İsviçre’deki evde telefon çalıyor birden, Tunç Okan.. ‘abi, seni çok aradım, nerelerdesin, mutlaka görüşelim.. ben şimdi bir belgesel çekiyorum.. sonra görüşürüz.. tamam, benim telefonum şu.. tamam..’
Bir bakıyoruz ertesi gün bir telefon: ‘geldim, sizin evin önündeyim..’, ‘buyur, gel yukarıya..’ sarılmalar, ‘kaç yıl oldu baba, seni nasıl özledim.. bak bir gün çalışacağız, buluşacağız dedik, işte buluştuk..’ çok güzeldi..
‘Mutlaka bir film yapacağız…’
‘Bir film yapmak kolay değil…’
‘Biliyorum, öğreniriz..’
ve hikayeler..
Bu arada ‘bebek’ filminin Cezayir’de çekilmesi kesinleşiyor.. Rahmi Saltuk da filme alınıyor.. Tunç Okan da küçük bir rol oynamak üzere Cezayir’e çağrılıyor..
Yaptığımıza pek de film denemez.. barbaro daha çok acemi ama çok beğeniyor yaptığını işte öyle bir film çıkıyor oradan..
İsviçre’de dişçilik yapan Tunç Okan bir film çekmeyi kafaya iyice koymuş artık.. 68 günleri, üniversitede arkadaş olan iki İsviçreli, biri Tunç Okan, birisi Tuncel Kurtiz.. birisi dişçi oluyor, birisi mühendis aynı kızı seviyorlar sonunda bir düello yapıyorlar.. böyle bir hikaye anlattı bana Tunç Okan. ‘iyi bir hikaye olur’ dedim.. ‘sen ve ben, iki isviçreli..’
Sonra bir ‘Otobüs’ senaryosu üzerine çalışmaya başladık… İstanbul’dan başlamak istiyordu… Florya plajında uzun donlu insanlar vardı.. bunların hepsi kalktı, bir otobüs geldi, içinde insanlar vardı.. bunlar harikulade gelişti..
Fakat filmin ortalarında Tunç Okan’ın patron tavırları takınması, insanları ayırması ve bütün bunları kimseye para vermeden yapması? Herkes oraya beni sevdiği için, bana inandığı için geliyor.. Ben de herkese demişim ki ‘bu hepimizin filmi, herkes bu filmin ortağı olacak, ama yüzde bir ama yüzde yarım..’
Bazı anlaşmazlıklar yüzünden filmin bir bölümünü bitirdikten sonra bizim Tunç Okan sırra kadem bastı ve filmlerle birlikte gitti, şoförü oynayan Oğuz Roylas’ı aldı.. Hamburg kerhanelerinde birkaç sahne çekti ve filmi böylece bitirdi… sonra mektuplar yazdı, ‘bu filmi ben yaptım, güneş balçıkla sıvanmaz’ gibi beylik laflarla.. ‘sokaktan topladığım insanlarla film yaptım…’ çok üzüldüm..
Yıllar sonra sizin festivalde, Bursa’da ‘Otobüs’ filmi gösterilirken karşılaştık… Film başlamadan önce mikrofonda ‘bugün yıllar sonra ‘otobüs’ filmini burada izlemek benim için harikulade bir şey ama daha önemli bir şey var ki, yıllar sonra burada karşılaşabildiğim Tuncel Kurtiz… onunla beraber olabilmek, tekrar onu görebilmek ne büyük mutluluk...’
Teşekkür ettim..
Ben ‘otobüs’ filminden bir kuruş para almadım..’
‘Bölük Pörçük’ , TUNCEL KURTİZ , BOYUT Kitapları, 216 Sayfa, 2004..
Harika detay bir bilgi ellerinize sağlık
cok sirin bir film