşmanın anlamı daha da farklılaştı.

images (1)Herşeyden önce Fantasturka ödülü ile Vassilis’i onurlandıran Ali Murat Güven’e ve Atina’ya giderek ona ödülü veren Kunt Tulgar’a teşekkür etmek istiyorum. Bu iki insan hepimize çok önemli dersler verdiler. Ama Vassilis’in ölümü bazı noktaları 2 hatta 3 kez düşünmemiz gerektiğini ortaya koyuyor.

Sinematik sitesinde 2007den beri Onar Films filmlerine destek veriyoruz. Hayal ismini verdiği Film şirketinden midir yoksa filmleri yeniden ortaya çıkartma konusunda hepimizi utandıran gayretinden midir bilemem ama Vassilis ile aramızda kendiliğinden bir bağ oluştu. Vassilis ile e.mail yoluyla tanıştık ve haberleştik. Sanırım onun ortaya koymaya çalıştıkları üzerine destek vererek bir nebze olsun başarılı olduk. Onu uzun bir sürede tanıdık.Vassilis Barounis verdiği sözü hep tuttu. Bu gibi ortamlar için çok önemli bir detaydır bu. İşte o yüzden Gökay’ın yazısından sonra birkaç noktaya değinmek istiyorum.

Vassilis’in en fazla yakındığı nokta Türkiye’den ve İtalya’dan kimsenin dvdlerini almıyor olmasıydı. Hem de Yeşilçam üzerine yaptığı bu çalışmada Türkiye’de oluşa(maya)n ilgi onu şaşırtıyordu. . Ben de ona defalarca fiyatlarının Türkiye için çok yüksek olduğunu anlattım ancak masrafları görünce ortaya konulan tabloya göre abartılı rakkamlar yoktu aslında. Yine de moralini kırmak istemedim.

Ama Vassilis’in korsan üretim yapanların artık Türkiye’de Halk kahramanı olarak ele alındığından, hırsızlık yapanların Türkiye’de el üstünde tutulduğundan haberi yoktu. Etiğin anlamını yitirmiş bir ülkede “İdealist” demek “Enayi” demek.

Çevremdeki pekçok arkadaş Yunanlı arkadaşımızın ukalalığından bu fiyatları koyarak bizleri kazıklamaya çalıştığını düşünüyordu. Haksızda değiller, Türkiye’de bu işler böyle yürüyor.

Ama yinede koleksiyoncular için üretilen bu dvdler ile genel izleyici için üretilen dvdleri aynı kefeye koyamazdık. Evet büyük şirketler Türk filmleri için 10tl fiyat koyabiliyordu ama içinde özel seçenekli menüsü bulunan, röportajlar yapılmış bu dvdlerin 25-30 tl olması çok abartılı değildi aslında. Bugün, Vassilis’in içinde bulunduğu mali durumu görünce bunu daha net görebiliyoruz. Horizon videoda kapakları güzel, altyazı ve ektralar bulunan dvdler üretiyor aynı zihniyet onlara da kazık diyecek gibi geliyor bana. Kaçak kopya dvdye 5 tl için bile pazarlık yapılan bir ortamda zaten zor. Şimdi benim tamamen indirmeye ve p2p’ya karşı sanmayın çok detaylı bir konu o ama bugün konumuz bağımsız film yapım şirketleri.

1050135Vassilis’in filmleri  bundan 4 yıl önce internet ortamına düştü. Büyük ripçiler, halk kahramanları!! o büyük dahiler bunları çatır çatır indirdi, yaydı ve üzerine ukalalıklarını yaptılar. P2P’da çok aktif olduğum dönemlerde Onar Films gibi bağımsız girişimcilerin üretimlerinin bu şekilde paylaşılmasının bu girişimcileri yok edeceğini ve sadece parası olan kodomanların bu şekilde piyasada hakim olacaklarını bıkmadan yazmıştım.

Her bedava paylaşımın mantıklı olmadığını ve hakkaniyetli olmadığını söylediğim için bazı ortamlardan aforoz bile edilmiştim. P2P üzerine çok farklı noktalara gidebiliriiz ama bazı gerçekler sadece niyet ile açıklanabiliyor. Bu “ileri zekalılar” yüzünden Onar Films gibi cesur ve detaylı iş yapanlar yerine daha fabrikasyon ve kötü ürünler ortaya çıkmasının yolu açılıyor bilinçsiz paylaşım.

Ben dostumuz Vassilis’in ölümünden sonra yapmaya çalıştığını belki koruyabiliriz.

Şu gerçeğin altını çizelimki Vassilis çıtayı yükseltmiştir ve aslında bağımsız üretim ve bağımsız şirket konusunda önümüze çok delikanlı bir örnek koymuştur.

Etik değerlerin yok olduğu bir ortamda kendimize gelmemiz için suratımıza atılmış bir tokattır aslında bu.

Evet Gökay’a katılıyorum bu aslında bir Efsane’nin doğuşudur. Metin Demirhan’ın yanına hoşgeldin Vassilis kardeş…

9 Ekim 2011
Utku Uluer

maxresdefault

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir