ÜMMÜ SİBYAN: ZİFİR (2014)

ummu sibyan zifir 5
KORKU SİNEMAMIZ BİZİMLE DAHA NE KADAR DALGA GEÇECEK?

Fatih Yürür Sinematik Yeşilçam için yazdı

Argoya bulaşmaksızın konuya girebilmenin imkanı yok inanın! “Daha ne kadar paçozlaşabiliriz?” sorusunu sorduğumuz her korku – gerilim filminin ardından, bir öncekini mumla aradığımız o karanlık, isli, sisli, puslu dönemlerdeyiz. Bir korku filmi için aranan atmosfer öyle değil mi? Hadi canım!

Aslında biz korku – gerilim müşterileri, uzun zamandır o karanlığın içerisinde, saçma sapan bir umutla “ortalama” bir işle karşılaşacağımızı ümit ederek debeleniyoruz debelenmesine de; “ne de olsa alıcısı” var kafasıyla okuma bayramı müsamerelerine bile bakış açımızı değiştiren, daha kaba tabirle iyiden iyiye izleyiciyle billur geçme tutumunu sürdüren yapımların saldırısı altında, türün yarınına dair olumlu birkaç kelam edebilmek imkânsızlaşıyor!

Korku tandansına ivme kazandıran ve zaman içerisinde tartışmalı da olsa “kendine has” bir yol tutturan Hasan Karacadağ, janrın en eli yüzü düzgün örneği olan Musallat’a imza atan Alper Mestçi ya da türü en fazla ciddiye alan ve sinemamızın son zamanlarda parlayan en çalışkan isimlerinden biri olan Özgür Bakar gibi isimlerin şahsi talimleri dışında, korku – gerilim tandansını ciddiye alarak kol sıvayan yönetmen neredeyse yok!  Bir tarafta minimal sinema çöplüğü haline gelen festival seçkilerinin aynılığına çemkirirken, diğer yandan izleyiciyi düpedüz embesil yerine koyan, inceliksizlik, niteliksizlik ve tabi saygısızlık abidesi yapımların salon bulması da kafaları kurcalamıyor değil hani.

ummu sibyan zifir 8

Ümmü Sibyan: Zifir, seyirciyle alelade dalgasını geçen yapımlar arasında gecikmeden yerini alıyor. Metot ise, hemen hemen bütün başarısız tür filmi örneklerimizde karşımıza çıkan kimyayı birebir tutturacak cinsten. Hollywood cenahında bile, klişenin, klişesinin, klişesinin parodisi olarak kulanım ömrünü doksanlı yıllarda tüketmiş olan bir fikir var ortada. Macera arayan 6 liseli arkadaş, bir çılgınlık yapmak adına öğrencisi oldukları okula gece gizlice girerler. Elbette ki çılgınlık eşiği 2-3 şişe Bomonti yuvarlamaktan ibaret olan gençler, daha gece yarısı olmadan sızma eşiğine yaklaşırler. Neyse ki ekipte, ruh çağırma ile kafayı bozmuş genç bir kız vardır. Kızımızın aklına çok parlak(!) bir fikrin gelmesi de gecikmez.

Daha önce okulda intihar etmiş bir öğrencinin ruhunu çağıran gençler, birer ikişer gelen ruhun intikamından nasiplenirler… Bol bol koridorlarda koştururlar… Kısa aralıklarla ciyaklarlar… Fırsat buldukça da soyunurlar ve sevişirler… yani anlayacağınız o ki; bla bla ve bir o kadar daha bla!

ummu-sibyan-zifir-2014-fragman_7807922-19660_640x360

Kağıt üzerinde bile bir korku – gerilim müptelasını horul horul uyutmaya yetecek bu “dahiyane” fikir; berbat oyunculuklar, acıklı birer şaka kıvamındaki diyaloglar,  okul koridorlarından şuursuzca oradan oraya koşturan liseliler ve tabi katlanılması her saniye daha da zorlaşan seyir süresiyle, türün en iflah olmaz takipçileri için bile sağlam bir sabır testi olarak değerlendirilebilir. Bunun dışında, en azından cin batağına saplanmış ve sadece bir klişe motifi olarak kırsala kamera çevirmeye başlayan örneklerin arasından en azından farklı bir mekan tercihiyle sıyrılmayı başarmıyor da değil hani! Bir korku filmi değil de Bomonti reklamı olarak değerlendirseydik eğer karşımızdaki malzemeyi çok daha fazla ciddiye alabilirdik tabi!

Zamanında pek de iyi eleştiriler almayan, Doğu Yücel’in Hayalet Kitap adlı romanından perdeye taşınan Okul filminin konseptinin, komedi pütürlerinin törpülenmiş hali gibi görünüyor Ümmü Sibyan… Tabi Ümmü Sibyan: Zifir, ne lise sıralarına meze olan geyiklere yer verme zahmetine girmiş ne de korku – gerilim klişelerini uygulama konusunda efor sarf etmiş… Karşımızdaki “şey” klişe olarak bile adlandırılamayacak bir dolu gudubet şişkinlikle dolup taşmış anlayacağınız!

Son tahlilde Ümmü Sibyan: Zifir, neresinden tutulsa elde kalacak, ne türe ne de türün takipçilerine en ufak bir saygısı olmayan, en basit fikrin bile salon dolduracağının garantisine güvenen, elindeki kıt malzemeyi de amaçsızca oradan oraya savuran bir yapım. Bence Rabia’dan önce, sinemamızın korku – gerilim türünün ruhunu çağırması şart oldu!  İzleyici en azından bu kadar büyük bir hakareti hak etmiyor be dostlar!

ummu-sibyan-zifir_5144087 fg7427

ummu-siccin-zifir-32-filmloverssummu sibyan zifir 7

ummu-Sibyan-Zifir--931579 ummu sibyan zifir 4

338605

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir