Işıkçı Ömer Ekmekçi Hayatını kaybetti

Beyoğlu’nda yapılmakta olan kentsel dönüşüm, bölgenin bütün tarihi dokusunu yavaş yavaş ortadan kaldırdığı gibi arka sokaklarındaki hikayeleri de başka yerlere taşımaya başladı. Yine de Beyoğlu’ndaki insan hikayeleri bitmez. Ne kadar dönüştürmeye çalışsalar da o yaşanmışlığı kolay kolay söküp atamayacaklar Beyoğlu’ndan. Ayhan Işık Sokak’ta yürürken bazen merdivenlere oturmuş yaşlı bir garip adam görürdüm. Çömelmiş elinde sigarasını tüttürürken üzerinde genelde aynı elbise vardır. Gözleri kısık kısık batığı için görme kaybı olduğunu düşünmüştüm bu yaşlı adamın. Uzaktan görenler onu şarapçı veya dilenci zannedebilir ama sadece mesken edinmiştir o sokakları…

Çekimler için Istanbul’da bulunan Amerikalı sinema araştırmacısı dostumuz Ed Glaser ile Sönmez Yıkılmaz‘ın kafesine doğru yürürken o yaşlı amcayı o gün yine görmüştüm. Elindeki selpakları satıyordu. Yanından geçip Sönmez abi ile buluştuk, onunla yapacağımız çekim için bize yer ayarlamaya başladı. Biz de kamerayı vs kurduk derken mekandaki en büyük sorunun ışık olduğunun farkına vardık. O sırada Sönmez Yıkılmaz davudi sesiyle “Ömer abi’yi çağırın” dedi. Yoldan geçerken gördüğüm yaşlı amca yanımıza geldi. Bu işi “Ömer abi hemen halleder” dedi. Gerçekten de nereden buldu anlamadık, 2 dakika sonra bir spot getirdi. Orada ışığı halletti biraz aksiliği üzerindeydi ama yapması gerekeni yaptı. Sönmez Yıkılmaz bize “bi 20 lira verirsiniz” dedi. Çekilecek olanla hiç ilgilenmediği belliydi, topallayarak yanımızdan ayrıldı ve sokağa geri döndü. O dışarı çıktığında Sönmez abi bize kim olduğunu uzun yıllar Yeşilçam‘da neler yaptığını, tanıdığı en iyi ışıkçılardan birisi olduğunu anlattı. Son yıllarda da kağıt mendil satarak yaşamını sürdürüyormuş. Biz de Altın Portakal kazanmış bir ışıkçı ile birlikte çalışma şerefine erişmiştik aslında. Ben kim olduğunu öğrendikten sonra dışarı çıkıp özel olarak teşekkür edecektim ama o çoktan Beyoğlu’nun ara sokakların da kaybolmuştu bile.

Bugün Bülent Pelit‘in aşağıdaki satırları ile aramızdan ayrıldığı haberini aldık. Sinematik Yeşilçam yazarlarından Halit Çevirgen mini bir araştırma yapmış. Ömer Ekmekçi‘nin 5 gün önce vefat ettiği düşünülüyor ama kesin bir bilgi yok. Sessiz sedasız defnedilmiş. Hepimizin başı sağolsun.

Türk sineması renkli bir şahsiyetini daha kaybetti. Ömer Ekmekçi namı diğer Şeytan. İlginç ses tonu, 40 yılda ancak tamamlayabildiği askerliği ile Yeşilçam’ın önemli figürlerindendi. Ne zaman bana Antalya’da en iyi ışıkçı ödülü verdiler hayatım kaydı derdi. Maden filmiyle almıştı ödülü. Yeşilçam sokağının sadık müdavimi oldu hayatı boyunca. Birkaç yıl önce karşılaştığımızda bana şöyle bir anısını anlattı, Beyoğlu’nda bir dizi setine denk geliyor, tonlarca lamba yakmışlar, gittim ışık şefine benzeyen adama sordum, bu kadar lambayı niye yaktın gerek var mı diye? Git amca sen ne anlarsın lambadan falan işine bak demişler. Evet Türk sinemasında altın portakal kazanmanın da bir espri yokmuş, Mekanı cennet olsun. (Bülent Pelit)

