Herşey değişiyor, özellikle Türkiye gibi genç nüfusu fazla olan ülkelerde bu değişim sonucunda yeni eskinin yerini çok çabuk alıyor. Ancak bizim gibi alt yapıya önem vermeyen bir ülkede büyük bir sorun.
Konuyu sinema bazında alacak olursak okulu bitirdikten sonra veya bir filmde çalıştıktan sonra kendini yönetmen olarak gören veya kendine bazı sıfatları yediremeyen pek çok insan var. Bu konu üzerine bazı yazılarımda değinmiştim. Burak Gülgen‘in yayınladığı geçen gün yazdığı bir yazıda hem kendi tecrübesinden bahsediyor hem de aslında benim de dikkat çekmeye çalıştığım noktayı bizzat piyasanın içerisinde yaşayan birisi olarak özetliyor. Yazıyı kendisinden istedim o da sağolsun yayınlamamıza hem izin verdi hem de babası ile çekilmiş bir fotoğrafı sitemiz ile paylaştı. Ben de aşağıda Kısa ama öz bu yazıyı pazar yazılarımız arasında yayınlamak istedim… (Utku Uluer)
BABALAR VE OĞULLAR
2004 senesiydi…
Askerden yeni gelmişim iş bakınıyorum sağda solda ve henüz oyunculuk defterini de kapatmamışım, inatla ajans olayına girmekte istemiyorum…
Rahmetli Mustafa Arslan dublaja çağırırsa yan rolleri seslendirmeye gidiyorum harçlığımı çıkartıyorum o kadar… reji asistanlığı, kurgu asistanlığı, oyunculuk artık ne olursa diye iş ayırmam diyorum kendi kendime…
Benim teskereye 1 ay kala babam da diziye başlamış. Erler Film‘e “Gurbet Kadını” diye bir dizi çekiyor. Salı akşamlarının gün birincisi. Hem o dizide çalışan olsun (oyuncular, teknik ekip vs) , hem de eş dost akraba babama habire söylüyorlar şu çocuğu alsana diziye bak iş arıyor kaç zamandır. Bizim ki de nuh diyor peygamber demiyor. Tamam aynı sette olmaz belki ama en azından kurguda çalışsın kafan rahat eder diyorlar… ı ıhh gene tık yok…
En sonunda dayanamadım sordum neden istemiyorsun? Bana sadece şunu söyledi:
“Başka bir firmaya iş yapıyorum gelir gelmez hemen oğlunu getirtti oğluna da para kazandırıyor dedirtmem kimseye… Ayrıca babası sayesinde buralara geldi diye senin de arkandan konuşurlar.”
Bir şey diyemedim sadece haklısın diyebildim o kadar…
Kıssaden hisse; Tırmalamaya devam