Cüneyt ARKIN – Güneş Ne Zaman Doğacak (1978)

sinematik_gunes_ne_zaman_dogacak
GÜNEŞ NE ZAMAN DOĞACAK

Kırım Türklerinden Yavuz Mehmedov (Cüneyt Arkın) rejim sebebiyle yıllardır yasaklanmış olan dini faaliyetlere karşı köyün kapısına kilit vurulmuş caminin minaresinden yükselen ezan sesini takip eder. (Ezanı okuyan bir kişi yoktur ve bir çeşit mucize gerçekleşmiştir)

Ezanı okuyan kişi olduğu iddiasıyla askerler tarafından tutuklanarak işkence ve beyin yıkaması amacıyla gizli bir karargaha hapsedilen Yavuz, yıllarca öz kimliğini gizleyerek bir gün Türkiye’ye kaçabilmek umuduyla, KGB içerisinde yükselmiş Alpgiray Nuriyev (Baki Tamer)’in desteğiyle hücreden çıkartılır. İki arkadaş Angola’ya hareket eden bir gemiyle Türkiye’ye iltica ederler.

İltica istekleri işleme alınırken Türkiye’nin hayallerinde canlandırdıkları kadar mutlu ve refah bir durumda olmadığını görürler. Anayurtlarında öğrendikleri ahlaki ve insani değerler burada alt üst olmuştur adeta. Gazeteler, terör olaylarından bahsetmekte, gezdikleri caddelerde ki kitapçılar, arkalarına bile bakmadan kaçtıkları “vaadedilmiş cenneti” savunan yayınları satmaktadırlar. Payitaht umdukları İstanbul’un caddelerinde porno yayınlar ve açlık birbiriyle ayrılmaz bir bütün olmuştur.

sinematik_gunes_ne_zaman_dogacak06 sinematik_gunes_ne_zaman_dogacak15

Öncelikle rus ajanı olup olmadıklarının tespit edilmesi amacıyla Türk İstihbarat birimlerinin gözetimi altında tutulan ikili, kısa bir soruşturmanın ardından başvurularının sonuçları hakkında bilgilendirilirler. Alpgiray, Türkiye’de kalmaya hak kazanmıştır ancak Yavuz, öldürdüğü asker sebebiyle iki ülke arası anlaşmalar gereği Sovyetlere geri iade edilecektir.

Tüm bu olumsuzluklara rağmen iki can yoldaşı beraber çıktıkları bu yolda birbirlerinden ayrılmak istemezler. Polisten kaçarken aynı zamanda KGB ajanlarının da peşlerinde olduklarını anlarlar. Bir gece sığındıkları bir Kafkas düğününde Kasap Mehmet (Turgut Özatay) ve kızı Cemile (Oya Aydoğan) ile karşılaşırlar.

Cemile’yi öz kimliğini bulması için kısa ve şok bir eğitimden geçiren Yavuz yeni yol arkadaşlarıyla özgürlüğe kaçış mücadelesini sürdürür. Ancak zaman aleyhine işlemektedir. Alpgiray, ruslar tarafından öldürülür ve Yavuz’un artık daha çok kaçmak için bir sebebi kalmamıştır. Teslim olup sınırdışı edilmek üzere getirildiği köprünün karşı ucunda kendisini silahlı askerler beklemektedir.

sinematik_gunes_ne_zaman_dogacak23 sinematik_gunes_ne_zaman_dogacak22

Detaylarda Kalanlar:

Böyle bir filmin kurgu, devamlılık ve içerik gibi temel kriterlerinin eleştirisini bir tarafa bırakarak sahip olduğu ilginç özelliklere de değinmek gerekiyor;

Dünyada ilk (vede son kez) bir yapımcı firmanın isminin ekrana makineli tüfek sesleri eşliğinde yazdırılması önemli bir detaydır. Bu işlem daha önce pek çok avantür (Kadir İnanırDeli Kadir / Kan) veya kovboy filminde (herhangi bir Spaghetti Western) filmin ismi için uygulanmasına karşın, bir yapımcı firmanın ismi ilk kez perdeye bu şekilde yazdırılmıştır.

Yeşilçam’ın 1970’lerin ikinci yarısında erotik veya türkücü filmleri modasını son hızla takip ettiği bir dönemde yapılan bir kaç hatırı sayılır film içerisinde afiş çalışması olarak başarılı bir işe imza atılmış olması da filmin farklı bir yanıdır. Bununla beraber filmin kopyalarının pozitif üzerine yazı yapıştırma suretiyle İngilizce altyazılı olarak basılması sadece Türkiye için değil, yurtdışı pazarı içinde hazırlanmış bir çalışma olduğunu göstermektedir.

sinematik_gunes_ne_zaman_dogacak19 sinematik_gunes_ne_zaman_dogacak13

Aydemir Akbaş ve Cüneyt Arkın sinema kariyerleri boyunca ilk kez bu filmde karşı karşıya gelmektedir. Akbaş’ın bir çığırtkan olarak sinemaya müşteri çekerken, normal hayatta da o günlerin en ünlü erotik komedi yıldızı olması seyirciye mesaj verme kaygısının en yalın yöntemlerinden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Mesaj verme kaygısından sözü açmışken; filmin neredeyse hiç bir dakikasının görsel veya işitsel olarak mesaj kaygısız geçmiyor olması en negatif yönü. Öyle ki bir kaç dakika içerisine sığdırılması için bir kaç basit kelimeyle geçiştirilen siyasi ideolojiler, ekonomik planlar ve 24 saat geçmeden soldan sağ ideolojiye döndürülen yanar döner ideolojik dansöz bir kız figürü (Cemile) bu kaygı karmaşasının en gülünç detayıdır.

Filmin içerdiği anti sosyalist propaganda amaçlı cevher niteliğindeki buluşlara örnek olarak: Allahsızlığı Yayma Kurulu, Gayrımeşru yapılan çocuklara normalinden daha fazla yapılan devlet yardımlarını gösterebiliriz.

sinematik_gunes_ne_zaman_dogacak01 sinematik_gunes_ne_zaman_dogacak14

Güneş Ne Zaman Doğacak filminin içerdiği cevher niteliğinde olan başka detaylar da vardır. Komunizmin sefasını süren üst düzey rütbelilerin kendilerine özel inşa ettirdikleri köşkler ve Rus usulü işkencelerden biri olan tekrar yöntemiyle kişiye deli olduğunun tatbiki gibi uygulamalar ancak gerçekliği 1990‘lardan sonra tamamen gözler önüne serilmiş temalar olarak gösterilebilinir.

Sosyalizm’in Emperyalizm ile birleştirilerek ortaya karışık sunulduğu iki önemli sahne ise;

Kırmızı bir kazak ve göğsündeki kocaman bir yıldızla sembolize edilmiş bir Rus, bir kung fu’cu kıyafetiyle devşirilmiş bir Çin’li ve bir kovboy şapkası ile hippie kıyafetiyle kotarılmış Amerikalı’dan oluşan ceplerinde ucu yırtık 1 $ ile dolaşan emperyalist üçlü…

Cüneyt Arkın‘ın kortejlerine katıldıkları ülkücü genç ile beraber gittikleri kahvehanede Oya Aydoğan ile bu gencin arasında geçen sonu gelmek bilmeyen tartışmayı kökten bitirmek için işaret ettiği duvarda ki ilginç posterdir. Poster Davudun Yıldızı üzerinde şeytan olarak resmedilmiş Stalin ve Sam Amca figürlerinden oluşmakta ve iki kutbun arasında ki işbirliğini anlatmaktadır.

Görsel kaynaklar olarak da dönemin sağ görüşlü gazetelerinin filme verdiği destek, bir kaç sahnede gösterilmekte olan Tercüman ve Hergün gazetelerinin manşetleriyle görülmektedir. Gazeteler konusunda ki bir diğer önemli detay ise sol yayınlar satarak son model bir arabayla gezen kitapevi sahibinin koltuğunun altında Cumhuriyet gazetesi ile kadraja girmesidir.

sinematik_gunes_ne_zaman_dogacak07 sinematik_gunes_ne_zaman_dogacak11

Notlar:

Çırpınırdı Karadeniz, Güzel Türkistan ve filmin ana temasını oluşturan Kafkas Melodileri’nin ilk kez ve yoğun olarak kullanıldığı bu filme, aksiyon sahnelerinde Herbie HancockDeath Wish ve Don CostaSoul Of Nigger Charley albümlerinden hazırlanmış temalar eşlik etmektedir.

Devlet Güzel Sanatlar Akademisi grafik bölümünden mezun yönetmen Mehmet Kılıç‘ın sinema serüvenine ön ayak olan arkadaş kulüplerine en büyük destek yakın zamanda kabettiğimiz Yücel Çakmaklı‘dan gelmiştir. Kılıç’ın filmi çekebilmek için ülkücü derneklerden Almanya’daki Türklere kadar uzanan geniş bir sermaye arayışı olmuştur.* Asistanı İsmail Güneş, 1990’lı yıllarda Gülün Bittiği Yer isimli çalışmasıyla 12 Eylül dönemini sağ görüş üzerinden inceleyen ilk filmi çeken yönetmen olmuştur.

sinematik_gunes_ne_zaman_dogacak12 sinematik_gunes_ne_zaman_dogacak17

Filmin 1978 Aralığında gösterime girdiği Kahramanmaraş’ta ki Çiçek Sinemasının bombalanmasını takiben 86 yıllık cumhuriyet tarihinin 1974 – 1980 yılları arasına sığdırılan en kanlı organize katliamlardan birisi olan Kahramanmaraş Olaylarının* ateşleyicisi olarak gösterilmesi ise her şeyin sebebinin bu film olduğu gibi yanlış bir anlaşılmaya sebep olmuştur. Güneş Ne Zaman Doğacak ve gösterime girdiğinde bombalanan sinemalar listesinin ilk sırasında İstanbul Bahçelievler’de ki gösterimi yer almaktadır.

Filmin gösteriminden birkaç yıl önce yine Maraş’ta, Atlas ve Ceyhan sinemalarında Yılmaz Güney‘in ZAVALLILAR filminin gösterimi esnasında da çeşitli olaylar yaşanmıştır. Madalyonun her iki yüzünden sinema filmlerinin bir şekilde toplumsal korku yaratılarak izlenmesinin önüne geçilmeye çalışılması 70‘lerin Türkiye’sinde ki kutuplaşmanın nasıl fanatik bir yapıdan beslendiğinin de bir örneği.

sinematik_gunes_ne_zaman_dogacak27 sinematik_gunes_ne_zaman_dogacak28

* İnternet üzerinde ki pek çok kaynakta yanlış bir bilgi olarak verilen Salih Kırmızı‘nın bu filmde rol aldığı konusu ülkücü gencin kendisine olan benzerliğinden kaynaklanmaktadır.

* İnternet üzerinde ki pek çok kaynakta yanlış bir bilgi olarak bu posterde Amerikalı figürünün Süleyman Demirel ve Rus figürünün ise Bülent Ecevitin suratlarıyla resmedildiği yazılmaktadır. Asıl karakterler bahsettiğimiz gibi Stalin ve Sam Amcadır.

Yazan: Gökay GELGEC – Yojimbooo

sinematik_gunes_ne_zaman_dogacak20 sinematik_gunes_ne_zaman_dogacak30 Güneş Ne Zaman Doğacak

 

 

 

6 thoughts on “Cüneyt ARKIN – Güneş Ne Zaman Doğacak (1978)

  1. salih diriklik ''fleşbeck''isimli kitabında,cüneyt arkın'ın filmde oynamak istemediğini ama ''nazikçe'' ikna edildiğini yazıyor.film sinemalarda çok az gösterilmiş.o günlerin sinema reklamlarının birinin üstünde şöyle yazıyor.''güneş ne zaman doğaçak,dokuz sinemada birden''8 yada 10 değil dikkat edin.yine ayni günlerde çıkmış eleştirilerin hiç biri olumlu değil.yönetmen filmim beğenildi diyor ama kimler beğenmiş zaten o karışık günlerde bu filmi kim izlemiş .çöp,saman birbirine karışmış.herkes bir şeyler söylüyor

  2. Bu film yalnız başına anti-komünist propaganda maksatlı "çektirilmiş" olup,bu anlamda hiçbir sanatsal değer taşımamasına rağmen, boyundan büyük katliamların ön açıcısı olmuştur, Cüneyt Arkın bu yüzden bu filmde zorla oynadığını ifade etmek zorunda kalmıştır. Bu film Maraş katliamına neden olan provakatif eyleminde fitili olarak kullanılmıştır, Maraş'ta filmin gösterime girdiği salona o dönemim faşistleri ses bombası koyarak halkı galyena getirip ( -ki bunu koyan faşist şahıs itiraf etmiştir.), binlerce alevinin kadın erkek çoluk çocuk demeden katledilmesine vesile olmuştur. Filmde o çok yerdiği "Allahsız" komünistlerin tırnağı kadar olabilselerdi keşke.

  3. Film müthiş. Yazı da önemli..Yalnız bir düzeltmem var. Filmin başında ezanı okuyan Yavuz değil. Orada bir “mucize” gerçekleşiyor. Yavuz ezanı okuyanın kim olduğunu anlamak için çıkıyor minareye. Çıktığında kimseyi bulamıyor. İhale de ona kalıyor.

  4. Filmin giriş sahnesindeki ezanı Cüneyt Arkın okumuyor.Cüneyt Arkın ezanı okuyanı durdurmak için ya da Ruslardan korumak için ezanın okuduğu yere gidiyor ve minareye çıkıyor fakat çıktığında okuyan kişiyi orada göremiyoruz.Filmin bir görüş için ister olumlu ister olumsuz olsun uygun olduğunu düşünmüyorum.Görsel anlamda fotoğraf,yazı,afiş kullanılmış ama siyasi görüşü desteklemek ya da onun kötü göstermek için yeterli olduğunu düşünmüyorum.Cüneyt Arkın’ın Oya Aydoğan’a nutuk atması ,kahvehanedeki konuşmalar,Cemile’nin değişimi ve kısa 1-2 sahne dışında siyasi konuşma yok.Filmi özel yapan şey Kahramanmaraş Olayları ile anılmasıdır.Bunun dışında gayet normal bir film ayrıca Güzel Türkistan ve Dans Sahnesindeki müzik güzel.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir