Tuncel Kurtiz’i Kaybettik

tuncelkurtiz63fe30d8fb150d10

Sinema ve tiyatromuzun değerli ismi Tuncel Kurtiz’i bugün (27 Eylül 2013) kaybettik. Kurtiz 77 yaşındaydı. Haberin ardından Tuncel Kurtiz’in Etiler’deki evine giden muhabirimiz Ece Çelik’in aldığı bilgiye göre, sanatçı bu sabah sporunu yaptıktan sonra eve geldi ve eşi Menend Kurtiz’in hazırladığı kahvaltı sofrasına oturdu. Oturduğu sandalyeden yere düşmesi üzerine sesi duyup eşinin yanına gelen Menend Kurtiz, Tuncel Kurtiz’i baygın halde yerde görünce evin yakınındaki Boğaziçi Pastanesi’ndekilerden yardım istedi. Ve Kurtiz’in yaşamını yitirdiği anlaşıldı. Kurtiz için yarın Harbiye Muhsin Ertuğrul sahnesinde saat 11.00’de anma töreni yapılacak. (Kaynak: Radikal)

Sanatçıları yaptıkları ve kendi söyledikleri ile hatırlamak daha güzeli. Ortaya koydukları eserler zaten onları ölümsüzleştiriyor. Ege Görgün’ün Tuncel Kurtiz’le yaptığı söyleşiden birkaç noktayı sizlerle paylaşmak istedim. Ege Görgün’ün paylaşımı söyleşiden çok daha ötede bir yazı. Özellikle giriş kısmı ile Tuncel Kurtiz hakkında bilgilerin çok güzel derlendiği bir yazı

Söyleşinin tamamını BURADAN okuyabilirsiniz.

Tuncel Kurtiz: “Hayatta ben en çok annemi özledim!

tuncel-kurtiz4Sokakta rahatça yürüyemeyecek kadar şöhret sahibi. Yeteneği, ustalığı ise bu şöhretten çok daha ileride. Ama kimin umurunda?.. İnsanların değerlerinin ne yaptıklarıyla değil, televizyonda ne kadar gözüktüğüyle ölçüldüğü bir coğrafya ve zaman bu. Şöhret ulaşılabilecek en yüce mertebe. Sınır gökyüzü. Tek istediğimiz onunla bir fotoğraf çektirmek. Neden? Sevgiden mi, yoksa insanlara “şöhret” denen şeye bir anlığına da olsa çok yakın olduğumuzu kanıtlamak için mi? Sorularımızı Ramiz Karaeski’ye değil, Tuncel Kurtiz’e sorduk. Müsadenizle… (Ege Görgün)

  • Kendini Sait Faik zanneden bir çocuktum. Çok okuyan, yazmaya çalışan. Lise 1’deyken tiyatrolara, operalara giderdim. Saray Sineması’nda konserler verilirdi. Arkadaşım Ünal Arpacı’yı zorla götürürdüm, ‘Hadi gidelim, bak, ne güzel kızlar vardır orda!’ diye kandırırdım onu hep.
  • İşsiz kaldıkları bir dönem 6 arkadaş kendi tiyatrolarını kurup Anadolu turnesine çıkmaya kalkarlar. İlk oyun İzmit’tedir, dayısı Nazmi Oğuz’un sinemasında Yağmurcu’yu oynarlar. 1000 kişilik sinemaya 12 kişi gelince iflas ederler ama pes etmezler.
  • Oynadığı çok sayıda ödüllü ödülsüz filme rağmen yıldızı Yeşilçam’la bir türlü barışmayan Kurtiz’in bu filmler hakkında ne düşündüğünü merak ediyorum. “Hepsinin yeri var,” diyor. “Ama herkes Nuri Bilge Ceylan, Semih Kaplanoğlu gibi film çekmeye kalkarsa olmaz. Böyle bir şey gözlemliyorum. Benim tercihime gelecek olursak, ben daha hızlıdan yanayım. Mustafa Kandıralı’nın, Deli Selim’in ritmini daha çok seviyorum.”
  • “Yarın unutulacaktır televizyon şöhreti. Yeni diziler gelip götürecektir onu. Beni en ufak şekilde etkilemiyor alkışlar, gürültüler, fotoğraf çektirmek istenmesi. Yarın unutulacağını çok iyi biliyorum. Ben nereden geldiğimi biliyorum. Anadolu yollarının tozunu yuttum, sırtımda kalas taşıdım, dekor taşıdım. Valiler, belediye başkanları beni yemeğe beklerdi gitmezdim, önce kamyona yüklerdim son malzemeyi. Kısacası, bu şöhretin bana kazandırdığı, fazladan hissettirdiği bir şey yok.”
Tuncel Kurtiz'in son fotosu
Tuncel Kurtiz’in çekilmiş son fotosu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir