Türk sinemasının Türkan Şoray, Filiz Akın gibi belli başlı kadın oyuncularının karizmasına yetişememiş fakat Türk usulü balık etli vücudu, güzel yüzü (yine Türk’lere has bir deyişle “ay parçası”) ve zarafetiyle kendi havasını yaratmış bir kadın: Esen Püsküllü.
Temmuz 1946 yılında İstanbul, Beşiktaş’ta doğan Esen Püsküllü; duruşu ve endamıyla tam bir İstanbul hanımefendisi. Genç yaşta Ses dergisinin sinema yıldızı yarışmasında ikinciliği kazanarak bu yolla sinema oyunculuğuna başlayan diğer Ses kızlarından biri aynı zamanda. İşte bu sarışın, turkuaz gözlü, mini mini letafet, 1960’lı ve 1970’li yıllarda döneminin en ünlü yıldız oyuncularından biri olmayı başararak; filmlerin her dönemde (hatta günümüzde bile!) ihtiyacı olan “süs kadın” eksiğini de giderenlerdendi.
Yani ekrana yakışan, oyunculuğuyla çok fazla iddialı olmasa bile, kendine baktırmasını bilen bir havası vardı. Bu avantajı da şüphesiz “yıldız” olmasına yetti de arttı bile. (yine günümüz için oldukça tanıdık bir durum?!) Fakat rol aldığı birkaç film ve Erol Büyükburç (Öp Beni, Berduş, Avare Aşık), Zeki Müren (Rüya Gibi) ve Sadri Alışık (Ah Müjgan Ah, Darıldın mı Cicim Bana) ile çevirdiği filmler en çok hatırda kalanlar oldu.
Birlikte çalıştığı isimler öyle yenilir yutulur cinsten de değildi hani…
Üstelik az buz da değil toplam 74 filmde 27 başrol oynadı ve sadece güzel bir dekor olmadığını kanıtlarcasına 1975 yapımı Hulki Saner filmi, “Küçük Bey”in senaryosuna bile imza attı. Hülyalı bakışları ve dönemin marazi genç kız tipine uygunluğuyla Esen Püsküllü’yü; yatağına uzanmış beyaz geceliği içinde yazı yazarken hayal etmek zor değil.
Sinemaya 1965 yapımı “Horoz Nuri” filmiyle adım atan Esen Püsküllü; Bizans kraliçesinden, Saba Melikesi’ne; Müjgan’dan, Azeri kızına dek birçok role hayat verdi. En son 1977 yapımı, Kemal Kan’ın yönettiği “Bir Yiğit Gurbete Gitse”deki rolünün ardından Esen Püsküllü, 1980’li yıllarda sinemayı bıraktı. Halen Yücel Uçanoğlu ile evliliğini sürdürüyor; oğlu, kızları ve torunlarıyla Beşiktaş’ta sade bir hayat yaşıyor. Bu, dönemin magazin dergilerine kapak olan bu güzel kadının belki ününe ters ama gözlerine yansıyan mahmurluğuna denk düşen bir hayat şüphesiz…
Itir Esen yazisi da bekliyoruz.