Menderes Samancılar : “Her ödül yeniden doğuş gibidir”

Menderes Samancılar 1
SİYAD’ın bu yıl Onur Ödülü verdiği isimlerden Menderes Samancılar: “Onur Ödülü birçok insan için oyuncunun yaşlanınca aldığı bir ödül gibi algılanıyor, bence öyle değil. İnsanın aldığı her ödül, onun yeniden doğuşu gibidir”

Menderes Samancılar , Türkiye sinemasının Erden Kıral’dan Memduh Ün’e birçok usta yönetmeniyle çalışmış bir karakter oyuncusu. Kariyeri hep dönemi yakaladı. “Kara Çarşaflı Gelin”, “Fatmagül’ün Suçu Ne?”, “Fikrimin İnce Gülü” gibi dönemine damga vuran filmlerle sınırlı kalmadı. Yeni nesilden Pelin Esmer’le “Gözetleme Kulesi”nde, Özcan Alper’le “Rüzgarın Hatıraları”nda birlikte çalıştı, canlandırdığı karakterlerle Türkiye sinemasını etkilemeyi sürdürüyor. 2 Mart’ta sahiplerini bulan 48. SİYAD Ödülleri’nde Onur Ödülü alan Menderes Samancılar ’la sinema kariyerini konuştuk.

  • SİYAD’dan Onur Ödülü alınca nasıl hissettiniz?

Ödüller, alan kişi için hem yeniden Doğuşu hem unutmamayı hem unutulmamayı getirir. Onur Ödülü birçok insan için oyuncunun yaşlanınca aldığı bir ödül gibi algılanıyor, bence öyle değil. İnsanın aldığı her ödül, onun yeniden doğuşu gibidir. İyi ki bu mesleği yapıyorum, iyi ki varım diyor insan.

Menderes Samancılar 65

“Kostümü giydiğin andan itibaren artık senden bir eser kalmamalı”

Her projeye benzer şekilde mi hazırlanıyorsunuz, yoksa projeden projeye değişiklik gösteriyor mu?

Canlandıracağım karakterle ilgili araştırmalarımı yaparım. Onu sokakta gördüğüm karakterlerle harmanlayarak kendi karakterimin içine yerleştiririm. Asıl mesele kostümü giydikten sonra başlıyor. Kostümü giydiğin andan itibaren artık senden bir eser kalmamalıdır, yoksa hazırlanma sürecin sekteye uğrar. Yeşilçam döneminde, herkesin kostümü kendisine ait olurdu. Akşamdan not bırakırlardı, “İki gömlek, şu elbise, şu pantolon” diye. Ertesi gün ilk sahnenin çekileceği kostümleri giyer, giderdin. Dolayısıyla o role daha evden çıkarken bürünürdün.

Setteki ilk anınızı hatırlıyor musunuz?

İlk filmim Yılmaz Duru’nun çektiği “İnce Memet Vuruldu”ydu. Koca bir avlu, bir tane kurşun yiyeceğim ve düşüp öleceğim. Yarım gün sürdü. Kurşunu yiyorum, ya sağa ya sola düşüyorum. Tam düşmem doğru oluyor, yüz ifadem doğru olmuyor. Sonra bir baktım, o sahneyi filmden çıkarmışlar. İlk film, evliliğin ilk gecesine benziyor, acaba bu gece ve bundan sonra mutlu olacak mıyım diye düşünüyorsun. Sonra bir gün “Gramofon Avrat”ı çekiyorduk, yönetmen Yusuf Kurçenli’ydi. Öyle bir yere düşmem gerekiyordu ki bir şemsiyenin gölgesi kadar dar. Yusuf Kurçenli sordu, “Nasıl düşeceksin?” diye. “Yılan gibi” dedim, “kıvrılarak”. Çektik bir sefer. Kurçenli, “Vallahi helal olsun yılan gibi düştün, öldün” dedi. El yordamıyla öğrendik.

siyad_onur_odulleri_aciklandi_main1456001744-width900

“Bizim için setler başlı başına bir okuldu”

Kimleri hatırlıyorsunuz işinizi kolaylaştıran?

“Kara Çarşaflı Gelin” setinde rahmetli İhsan Yüce vardı. İhsan abi tıp hocası gibi, ben de asistanı. “Böbrek burada, kalp burada, kafayı şöyle çevirirsen böyle nefes alırsın” diye oyunculuğun tüm inceliklerini öğretti bana. Erden Kıral’la çalıştık, “Bereketli Topraklar Üzerinde”de. O sette Tuncel Kurtiz’le dostluğumuz ilerledi, bana oyunculukla ilgili ve hayata dair çok şey öğretti. Bizim için setler başlı başına bir okuldu. Mesela ben Memduh Ün’le hiç çalışmamıştım ta ki “Zıkkımın Kökü”nü çekinceye kadar.  Babam gibi severdim onu, o da beni severdi. Çok şey öğretti bana.

Memduh Ün nasıl bir yönetmendi?

Bu sektördeki her oyuncunun Memduh Ün’le çalışma şansı olsaydı keşke. Bir gün sette, herkesin içinde “Ben bu Menderes’i pek sevmezdim, sokakta karşılaşırdık, iyi bir oyuncuydu ancak kanım ısınmamıştı. Ama bugün bu sette Menderes’i hepinizden çok seviyorum” dedi. Bir gün senaryomu otelde unutmuşum, not almam lazım. Memduh abinin de senaryosu ortada duruyor. Ben gittim senaryosunun kenarına not aldım. Ufacık, onun da çok seveceği bir not. Geldi sete, baktı, ben uzaktan bakıp aferin bekliyorum. Ama o çok sinirlendi ve “Benim senaryomun üzerine kim not aldı?” dedi. Ben kızarıp bozardım, gittim yanına. “Notu ben aldım Memduh baba” dedim. Senaryoyu kaldırdı, yere vurdu. “Herkes haddini bilecek, hiç kimse yönetmenin senaryosuna not alamaz” dedi. “Zıkkımın Kökü” bitmesini istemediğim bir filmdi.

Başka bitmesini istemediğiniz film hatırlıyor musunuz?

“Kara Çarşaflı Gelin”in de hiç bitmesini istememiştim. “Bereketli Topraklar Üzerinde” de aynı şekilde. Filmi çektiğimiz, Akdeniz’in dibinde Karataş adında bir ilçe. Karataş yoksul, biz yoksuluz; paramız yok. Yıl, 1979. Ülke kan gölü. Benzin yok, mazot yok, kendi yemeğimizi kendimiz pişiriyoruz. Sete her gün balık geliyor. Lahos geliyor, çupra geliyor, o gidiyor, levrek geliyor. Bölge balıkçıları da bize bu konuda destek veriyor. Yeter ki o film çekilsin. –

“Yönetmenliği uzun boylu düşünmedim”

İkinci şiir kitabınız çıkmak üzere. Üzerinde çalıştığınız bir senaryo olduğu da biliniyor. Hiç yönetmenliği düşündünüz mü?

Yönetmenliği uzun boylu düşünmedim, belki ilerde kısa film çekerim çünkü yönetmenlik başka bir alan… Ama senaryo yazarım, hikaye ve şiir yazmayı seviyorum. Senaryo çalışmalarıma gelince, çok istikrarlı bir tavrım yok o konuda ama şiir öyle değil. Şiir yazmak için vakit ayırmana gerek yok. O yazman gereken zamanı sana söylüyor zaten. Senaryodan önce çıkacak öykülerim var.

“Zeki Ökten ve Atıf Yılmaz’la bir ömür geçirdik”

Menderes-Samancılar2

Menderes Samancılar

Birden fazla çalıştığınız yönetmenler de var, mesela Yusuf Kurçenli, Erdoğan Tokatlı, Süreyya Duru…

Evet. Ama mesela Zeki Ökten ve Atıf Yılmaz’la bir ömür geçirdik. 42 yıllık sinema hayatımın 40 yılı bu insanlarla geçmiş ama hiç çalışmamışız neredeyse. Abi-kardeş gibi sofralarda hep birlikte olmuşuz ama çalışmak kısmet olmamış. Şerif Gören’le de bir filmde çalıştık sadece. Önemli olan aynı sofraları, aynı düşünceleri paylaşmış olmaktır. Ben Yılmaz Güney’le hiç film çekmedim ama sinemadaki çizgimize, Yılmaz Güney’in insani değerleriyle baktığımız için vicdanımız rahat. Bir Atıf Yılmaz gibi, bir Zeki Ökten gibi bakmak önemli hayata, sinemaya.

Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/-her-odul-yeniden-dogus-gibidir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir