Cüneyt Arkın – İnsan Avcısı (1975)

insan_avcisi_sinematik İnsan Avcısı

İnsan Avcısı tarihinden aldığı güçle ülkesinin bağımsızlığına karşı, sistemli olarak yürütülen politikalara halkına duyduğu sevgiyle karşı koyan bir savaşçının hikâyesidir.

Savaşın hikâyesi, sırtını dünyada hâkim güç olduklarına inandıkları ülkeye dayayan bir örgütlenmenin üyelerinin Atlantik Okyanusunun diğer kıyısında gerçekleştirdikleri bir toplantıda başlar. Üyelerin ortak noktası aynı milletten gelmeleri ve ortak bir amaca hizmet etmeleridir.

Yunan asıllı Amerikan Kongresi üyelerinin, geri kalmaları ve bu yolla kendi ülkelerinin hâkimiyet ve refah sınırlarını yükseltmek için sürekli şekilde toplumlar içerisinde karışıklıklar çıkarmakla görevli CIA ajanlarının oluşturduğu konseyin başkanlığında bu tip bir örgütlenmenin manen en kıdemli üyesi olan Rum Patriği bulunmaktadır.

Din yoluyla bir beton haline gelen yapılanmanın maddi yaptırımlar ve politikayı kullanarak hedef aldığı yol “Büyük Yunanistan” hayalidir. Hayalin birinci adımı da Kıbrıs’ta ön provası yapılarak gelecekte sınırların genişletilerek komşu ulusların Yunanistan’a ilhakıdır. İlk durak Türkiye’dir.

Amerikanın isteğiyle uygulamaya alınan haşhaş ekimi yasağının kaldırılmasının ardından Türkiye’nin kontrol altında tutulup ambargolar yoluyla olası bir ilerlemeye karşı önünün kesilmesi gerekmektedir.

Gökay Gelgeç intikam sinemamızın en önemli örnekleirnden birisi olan Cüneyt Arkın'ın  1975 yılı yapımı İnsan Avcısı filmini masaya yatırdı
insan_avcisi_sinematik_01

Politika ve medya işbirliği ile elde edilecek sonuç Dünya Kamuoyu önünde Türkiye’nin sürekli olarak kontrol altında tutulması gereken bir ülke haline getirilmesidir. Bu kontrol silahlanma konusunda ki anlaşmalar ve mali yardımları da etkileyecek gelecekte iki ulus arasındaki silah dengesi eşit bir hale gelecektir.

Kendi var oluşları için parlak hedef aldıkları ülke için karanlık bir geleceği işaret eden bu planlamanın doğrultusunda Yunan asıllı CIA ajanı Bill Mc Lauren (Tarık Şimşek) ve yardımcısı Thomas Hormas(Yavuz Selekman), İstanbul Emniyet Müdürlüğüne uyuşturucu ile uzman mücadele ekibinin liderleri olarak tayin edilirler.

Gökay Gelgeç intikam sinemamızın en önemli örneklerinden birisi olan Cüneyt Arkın'ın  1975 yılı yapımı İnsan Avcısı filmini masaya yatırdı

Görevleri Türkiye’de ki olası uyuşturucu kaçakçılığına karşı Amerika’ya rapor vermeleridir. Raporların olumsuz olarak seyri ambargoların sürmesini sağlayacaktır. Arka plandaki asıl amaç ise “Büyük Yunanistan” hayaliyle muslukları açılan para kaynaklarının Türkiye ye gizlice soktuğu milyonlarca dolarlık uyuşturucunun dünya kamuoyuna teşhir edilmesidir. Sahte kaçakçılık olayları ülkenin itibarına büyük bir darbe vuracaktır.

Örgütün satıcıları kanalıyla yerli kaçakçılara satılan uyuşturucu kısa bir süre sonra örgütün yasal ayağı olan Bill ve Thomas’ın önceden tertipledikleri operasyonlarla yakalanmaktadır. Buzdağının görünen kısmının deşifresi için bu ufak çapta operasyonlar düzenlenir ve bu faaliyetler basına sistemli bir şekilde sunularak haberler dünya kamuoyunun bilmesi gerektiği şekilde yurtdışına ulaştırılır.

İç haberleşme konusunda ise Konseyin temel direği olan din yapılanmasının rolü ortaya çıkmaktadır. Bizans döneminden kalan kiliselerin karanlık mahzenleri içerdikleri tarihin çok ötesinde bir teknolojiyle donatılarak yeni planlamaların gerçekleştiği bir karargâh haline getirilmiştir.

Uyuşturucu ile mücadele ekibinin Türk polisleri, uzmanlarının emri altında operasyonlar esnasında gözlemci statüsünde kalmaktadır. Bu konuda en büyük rahatsızlığı duyan kişi Komiser Metin (Cüneyt Arkın)’dir. Ekibin kurulması ve liderliğinde uzun yıllar Ankara’da ki Askeri Yardım Heyetinde görev yapmış olan bu uzman Amerikalıların bulunması hoşuna gitmemektedir.

uxsyos

Amerikalıların operasyonlar esnasında sorgusuz infazlar yapması ve bu uygulamaları kanunlara uygun bir şekle dönüştürmeleri bir şeylerin yolunda gitmediğini söylemektedir içindeki sese.

Metin’in görülmesi istenmeyen detayları yakalama ve fiziki kabiliyetlerde ki başarısı Amerikalıların da gözünden kaçmamaktadır. Sürekli olarak işbirlikçi edinmek için çalışan örgüte böyle yetenekli İnsanlar her zaman gereklidir. Üstü kapalı bir şekilde Amerikalılardan teklif alır.

Teklif,  “Komünizme Karşı Mücadele” konusunda ortak çalışmaktır. Bu teklif olaylara karşı şüpheli bakışlarının haklılığı konusunda güven kazanmaya başlayan Metin’e bir fırsattır. Fırsatını kendi kişiliğini yansıtan ve Amerikalılara karşılarında sıradan gördükleri bir İnsan olmadığını ortaya koyan bir cümleyle kullanır;

“Amerika’nın neye karşı olduğunu bilmem ama ben Türk olmayan her şeye karşıyım Mr. Bill.”

insan avcısı gif 2

Din ile temellenen, politika ile yol kazanan ve para ile yürütme yöntemini bulan konsey, para ve ülkesi arasında kolayca seçim yapabilecek yerli işbirlikçileri satın alma konusunda oldukça cömert davranmaktadır. Büyük işler” yapan “Büyük” işadamları satın alınmak ve işbirliği yapmak için biçilmez kaftanlardır. Paranın söz konusu olduğu bu işbirliğinde üzerinde yaşanan ülkenin veya birer vatandaşı oldukları toplumun önemi bulunmamaktadır.

Arif Bey (Hikmet Taşdemir) bu tip satın alınmış kişiler içerisinde en güçlü olanlarıdır. Örgütün ülkeye gizlice soktuğu ve küçük bölümlerini basına deşifre ettiği uyuşturucunun tamamı onun fabrikasında gizlenmiştir. Uyuşturucunun gizlenmesi ile beraber yakın bir tarihte Amerika’ya gemi yoluyla sevk edilecek ve Amerikan kara sularına girer girmez ihbar edilerek Türkiye’yi tüm dünyaya Amerikanın yaşadığı uyuşturucu sorunun bir numaralı tedarikçisi olarak duyuracak planın lojistiğinden de sorumludur.

Kanunlar, zaman ve para kendi lehine işlemekte ve bunun rehavetiyle sürekli gülümsemektedir. Gülümsemenin yerini hırçınlığa bırakacağı an ise çok yakındır.

insan avcısı gif 8

Bir tek kuruş daha kar elde etmek için şeytanice hazırlanıp uygulamaya konulmuş planların karşısında İnsani haklar uğruna yapılan mücadeleler ortadan sonsuza kadar kaldırılması gereken engellerdir. Elde edilecek haksız kazancın kaynağı da bu saf ve demokratik isteklerin karşılığında yatmaktadır.

Üretmek için ömürlerinin en kıymetli hazineleri olan zaman ve emeklerini harcayan İnsanlar sadece para kazandıracak birer yürütme organıdır. Üreten ve sıradan bu İnsanların yerlerine yenileri gelene kadar sömürülmeleri, çok uluslu yasadışı yapılanmanın anayasasını oluşturmaktadır.

İşçi lideri Zafer (Zafer Par) ve arkadaşlarının grev için örgütlenme çalışmaları ülkenin içinde faaliyet gösteren bu gizli yapılanmanın yasalarına müdahaledir. Bu bir isyandır ve cezası da liderlerin yok edilip geriye kalanların bir daha bu tip bir eyleme kalkışmacasına sindirilmeleridir.

Örgütün ülke içindeki işbirlikçisi fabrika patronu Arif grev hareketlerini bu sebepten hafife almaz ve kökten çözüm için örgütün Türkiye üzerinde kurduğu karanlık planı aratmayacak bir senaryoyla harekete geçer. Kendi zenginliğini emeğiyle var eden işçilerinden sömürdüğü emek hakkını kendi kiralık katillerine cömertçe dağıtır.

insan_avcisi_sinematik_13
insan_avcisi_sinematik_15

Rasim (Adnan Mersinli) ve çetesi Arif Bey tarafından mali yönden oldukça iyi desteklenen ve bu desteğe her zaman koşulsuz itaatle kendilerine gösterilen her hedefi acımasızca yok ederek hizmet eden bir katiller grubudur. Öldürülecek kişilerin İnsan olmalarından öte meslekleri, ülkeleri için ne kadar değerli olabilecek İnsanlar olduklarının önemi yoktur. Grev yapan işçilerin lideri ufak bir uyarının ardından aynı gün içerisinde öldürülür.

Geriye kalanlar için düşünülen ise güvendikleri ve mücadeleleri için güç aldıkları yasaların gözünde küçük düşürülmeleridir. Kanın azalıp komploların ağırlık kazandığı uygulamalarda örgütün yurt dışından gelen bağlantıları devreye geçer. İşçilerin sendika merkezine bir miktar uyuşturucu yerleştirilerek grev hareketlerine önderlik eden beyin takımının tamamen saf dışı edilmesi planlanmıştır. Bu planı uygulayacak kişi Bill’in yardımcısı Thomas’tır. Kanunlardaki boşlukların vicdanlara üstün geleceği bu harekette gözden kaçan bir tek detay tüm yapılanmanın deşifre edilmesine yol açacaktır.

Sendika merkezine uyuşturucu yerleştirilirken öldürülen yaşlı bekçi son nefesini verirken katilini teşhis edecek ipucunu ellerine kilitlemiştir. İpucu, Thomas’ın adi bir kiralık katilin mazisinde “Büyük Bir İş” olarak hatıra niyetine sakladığı canlı bir Vietnamlının ağzından söktüğü diştir. Kanunların yürütülmesine karşı inancını yitirmemek için savaşan İnsan Avcısı Komiser Metin’ın yasal yollarla kafasındaki komplo teorilerine karşı mücadele edebileceği bir kanıttır bu.

insan_avcisi_sinematik_09
insan_avcisi_sinematik_05

Örgütün yurt dışı üyelerinin dikkatsizliği, yapılanmanın üst kısımlarına kadar ulaşabilecek bir soruşturmanın açılmasına başlangıç edecektir. Bu tip bir harekete karşı uygulanacak karşı plan olası kişilerden önce harekete geçmek ve onları susturmaktır. Rasim ve çetesi silahlarının namlularını Metin ve yardımcısı Mehmet (Ata Saka)’e yöneltir.

Katliam gecesinin ardından hayatta kalan tek kişi Metindir. Mehmet, karısı ve oğlu katledilmiştir. Örgütün çocuklara kadar uyguladığı acımasızlık kanun adına kanunlarla savaşan polisi kendi adına savaşmaya yöneltir.

Metin bir polisten önce bir İnsandır. Ülkesine ve halkına duyduğu sevgi onu ülkesine polis olarak hizmete yönlendirmiştir. Kaybettikleri tüm suçsuz İnsanların ardından mücadelesini o güne kadar korumak ve yürütmekle yükümlü olduğu kanunlarla sürdüremeyeceğine inanır.

