Konuk yazarımız Serkan Engin yazdı:
Ölmemeye ahdettimse, en çok, kalp filmimin demirbaş jöndamı, ıskalanmış ilk gençliğimin iç kanamalı tüm heveslerinin annesi Uğur’un ve Şiir’den kalpabim, Yeşilçam’dan düşustam, hayattan kan bağsız öz amcam Hüseyin Alemdar’ın hatrınadır.
Sonra, “üç gün var ağzıma koymadım lokma” dedirtilip, kahırdan ve umursanmazlıktan öldürülüp de ölümünden sonra ulusal kahraman ilan edilen Attila Jozsef’in bıraktığı yerden devam etmek için, SOL kroşemi kapitalizmin gözüne çakmaya.
Daha çok namlu gibi bakacağım faşizmin gözünün içine, Nikola Vaptsarov’un kurşunlandığı yerden. Kitapsız öldürülen Zafer Ekin Karabay ve Özge Dirik’in hortlağı olup daha çok sıkacağım şiir baronlarının gırtlağını. Daha çok film çekeceğim Ertem Eğilmez “Neşeli Günler”inde, Zeki Demirkubuz “Masumiyet”inde, Yılmaz Güney “Yol”unda. Filmlerimden birinde, Arzu Okay’la Hüseyin Alemdar olacak başrolde illa ki. “Arzu’anım”ı angaje ederim de tatlı dilimle; Alemdar hık-mık ederse, amcam falan demeyip Yeşilçam’dan Gebze’ye kadar sille tokat girişeceğim kırık heveslerine sekans sekans, “kavgacılar” Süheyl Eğriboz, Sönmez Yıkılmaz, İhsan Gedik, Çetin Başaran ve dahi İbrahim Kurt ve Kudret Karadağ’ın hayaletleriyle birlikte.
Daha, Yeşilçam’da, set gerillası Razaman Özdemir’le şarap içip ağlayacağız ıskaladığımız kadınlarımıza ve gençlik heveslerimize. Filmlerimin bobinlerini bırakacağım daha, Yadigar Ejder’in mezarına, Yeşilçam’a ve Allah’a baka. Şiirin Küçük Prensi Ersan Erçelik’e kalbimin Nobel Edebiyat Ödülü’nü vereceğim. Naif Şiir Kontu Erdoğan Kul’a en afilisinden bir ud hediye edeceğim, kanamalı çocukluk heveslerinden orta yaş dinginliğine kadar.
Daha, Trabzonlu Hitchcock Mehmet Alemdar’ı kızdırıp dayak yiyeceğim Sadri Alışık Sokağı’nda, hüzzam makamında. Münir Özkul bir baba ve Adile Naşit bir anne bulacağım çocukluğuma.
Sonra serçeler var daha, “kaybedilsem” cesedimi arayacak, kahırdan annelerim. Kediler boyu mama ve süt vereceğim daha kaç kez, en obur yerinden sokakların. Okşanacak çok çiçek var daha, evimde gecelerimi susacak. Japon balıklarımı daha çok bahara ve aşka örgütleyeceğim. Daha, yüzüne karşı siktir çekeceğim, puşt-modernist şiir godoşluğu ve vampir yayıncılıktan ta yazarlar sendikasına kadar, şiir baronu Enver Paşa’nın. Andre Bretonvari siyah çelenk yollayacağım daha cenazesine, şiir şeyhi Hilmi Efendi’nin.
Daha çok kez, Erol Taş kahkahası atacağız kargalarla birlikte, kapıkulu şairciklere. Daha, en az elli sene başına belayım şiirli köyün, delisiyim. Rab saklasın belâmdan cem-i cümlenizi, “dom!”.
Serkan Engin Aralık 2011