X33 Altın Çocuğa karşı
Altın Çocuk, Türk James Bond‘u olarak nam salmış olsa da, Yeşilçam’ın ilk James Bond‘u değildir. Altın Çocuk’dan bir yıl önce “Ölüm Saçan Dudaklar”, “Örümcek Adam” gibi filmlerde başrolü üstlenen Yılmaz Gündüz, Türk gizli servisinin en önemli ajanı sıfatına çoktan ulaşmıştı.
“Örümcek Adam” filminin afişinde “Türk James Bond’ü X33” diye tanıtılan polis Yılmaz’ın ne James Bond’dan ne de Altın Çocuk’dan aşağı kalır tarafı yoktur. Diğer meslektaşları gibi oldukça uçkuruna düşkün olan ajanımız hem seviştiği kadınları, hem de döğüştüğü erkekleri kolayca alt edebiliyor. “Çok kuvvetli, ayrıca bir tuhaf döğüşüyor” diyen kötü adamımızın açıklaması yeterlidir sanırım. Ajan Yılmaz‘ın Altın Çocuk‘la kıyaslamasında öne çıkan bir diğer faktör de görünüşü. Her ne kadar Altın Çocuk Göksel Arsoy daha yakışıklı olsa da sarı saçları ve temiz yüzüyle bir yerli kahramandan çok Hollywood filmlerinde annelerin kızlarına layık gördüğü bir “Everybody’s Darling” gibidir. Basketbol oynayan ve milli takıma bile yükselen Yılmaz Gündüz kaytan bıyıkları, siyah saçları ve “Kayserili iş adamı” görüntüsüyle daha bir yerli görüntüye sahiptir.
Yılmaz Gündüz’ün “Ölüm Saçan Dudaklar”, “Örümcek Adam”, “Dokuz Canlı Adam”, “Ölmek Var Dönmek Yok” gibi maceralarını çeken kişi yeşilçamın enteresan yönetmenlerinden Cevat Okçugil. Yılmaz Gündüz ile “Ringo Gestapo’ya Karşı” isimli enterasan filmi de yöneten Cevat Okçugil’i uzak doğu döğüş sanatlarına olan ilgisiyle de tanıyoruz. 1972 yılında “Öldüren Darbe \ Karate” filmini çeken Cevat Okçugil, Nihat Yiğit ile “Balta” ve “Bela” ile isimli filmleri de yönetti.
Elimizde başka bir X33 filmi olmadığı için bizi oldukça hayıflandıran “Ölüm Saçan Dudaklar“a gelince. Ankara’da “izin” yapan X33 üç bilim adamının öldürülmesi üzerine ilk uçakla İstanbul’a çağrılır. “Kezzap dökmeye” meraklı kötü adamları bilim adamlarının sekreterlerini de birer birer öbür dünyaya postalamaktadır. Tatilini sevişerek geçiren ajanımız ilk olarak şefine bu konuyu üzerine aldığı bilgisinin gazetelerde yayınlanmasını rica eder. “Gizli servis” adının hiçe sayıldığı bu uygulamadan sonra kötü adamlar ajanımızı hedef tahtası olarak görür ve ajanımızı güzel kadınlar ve dayak yemeye meraklı elemanlarla epey yorarlar. Fakat filmin sonunda tabi ki Tevhit Bilge ve Hüseyin Baradan önderliğindeki kötü adamların cezalarını verir ve “istirahate çekilir”.
yıllar öncesine döndüm resmen, emeğinize sağlık