Bill tarafından sorgusuzca öldürülen küçük uyuşturucu kaçakçısından, toprağa verildiği gün cenazesine katıldığı işçi liderinin annesine, sendikada uyuşturucu bulundurdukları yalanıyla tutuklanan işçilere herkesin ortak bir kaygısı “Ülkenin satılmış olmasıdır”.

insan_avcisi_sinematik_07
fbpkrd

İnancını öldürülmeden önce sözlere döktüğü kaçakçıya söylediği gibi yitirmemiştir;

“Hamdolsun bu memleket toptan satılmış değil.”

Bürokrasinin ve kanunlardaki boşlukların aşılmaz bir engel halini alıp bulundukları ekip içerisinde polis olarak yapamadığını bir vatandaş olarak yapacaktır.

Bu vatandaş İnsan Avcısı’dır ve “Yabani domuzları avlamak için” aldığı kesik namlulu tüfeğinin namlusu o güne kadar cani olanlara yönelmiştir. Caniler iki ayaklı domuzlardır ve akıllarına getiremeyecekleri bir gaddarlıkla infazlar ardı ardına gelmeye başlar.

Kurt kapanlı, hızar testereli, kılıçlı ölümler, kendilerinde başka ulusları sömürme hakkını gören zavallılar için bir seremoni içerisinde sunulmuş ödüller haline gelir.

Bir Türk Dünyaya Bedeldir ve o güne kadar sabrını sürekli olarak sınayanlar için artık kaçış yoktur.

turkiye_1975

Modern Milliyetçilik ve İnsan Avcısı :

Cüneyt Arkın filmografisine ağırlıklı olarak modern milliyetçi savaşçı temalarıyla yaratılan kahramanları ele alan filmleriyle katkıda bulunan yönetmen Duygu Sağıroğlu’nun oldukça güzel kurgulanmış bir eseridir İnsan Avcısı.

Hareket açısından 1970’li yılların başlangıcı ile beraber toplumlarda uyanan “şiddeti sorgulama” arayışının sonucunda verdikleri sonsuz şiddetle negatif getirileri olan kanlı aksiyon filmlerine yerli bir alternatiftir.

Politik yönü açısından Yeşilçam’ın halktan gelen taleple üstlendiği sürekli üretim kaygısının bir devamı olan günümüz televizyon dizilerinde uzun uzadıya ele alınan “Türkiye üzerinde oynanan oyunlar”, “Türkiye üzerine komplo teorileri” şeklinde hikâyeyi garantileme yolunda günden güne basitleşen bir hal alan anlayışa karşıda erken döneme ait özel bir alternatiftir.

insan_avcisi_sinematik_00

Erken dönem olarak üzerinde durulması gereken nokta 1975 yılı Türkiye’sinde günümüzün televizyon dizilerinin uzun bir yayın hayatı içerisinde tüm detayları ile anlatılarak bir noktadan sonra işi toplumların üstünde bir çeşit dünyayı tepelerden izleyen kıvama getiren komplolar ağına dönüşen seyrine sınırlı bir süre içerisinde işaret etmeye çalışmasıdır.

Amerika’nın diğer yüzünün görünmeye başladığı ve Türkiye’nin sistemli bir şekilde cezalandırıldığı bir dönemde gelecekte olabilecek olaylara ilişkin erken dönem komplo teorilerinin yanı sıra, geleceğe sinemanın getirdiği sadece beyaz perdede var olabilecek bir aksiyonla ayna tutmaya çalışmaktadır.

İnsan Avcısı filmini polisiye yönüyle ele almak konusunda ise çok renkli bir yelpazeyi izlemek daha faydalı olacaktır.

Samuraylar, Westernler ve İtalyan Polisiyelerden İnsan Avcısı’na

sword_of_doom

Sinemanın kitleler üzerinde etkili bir kültür aktarımı ve ticari araç haline gelmesinde bu işi bir sanayi kolu haline getiren Amerika’nın rolü büyüktür. Bütçe gereksinimlerinin en yüksek seviyede karşılanabildiği bu sanayide Western filmlerinin özel bir yeri bulunmaktadır.

Westernlerde ele alınan olaylar genellikle 19.yüzyılın ikinci yarısında geçmektedir. İç savaş dönemi, kanunsuzluk ve ardından gelen yerel otoritenin hissettirilme çabaları her zaman garanti olarak tabir edilecek aksiyon hikayelerini yaratmıştır. Tarihi geçmişi dünyanın pek çok ülkesiyle kıyaslandığında oldukça kısa olan bu coğrafyanın hikayeleri tüm dünyaya yayılmıştır.

19.yy sadece Amerika için değil pusulanın en doğusunda Japonya’nın tarihinde de önemli bir bölümü içermektedir. Samuray geleneği yavaş yavaş ortadan kalkmakta ve bu döneme dair hikayeler tipik birer Japon geleneği ürününün aksine dünyanın kabullendiği batılı anlayışta beyaz perdeye yansımaktadır. Basit bir tabirle birçok ülke sineması 19.yy anlayışını temel alıp kendi westernini yaratmaktadır.

xewr4o

Türkiye’de ise bu anlayış direkt olarak çekilen western taklitlerinin ve Anadolu hikâyelerinin aksiyonla bezenerek kimi zaman aşırıya kaçan örnekleri haricinde kendi tarihimize bağlı kalarak bu olayları aksiyonla harmanlayan özel ürünlerde perdeye yansımıştır. Tarihi aksiyon filmlerimiz kronolojik olarak incelendiğinde Orta Asya’dan Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerine kadar geniş bir zenginlik içerisinde özellikle Cüneyt Arkın’la bütünleşmiş kahramanların serileriyle beğeni kazanmıştır.

Westernler, popülaritelerini 1960’lı yıllarla beraber Spaghetti Western olarak tabir edilen İtalyan ürünlerinin de kitlelerce benimsenmeleriyle beraber sürdürmüşler ve 1970’li yıllara gelindiğinde sinema anlayışı içerisinde modernizeleştirilmişlerdir. Bu yenileme işlemi ise yine westernlerde sıkça kullanılan kanun ve kanunsuzluk ikilemi içerisinde süre gelen mücadelenin modern dünyanın şehirlerine taşınmasıyla gerçekleşmiştir.

Amerikan westernlerinin yenilenip şehirlere uyarlanması sonucunda şerifler müfettişlere, banka soyguncuları organize suçun gangsterlerine dönüşmüştür, silah kaliteleri çeşitlilik gösterirken atların yerini büyük Amerikan arabaları almıştır. Kasabalar yerlerini büyük gökdelenlerin yükseldiği şehirlere bırakmıştır. Kovboy-polislerin sinemada ki en önemli temsilcisi Clint Eastwood’un Don Siegel yönetiminde yarattığı Dirty Harry’sidir.

poliziesco

İtalyan westernlerinin yenilenip şehirlere uyarlanması sonucunda şerifler komiserlere, genellikle Meksikalılardan oluşan kötü adamlar İtalya sokaklarındaki serserilere dönüşmüştür. Silahlar konusunda westernlerde olduğu gibi Amerikan ürünlerini ana örnek kabul edip işin şov kısmına ağırlık veren İtalyan anlayışı en hoş sürprizi Alfa Romeo marka polis arabalarının aktif olarak kullanılmasıyla yapmıştır. Poliziotteschi olarak anılan İtalyan usulü polisiye/gerilim filmlerinde bu arabalarla yapılan kovalama sekansları sıkça tekrar edilen bir tema haline gelmiştir.

Poliziotteschilerin en önemli polisi yine Spaghetti Westernler’deki uyarlama anlayışının bir devamı niteliğinde kovboy polisin en önemli temsilcisi Dirty Harry’nin İtalyan uyarlamalarıdır. Bu konuda İtalyan sinemasının en önemli ismi Maurizio Merli olmuştur.

poliziesco_02

İnsan Avcısı tarihi kahramanların modernize edilmesi yönünden Battal Gazi ve Hacı Murat’ın 1975 yılının İstanbul’una uyarlanmasıdır. İki önemli tarihi karakterin yetenekleri ve olayları çözme stilleri o dönemin ünlü Amerikan polisiye karakterlerine yapılan göndermelerle filme yansımış ve ortaya çıkan Komiser Metin karakteri tamamen özel bir yapıya bürünmüştür.

