Melih Gülgen ile Derin sohbetler


2006 Yılında Blogspot adresinde Sinematik maceramıza başlamıştık. 2007 yılında düzenli yayına geçmiştik. 2009 yılına kadar oldukça yoğun bir içeriğe sahiptik. Bu tarihten sonra sitemiz mevzuat yüzünden 2 sansür ve yasaklanma, 1 veritabanı kaybı bir hack ve bir de çökme yaşadı. Sitemizden kaynak göstermeden yapılan paylaşımlara değinmiyoruz bile… Veritabanımızda bulunan yaklaşık 100 kadar yazıyı ya kaybettik ya da formatlarını düzeltmek için çevrimdışına aldık. Bu yazılardan kurtarabildiklerimizi ara ara paylaşıyoruz.  Son kurtarıp düzenlediğimiz yazımız Gökay Gelgeç‘in değerli yönetmenimiz Melih Gülgen ile 2007 yılında yaptığı söyleşilerden derlediği yazı dizisi oldu. Bu yazı dizisini Ağustos ayı boyunca sizlerle paylaşacağız. Şimdi sizleri bu söyleşinin giriş kısmı ile başbaşa bırakıyoruz:

———–oOo———–
Melih Gülgen 3

Saat 14:40 :
Öğlen saatlerinden akşam üstüne ilerlemenin rahatlığını sunan gökyüzünü izleyerek , İstanbul boğazının şehrin kirli havasına meydan okuyan iyot kokusunu içime çekerek Karaköy’e doğru ilerleyen vapurun güvertesinde elimde ki büyük zarfa sıkıca sarılıyorum.

Temmuz ayında bir bütün olarak sizlerle paylaştığımız Cemil çalışmasının kitaplaştırılmış şeklini içeren zarfı çalışmamızı ithaf etmiş olduğumuz büyük usta Melih Gülgen‘e teslim edecek olmanın tarifsizliğini yaşamaktayım.
Saat 15:00 :
Karaköy’ün üzerine yapılan her türlü çirkin modernizasyona karşı Bir Zamanların İstanbul’unu inatla sunmaya çalışan görüntüsünün içerisinden Tünel yokuşuna doğru ilerliyorum. Kafamdan geçen binlerce soru ve sahne arasında yorulmak ne mümkün?
İstiklal Caddesi’nin binlerce kıyafetle bezenmiş insanların içerisinde akarsu misali ilerleyen kalabalığına karışıyorum.

Saat 15:15 :
Yolculuğumun bittiği noktada kendimi bir kaç gündür teyyit ederek ön araştırmasını yaptığım, elimle koymuş gibi içerisine girdiğim binanın 2. katında buluyorum. Telefonda görüştüğümüz gayrı müslüm beyefendi, Istanbulluluğa yakışan kibarlığıyla bana üst katı işaret ediyor ve açılan bir kapının ardından Melih Gülgen‘in karşısına çıkıyorum …

ve sonrası …
Devlet Güvenlik Mahkemelerinde yargılanmaktan Sansür kurulunda geçen yıllara; 12 Eylülden Asala’ya; Tatar Ramazan‘dan Ahmet Kaya‘ya; Cahit Berkay‘dan Harika Avcı‘ya; Arjantin‘den İtalya‘ya her renkten her tatta “derin” bir sohbete dalıyoruz.

Görüşmenin Alain Delon‘dan Humeyni‘nin devrim muhafızlarına uzanan bölümünü ise yakında sizlerle paylaşacağımız yeni bir Sinematik Konseptine saklıyoruz.
Melih usta daha ilk dakikada öyle büyük sürprizlerle konuşmaya başlıyor ki not almadan takip edebilmenin mümkün olmadığını anlıyorum, söylenen her söz ardında, ayrı birer film yapmaya yetecek bir hikayenin tılsımını fısıldıyor.
Öyle ki bir buçuk saate yayılan bu görüşmenin kaleme alınması bir kaç bölüm halinde sizlerle paylaşabileceğimiz bir röportajı oluşturuyor;
Yazan: Gökay Gelgeç

Not: Veritabanı ile ilgili problemler yüzünden ortadan kaybolan ancak aslında 2007 yılında yayınlanan söyleşimizi yeniden yayınlıyoruz…

* Vapur fotoğrafı: Utku ULUER

6 thoughts on “Melih Gülgen ile Derin sohbetler

  1. “Ruh yürekten doğar,
    Beslenme ve başkalarını besleme
    yüreğin ana dilidir…”

    Yüreğine sağlık Gökaycım 🙂
    Videodream,

  2. Kac gundur bekledigimiz bir konuydu. Bende simdi okuma firsati buldum gercekten elinize ve gozunuze saglik.

  3. gökay abi ; ya bu ne hız bu ne aşk bu ne şevk. memleketimiz senin gibi idealist gençlere o kadar ihtiyaç duyuyor ki.
    valla kendimden utanıyorum . emeğine sağlık diyorum . gerçekten süpersin abi ya….

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir