GEÇMİŞTEN GELEN FİLMLER
“MASKELİ BEŞLER- MASKELİ BEŞLER’İN DÖNÜŞÜ”…
Gerçek dostlarla aranıza menfaat ve çıkar ilişkisi girmediği için yıllar sonra tekrar bir araya geldiğinizde, sanki dün ayrılmış gibi bıraktığınız yerden aynı samimiyet ve sevgiyle devam eder dostluğunuz. Ben de “Korkusuz, Yakışıklı, Şeytan, Resimli Çocuk ve Çelik” ile tekrar buluşmamda aynı duyguları yaşadım.
Sayın Yılmaz Atadeniz, İKSV 34. İstanbul Film Festivali kapsamında gösterime giren Maskeli Beşler” filmini; “Beraber izleyelim…” dediğinde, eskimeyen bir dostla tekrar buluşmanın heyecanını duydum. Hele bu filmi, proje, kostüm, çekim, kurgu olarak tam anlamıyla yaratıcısı ile birlikte izlemek başka bir onur ve ayrıcalık olacaktı.
İstanbul Modern’in sinema salonuna girdiğimizde Üniversitelerin sinema bölümü öğrencileri, siyah beyaz Türk filmi gönüllüleri, aksiyon sevdalıları “Maskeli Beşler”i izlemek için yerlerini almışlardı.
Işıklar kararıp hayâl tozları perdeye yansıdığında, belli bir yaşın üzerindeki seyirciler, eskimeyen dostları, Korkusuz (Tamer Yiğit), Yakışıklı (Yusuf Sezgin), Şeytan (Yılmaz Köksal), Resimli Çocuk (Süleyman Turan) Çelik (Yıldırım Gencer) ve Kızılderili Tonto (Faruk Panter) ile tekrar buluşurken, genç seyirciler de kısa dokunuşlarla kahramanlarımızla tanıştılar.
Yalnız O’nlar mı, Korkusuz’ın anne (Mahmure Handan) ve babası (Selami İçsel), Vali (Aydın Tezel) valinin güzel kızı Mary (Selma Güneri), zalim General Ramon (Erol Taş), Pancho Villa ( Danyal Topatan) cilveli Suzi (Suzan Avcı), General Ramon’un oğlu Rot (Necati Er), Yeşim Yükselen ve General Ramon’un acımasız askerleri rolünde, Hasan Ceylan, Sırrı Elitaş, Hüseyin Zan (Oski), Selâhattin Geçgel (Godzilla), Kudret Karadağ ve… Türk Sinemasının gelişiminde payı olan, isimlerini hatırlayamadığımız nice cefakâr emekçi, Rafet Şiriner’in kaydettiği görüntülerde bizlerle beraber oldular.
Filmde, olaylar Amerikan İç Savaşı sırasında geçer, otorite boşluğundan faydalanan Ramon, kendisine General dedirterek, etrafına topladığı silahlı adamlarla çevredeki çiftçilerde korku yaratarak topraklarına sahip olmaktadır. Tren basıp Vali ve kızını kaçırmakla gücünü ispatlamak ister. Ancak bu arada çiftliğine sahip olmak için Korkusuz’un anne ve babasını öldürtünce Maskeli Beşler intikam için Ramon ve adamlarının peşine düşer. Maskeli Beşlerin Dönüşünde de Ramon, oğlu Rot’u öldüren Maskeli Beşler’den intikam almak ister.
Atadeniz Usta, yönetmen ve yapımcı olarak sinema hayatı boyunca kolaycılığa kaçmayarak tek bir tür’e bağlanmamış, her projesinde kendini ve sinema dilini yenilemesini bilmiş, her türlü maddi ve teknolojik zorluklara pratik çözümler bularak (Her bir filminin çekim aşaması, çekilmiş olsaydı, başlı başına ayrı bir film olabilirdi.) cesaretle her tür’de film yapmış, sıradışı (Görünmeyen Adam, Kilink, Casuskıran, Zorro, Çirkin Kral..vb) filmlere imza atmış bir sinemacı olarak Maskeli Beşler’de de seyircilere bir sine-masal sunuyor.
Bu arada, özellikle anmamız gereken Türk Sineması’nın en usta kurgu sanatçısı, genç yaşta Hakk’a yürüyen ağabeyi Orhan Akdeniz’den öğrendiği kurguculuğunu da konuşturarak filmin aksaksız ilerlemesini sağlıyor.
Kavga sahneleri ise, başlı başına özenle çekilmiş, özel bir koreografi içeriyor. Hiçbir ayrıntı unutulmamış…
Mekânların (uçsuz bucaksız düzlükler, mağara, çiftlik, vali konağı..vb) usta kullanımı, tamamı İstanbul sınırları içinde çekilen westernde fark edilmiyor bile.
Tarlada çalışan yerel halkın giysilerindeki detaylara varıncaya kadar gösterilen özen, seyircileri filmin içine çekiyor.
Giysi demişken, Maskeli Beşler’in kostümlerini, çizme ve diğer aksesuarlarını bizzat Sayın Atadeniz’in tasarlayarak çizdiğini ve zamanın Şehir Tiyatroları Kostüm Sorumlusunun denetiminde özel olarak diktirildiğini, çizme ve bilekliklerin seçilmiş derici ustalarına özel olarak yaptırıldığını belirtmek gerekir.
Tamer Yiğit, Yusuf Sezgin, Süleyman Turan, Yılmaz Köksal, Yıldırım Gencer en genç, en yakışıklı, Selma Güneri en nazlı halleriyle bize geçmişten selâm getiriyorlar… Aydın Tezel, vali tiplemesinde her zamanki gibi son derece karizmatik.
Erol Taş’ın “Kemal Ergüvenç“in sesiyle daha da güçlenen acımasız General Ramon ve Danyal Topatan’ın dalkavuk Pancho tiplemesi tek kelime ile muhteşem…
Kendimi sine-masala kaptırmış, Maskeli Beşler’le birlikte at sürerken Sayın Atadeniz kulağıma eğiliyor; “Şimdi, Maskeli Beşler’in Dönüşü başlıyor…” diyor.
Yapımcı Ertem Eğilmez ve Nahit Ataman, Arzu Film’e davet ederek kendisi ile çalışmak istediklerini, hazır bir projesi olup olmadığını sorduklarında, sinemacıların kafasında her zaman mutlaka birkaç proje olması gerektiğini bugün bile savunan Sayın Atadeniz hemen “Var tabii Maskeli Beşler…” diyor. Peşin alacağı 100.000 TL ile öncelikle Maskeli Beşler’in kıyafetlerini hazırlatacağını ve “Pazar Dergisi” nde Maskeli Beşler’in “Kostümlü Özel Ropörtajı” ile filmin duyurulmasından sonra Bölge Sinemacılarından sipariş alınmaya başlanacağını belirtiyor. Ve usta sinemacının dediği gerçekleşiyor. Bölge Sinemacıları, senaryosunu bile görmeden filmi almak için sıraya giriyorlar.
Çekimler devam ederken, geleceği gören Sayın Atadeniz, Arzu Film’e giderek Maskeli Beşler’in devam filmi olarak “Maskeli Beşlerin Dönüşü” nü de çekmek istediğini belirtiyor, onay aldıktan sonra da çekimlere devam ediyor…Böylece usta sinemacı iç içe film çekme geleneğine yeni bir halka eklemiş oluyor.
Sayın Atadeniz’in uyarısıyla, Sinema Günleri’nde izlediğimiz kopyanın, iki filmin birleştirilerek oldukça kısaltılmış versiyonu olduğunu bu şekilde öğreniyorum.
Filmin bitiminde, Sayın Atadeniz seyircilerle yaptığı söyleşide bu konuyu açıklayarak, Yapımcı Firma’nın uygulamasından dolayı seyircilerden özür diliyor. Aynı zamanda kendisinin suçu olmadığı halde non-senkron dolayısıyla filmdeki ses ve hareketlerin uyumsuzluğundan duyduğu üzüntüyü de belirterek…
Sayın Atadeniz’i üzen bir başka konu, en büyük düşü olan atlıların treni takip ederek at üzerinden trene atlama sahnesini, atların korkarak trene on metreden fazla yaklaşamaması üzerine bulduğu çözüm sahnesinin de birleştirilmiş versiyonda yer almaması.
Sayın Atadeniz, atları trene yaklaştıramıyor ama, Maskeli Beşler’in dört nala takip ettikleri trene bir şekilde atlayıp içeri girmeleri gerekli. Burada, usta sinemacının çözüm yaratıcı, pratik zekâsı devreye giriyor ve Beşler’i, Halkalı’daki demir bir köprüden trenin üzerine atlatarak trene sokmayı başarıyor. Ama iki filmin birleştirilerek kısaltılmış versiyonda bu sahne de yer almıyor ne yazık ki…
Film sonunda seyirciler ve sinema öğrencileri 1968 yılından sonraki yıllarda çekilen yabancı westernlerdeki tiplemelerle Maskeli Beşler’deki tiplerin ve dönemin ruhunun neredeyse birebir uyuştuğundan bahsederek Sayın Atadeniz’i kutluyor.
İKSV 34. İstanbul Film Festivali kapsamında Özel Gala Gecesi’nde “Onur Ödülü” ile onurlandırılması, yalnızca sinema aşkıyla yarattığı eserlerinin yıllar sonra seyirci ile buluşması, yönetmen, yapımcı, senarist ve kurgucu olarak komple bir sinema emekçisi olan Sayın Yılmaz Atadeniz için bambaşka bir mutluluk…
Sinemadan bahsederken gözleri halâ bir başka parlıyor, gençleşen sesi heyecanlı…
Sinema ile uğraşan sanatçılar, peliküle kaydedilen görüntüler ölümsüz…
“Maskeli Beşler” her daim genç ve hep öyle kalacak…
Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo: Kamil Erşahin
Yapımcı: Ertem Eğilmez, Nahit Ataman
Görüntü Yönetmeni: Rafet Şiriner
Tür Aksiyon, Western
Özellikler 35 mm, Siyah Beyaz
Oynayanlar:
Tamer Yiğit – Korkusuz
Yusuf Sezgin – Yakışıklı
Yılmaz Köksal – Şeytan
Süleyman Turan – Resim Çocuğu
Yıldırım Gencer – Çelik
Selma Güneri – Mary
Erol Taş – Ramon
Suzan Avcı – Suzi
Danyal Topatan – Pancho Villa
Faruk Panter
Hüseyin Zan
Necati Er Roz
Hasan Ceylan
Sırrı Elitaş
Mahmure Handan
Selami İçsel
Aydın Tezel
Selahattin Geçgel
Kudret Karadağ
Hakkı Haktan