Her ne kadar nostaljik olarak Türk Sinemasını “Yeşilçam” olarak ele alsakta sinemamızın 90’lı yıllarda bir geçiş dönemi geçirerek Yeşilçam’ın bittiğini ve 2000‘li yıllarda yeni bir sinema anlayışımız oluştuğunu yazmamız hatalı olmayacaktır. 90’lar bu geçiş dönemini iyi anlamak için irdelememiz gereken bir dönemdir. Kuşkusuz bu dönemde belirleyici olan film Yavuz Turgul‘un 1996 yapımı Eşkiya filmi olmuştur.
Biz de o dönem gişe durumu üzerinden bir 90‘lı yıllar değerlendirmesi yapmak istedik. Kahbe Bizans, Güle Güle, Eylül Fırtınası ve Duruşma gibi 1999 yılı yapımı olan ancak 2000 yılında vizyona girmiş filmleri listemize eklemedik.
Dilerseniz ilk önce o dönemin en fazla gişe yapmış ilk 22 Türk filmine bir bakalım:
- Eşkıya (1996) 2.571.133 izleyici
- Her Şey Çok Güzel Olacak (1998) 1.239.015 izleyici
- Propaganda (1999) 1.238.878 izleyici
- Amerikalı (1993) +1.000.000 izleyici (*)
- Ağır Roman (1997) 873.833 izleyici
- Cumhuriyet (1998) 748.067 izleyici
- İstanbul Kanatlarımın Altında (1996) 474.571 izleyici
- Salkım Hanımın Taneleri (1999) 357.467 izleyici
- Hoşçakal Yarın (1998) 260.471 izleyici
- Bize Nasıl Kıydınız (1994) 205.861 izleyici
- İş (1994) 205.735 izleyici
- Karışık Pizza (1998) 142.672 izleyici
- Bay E (1995) 136.120 izleyici
- Işıklar Sönmesin (1996) 133.988 izleyici
- Mum Kokulu Kadınlar (1996) 120.972 izleyici
- Asansör (1999) 81.281 izleyici
- Nihavend Mucize (1997) 79.883 izleyici
- Güneşe Yolculuk (1998) 73.324 izleyici
- Kız Kulesi Aşıkları / Hera ile Leandros (1993) 53.720 izleyici
- Yengeç Sepeti (1994) 52.838 izleyici
- Masumiyet (1997) 49.410 izleyici
- Berlin in Berlin (1993) **
90-95 tarihleri arasında sinema salonu sayımız ülke genelinde 200’ün altında, bu sayı 1998’den sonra 300’ün üzerine çıkmaya başlıyor. Ancak özellikle 1995 yılına kadar çok fazla film vizyona girmeyi başaramıyor. Bu sayı bazı yıllarda 10’un altında. Yabancı filmler karşısında Türkiye’de çekilen filmlerin ağır bir yenilgisi var. O yüzden Amerikalı filminin yaptığı gişe küçümsenmemesi gereken bir rakkam.
Listede de açıkça görüldüğü gibi Eşkiya filmi gişede de diğer filmlere göre bir farklılık yaratmış. Eşkiya‘nın açtığı yol 2000li yıllarda iyice şekillenerek tekrarlanan bir formüle dönüşecekti. Bunun dışında TV’de gösterildiği zaman oldukça ilgi gören Nihavet Mucize‘nin oldukça düşük bir gişe yapması ilginç bir nokta. İstanbul Kanatlarımın Altında, Salkım Hanımın Taneleri ve de Hoşçakal Yarın filmlerinin ise bugün gişe de çok farklı sonuçlar elde edebileceğini düşünüyoruz. Amerikalı ve Berlin in Berlin filmlerinin gişe bilgilerine ulaşamamış olmamız ise yine arşiv ve bilgi konusunda kaynak sorunlarımızın devam ettiğini gösteriyor.
Ezber bozan ve ilginç olan durumlar ise şunlar:
- Türkan Şoray‘ın gişe başarısızlığı; Şahmaran’ın 36.221 izleyiciye ulaşmış olması
- Tabutta Rövaşata filminin 7000, Kasaba filminin 6000 seyirciye oynamış olması,
- Fikrimin İnce Gülü (Sarı Mercedes) filminin aldığı ödüllere rağmen gişesi ile ilgili bilgilerin olmayışı.
- VCD, DVD ve benzeri formatların özellikle 95’ten sonra çoğalmasına rağmen özellikle 99 yılından itibaren gişelerde önemli bir yükselme olması,
- Özel kanalların sayısının artıyor olmasına rağmen filmlere destekte veriyor olması da ilginç bir ayrıntı,
- Kült film mertebesine ulaşan Gemide filmine 16.218 izleyicinin gitmiş olması da şaşırtıcı olsa da filmin dvd ile daha yaygınlaştığını düşünüyoruz,
- Bir diğer ilginç nokta ise 2000 yılında gösterilen ve gişede ilk 10’a giren bütün filmler Eşkiya ve Herşey Çok Güzel Olacak filmleri dışındaki diğer filmlerden daha yüksek gişe yapmış olması.
Yazan: Utku Uluer
Notlar:
- Gişe için net bir rakkama ulaşamadık Murat Akser‘in araştımasını baz alarak ortalama 1 milyon izleyiciye ulaştığını var saydık.
** Maalesef Berlin in Berlin filminin gişe rakkamlarına ulaşamadık
Kaynakçalar:
Ertan Tunç, Türk Sinemasının Ekonomik Yapısı, 2006
Sinematürk.com sitesi
www.antraktsinema.com
One thought on “Türk Filmlerinin 90’lı Yıllardaki Gişe durumu”