Feyzi Tuna‘nın,1973 yılında Osman Şahin‘in Musallim ile Kuşde isimli hikayesinden esinlenerek senaryolaştırdığı Kızgın Toprak, western temalarının bozkır coğrafyalarının sertliğiyle harmanlanışının bir örneğidir.
Şirvan (Tamer Yiğit) ile Sultan (Fatma Girik) çiftinin Güneydoğu Anadolu’nun mahsül vermeyen topraklarında kışı geçirebilmek için şon şansları salcılık yapmaktır. Salcılık ile bir anda yeniden kurmaya başlayan hayalleri ve gözlerinde ki umut pırıltıları kısa bir süre sonra Çello Ağa’nın (Hayati Hamzaoğlu) ortaya çıkışıyla kaybolacaktır.
Ağa, çiftin ellerinde ki toprağı yok pahasına kendisine satarak, mevsimlik işçi olarak kendisine bağlamak istemektedir. Yörede ki herşeyin kendisine ait olduğu gibi sal taşımacılığıda ağanın kontrolündedir. Teklifi kabul etmeyen çift, ertesi sallarının parçalarının nehre saçılı olduğunu görür.
Düzen ve başkaldırının savaşı başlar. Ağanın çiftliğinde ki ambarları tutuşturan Şirvan hapse atılır, hapisten çıktığı gün köyde evinin önünde kurulu olan darağacı ile karşılaşır. Sultan ağanın adamlarının tecavüzüne uğramıştır ve lekeyi temizlemesi için kendini öldürmesi veya kocasının kendisini öldürmesi gerekmektedir.
Hayati Hamzaoğlu’nun Anadolu Westernleri yazı dizisinde şu ana kadar ele alınan Erol Taş ve Bilal İnci’nin ardından üçüncü sırada yeralabileceği kötü adam tiplemesi, bilinen kalıpların dışına çıkmamakla beraber işin görüntüsel olduğu kadar siyasi mesaj kısmını tanımlamaktadır. Çello Ağa ile yaratılan karakter, düzenin anlık sahibi ağa ve etrafında ki adamlarının varolan sömürü mekanizmasını yürütebilme güdülerinin portresidir.
Feyzi Tuna’nınYeşilçam’da benzerine çok az rastlanan final ile birleştirilen açılış kurgusu, seyirciye son dakikada hikayeye dahil olduğu hissini vermektedir. Büyük bir resim karesi içerisinde tek bir kuru ağacın kaldığı alabildiğine çorak toprakta Fatma Girik kendi mezarını kazmaktadır. Kazmayı toprağa her vuruşunda silah sesleriyle irkilir ve nihayetinde uzaklarda tek bir atlı gözükür…
Finalle karşılaşan izleyiciler olayın bu noktaya kadar gelişini bir kesit halinde izlerler. Akıllarda kalan tek soru işareti ise Tamer Yiğit’in tamamen silah sesleriyle verilen uzaklardaki çatışmadan sağ çıkıp namusunu temizlemek için gelip gelemeyeceğidir.
Tecavüz sahnelerinde sadece ileri ve geri gidip gelen kamera ve Fatma Giriğin boynuna dayanan bağ bıçağı ile teslimiyetçi, bir noktaya kilitlenen bakışları; Battaniye altında hareket eden çiftin inleme sesleri, hayvansal bir erotizmi yöre gerçekleriyle birleştirmektedir. Cinsellik, bu topraklarda feodal bir düzenin getirdiği duygusuzluk kadar serttir.
Fatma Girik, Kızgın Toprak’ta ki performansıyla Taşkent Film Festivali otoritelerince 17 ülkenin en iyi kadın oyuncusu ödülünü almıştır. Ayrıca film THE GRAVE (Mezar) ismiyle yurtdışına (8 ayrı ülkeye) pazarlanmıştır. Filmde mekan olarak kullanılan alanlar Eskişehir Porsuk Çayı’nın çevresidir.
Türk Sinemasına edebi eserler anlamında en önemli katkılardan birisini gerçekleştiren Osman Şahin’in ( Kemal Sunal klasiği Kibar Feyzo’da dahil olmak üzere 32 filme senaryo desteği ve toplam 23 filme direkt olarak hikayelerinden uyarlaması bulunmaktadır) kişisel web sitesine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Western Yazan: Gökay GELGEÇ – Yojimbooo
KIZGIN TOPRAK Resim Galerisi:
(Resimleri Orjinal boyutlarında görmek için üzerlerine tıklayınız)
One thought on “Anadolu Western leri: Fatma Girik & Tamer Yiğit – KIZGIN TOPRAK (1973)”