Şeytan lakaplı Ömer Şimşek için Ekrem Gökkaya‘nın da şöyle bir veda yazısı var:

….Dostlar. Yeşilçamlılar yoldaşlar……….. Şeytan sevilir mi hiç… emekçi alın teri ile çalışırsa… işine çok bağlı olursa … gariban ise….bir de yeşilçama yıllarını vermişse… bu şeytan sevilir işte………..İstanbul’da Yeşilçam sokağında kitap imza günümde yanıma gelen, onlarca filmde ışık düzeni ustası olarak beraber çalıştığım, her şakayı kaldıran emekçi arkadaşım Ömer Ekmekçi bu sefer şakayı o yapmış. Göçmüş sonsuz aleme. Cennet mekanın olsun. Oradaki tüm Yeşilçamlılara selamımı ilet ve hakkını helal et. Buluşacağız elbet… ü z g ü n ü m.

(Ekrem Gökkaya)

Fatma Oran bir anıyı aktardı:

Memduh Ün’ün setinde Şeytan ağabey binbir zorlukla tavana çıkmış; kablolarla cebelleşirken Memduh Ün’ün başına su damlıyor. Yukarı bakıp bağırıyor, Ün:”Ne o Şeytan, işiyor musun?” Hayır, efendim, diyor Şeytan ve devam ediyor: “O damlayan, alın terim.”

Şair Hüseyin Alemdar da Ömer Ekmekçi’nin vefatına dikkat çekenlerden birisi idi:

“Şeytan” lakabı ve Baba filmi yeter. Işıkçı olarak birçok uzun metraj filme ve hatta kısa filmcilere gönüllü destek verdi. Bir Ömer Ekmekçi vardı. Yılmaz Güney’in Baba’sında yurtdışına işçi olarak gitmek isteyen grubun sağlık muayenesinde Yılmaz’ıyla birlikte ağzını açtığında 33 dişinin yirmisi yerinde olmayan bir Ömer Ekmekçi. O gün çizilmişti kaderi aç sefil Yeşilçam’a kuracaktı ailesini ve yok olacaktı. Yeşilçam en emekçi insanı Ömer Ekmekçi’yi kaybetti. Onu bizlerden çok seven Yılmaz Güney ve Metin Erksan’dı. Yeşilçam’ın içinde doğdu, büyük çilelerle ailesini Yeşilçam’ın içinde haneledi; sonra aile dağıldı, bir tek o hayatta kaldı, felç oldu ama kimselerden bir şey dilenmedi. Bir belgeselinin bile olmayışı bizim ayıbımızdır. Neyse ki iki büyük ustanın yanına gitti; Erksan ve Güney ustanın. N’olur onlar için Baba ile Kuyu’yu bir kez daha izleyin ve sizler de biraz ölün lütfen! Yaşasın sinema ve şiir; daha çok da Yeşilçam! Allah rahmet eylesin. (Hüseyin Alemdar)

Ömer Ekmekçi Kimdir:

77 yaşında aramızdan ayrılan Ömer Ekmekçi, Antalya 15. Altın Portakal Film Festivali’nde en iyi film ödüllü ‘Maden’nde ışık şefi olarak ödül aldı. Birçok filmde de ışık şefliğini yapan Ömer Ekmekçi, Cüneyt Arkın, Yılmaz Güney, Kadir İnanır dahil bütün artistlerle çalıştı.

Milliyet gazetesindeki haberde Ömer Ekmekçi şöyle konuşmuştu: “Fatma Girik’in suratına pudra bile sürmüşlüğüm var. Işıkçı olarak sinema sektörüne 50-60 sene hizmetim var. Emekliyim ama kirada oturuyorum. İş olduğu zaman çağrıyorlar ve gidiyorum. Hastalıklarımla da mücadele ediyorum. Ciğerlerimden ve dizlerimden rahatsızlığım var. Vücudumda kaşınan yerler anında sivilce oluyor. Sandalyeden düşünce de yüzümden yaralandım”.

1200 lira emekli maaşıyla geçinemeyince İstiklal Caddesi’nde kağıt mendil satarak yaşamını sürdüren Ekmekçi, kendisine yardım elinin uzatılmasını bekliyordu…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir