Nil Yalter Bugün 79 Yaşına Bastı

Nil Yalter
Bugün 79 yaşına basan ilk Türk kadın video sanatçısı Nil Yalter‘in kendisini anlattığı kısımları , Lebriz Sanal Dergi‘nin 25 Kasım 2011 tarihli Nil Yalter: Ümitle Yaşamak, Çalışmak Lazım yazısından aldım. Eğer Nil Yalter’i daha yakından tanımak isterseniz www.nilyalter.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

——oOo——

“1965’te Paris’e yerleştim. 1966-1969 sonuna kadar seri resim yaptım. O resimler soyut ama 1968 gerginliğini gösteren resimlerdi. 1965’te Paris’e gittiğimde büyük bir şok geçirdim (…) orada gördüğüm kavramsal sanat, op-art gibi sanat alanındaki birçok yeniliği hazmetmem altı sene sürdü. Sonra 1972’de, tam feminizmin de ortaya çıktığı zamanda, video ve enstalasyon çalışmalarıyla çağdaş sanat alanına girdim.

1968 olaylarının içindeydim, olayları Paris’teyken yaşadım. (…) Feminizmle tanışmam Simone de Beauvoir’ın yazdığı İkinci Cinsiyet (The Second Sex) kitabını keşfetmemle oldu, 18 yaşındaydım, yani 1956. (…) 1968 olayları bittikten sonra müthiş bir feminist şuur başladı. 1971’de 343 kadın ‘Ben çocuk aldırdım’ diye imza attı ve büyük savaşlar verilerek kürtaja izin veren bu kanun çıkartıldı. 1972’de Fransa’da kadın sanatçılar son derece şuurlu gruplar kurdu, onlardan birini de ben kurmuştum. Her ay iki defa birimizin atölyesinde oturup o günün Fransa’sında kadının sanat dünyasındaki yerini konuşurduk; istatistikler yapardık ve bu buluşmalar herkese açıktı. Galerilerde kaç kadın sanatçının olduğuna bakardık. 1972’de Fransa’da Pompidou’nun yaptığı ilk çağdaş sanat sergisinde sadece 1 kadın sanatçı, 99 erkek sanatçı vardı.
Bunları fark etmek, tartışmak, bunlara karşı savaş açmak, müzelerin kapısında bağırıp çağırmak… Yapabileceğimiz şeyi yaptık ve tüm bunların çok etkisi oldu. O dönem dünyadaki tüm kadın sanatçıları, kaybedecek hiçbir şeyleri olmadığı için çok cesur işler yaptılar.

Zannediyorum ki, bu devirlerden geçilip bu savaşlar verildiği için günümüzdeki kadın sanatçılar şimdi daha atılgan, daha rahat ve çok iyi işler yapıyorlar. Özellikle İstanbul’da.

Yabancı ülkelerde yaşayan Türk işçileri üzerine çok işler yaptım ve Fransa’da müzelerde gösterdim. (…) Ben hiçbir zaman onlarla çalışırken “Ben sanat eseri yapıyorum”, “Sizin videonuzu, fotoğrafınızı çekmeye geldim” demedim. Böyle bir saygısızlık yapmadım. Hep derneklerle çalıştım. (…) 1977’de Paris Bienali için Türk Radyosu anons yaptı ve bu kişiler işçi kartlarını göstererek serginin açılışına geldiler. O dönemin müdürü kıyameti kopardı, “çocuklar gelip her şeye dokunacaklar” dedi. Ben eğer onlar gelmezse işimi kaldırırım dedim. Hiç kimse, hiçbir çocuk bir şeye dokunmadı. Sanırım bunu yapan ilk kişi de benim. (…) Sanat dünyasına da hiç yaşamadıkları bir şeyi yaşattım. Bunlar bir mesajı olan sanatçının yapmak istediği şeyler.

Tüm kullandığım programları, araçları ben kendim öğrendim. Sanat okuluna da gitmedim ama beş yaşımdan beri sanatla ilgiliydim, bebekle filan oynamazdım. Pandomim, resim, tiyatro, performans benim dünyamdı.”

Nil Yalter, Shaman, 1979, B&W video, 7′ from ArteEast on Vimeo.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir