Lee Falk’ın 17 Şubat 1936 yılında, gazete stripi olarak okuyucuya sunmuş olduğu ThePhantom / Kızıl Maske, erken dönem süper kahramanlar arasında haysiyetli bir konuma sahip olsa da garip bir biçimde günümüzde revizasyona gidilmemiş karakterler arasında yer almaktadır. Son olarak 1996 senesinde Billy Zane suretinde hayat bulan ve kelimenin tamanlamıyla hüsranla anılan son model Kızıl Maske sonrasında, yapımcılar, süperkahramana yeniden dokunmaya cesaret edememişlerdir.
Gelgelelim, The Phantom’un sinemasal serüveninin pek de çetrefilli olduğunu iddia edemeyiz! Özellikle çizgi öyküler ile dergi sayfalarına dahil olduğu ilk 20 senelik periyotta ilgi çekici dursa da, yeni süper kahramanların piyasayı kalabalıklaştırması sebebi ile zamanla demode olmuştur. Yine de yaşadığı ada – mağara, nev-i şahsına münhasır yüzüğü ve “Ormanda 10 Kaplan Gücünde Olduğu”yönündeki dedikodular sayesinde popüler kültürde kendisine özel bir yer edinmiştir
Hiç kuşkusuz en başarılı Phantom uyarlamalarından biri B. Reeves Eason’ın yönettiği 1943 yapımı olandır! Tabi Phantom’a, batı dışından da “yöresel” kabul edilen dokunuşlar yapılmıştır. Ülkemizde ise bu maskeli süper kahramanımıza hakkını teslim eden isimlerden ikisi , hiç kuşkusuz Çetin İnanç ve Tolgay Ziyal olmuştur. Kızıl Maske söz konusu olduğunda, sinemasal anlamda karşılığını ne kadar bulduğu tartışmalı da olsa, beyazperde deki kıt sayıdaki uyarlamalara bir katkı da İnanç ve Ziyal ikilisi sağlamıştır!
Tabi diğer bir ilginç nokta da, maskeli kahramanımızın, sinema salonlarını aynı yıl içerisinde iki defa ziyaret etmesidir. Kızıl Maske ilk ziyaretini Tolgay Ziyal sayesinde yapar sinema salonlarına. Ziyal, ilk filmi hem yazıp hem yönetmiştir. Bu ilk hikayede, ülkemizde sergilenmek üzere getirilen Nairobi elması, serginin hemen ardından, kahramanımızın sevgilisi olan Diana’ya teslim edilecektir. Tabi, söz konusu elmas hem müze müdürü hem de görevliler tarafından sıkı birbiçimde korunmaktadır. Tabi bu kalabalık koruma misyonlarının hüsranını tarih bize pek çok hikayede göstermiştir. Elmas, hiç de sürpriz olmayacak bir biçimde, bir grup haydut tarafından çalınır. Tabi kaçınılmaz olarak, mağdur olan Diana’nın yardımına Kızıl Maske yetişecektir.
Atmosfere çeşni olarak Kızıl Maske’nin ormandaki mağarası, hatta o meşhur kafataslı tahtı da eklenmiştir! İstanbul’dan aldığı ‘talihsiz’ haber,onun jet hızıyla sivillerin arasına karışmasına vesile olacaktır. Yanına sadık köpeği Şeytan’ı da alarak vakit kaybetmeden İstanbul’a gelir!
Bundan sonrası da, mevcut maskeli kahraman kimyasını hiçbir şekilde bozmadan işler! Kızıl Maske ile çete elemanları kıyasıya bir mücadeleye girerler. Elbette kazanan Kızıl Maske olacaktır. Fakat suç örgütleri sadece İstanbul merkezlideğildir. Diana’nın elmasının peşine bir de Arap çeteleri düşmüştür. Bu sayede kahramanımız kendisini çok uluslu bir curcunanın içinde bulur adeta!
İstanbullu ahtapot çetesi ile Araplar birbirleri ile çatışırlarken, Kızıl Maske de dedektifliğe soyunmuştur. Bu sayede son derece şaşırtıcı (!!!) bir biçimde, Ahtapot’un müze müdürü olduğu açığa çıkar! Sonrasında kronolojik sırayla müze müdürününsadistliğine, Kızıl Maske’nin öldürücü köteğine ve elması bulup günün kahramanı olmasına tanık oluruz. Dönemin koşulları içerisinde, adet olduğu üzere, hırsızları zararsız hale getirip tutuklamak da polise düşer
Çetin İnanç’ın yönettiği ikinci Kızıl Maske’de, maskeli kahramanımızın dahil olduğu macera biraz daha çetrefilli bir hale getirilmiştir. Çeteleriyle meşhur İstanbul’da, münferit kişileri öldüren bir çete daha peydah olmuştur. Ku Klux Klan’ı andıran bu ekip, kendi kafalarına göre belirledikleri istatistikler çerçevesinde, ülkemizi kendi pazarları haline getirmeyi planlamaktadırlar. Profesör Asıl Bilginer’in bulmuş olduğu son derece fantastik bir tanıma sahipolan “Madde Hacmini Genişletme Formülü”nü ele geçirmeye karar verirler. Fakat Profesör, bu grup tarafından takip edildiğini anladığı anda Kızıl Maske’den yardım isteyenlerin listesine ekleniverir!
Malum Kızıl Maske’de eski topraktır. İstanbul’un şartları onu bir şekilde yaşlandırmıştır. Bu durumda yüzüğünü ve kostümünü oğluna emanet etmesi gerekecektir. Yine dönem koşulları gereği maskeli kahramanımızın yanına bir de kanka gerekmektedir artık! Bu durumda da Panter devreye girer ve ikili yeni maceralara balıklama dalarlar.
Bir noktaya kadar, süper kahraman – mafya mücadelesi rutininde ilerleyen hikaye, Türk Emniyeti’nin mafya içerisinde yerleştirdiği ajanın da devreye girmesi ilebirlikte iyice dallanıp budaklanır ve avantürperest izleyici için bol malzemelibir meze haline gelir!
Ziyal’ın Kızıl Maskesi, çizgi romanın belli başlı bileşenlerine sadık bir uyarlama olarak anılmaktadır. Hem Yeşilçam’da hem de dünya sinemasında, dönemin maskeli kahraman metotlarına sıkı sıkıya bağlıdır. Çetin İnanç ise, kendi deyimi ile Kızıl Maske’yi kültürümüze adapte etme yolunu seçmiştir. İlk filmde, üşenmeden Afrika’dan İstanbul’a gelen Kızıl Maske, diğer filminde – havasına mı suyuna mı tav olduğundan bilinmez- İstanbul’a yerleşir. Hatta, garip bir mizah öğesi gibi duran el öpme ritüelini de unutmak olmaz!
Ziyal’ın filminde, Kızıl Maske’nin ardındaki isim, İsmet Erten’dir… Miss Diana’ya hayat veren isim Nebahat Çehre olurken, filmin uslanmaz kötüsü de alışılageldiği üzere Erol Taş’tır. Diğer filmde ise Erten, maskesini İrfan Atasoy’a teslim eder. İrfan Atasoy’a eşlik eden isimler Sezer Güvenirgil, Yıldırım Gencer, Sami Hazinses, Suzan Avcı, Danyal Topatan ve tabi maskeli kahramanımızın en yakın dostu Faruk Panter olmuştur.
Gelgelelim Kızıl Maske hem izleyicide hem de gişede orta ebatta karşılık bulmuş ve ilk iki filmden yaklaşık üç sene sonra Kızıl Maske bu sefer intikam arayışına girmiştir. Kızıl Maske’nin İntikamı (1971) ile birlikte maskenin ardındaki isim, yine avantür sinemanın en önemli isimlerinden biri olan Levent Çakır olmuştur.
Kızılmaske, kuşkusuz sinemamızda maskeli kahramanlardan geçilmeyen bir dönemde, adından söz ettirmeyi başarabilmiştir.
Seyircinin avantür sinemaya olan merakı sayesinde de maskeli kahramanların sinema çıkartması bir süre daha devam edebilmiştir.
Sinematik Yeşilçam için yazan: Fatih Yürür
YEŞİLÇAM’IN KIZILMASKE FİLMLERİ
Kızılmaske Afişler ve Künyeler:
KIZILMASKE (1968)
Yönetmen: Tolgay Ziyal
Senaryo: Tolgay Ziyal
Yapımcı: Alpay Ziyal
Görüntü Yönetmeni: Feridun Kete
Eser: Lee Falk
Oyuncular:
İsmet Erten, Nebahat Çehre,
Erol Taş, Gülgün Erdem,
Süheyl Eğriboz, Hüseyin Zan
İhsan Gedik, Adnan Mersinli
Günay Güner, Hakkı Kıvanç
Kamelya Buket, Füsun Fati, Muammer Gözalan
Alpay Film – 1968 Siyah Beyaz
Yönetmen: Çetin İnanç
Senaryo: Çetin İnanç
Yapımcı: Yılmaz Atadeniz
Görüntü Yönetmeni: Rafet Şiriner
Eser: Lee Falk
Oyuncular:
İrfan Atasoy, Sezer Güvenirgil
Yıldırım Gencer,Suzan Avcı,
Danyal Topatan
Sami Hazinses, Faruk Panter, Haydar Karaer
Süheyl Eğriboz, İhsan Gedik, Hüseyin Zan
Arap Celal, Cahit Irgat
Atadeniz Film – 1968 Siyah Beyaz
KIZILMASKE’NİN İNTİKAMI (1971)
Yönetmen: Cavit Yürüklü
Senaryo: Volkan Kayhan
Yapımcı: Müfit İlkiz
Görüntü Yönetmeni: Salih Dikişçi
Eser: Lee Falk
Oyuncular:
Levent Çakır, Fatma Belgen,
Oktar Durukan, Mümtaz Ener,
Atıf Kaptan, Turgut Özatay
Kayhan Yıldızoğlu, Yeşim Yükselen
Özler Film – 1971 Renkli