Aç kalırım, dayak yerim, belki de ölürüm … ama asla Yıkılmam!
Yıkılmayan Adam bir yıkımla başlar ve yıkımla biter…
Ekmek karnesi günlerinin yaşandığı 1940’lı yılların ilk yarısında dünyaya gelir “öksüz” Çakır…
Daha doğumunda annesini kaybeder. Aslinda bu olay bir cinayettir ve film boyunca canlı tutulacak intikam ve gizem öğesinin de kaynağıdır.
Demiryolu isçisi Gani usta’nın (Macit Flordun) oğlu Çakır, eli kalem tutmaya başladığı yıllarda hayatının ikinci yıkımıyla karşılaşır;
Demiryolu firmasının sahibi “Büyük Patron” Memduh Ün, gecekondularının bulunduğu bölgeye blok apartmanlar yapmak için o bölgede oturan halkın tamamını evlerinden zorbalıkla çıkartır. Küçük Çakır’ın umudu okuma isteğinin sembolü olan elindeki kitabını ayaklarının altında ezer.
Evlerini kaybeden Gani usta ve oğlu bir kumarhaneye yerleşirler. İlerleyen günlerde babası bir yandan kumarhanede çalışırken öte yandan oğlunu okutmak için ezilmeyi sineye çekmektedir. Bir gün kader ağlarını örer ve Çakir babasının ezilmesine dayanamayarak kumarbazlardan birini öldürür.
Çakır’ın hayatını o andan sonra değiştirecek kişi çıkar sahneye…
Nadir Baba:
“Birak ta Çakır senin gibi ezilmesin, kafası kadar yumruğunu da çalıştırsın, hayat üniversitesinin arka kapısından mezun olsun… Tekmeyle!”
Yıkılmayan Adam hayata, ezenlere ve sömürenlere karşı doğmuştur…
Kore Savaşından itibaren Türkiye’nin çeyrek asırlık dönemi kesitler seklinde sunulur ve tarih (1974 affı dönemi) kapıyı çaldığında Yıkılmayan Adam hapisten çıkar.
Kısa sürede ünü tüm İstanbul’a yayılan, ezilenlerin umudu bir sembol, bir halk savaşçısı haline gelir . Bu mücadele esnasında filmin başından beri süregelen annesinin cinayetinin esrarını çözmek ve intikamını almak için bekler…
Gerçek ortaya çıktığında… Hayatını mahveden insan, aşık olduğu kızın babasıdır ve intikam vakti gelmiştir;
“Yıkılmayan Adam derler namıma, gerekecek sonunda birimiz ölecek”
KAMERA ARKASINDAN NOTLAR : Remzi Jöntürk’ün Arkin filmografisi icerisinde Yarınsız Adam ile beraber zirveye yerleşecek bu film sinema tekniği açısından çok hoş deneyler içermektedir;
Arkın’ın Sönmez Yıkılmaz ile dövüşürken kameranın 360 derece dönmesiyle yaratılan etki izlenmeye değerdir. Yine bu sahnede kullanılan kesik kol modelinin ilk örneği içi alçı ile doldurulmuş bir bulaşık eldiveni ile yapılmıştır.
İntikam almak için Memduh’un işyerini basan Çakır ile eş zamanlı olarak sevgilisinin gosterilmesi ikisinin de aynı anda duygusal çöküntüyü yaşaması ve bunun ilginç açılar ve planlar kullanılarak seyirciye yansıtılışı birer post modern sinema örneğidir.
Tüm detayların ötesinde, gerçek dünyayı 4 kelimeyle özetleyen Çakır’ın manifestosu bir zirvedir.
Sermaye ve Halk’ın, İyi ve kötünün en güçlü adamları olan Çakır ve Memduh’un ilk kez karşılaştıkları sahnede geçen diyaloglar, 1970’li yılların Türkiye’si kadar günümüzde de halen geçerliliğini koruyacak kadar güçlüdür.
İlk buluşmanın ardından Arkının sesinin eko verilerek Memduh’un kulaklarında yankılanması ve seçilen görüntüler ise yine post modern birer deneydir.
MUZIK DESIFRELERI :
Filmin müzikleri Mikis Theodorakis , Ennio Morricone , Nino Rota ve Lalo Schifrin‘in film müzikleri ile Kerem Güney, Cem Karaca, Edip Akbayram, Nükhet Duru ve Selda Bağcan’a ait dönemin popüler şarkılarının kullanılmasıyla oluşturulmuştur ;
Mikis THEODORAKIS – STATE OF SIEGE LP – 1973
Ennio MORRICONE – UN GENIO DUE COMPARI UN POLLO LP – 1975
Ennio MORRICONE – MOSES THE LAWGIVER LP – 1975
Riz ORTOLANI – VALACHI PAPERS EP – 1972
Nino ROTA – The GODFATHER – 1973
Lalo SCHIFRIN – TOWERING TOCCATA LP – 1976
Mario MOLINO – INSIDE – 1975
Bernard HERMANN – MYSTERIOUS OF FILM WORLD LP (Mysterious Island , Jason and Argonauts ve Three Worlds of Gulliver albümlerinin bir toplaması)- 1976
Kerem GUNEY – Bu Memleket Bizim / Analara Kiymayin Efendiler 45 rpm
Selda – Aldirma Gönül / Suc Bizim 45 rpm
Edip AKBAYRAM – Aldirma Gönül 45 rpm
Nükhet DURU – Canbaz 45 rpm
Cem KARACA – Beni Siz Delirttiniz 45 rpm (Bu parçanın sadece giriş kısmı kullanılmıştır)
EAGLES -Hotel California
BONEY M – Daddy COOL
Van Mc COY – African Symphony Yazan: Gökay Gelgeç – Yojimbooo
One thought on “YIKILMAYAN ADAM – Cüneyt ARKIN”