Bir yandan “Bir Türk Dünyaya Bedeldir” sözünün altını çizen tekrarlar bir taraftan Amerikan ve İtalyan meslektaşları ile ortaya konan farklar bu filmin incelenmesi gerekliliğini oluşturmaktadır;

insan avcısı
insan avcısı

İtalyan filmlerinde ki bir komiserin duygusallığında ve isyanının temelinde günden güne artan şiddet olaylarının yaş gözetmemesi ve halkın en büyük kesiminde yarattığı yıkım vardır. Komiser Metin’in duygusallığı ve isyanının temelinde halkın sömürülmesi ve ülkenin geleceğini tehdit edecek dış kaynaklı örgütlenmelerin getirdiği kaygı vardır.

Olaylar genç İnsanların kanının akmasıyla beraber uzun vadede incelendiğinde ülkenin kaos ve sonucunda gelecek sömürenlere koşulsuz bağlanma noktasına gelecektir. İki ayrı ülkenin polisi duygusallık açısından paralel noktaları paylaşmakta, soruşturma sahaları ise Komiser Metin cephesinde en geniş saha olan tüm Türkiye’yi kapsamaktadır.

hashas

Amerikan Polisiyeler ve İnsan Avcısı

Aksiyonun vazgeçilmez bir unsuru olan kavga, İtalyan ve Amerikan örnekleriyle karşılaştırıldığında,  teorik İtalyan kavgaları ve boks derslerini andıran yumruklaşmaya dayalı Amerikan stillerinin tamamen dışında bir stile dönüşmektedir. Kavga tamamen teoriden oluşmamaktadır.

Bir tarafın attığı yumruk diğer taraftan bloke edilip karşılık vermek yerine sahne renklendirilip akrobasiye dönüşmekte ve yumruğun ardından gelen bloke etme işlemi parende atmadan karate numaralarına kadar çok zengin bir menü halinde seyirciye sunulmaktadır.

Amerikan filmlerinde ki bir meslektaşın incelenmesi ise iki ayrı İnsan kişiliğinin tespitidir. Duygusallığın İnsani bir değer olarak artıya dönüştüğü Komiser Metin’e karşılık Amerikan meslektaşlarında alabildiğine bir soğukkanlılık vardır. Bir çeşit kaya olan bu kişilik nerdeyse ölüm makinesi haline gelen bir robota dönüşür olaylar bir infaz şeklinde ilerlemekte ve western döneminin kanun koyuculuğu yeni bir makyajla modern sokaklara taşınmaktadır.

john_wayne

Amerikan tarihinin gerçeği olan İnsan kıyımı, renk ayrımlarında sürmekte ve sıradan kötü adamlar Cumhuriyetçilerin Amerika’sının sevilmeyen ırkları haline gelen zenciler ve Orta Amerikalılardan özenle seçilmektedir. Üst düzey kötü adamlar ise ağırlıklı olarak organize suçu tekelleştiren İtalyanlardan seçilmektedir. Tüm hikayelerin arka planında koyu bir ırkçılığa dönüşen milliyetçilik vurgulanmaktadır.

Milliyetçilik iki meslektaşı birbirine yaklaştıran detaylardan birisidir. İlk bakışta Komiser Metin’in ırkçılık adına İnsan kıyımı yaptığı düşünülebilir oysaki olayların meydana geldiği devir ve Komiser Metin’e ilişkin çok küçük ama çok can alıcı detaylar karakterin halkçı yönünün daha ağır bastığını açıkça göstermektedir. Halka karşı bir sorumluluk ve temeli bilinmeyen bir sermayenin sömürdüğü emekçiye karşı koruyuculuk bulunmaktadır.

Amerikan ve Türk meslektaşların birbirlerine yaklaştığı diğer detay ise infazlardır. Şiddet tutkunluğu Amerikan polisinde birincil uygulama yöntemi olarak ortaya çıkarken Komiser Metin cephesinde yoğun bir sabır vardır. Filmin ilk bölümü sabrın denenmesidir. Silahı olmayan uyuşturucu kaçakçısının vurulmasına engel olması, şüphe duyduğu olayları kanuniyöntemlere başvurarak çözüme götürme isteği bu sabrı gösterir.

magnum_force

Ana karakter yakın ve aykırı yönleriyle bu şekilde bir portre çizerken polisiyeler konusunda vazgeçilemez bir detay olan yardımcı karakter ise ele alınan diğer örneklerdekiyle ortak kaderi paylaşmaktadır. Hikâyenin sonunu getirememesine karşılık her zaman için hikâyeyi güvenle aksiyona yönlendiren “En yakın arkadaşın öldürülmesi” teması Komiser Metin’in yardımcısı Mehmet’in kimliğinde de ortaya çıkmaktadır. Mehmet te İtalyan veya Amerikan örneklerinde olduğu gibi hikâyenin sonunu getiremez kısa ancak yön veren rolüyle hikayenin tamamlayıcı unsurunu oluşturur.

xewr4o

İnsan Avcısı takip eden dönemde yine Cüneyt Arkın’ın canlandırdığı polis karakterleriyle ele alındığında tamamen karar ve uygulama İnsanı olduğu göze çarpar. Dışarıya karşı bildiklerini haykırmaktan ziyade daha boş veren bir görüntü çizmekte zamanı geldiğinde ise isyanını şiddete dönüştürmektedir.

Rasim ve çetesinin ilk kez nezarete götürüldüğü sahnede Cüneyt Arkın’ın iki saniye içerisinde üç kişiyi yere yıkıp Rasim’i duvardan duvara vurduğu sahne bu patlama anlarından birisidir.

At, Silah ve İnsan Avcısı

Film boyunca kalabalık ve perdede canlandırdığı tarihi kahramanlarda olduğu gibi çoklu kavga sahnelerine yer verilmektedir. Kilise baskını, nezarete atılan çete üyeleri, hamama yapılan baskın gibi sahnelerde Cüneyt Arkın bire on gibi rakamlarda dövüşmektedir.

insan_avcisi_sinematik_02

Kavga sahnelerinde ki kalabalık çatışma sahnelerinde de sürmektedir. Kavgalar haricinde ki aksiyon sahneleri ele alındığında Cüneyt Arkın’ın tehlikeli sahnelerde oynamak konusunda ki ustalığı fabrika baskını sahnesinde göze çarpmaktadır. Uyuşturucunun kaçırıldığı kamyonun kaputu üzerinde tutunarak bir süre sürüklenen Cüneyt Arkın’ın bu sahnede ki oyunu kavgalara alternatif olacak kadar başarılıdır.

Kendi içine kapanık gibi gözükürken yine uygun bir an geldiğinde lafını budaktan sakınmamak ta Metin’in ana özelliklerinden birisidir.

Arif: “O arabanın daha önceden çalındığını polise bildirmiştik biz.”

Metin: “Bildirmeyi unuttuğun başka bir şey yok mu?”

Arif: “Ne gibi?”

Metin: “Arabayı kendi adamlarına çaldırdığın gibi, kanuni haklarını uygulamaktan başka hiçbir işi olmayan masum İnsanları kurşunlattığın gibi.”

İnsan Avcısı kötülerinden Arif rolünde ilerleyen yıllarda Türk sinemasının en önemli kötü adamlarından biri olacak Hikmet Taşdemir kadroda ki diğer kötülerin arasından sinsice bakışlarıyla kolayca sıyrılmaktadır. Geçen zaman içerisinde sinemada ki sinsice bakışları gittikçe sert bakan acımasız kötü adama doğru ilerleyecektir.

İnsan Avcısı ile aynı döneme rastlayan Babanın Oğlu filminde de rol alan Tarık Şimşek‘in canlandırdığı Bill Mc Lauren karakteri filmin oyuncu seçiminde ki en isabetli kararlardan birisidir. Fiziği ve güven vermeyen tavırlarıyla başarıyla canlandırdığı CIA Ajanı da Metin’in uyarıları içerisinde ki yerini almaktadır;

insan_avcisi_sinematik_06

Bill:  “Derini yüzeceğim senin. Şeytanın piçi!”

Metin: “Kızılderili mi sandın beni? Sana ne Osmanlı oyunları hazırladım bilsen.”

Rasim ve çetesinin infazların öncesinde aldıkları uyarı cümlelerinde ya da aralarında geçen diyaloglarda diğer kötülerde inceden verilen espriler daha güçlü şekilde sözlere yansımaktadır;

Metin: “Cinayetten bahseden kim? Kaçak Amerikan Sigarası bulundurmaktan tutukluyorum sizi.”

Rasim: “Alay mı ediyorsun? Sokak başlarında çoluk çocuk satıyor bu sigaraları.”

Metin: “Bunları müdüriyette anlatırsın. Şimdi düşün önüme, sopayı yiyince başka çocukça kabahatiniz var mı yok mu anlarız.”

Cemil vs İnsan Avcısı

Kötü kanadın en tepesinde Rum Patriğini canlandıran Adnan Uygur takip eden dönemde Cemil serisinde ki senatör rolünün habercisi bir imajı çizmektedir. Arka planda kalan ve ana karar mekanizmasını oluşturan kendine ulaşılamayan suçlunun gizemini yansıtmaktadır. Yönetici olarak her zaman sistemin sorunsuz olarak işlemesini isteyen İnsandır. Emri altındakilere her zaman söylediği sözlerle kendi büyüklüğünü hissettirmeyi ihmal etmez;

Başkan: “Türkiye’ye karşı silah ambargosu kalktı, Yunan asıllı Sayın Amerikan Kongre üyelerine soruyorum; Büyük Yunanistan davasına hizmet etmek yemini bu mudur?”

insan_avcisi_sinematik_04

Cemil serisinin habercisi olmak sadece kötüler kanadında değil olaylara karşı bürokrasiye yakınlık ve hiyerarşi açısından tepkisiz kalan Emniyet Müdürü rolünde de sürmektedir. Emniyet Müdürü rolündeki Reha Yurdakul, İnsan Avcısı finalinde pişman olduğunu söyleyerek Cemil serisinde ki Emniyet Müdürüyle kıyaslandığında görece daha dürüst bir imaj çizmektedir. Bununla beraber kendi personeline duyduğu güven, terfi ikilemi ve yabancı bir uzmanla yaptığı görüşmenin verdiği çaresizlik karakteri eli kolu bağlı bir bürokrat haline getirmektedir;

Bill: “Bakın ne yazıyor gazeteler. Aralarında hesaplaşan kaçakçılarla işbirliği yaptığı sanılan katil polis hala yakalanamadı. Yoksa polis katil arkadaşını koruyor mu?”

Emniyet Müdürü: “Elimizden geleni yapıyoruz ama hala en küçük bir iz bile bulamadık.”

Bill: “Bana yetki vermeyi kabul etseydiniz belki de başka türlü olurdu. Askeri birliklerce de takviye edilmiş ekiplerle şehri karış karış tarar, mutlaka ele geçirirdim onu.”

cemil_cuneyt_arkin_sinematik

Cemil serisinin ilk bölümünde konuşmalar arasında yer verilen ikinci bölümde ise aktif bir rol oynayan grevler konusu İnsan Avcısı içerisinde de aktif bir rol üstlenmektedir. Metin’in sabrının taştığı anlardan birisi işçi liderinin vurularak cesedinin grev flamalarıyla örtüldüğü andır. Cüneyt Arkın filmografisi içerisinde hem polisiye hem madalyonun diğer tarzı olan kabadayılar hem de halkın içerisinden sıradan vatandaşların kötülere karşı olan mücadelelerini işleyen filmlerde bu tema sıkça tekrarlanmaktadır.

Kabadayılar konusunda Babanın Oğlu ve Yıkılmayan Adam, vatandaşlar konusunda ise Darbe filmleri bunun en güzel örnekleridir. İnsan Avcısı içerisinde grevin oynadığı rolü pekiştiren detaylar sıkça kadraj içerisinde gözüken “Grev Anayasal Bir Haktır” ve “Sömürüye Paydos” yazılı dövizlerdir.

İnsan Avcısı – 1975 Yazan: Gökay GELGEÇ – Yojimbooo

İnsan Avcısı için hazırladığı hareketli gifler için Mehmet Volkan Çomak‘a teşekkür ederiz.

insan-avcisi-001

İnsan Avcısı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir