Çukurova’da bahar harikadır. Gök masmavi, kırmızı topraklar yemyeşildir. Çukurova’nın toprağına dört kilo çiğit at 80 kilo pamuk versin.
Çukurova insanına peygamberler, kitaplar dolusu sabır, tevekkül ve kanaat getirmiştir. Allah hakkı! Ölseler bile ne! Öte dünya vardır. Kuş gibi uçup gideceklerdir cenneti âlâya. Cenneti âlâda yağdan, baldan dağlar; sütten ırmaklar…”
Bu cümlelerle başlar Çukurova gerçeğinin anlatıldığı Bereketli Topraklar Üzerinde filmi. Seyhan ve Ceyhan’ın kucakladığı Adana, hayatın her alanında olduğu gibi sanat alanına da, sinemaya da cömert davranmış, bereketini esirgememiştir.
Dadaloğlu’nun, Karacaoğlan’ın, Kul Halil’in ve edebiyatçısıyla, müzisyeniyle daha nice sanatçının yetiştiği topraklarda, sinemanın kaderini değiştirecek, ona güzellikler katacak güçlü sanatçılar da yetişmiştir.
Yeşilçam’a emek vermiş birçok sinemacı gibi, Adanalı sanatçıların da katkısıyla sinema hem daha geniş kitlelerce sevilmiş, hem dünya çapında tanınır hale gelmiştir.
Birçok kent gibi, Adana’yı ve Adanalıları konu alan filmler de yapılmıştır Yeşilçam’da, adında Adana geçen Adana Urfa Bankası, Adanalı Kardeşler, Helal Adanalı Celal, Adanalı Tayfur, Adanalı Tayfur Kardeşler gibi filmler de.
Adanalı Tayfur kardeşlerin hikâyesi film icabıydı elbette fakat gerçek hayatta İstanbul’a ve Yeşilçam’a kral olmuş Adanalı sinemacılar da vardı. Adana ve sinema dendiğinde bir de krallık söz konusuysa akla gelen ilk isim tabii ki Yılmaz Güney’dir.
Adanalı birçok sinemacı aynı filmde buluşmuş, karşılıklı roller oynamışlardır. Her oyuncu en çok da Yılmaz Güney’le oynama şansını yakalamıştır.
BEREKETLİ TOPRAKLAR’DAN YEŞİLÇAM’A
- Nihat Ziyalan 1936’da Adana’da dünyaya gelir. Adana Erkek Lisesi’ndeki öğrenimi yarıda bırakıp, Adana Şehir Tiyatrosu’nda oyunculuğa başlar. Ardından Ankara Sanat Tiyatrosu’nda çalışır. Sinemada birçok filmde rol alan, özellikle Yılmaz Güney’li filmlerdeki rolleriyle tanınan Nihat Ziyalan, şairliğiyle de bilinir, sevilir.
- Avantür-fantastik filmler dendiğinde ilk akla gelen isimlerden biri de İrfan Atasoy’dur. 1937 yılında Adana’da doğan İrfan Atasoy, oyuncu, yapımcı, senaryo yazarı ve yönetmendir.
Killing serisi filmlerle adını duyurmadan önce İstanbul’da film işletmeciliği de yapar. 1967 yılında İnce Cumali adlı filmde Adana’dan çocukluk arkadaşı olan Yılmaz Güney’le beraber yer alır. Yılmaz Duru’nun yönettiği filmin yapımcısı İrfan Atasoy’dur. İnce Cumali ile oyunculuğa başlayan Atasoy, aynı yıl içinde Killing filmlerinde de oynayarak avantür-fantastik filmlerin aranan oyuncusu olur. - Yılmaz Köksal Avantür-komedi filmlerinin, hareketli sahnelerin unutulmaz oyuncusudur. 1939 yılının 15 Temmuz’unda Adana’da doğar. İlkokulu bitirdiği yıl İstanbul’a gelir. Tophane Sanat Okulu’nda okumaya başlar.
Tiyatro oyuncusu olarak başladığı sanat yaşamını sinemada da başarıyla sürdürür. İlk oynadığı film kendisi gibi Adanalı olan Orhan Kemal’den uyarlanan Murtaza’dır.
Yılmaz Güney’li birçok filmde yer alır. Çeko filmiyle başrole geçer. Avantür filmlere değişik bir tat getirmiştir Yılmaz Köksal. Vuran kıran bir kahramandır fakat komik ve sevimlidir de. - Yılmaz Güney’le birlikte yapımcılığa başlayan Abdurrahman Keskiner, yine yapımcılık yapan kardeşi Arif Keskiner ve yönetmen Ali Özgentürk de Adanalıdır.
- 1970 yılında bir yarışma sonucu sinemayla tanışan Aytaç Arman 1949 Adana doğumludur. Köy kökenli ailesinin kentte doğup büyüyen ilk ferdidir. Gerçek adı Veys El İnce. Veysel diye geçiyor. Sinemanın oyuncu ihtiyacı yarışmalarla da karşılanıyordur. Karakaşlı, kara gözlü, uzun boyludur Aytaç Arman. Arkadaşları resmini bir yarışmaya gönderir. Matematiği ve matematik hocasını çok seviyordur. Arman da matematik hocasının soyadıdır. Arkadaşları bu soyada uygun isim ararken Aytaç’ı seçerler.
- Menderes Samancılar, oynadığı bütün filmlerde, başarılı oyunculuğuyla hep öne çıkmış ve izleyiciye kendini sevdirmeyi bilmiştir. 8 çocuklu bir ailenin en küçüğüdür. At arabacısı olan babası ailesiyle Diyarbakır’dan Çukurova’ya göçmüştür. “1954’te Adana’da doğdum. Mayıs’ın 1’inde doğduğum için, doğum günlerimi genellikle 1 Mayıs alanlarında kutladım. Babam ırgatlık falan derken at arabacılığı yapmaya başlamış.”
Saklambaç’lı, Kelebekli yıllardır. Hürriyet Gazetesi’nin Kelebek’i, fotoroman Kral ve Kraliçe’leri seçiyordur. Menderes Samancılar o yıllarda at arabacılığından, eczacı çıraklığına, taksi şoförlüğünden ırgatlığa, fabrika işçiliğine kadar birçok işte çalışıyordur. Fabrikada çalıştığı yıllarda, ustalarının baskısıyla resim gönderir yarışmaya. 1974 yılıdır, ilk resim elemesini kazanır. Ardından Adana’da canlı elemeyi ve İstanbul’daki son elemeyi de kazanır. Artık, Fotoroman Karakter Kralı’dır. Valizini toplar, İstanbul’a gelir. Tanıdığı “bir Allah’ın kulu ve 1 lira parası” yoktur. Beyoğlu, Büyükparmakkapı Sokak’ta taksicilik yapar. Fotoromanlarda başrol oynamaya başlar.
“İstanbul’a. Fotoroman çevirmeye gelmek… Sanki devletin başkanlığını verecekler, ben yönetmeye gidiyorum.” İlk fotoromanı Güner Sümer çeker. Bir de gazete de şoförlük işi verirler. İki bina arasında gazete taşıyordur. Sonra servis arabasını kullanır. Kral, gazeteci arkadaşlarına servis şoförlüğü yapıyordur. Hızlı araba kullandığı için işten çıkarılır.
O yıllardaki benzerliği nedeniyle Yılmaz Güney diye lanse edilmekten pek hoşnut değildir. ‘Menderes Samancılar’ olmaya gelmiştir İstanbul’a. Yarışma gecesi de “Yılmaz, Yılmaz” diye alkışlarlar onu. Yılmaz Güney hayranıdır, onunla büyümüştür. “Yılmaz Güney’e hayrandım. Taptığım bir adam. Bugün de öyle. Sinemasına, ideolojisine, her şeyine saygı duyuyorum.”
Başka kimler yoktur ki Çukurova’dan Yeşilçam filmlerine yol alanlar arasında. Yılmaz Duru, Sami Güçlü, Ali Şen, Şener Şen, Bilal İnci, Demir Karahan, Salih Güney, Mahmut Hekimoğlu, Meral Zeren, Perihan Doygun, Mustafa Suphi Baltacı, Cengiz Sezici, Yüksel Arıcı, Dolunay Soysert de Çukurova’nın bereketli topraklarından Yeşilçam’a gelmiş ve sinema tarihine adını yazdırmış önemli oyuncular, sinemacılardır.
Bereketli toprakların sinemaya gönül vermiş öncüleri arasında iki de Kemal vardır. Orhan Kemal ve Yaşar Kemal. Edebiyat dünyamızın da önemli isimleri olan Orhan Kemal ve Yaşar Kemal yazdığı senaryolarla ve yazdıkları öykülerden, romanlardan uyarlanan filmlerle sinemaya önemli katkıda bulunmuş sanatçılardandır.
MESUT KARA
Not: Bu yazı Evrensel gazetesinde Mesut Kara’nın Sine-Masal köşesinde de yayınlanmıştır.
Güzel bir yazı olmuş teşekkürler.